Paylaş
Bayram ihtiyaçlarımızın son durağı, tarihi adliye binası karşısındaki Eyüp Sabri Tuncer mağazası olurdu. Rahmetli annem, çantadan çıkardığı üzerinde Eyüp Sabri Tuncer yazan kolonya şişelerini doldurması için kasadaki görevliye verirdi. Bazen de oradan dolu şişeler içinde kolonyalar alırdık. Ben ise büyük bir cam küreden ‘tısss’ sesiyle kolonyanın şişelere dolmasını heyecanla izlerdim. Bizim favorimiz hep limon olurdu. İşte çocukluğumuzun Ankara’sının unutulmazlarından Eyüp Sabri Tuncer, kuruluş yılı 1923 olması sebebiyle bir Cumhuriyet markasıdır. Başkentimizle birlikte 100’üncü yılını kutlayan Eyüp Sabri Tuncer’i üçüncü kuşak temsilcisi ve Yönetim Kurulu Başkanı Ergin Tuncer ile dördüncü kuşak temsilcisi Pazarlama Direktörü Pelin Tuncer yönetiyor. Geçen hafta e-mail adresimde bir mektup vardı. Okuyunca hem gurur duydum hem de o bayram klasiği olan günlerimizi hatırladım. Yüz yıllık bir hikâyeydi o. Tanıklık etmemiz adına Eyüp Sabri Tuncer’den bir mektup aldım. Mektupta markanın serüveni şöyle anlatılıyordu.
ANKARA’DA BAŞLAYAN 100 YILLIK BİR HİKÂYE
“Ankara’da başlayan bir tarihiz. 100 yıllık bir hikâye, bugün yerli üretimle dünyanın 72 ülkesine Eyüp Sabri Tuncer markasıyla ihracat yapar hale gelmiş durumda. 1898 yılında Bosna Hersek’te doğan Eyüp Sabri Tuncer, küçük yaşta ailesi ile önce İstanbul’a, ardından İnegöl’e gelir. Babasını kaybettikten sonra genç yaşta iş hayatına atılarak İnegöl’de bir mağaza açar. 1923 yılında Cumhuriyet’in ilanı ile Ankara’ya gelir ve genç Ankara’da dönemin ‘bonmarşe’ olarak adlandırılan mağazasını açar. Eyüp Sabri Tuncer müşterilerinin her daim danışabileceği biri olduğunu onlara hissettirmek amacı ile mağazaya kendi adını verir. O dönemde tanıtım için eşine çok da sık rastlanmayan promosyon çalışmalarını, tanıtım faaliyetlerini gerçekleştirir. Çizimlerini bizzat kendisinin yaptığı özel broşürler hazırlar, broşürün arkasına kupon yerleştirerek kolonyalarının tanıtımını bedelsiz olarak yapar. Ankara Tren Garı’nda kolonyayı tanıtır, gardaki yolculara hem denettirir hem de nasıl kullanıldığını anlatır. Böylece bir süre sonra Ankara Ulus mağazasının önünde uzun kuyruklar oluşmaya başlar. Eyüp Sabri Tuncer markasının bugüne kadar uzanan köklü hikâyesinin ve değerlerinin sağlam temelleri o günlerde atılır.
‘TÜRKİYE’NİN İLK YERLİ LİMON KOLONYASI’
Oğlu Sabahattin Tuncer, 1950’li yıllarda ikinci kuşak olarak aile şirketinde babasının yanında çalışmaya başlar. Sabahattin Bey, işin başına geçmeden önce Ankara Veterinerlik Fakültesi’nde anatomi çizimleri yapacak kadar da yeteneklidir... Esanslara, kokulara olan merakıyla bilinen Sabahattin Bey’in koku ve esans araştırmaları konusunda önemli çalışmaları olur. İstanbul’da bir dükkânda gördüğü ‘Le Livre du Parfumeur’ kitabı özellikle kendisine ilham olmuştur. Bu kitaba olan merakı ve ilgisi sayesinde, edindiği bilgiler ışığında yurt dışındaki esans firmalarına Türkçe mektuplar yazar. Bir mektubuna yanıt gelmesiyle İsviçre’ye gider, işini ve ürünlerini geliştirmek için büyük çaba harcar. 1967’de tüm bu yoğun çalışmaları sayesinde limon kolonyasının formülünü geliştirerek bir ilki gerçekleştirir ve ‘Türkiye’nin ilk yerli limon kolonyası’ formülünü üretmeye başlar. 1970’lerde ise artık işi tümüyle devraldığında Eyüp Sabri Tuncer markasının temelini oluşturan kolonya ile özdeşleşmesini sağlar. Kendi formülünü üretmesi, kaliteli ürünleri uygun fiyata sunabilmesini sağlar ve bu da talebi arttırır. Artık kolonya üretimi için daha büyük bir tesise ihtiyaç duyulur. 1970’te Ankara’daki gıda toptancılarının merkezi olan Ankara Işıklar Caddesi numara 17’deki binanın öncelikle giriş ve bodrum katı kiralanır. Zaman içinde beş katlı binanın tamamı kiralanarak tüm üretim Başkent Işıklar Caddesi’ndeki tesiste yapılmaya başlanır. Ancak bu imalathane artık markaya yetmez hale gelir.
