Güncelleme Tarihi:
Türkçe ifade ile beyin dilini programlama olarak açıklanan bu teknik ilk olarak 1972 yılında California Üniversitesinde dil bilimci öğretim üyesi olan John Grinder ile aynı üniversitenin psikoloji bölümünden Richard Bandler tarafından geliştirilmiştir. Ülkemizde de yeni başlayan bu bilim dalı, bilinen tüm sorunların üstesinden gelebilecek kesin ve kolayca uygulanabilir bir zihni kontrol altına alma metodudur. Bu teknik ile birçok insanın zihninde yapacaklarına ve isteklerine odaklanarak daha verimli ve başarılı olabileceği anlatılmak istenmektedir.
Tanımı, amacı ve unsurları
Neuro (nöro)-Linguistic (Linguistik)- Programming (Programlama); bir diğer ifade ile beyin dilini programlama (BDP) olarak tanımlanan NLP tekniği, insanları anlamak ve etkilemek için oluşturulan psikolojik yetiler olup, insanların nasıl daha mükemmel performans gösterdiklerini inceleyerek kişinin bildiklerinden daha fazla esneklik, yaratıcılık ve daha fazla özgür davranışlar kazanmasına yol açan ve kişiye başarıya ulaşmada fırsatlar sağlayan bir tekniktir.
NLP nin özü, bireyin yaşam kalitesini arttırmak, onu olumlu, ulaşılabilir, gerçekçi, kendine ve başkalarına faydalı, iyi yapılanmış, dengeli, hedef ve amaçlarının çatısını kurmuş bir insan haline getirmek ve harekete geçirmektir. Bunun için insanların daha etkili iletişim kurmasına yardımcı olarak, kişisel ve kişiler arası mükemmelliği yakalama amacındadır. Herhangi birinin iletişim, terapi, kişisel gelişim, başarı ve zihinsel kontrol alanlarında başarılı ve güçlü olmasını sağlar.
NLP nin içerdiği üç kelimeyi açıklayacak olursak, NLP hakkında daha iyi bilgi sahibi olabiliriz.
Nöro: Ortaya koyduğumuz her davranış ve düşüncenin kaynağı sinir sistemimizdir. Sinir sisteminin temeli ise beş duyudur. Her insan dünyayı farklı biçimde algılar. Bir deneyimi tanımlarken neler gördüğümüz, neleri hissettiğimiz, neleri tattığımız ve hangi kokuları duyduğumuz anlatılır. Kısaca bu kavram ile düşünmeye ve algılamaya, yani herhangi bir davranışın temelini oluşturan beyinsel süreçlere ve sinir sistemine gönderme yapılmaktadır.
Dil: Duyu organlarımızla aldığımız mesajlar sinir sistemi için bir dil teşkil etmekte ve deneyimlerimizi sözcük, kelime ve sesle anlamlandırmaktayız. Burada konuştuğumuz dil değil, düşünceyi ifade şeklimiz anlatılmak istenmektedir. Dil olmadan düşünceyi zihinde canlandıramayız ve onu ifade edemeyiz. Çevremizdeki insanlarla iletişimimizi dil sağlar. Kendi iç iletişimimizle de dili kullanırız. Dolayısıyla düşüncelerimizi ve deneyimlerimizi açıklamak için bir dil sistemine ihtiyacımız bulunmaktadır.
Programlama: Her davranış bir tür yapı ve kalıp içinde oluşmaktadır. Sahip olduğumuz duygu, düşünce ve davranışlar bu programa göre anlam kazanmaktadır. Konuşuyoruz, yürüyoruz, gülüyoruz, anlıyoruz, düşünüyoruz, ortaya sonuçlar koyuyoruz. Bunların hepsi bir program dahilinde olmaktadır. Aynen bilgisayar gibi. Böylece değiştirmek istediğimiz davranışlar, duygularımız veya inançlarımız için aynen bir bilgisayar gibi beynimizdeki düşünceleri programlayabiliriz.
