Güncelleme Tarihi:
İnternet ve e-ticaret
İnternetin geçmişi 1960’lı yıllarda Amerika Savunma Bakanlığı’nın yaptığı çalışmalara dayanıyor. İlk internet bağlantısının gerçekleştirildiği 1969’dan bu yana, internet önemli mesafeler kat etti. Örneğin, internet kullanıcı sayısı, 1996’da 40 milyon iken, bu sayı, günümüzde 500 milyona ulaştı.
Amerika’da, Avustralya’da, Yeni Zellanda’da ve Avrupa’nın bazı bölümlerinde internet kullanıcıları 1990’ların başlarında yılda yüzde 1000’den fazla artış gösterdi. Radyo, 50 milyonluk kitleye 38 yılda, televizyon 13 yılda, internet ise dört yılda ulaştı.
2003’te 600 milyon insanın e-mail adresine sahip olması bekleniyor. Web trafiği her 100 günde ikiye katlanıyor. 2010’da dünya nüfusunun üçte birinin web sitesine sahip olacağı tahmin ediliyor. 21. yy.’da internet, en önemli iletişim aracı olacak. Dil engelleri de ortadan kalkacak, dil çeviri yazılımları bilgisayarımızda mevcut olacak.
Elektronik ticaret, iletişim ve bilgisayar teknolojilerinin gelişimine paralel olarak ortaya çıkan ve geleneksel ticarete alternatif oluşturmaktan çok onu bütünleyen ve kolaylaştıran bir yöntem. Dünya Ticaret Örgütü’ne (WTO) göre, e-ticaret; mal ve hizmetlerin, üretim, reklam, satış ve dağıtımının telekomünikasyon ağları üzerinden yapılması.
E-ticaret, genellikle internet üzerinden yapılan işlemler olarak algılanıyor ve diğer araçlar dikkate alınmıyor. Oysa, e-ticaret sadece internet üzerinden değil, telefon, faks, televizyon ve EDI gibi araçlar üzerinden yapılan katma değeri olan bütün işlemleri kapsıyor.
E-ticaret hacmi, 1997’de 26 milyar dolar, 1998’de 301 milyar dolar, 1999’da 500 milyar dolar ve 2001’de 850 milyar dolar olarak gerçekleşti. Forrester Research’a göre, dünya e-ticaret hacminin, 2003’te üç trilyon doları geçeceği tahmin ediliyor.
E-ticareti, işletmelerle-işletmeler arasındaki e-ticaret (business-to-business/B2B), işletmelerle-tüketiciler arasındaki e-ticaret (customer-to-business) ve işletme-içi e-ticaret (intra-organizatinal) uygulamaları olarak üçe ayırabiliyoruz. Ayrıca, bu sınıflandırmaya, devletle işletmeler veya tüketiciler arasındaki e-ticaret uygulamalarını da ekleyebiliriz. Elektronik ticaret uygulamaları ilk olarak işletmeler arasında kullanılmaya başlandı ve günümüzde toplam elektronik ticaret hacminin yüzde 85-90’ını oluşturuyor. Gelecekte, bu oranın değişeceği beklenmiyor. 1999’da, 145 milyar dolar olan B2B e-ticaret hacminin, 2004’te yedi trilyon dolara ulaşacağı tahmin ediliyor.
Yeni ekonomi
1980’lerin ortalarından başlayarak ve özellikle 1990’lı yılların son yarısında hızlanarak medyan gelen bir takım gelişmeler, karşımıza “yeni ekonomi” diye bir kavram çıkardı. Teknolojileşmeye ve dijitalleşmeye dayalı birçok işletmenin ortaya çıkması ve bunların değer kazanması, dikkatleri yeni ekonomiye çekti. Buna paralel olarak gen teknolojisinde uzun yıllardır yapılan çalışmaların sonuç vermesi ve pazarlanabilir hale gelmesi de etkili oldu.
Yeni ekonominin doğum yeri Amerika. 1980’lerden sonra kendini hissettirmeye başlayan yeni ekonomi, 1990’lardan sonra büyük bir patlama gösterdi.
Yeni ekonominin dört önemli bileşeni var. Bunlar;
Yeni ekonominin omurgasını internet oluşturuyor. İnternetin, iş dünyasına getirdiği fırsatlar ise e-ticaret olarak karşımıza çıkıyor.
