The Human Genome – İnsan Gen Projesi kapsamında insan gen haritası çıkartıldığında, yüzde 99.9 birbirimizin aynısı olduğumuzu görmüştük. İnsan ırkı yüzde 99,9 birbirinin aynısı ise, ortadaki 6.5 milyar farklı insan neyin nesiydi acaba?<br><br>Neden dünyanın değişik bölgelerinde, ülkelerinde, şirketlerinde ve ailelerinde birbirinden taban tabana zıt, farklılığı ayyuka çıkmış insan tipleri var? Ve asıl önemlisi bu gördüğümüz insanların neden büyük bir bölümü olumlu düşünce özürlüsü haline gelmiş? Neden?<br>
Günde yaklaşık 1000 uçağın indiği büyük bir hava alanında her yıl bir uçağın inişte kazaya uğraması kabul edilebilir bir risk midir? Ya, her gün beş uçağın inişte kazaya uğraması? <br>Günde 50 ameliyatın yapıldığı bir hastane de 16 yılda yalnızca bir kez ameliyatta hastanın içinde yabancı madde unutulması kabul edilebilir mi? Ya, her üç günde bir aynı hatanın yapılması?<br>
Değerleri değişen bu günün ekonomisinde, bir şirketin başarılı olmasında, müşteriye kusursuz hizmet vermek çok önemli bir rol oynar. Müşteri hizmetleri, yönetim ve çalışanların müşteriyi memnun etmek için yaptığı ve yürüttüğü tüm faaliyetleri kapsar. Müşteriye yönelik hizmetlerin kalitesi, müşterinin memnuniyetiyle ölçülebilir.
Şirketin telefon operatörü telefonu açtı. Hattın karşısında yönetim kurulu üyelerinden biri vardı. Operatör, iyi niyetle ve nezaketle: <br><br>- Günaydın efendim, nasılsınız?<br><br>Yönetim Kurulu Üyesi:<br><br>- Günaydın yok artık, lüzumsuz sözler yok. Biz Toplam Kalite'ye, Yalın Yönetim'e geçtik. <br>
Toplumda sık olarak rastladığımız ruhsal rahatsızlıklar, aslında iş ortamında da sıkça rastladığımız rahatsızlıklardır. Bunların başında depresyon gelir. Depresyon ne geçici bir ruh durumu ne de kişisel bir zayıflıktır. Ciddi ama aynı zamanda tedavi edilebilir bir rahatsızlıktır. Aksine, farkedilmeyen ve tedavi edilmeyen depresyon, hem kişinin kendisi için büyük bir zarar; hem de işyeri açısından bakacak olursak para kaybı, üretim zararı adına önemli bir etkendir.
Toplumun ruh sağlığı giderek artan bir ivme ile bozuluyor. Bu gelişme, eskiden, "deli doktoru" dediğimiz psikologları gündeme getiriyor. O zamanlar insanlar deli doktorları'na gitmeye, "Sonra herkes, 'Üşütmüş, deli doktoruna gidiyormuş' der" diye çekinirler, gitseler de saklarlardı. Kısmen hâlâ da öyle.
İnsanlar, doğdukları andan itibaren sosyal bir çevrenin (atmosferin) içinde bulurlar kendilerini... Ailesi ile tanışır ilkin, daha sonra oyun arkadaşları alır sırayı ve derken okul çağı ile birlikte okul arkadaşlıkları başlar. Ailesi ile tanıştığı anda -ilk sosyalleşme dediğimiz- birinci sosyalleşme dönemi de kendiliğinden başlamış olur. Oyun arkadaşları da bu süreçte belli bir süre sonra yerini alır. Ne zaman ki okula başlarız, o zaman da ikinci sosyalleşme sürecine merhaba denir. Okulda sosyalleşmeye devam ederiz, bu dönemde yaşanan değişik aşamalar, gençlik dönemlerini de içine alarak üçüncü sosyalleşme sürecine taşır bireyleri. Bu aşama tabii ki iş yaşamına geçtiğimiz süreçtir.
Boppie’ler yaşları otuz civarında olan genç portföy yöneticileri, broker ve dealerlardan oluşuyor. Deli dolu bir yaşam tarzları var. İşleri gereği portföy yönetiminin yanı sıra, özel olarak anlaştıkları birkaç kişinin fonunu da yönetiyorlar. Ufak çaplı da olsa kendi portföyleri var. Risk almayı seviyorlar. Hayatlarını hisse senetlerine adıyorlar. Günlük hayatta kullandıkları dil farklı...