BUGÜN 700’DEN FAZLA ÜRÜN ÇEŞİDİ VAR
1994’te Sabahattin Tuncer’den görevi, oğlu Hasan Engin Tuncer devralır. Markanın üçüncü kuşak temsilcisi, Yönetim Kurulu Başkanı Engin Tuncer, uzun yıllar yönetimin ve üretimin her aşamasında görev alır. Amacı, kozmetik sektöründe emin adımlarla ilerlemek, yeni ürünleri sektöre kazandırmak ve Eyüp Sabri Tuncer markasının daha da güç kazanmasını sağlamak ve dünya markası olma hedefini hayata geçirmektir. Önce 1995 yılında Ankara Lalahan’da 7 bin metrekare bir alan üzerinde modern, tamamen bilgisayar tabanlı üretim sağlayabilen, son sistem teknolojik makinelere sahip, yüksek üretim kapasiteli bir fabrika kurar ve fabrikada Ar-Ge, kalite ve üretim çalışmalarının geliştirilmesini sağlar. Eyüp Sabri Tuncer, halen Ankara’daki fabrikasına çağın teknolojik gelişmelerine ayak uyduracak yatırımlar yapmaktadır. Kolonya, kolonyalı mendil, kişisel bakım, ağız bakım, bebek bakım ve ev bakım olmak üzere altı ana kategoride öne çıkan ve ürün genişlemesine devam eden markanın son aylarda çıkan çamaşır yıkama sıvıları da yeni bir kategori oluşturdu. Şu an 700’den fazla ürün çeşidiyle hizmet vermektedir.
ANAFARTALAR’DAKİ APARTMAN NURİ CONKER’E AİT
Günümüzde yerli üretim yapan sayılı markalardan biri olan Eyüp Sabri Tuncer’in Ankara Anafartalar Caddesi’ndeki Ulus mağazası, tarihi dokusunu ilk günkü gibi koruyarak müşterilerine hizmet vermeyi sürdürüyor. Mağazanın bulunduğu Sakarya Apartmanı’nın ise yine Ankaralı tarihi bir şahsiyet olan Nuri Conker’e ait olduğu bilinmektedir. Markanın kendi çatısı altında ayrıca İstanbul’da Vadistanbul AVM’de ve Ankara Esenboğa Havalimanı’nda iki mağazası daha bulunmaktadır. Ankara’da, Cumhuriyet’le başlayan yüz yıllık, dört kuşaklık Eyüp Sabri Tuncer’in 100’üncü Yıl projeleri kapsamında hayata geçirdiği, yazar Meltem Çıplak Nayır tarafından kaleme alınan ‘Yüz Yıllık Bir Koku Hikayesi: Eyüp Sabri Tuncer ve Dört Kuşağı’ kitabında da markanın büyüme hikâyesine tanıklık edebilirsiniz. Ayrıca İstanbul Sultanahmet’te Yüzyıllık Markalar Hafızaevi Müzesi’nde açılan ve şubat sonuna kadar devam edecek olan ‘Yüzyıllık Buluşma Sergisi’ de ziyaretçilere markanın logo serüveninden 100 yıllık büyüleyici hikâyesine, özel cam şişe koleksiyonundan tarihi belgelerin sunumuna, kısa filmlere ve Eyüp Sabri Tuncer Bey’in eşsiz parçalarından biri olan ‘İstiklal Madalyası’na kadar birçok özel eseri inceleme fırsatı sunuyor. “İkinci yüzyıla başlamanın onuruyla...” sloganıyla gelecek yıllarda gerçekleştireceği yeni projelere ve ürünlere hazırlanan markanın şimdiden yeni yüzyılındaki çalışmalarını merakla bekliyoruz.”
Paylaş