Yeni ekonominin özellikleri şunlar:
Yeni ekonomiyi ortaya çıkaran unsurları 12 maddede toplayabiliriz.
Yeni ekonomi ve insan
Üçüncü dalgada teknolojik yeniliklere yol açan birçok faktör var. Bunlardan en önemlisi, insanoğlunun bitmek bilmeyen merakı. Diğer faktörler, globalleşme, bilgi ekonomisinin evrimi, rekabetin artması ve müşteri taleplerinin değişmesi.
Günümüzde ekonomik büyümenin öncülüğünü internet yapıyor. Siberuzay, insanların birbirleriyle iletişiminde ve bilginin işletmeler arasında yayılmasında bir devrim yarattı. Bilgi çağında, artık insanların birbirleriyle fiziksel olarak kontak kurmalarına gerek kalmadı.
Teknolojinin gelişmesiyle insanın yerini makineler alıyor. Yapay zekaya sahip makineler, kendi kendine öğrenen makineler, makinenin insanla konuşabilmesi gelecekte mümkün olacak. Yakın gelecekte insan beyni ile doğrudan bağlantı kurularak, bir bilgisayardan insan beynine bilgi download edilebilecek. Buna, “wet-wiring” deniliyor.
Gelecekte sanal organizasyonların önemi artacak. Örneğin Ericcson’da olduğu gibi pekçok çalışan, işletme dışında çalışmaya devam edecek. Ofis dışında yapılan işlerin çoğunluğunu finansal hizmetler, reklam ve danışmanlık gibi işler oluşturacak. Tahminlere göre ABD’de, 2010’da profesyonellerin yüzde 60’ı işyeri dışından işlerini yapacak.
Birçok çalışan kariyer portföyüne sahip olacak, aynı zamanda birden fazla işverenle çalışacak, e-ticaretle meşgul olacak ve iş yaşamı süresince 3-4 kez iş değiştirecek. Yeni teknolojiler işi esnek hale getirecek, mesai saatleri ortadan kalkacak ve 24 saat iş yapma imkânı doğacak. İletişim teknolojilerinin olumlu yönlerinden biri de, cinsiyet ve kültürel farklılıkları azaltması.
Bunun en güzel göstergesini, 1990’larda ABD’de kendi başına çalışan kadınların sayısının artması oluşturuyor. Beyin gücü, bir şirketin en önemli varlığı haline geldiğinde cinsiyet ve etnik köken önemsiz hale geliyor.
Bütün bunlar, işletmeler için verimliliği ve etkinliği arttıracak. Fakat, bu gelişmeler aynı zamanda, stresi arttırma potansiyeline de sahip ve çalışanların iş sonrası deşarj olma fırsatlarını azaltıyor. Bu da, işgören devir hızını ve iş değişikliğini arttırıyor, verimliliği azaltıyor. Buna çözüm olarak işletmeler, çalışanların işleri ile aileleri arasında denge kurmalarına yardımcı olacak programlar ve politikalar geliştirmeliler.
Yeni teknolojilerin diğer bir etkisi de, çalışanların yaptıkları iş üzerindeki katkılarının azalmasıyla birlikte, işe karşı memnuniyetsizliğin artması ve çalışan motivasyonunun azalması. İnternet, sosyal bağlılık duygusunu yaratamıyor.
Tahminlere göre, web-kullanımlı sistemler sunan işletmelerde çalışanlar, iş zamanlarının üçte birini ilgi alanlarına göre interneti kullanarak geçiriyorlar. 1999’da Rank-Xerok adlı bir şirket, 40 çalışanını, günün büyük çoğunluğunda ve hatları meşgul edecek oranda pornografik yayınlar download ettikleri için işten çıkardı.
Günümüzde, çalışanların halen fiziksel iletişime ihtiyaçlarının olduğu görülüyor. Örneğin, Dublin ve Batı Avustralya’da şubeleri bulunan bir yazılım şirketi olan Iona Technology, ilerici ve açık bir organizasyon kültürüne sahip ve çalışanları, evlerinden çalışmaya teşvik ediyor. Fakat, çalışanların çoğunun işe gelmeye devam ettikleri görülmüş. Bu da, kişiler arası iletişimin ve sosyal iletişimin gerekliliğini gösteriyor.