Geleneksel insan evrelerinin daha çok çocukluk ve gençlik dönemlerini içeren örgün eğitim yoluyla öğrenme artık ileri evrelere de taşınıyor. Günümüzde çağı yakalamak , kendini aşmak, kendini geliştirmek yada yenilemek gibi farklı kavramlarla da ifade edilen sürekli gelişim halinde olma 21’inci Yüzyıl insan modelinin temel özelliği haline geliyor. Bireyin ailesine, sosyal yaşamına, hobilerine zaman ayırma isteği, iş ve sorumlulukların baskısı gibi modern yaşamın getirdiği problemler, onu alışılagelen öğrenme yöntemleri dışında farklı çözümler aramaya yönlendiriyor.
İnternetin gelişmesiyle, yeni sektörler ve birçok yeni iş olanağı ortaya çıktı. Geçmişin popüler sektörleri ve meslekleri, yerini başka sektör ve mesleklere bıraktı. Teknolojinin gelişmesi, bir taraftan işsizliğe yol açarken, diğer yandan da yeni istihdam alanları yarattı.
Kasım 2000 ve Şubat 2001 krizleri sonrasında her 100 kişiden 12’sinin işini kaybetti. Mevcut işsizlere yaklaşık 1 milyon kişi eklendi. İşsizlik oranı yüzde altılardan yüzde 10’lara yükseldi. Kadın işgücünün yüzde 33’ü, eğitim düzeyi yüksek, nitelikli işgücünün üçte birinin işsiz kaldı. Uludağ Üniversitesi’nden Yrd. Doç. Dr. Özlem Işığıçok “Kriz işsizliği ve beyin göçü”nü inceledi.
Günümüz çağdaş yönetim anlayışında örgütü başarılı ya da başarısız yapan en önemli unsurun insan olduğu gerçeği pek çok kişi ve örgüt tarafından kabul edilmektedir. Bu anlayışa bağlı olarak, çalışanların ruhsal durumu ve işle ilgili tutumu konusunda artan bir ilgi meydana gelmiştir. İnsan, zamanının büyük bir bölümünü işinde geçirmekte ve işinde mutlu olabildiği oranda üretkenliği artmaktadır. Zira iş, insan için yalnızca kaçınılmaz bir zorunluluk değil, aynı zamanda insanı doğanın tutsaklığından kurtaran, toplumsal ve bağımsız kılan bir nitelik taşır.
Türkiye’de ruh sağlığına dair hiçbir eğitimi olmayan yüzlerce kişi yaşam koçu, NLP, kuantum adı altında insanlara sözde tedavi uyguluyor. Psikolog Doç. Dr. Aslı Çarkoğlu “Bu insanların üfürükçülerden farkları yok. Herkes kafasına göre tedavi geliştiremez” diyor.
#PsikologNLP son zamanlarda sıklıkla duyduğumuz bir konu olup pek çok insanda büyük merak uyandıran hususlar arasında yer almış durumdadır. Bu bakımdan çok fazla sayıda insanın dikkatini çeken bir konu olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu kapsamda sizin için NLP nedir ve ne işe yarar? NLP teknikleri ve faydaları şeklindeki soruların yanıtlarını derledik.
#Nlp Nedir Ve Ne İşe Yarar?CHP’nin geçen hafta sonu Abant’ta yaptığı kampta, NLP (Duyusal Algı Programlama) uzmanı Mustafa Kılınç, milletvekilleri ve parti yöneticilerine, “Düşünce Yönetimi ve Siyaset İletişimi” başlığı altında “bilinçaltı beden dili” eğitimi verdi. CHP’lilerin en çok ilgisini çeken iletişim yöntemi, karşındakini ikna etmek için göbek deliğini karşı karşıya getirerek yapılan bir iletişim tekniği olan “göbek deliği aklı” yöntemi oldu.
#GazetehaberleriTerapist Paul Emery, kendi geliştirdiği ‘Kuantum Duygusal ve Fiziksel Terapi’ tekniğiyle stres, korkular, depresyon, aşk acısı ve duygusal yeme problemini yüzde 85 başarıyla ortadan kaldırdığını iddia ediyor. Emery, danışanları arasında Kate Moss ve Monako Prensi Ernst’ün de bulunduğu söylüyor. Türkiye’ye gelen terapiste geliştirdiği tekniğin ayrıntılarını sorduk.
#Terapist Paul EmeryVajinismus; istem dışı vajinal kasılmalara bağlı olarak cinsel ilişkiye girememe veya oldukça zor, ağrılı cinsellik yaşama şeklinde kendisini gösteren bir cinsel sorundur. En son ve en güncel tanımı ise kadının kendi arzusuna rağmen, pelvik kaslarındaki istemsiz kasılmalara bağlı olarak vajinadan içeri yabancı bir cismi alamamasıdır. Jinekolog Dr. Süleyman Eserdağ, vajinismus tedavisi hakkında merak edilenleri sizler için anlattı.
#Vajinismus