İşletmelerde iletişim teknolojilerinin yoğun kullanılması, çalışanların sağlıklarının bozulmasına neden oluyor. Stres, baş ağrısı, baş dönmesi, görme bozukluğu, kusma gibi belirtiler, siber-hastalığının belirtileri. Ayrıca iletişim teknolojisi, yöneticiler ile çalışanlar arasındaki iletişimi de ortadan kaldırıyor.
Yeni meslekler
Yeni ekonomi, ortaya yeni iş alanları ve meslekler çıkardı. Bunlara, bio-teknoloji uzmanı, veri tabanı uzmanı, internet strateji uzmanı, web tasarımcısı, çözüm mimarı, içerik yöneticisi, network uzmanı, vadeli piyasalar uzmanı ve CRM (Customer Relationship Management) uzmanı gibi meslekleri örnek verebiliriz. Yeni iletişim ve bilgi teknolojileri geliştirildikçe ve bunlara bağlı olarak iş yapma şekilleri ve süreçleri değiştikçe, bu mesleklere yenileri eklenecek.
Yeni ekonominin çalışanlarda aradığı nitelikler şöyle:
- İletişim kurma becerisi
- İş zekası
- Özgüven
- Sorumluluğu kabul etme
- İnisiyatif
- Esneklik
- Analitik düşünce yeteneği
- Enerji düzeyi
- Hayal gücü
- Kendini keşfetmek
- Başarı dürtüsü
- Ekibe uygunluk
- Adanmışlık
- Verimlilik
- Hayat boyu öğrenme
İnternet ve istihdam
İnternet, bir yandan yeni istihdam kapıları açarken, diğer yandan da bağlantılı olduğu ve etkilediği sektörlerde, teknoloji eğitimi almış personel ihtiyacını artırıyor. İnternet, yeni iş olanaklarını ve personel talebini arttırırken, eğitilmiş eleman arzı aynı hızla büyümüyor. ABD ve Avrupa’nın önde gelen beş ekonomisiyle birlikte İrlanda’da 2002 yılında internet ve internet ile ilgili diğer işlerde toplam 10 milyon kişinin istihdam edileceği tahmin ediliyor.
Accenture tarafından yapılan bir araştırmaya göre, internet 2002 yılına kadar ABD’de 5.8 milyon, Avrupa’da üç milyon kişiye istihdam yaratacak. Sayılan işler arasında ise sadece, portal yazılım danışmanlığı, web tasarımcılığı, telekomünikasyon ve internet servis sağlayıcılığı yer almıyor. İnternet, ortadan kaldırdığı sektörlerde işlerini kaybedenlerden daha fazla sayıda iş imkanı yaratıyor. Yani internetin ve teknolojik gelişmelerin işsizliğe neden olduğu görüşü doğru değil.
Accenture’a göre ABD’de 1998’de, yeni ekonomi şirketlerinde çalışanların oranı, altı Avrupa ülkesine oranla dört kat fazlayken, bu oranın, 2002’nin sonunda yarıya inmesi bekleniyor. Bir araştırma şirketi olan IDC, 1998 sonunda, gelişen pazarlara sahip Doğu Avrupa, Orta Doğu ve Güney Afrika’da, ‘networking’ alanında 83 bin profesyonelin çalıştığını tahmin ediyor. Yeni çalışanlara olan talepte, yıllık yüzde 20 ile yüzde 31 arasında bir artış olduğu düşünülerek, 2003’te işgücü sayısının, 200 bin yeni çalışanla birlikte 287 bin olacağı tahmin ediliyor.
Fakat, IDC’ye göre, aynı dönem için piyasaya yeni girecek profesyonellerin artış hızı, yüzde sekiz ile yüzde 20 arasında olacak. Bu da gösteriyor ki, networking uzmanı profesyonellere olan talep ile bu talebin karşılanması arasında önemli bir açık oluşacak.
IDC, networking uzman ihtiyacının, 2002’de toplam 600 bin kişiye ulaşacağını tahmin ediyor. Hatta, yeni teknolojiyle daha önce tanışanlar arasında değerlendirilen Almanya’da 188 binden fazla açık, Fransa’da 67 bin açık ve İngiltere’de 81 binin üzerinde açık olacağı tahmin ediliyor. Gelişmekte olan ülkeler ise, yeni teknolojilerden yararlanmak konusunda da uzman eksikliğinden oldukça fazla etkilenecekler.
İşsizlik oranı, yaş ilerledikçe düşüyor. Özellikle, ülkemizde en yüksek işsizlik oranının 20-29 yaş grubunda olduğu düşünülürse, gençlerin kendilerini iyi yetiştirmeleri bir zorunluluk olarak ortaya çıkıyor. Ayrıca, yeni ekonomi, genç çalışanların iş değiştirme oranlarını da yüzde 10 artırmış durumda.
Yeni ekonominin karşısındaki en büyük engel olarak eğitimli personel ihtiyacı görülüyor. Bu nedenle, yeni ekonomi şirketleri, iş tecrübesi olan kişileri, hatta daha önce iş batıran yöneticileri tercih ediyorlar.
E-ticaret ve insan boyutu
E-ticaret sistemine, teknik ve insan/toplum olmak üzere iki açıdan bakılabiliyor. Genellikle e-ticaretin, hep teknik boyutuna ağırlık verilmiş, sosyal kısmı ihmal edilmiş. Sadece teknik boyutuna önem verilen bir e-ticaret uygulaması başarılı olamıyor. Teknolojinin hızlı gelişmesiyle e-ticaret yapmak giderek kolaylaşıyor ve maliyetler düşüyor. İnsan faktörünün önemi ise giderek artıyor.
Yüksek kaliteli bir e-ticaret sisteminin geliştirilmesinde kritik adımlardan biri insanların birlikte nasıl idare edildiğini gösteren iş normlarını anlamak ve anlamlı ve amaçlara uygun metodlar geliştirmek. İş normları açıkça belirlenmedikçe, geliştirilecek iş faaliyetlerini destekleyecek etkili e-ticaret sisteminin temeli oluşturulamıyor.
Günümüzde olduğu gibi gelecekte de e- ticaret, çeşitli yeteneklere sahip IT profesyonellerine ihtiyaç duyacak. Örneğin, Hindistan’da 300 bin IT profesyonelinin olmasına karşın, 2008 yılında yazılım ihracatının tutarı 50 milyar dolara ulaşması durumunda, 2008 yılında en az bir milyon ek IT profesyoneline ihtiyaç olacağı tahmin ediliyor.
İşletmelerde, ihtiyaç duyulan IT profesyonellerinin çoğu basit web tasarımı yapan normal IT elemanlarıyla karşılanıyor. Gelecekte ise, IT profesyonellerinin internet, e-ticaret hakkında bilgili olmalarının yanında, ekonomi, siberhukuk, pazarlama gibi konularda da bilgi sahibi olmaları gerekecek.
Geleneksel insan kaynakları yönetimi, bilgi işçilerinin yönetiminde etkinlik sağlayamıyor. Çoğu IT şirketlerinde, bu profesyonellerin devir hızının yüksek olması bunun kanıtı. Bilgi yoğun işletmelerdeki yöneticiler, yönetim uzmanlığı kadar teknik uzmanlığın da önemini anlamalılar. E- ticaretten kaynaklanan insan kaynakları değişiklikleri sadece IT profesyonelleriyle sınırlı değil. E- ticaret, işçileri de etkileyecek ve işgücü kompozisyonunda değişikliğe neden olacak. Ürünlerin dağıtımına daha az, bilgi transferine daha çok dayalı olan mesleklerde, rutin görevlerin yerini daha komplike görevler alacak. Çalışma saatleri daha esnek hale gelecek, mesai saatleri ortadan kalkacak.
İnsan kaynaklarının görevi işletmenin ihtiyaç duyduğu IT elemanlarını bulmak mevcut çalışmaları eğitmek eğitimin devamlılığını sağlamak IT elemanlarını işletmede tutmak teknolojinin insanlar üzerindeki sağlığı üzerindeki olumsuz etkileri giderecek veya azaltacak çalışmalar yapmak vs. sayılabilir.
İnternet üzerinden işe alma
İnternet kullanımı yaygınlaştıkça, şirketler kendi elemanlarını kendileri bulmaya başladılar. Eleman ihtiyaçlarını karşılamak için internetteki kurumsal web sitelerini kullanmaya başlayan firmalar, bu sayede hem zamandan tasarruf ediyor hem de verim sağlıyor. Yapılan bir araştırma sonuçlarına göre, kurumsal web sitesi, hem en iyi elemanla buluşmayı, hem de adayların işletmenin web sitesini ziyaret etmelerini sağlıyor.
İşletmeler, internet üzerinden iki yoldan eleman sağlıyor. Birincisi, işletmenin kendi web sitesinde insan kaynakları bölümünün yer alması ve adayların burada bulunan iş başvuru formunu ve özgeçmiş formunu doldurarak iş başvurusunda bulunmaları. İkinci bir yol olarak işletmeler, profesyonel olarak bu işi yapan kurumsal web sitelerinden yararlanıyorlar.
İşletmelerin kendi web siteleri üzerinden iş bulmaları çok yaygın değil. Logos Research tarafından Fortune 500 sıralamasındaki işletmelerle yapılan bir araştırmaya göre, bu firmalardan sadece yüzde 11’inin internet sitesinde kariyer bölümü yer alıyor. Bu işletmelerden yüzde 89’u yeni eleman bulmada interaktif bir sistem sunuyor.
İşletmeler, eleman bulmada profesyonel web sitelerinden yaygın olarak yararlanıyorlar. Amerika’da internette yer alan binlerce iş bulma sitesi var. Tüm dünyada ise, 30 binden fazla insan kaynakları sitesi bulunuyor. Forrester Research şirketinin yaptığı bir araştırmaya göre, işletmeler, internet üzerinden eleman alımına 2003’te 1.7 milyar dolar harcayacaklar ve işletmelerin en fazla eleman aradığı sektörler ise, bilişim ve telekomünikasyon sektörü olacak.
Türkiye’de de, işletmelere eleman bulmada yardımcı olan çeşitli web siteleri bulunuyor. Bunlara örnek olarak, www.yenibir.com, www.insankaynaklari.com, www.eleman.net, www.personelonline.com, www.kariyer.net, www.cvclub.net web siteleri örnek verilebilir.
İnternet, başlangıç aşamasındaki adayları bulmak için iyi bir kaynak olmasına rağmen, yönetici pozisyonu için etkili ve iyi bir yöntem değil. Çünkü, iyi bir yönetici beyin avcıları aracılığıyla ya da arkadaşları aracılığıyla iş arıyor ve bu kişiler interneti pek kullanmıyorlar. İnterneti daha çok 35 yaşın altındaki kişiler kullanıyor. Oysa, çoğu yönetici 35 yaşın üzerinde.
İnternet üzerinden işe almanın hız ve maliyet avantajlarına karşın, internet üzerinden işe almada bazı zorluklarla da karşılaşılıyor. İnternet üzerinden iş başvurusu yapanların yüzde 68’inin işle ilgili olmayan adaylar olduğu tespit edilmiş. İnternet üzerinden başvuru yapanların yüzde 42’si ise, “işe alınabilir eleman” olarak tanımlanıyor. İnternet üzerinden en kolay iş bulanlar, uzmanlar, yeni mezunlar, IT ve teknik elemanlar olarak sıralanıyor.
Araş.Göv. Adem ANBAR, Uludağ Üniversitesi İİBF. İşletme Bölümü Araştırma Görevlisi
isguc.org işbirliğiyle yenibir.com'da yayınlanan diğer yazılar:
Boppie'ler kimdir?
Siz nasıl çalışıyorsunuz
Mezuniyet paniği
Kariyer planlaması ne zaman başlar?
Yaratıcı kişilik ve yönetici
Sizin psikoloğunuz kim?
"Konuşma"dan önce "beden dili" vardı
İşyerinde depresyon
KOBİ sahiplerine açık mektup: Yeni dönemin fırsat ve riskleri
Adil olmadan yönetici olunmaz
İşyerinin ilkokul eğitimi: Oryantasyon
İnsanı unutan insan kaynakları
Müşteri memnuniyetinde etkin iletişimin rolü
Altı Sigma ve Toplam Kalite Yönetimi
İş dünyasında anlamı değişen bir kavram: Sadakat
Altın Yakalılar
İnsan hakları ve küreselleşme
Yaşamın büyüsü nasıl bozuldu?
İş yaşamında başarının sırrı: NLP tekniği
Kriz işsizliği ve beyin göçü
On-line eğitim: Merandan, zamandan, emekten tasarruf
İşin İnsancıllaştırılması