NLP ilkeleriyle düşünme
Beyin, bütün düşünsel faaliyetlerin merkezidir. Ancak onu yeterince tanımamaktayız . Beynimizin ancak yüzde birini kullanmakta olduğumuz söylenmektedir. Beyin, diğer organlarımızı yönettiği gibi kendisini de yönetir. Bedendeki diğer organlardan farklı olarak beyin kendi kendine öğrenen bir sistemdir.
Beyin iki yarım küreden oluşmaktadır. Yarım küreler birbirinden farklı fonksiyonları gerçekleştirir. Sağ beyin hayal gücü, resim, müzik veya duyular gibi fonksiyonları yaparken, sol beyin daha çok matematik, dil veya mantık gibi işlevleri yerine getirir. Sağ beyin yaratıcılığın, sol beyin mantığın merkezidir. Çoğumuzda bir yarım küre daha baskındır. Ancak her iki yarım küre de fiziksel olarak birbirine bağlıdır.
Günümüz kültüründe sol beyin ağırlıklı öğrenme tarzı doğal yeteneklerimize ket vurmaktadır. Pratikte beynimizin iki tarafını da kullanmamız gerekmektedir. Şüphesiz beynimizin iki tarafını da zaman zaman kullanmaktayız. Ancak burada söz konusu olan, her iki tarafın da kendi görevlerini diğerinden daha iyi yapmasıdır. Bir diğer ifadeyle birisi diğerine göre daha baskın olabilir.
Örneğin çoğu yönetici, yaratıcı sağ beyninden çok, mantıklı, ardışık düşünmeye yatkın sol beynini kullanmaya eğilimlidir. Bunun anlamı, istediğimiz şeyleri gerçekleştirebilmek için beynimizin her iki tarafını da kullanmamız gerektiğidir.
Beynin programlanması, ne istediğine yönelik olarak kişinin yürekten inanması ve beyninin iki tarafını da kullanmasına imkan tanır. Örneğin sabah erken saatte uyanmak istediğimizde ve hatta çalar saatimizi kurduğumuzda, saat çalmadan birkaç dakika önce uyandığımız olmuştur. Bir diğer ifade ile uyanmak istediğimiz saate göre beynimizi programlamışızdır. Bu görüşten yola çıkarak NLP tekniğine göre başarıya ulaşmak için beynimizi programlamak mümkündür. Bunun için öncelikle yapılması gereken şey, varılacak hedefe ulaşabileceğine bireyin kendisinin inanması ve beynimizin her iki tarafının da kullanılmasına imkan tanınmasıdır.
Kişisel yaşamda veya meslek yaşamımızda başarılı olmak istiyorsak başarıya ulaşmak ve istediğimiz hedefi gerçekleştirebilmek için önce başarısızlıkla ilgili düşüncelerimizi değiştirmemiz gerekmektedir. İnsanoğlu, kendisi ve başkaları hakkındaki inançlarını değiştirirse düşünceleri de kendiliğinden değişmeye başlar. Düşüncelerin değişmesi, bireyin hissettiklerini değiştirir. Duyguların da değişmesi davranışları değiştirir. Davranışların değişmesi, ürettiğimiz sonuçların kalitesini değiştirir. Kaliteli sonuçlar da insanın hayatını değiştirir.
İstediğimiz hayatı yaşamak için istediklerimizi bilmek zorundayız. Bunun yolu da iyi bir plan yapmaktan geçer. Eğer isteklerimiz gerçekçi ise ve bunlara nasıl ulaşacağımızın planını yaparsak sonuçlardan emin oluruz. Aynı şekilde beynimize ne kadar açık seçik, iyi yapılandırılmış mesajlar gönderirsek, beynimizi o ölçüde programlar ve amacımızın, hedefimizin peşinden gideriz.
Hedeflerimizi gerçekleştirebilmek için NLP tekniği aşağıdaki yolları önermektedir.
Karar ver: Ne istediğini bilmek, hedefbelirlemektir. İnsanın doğal hedefe ulaşma eğilimi, çok büyük bir potansiyeldir. Bu potansiyelin harekete geçirilmesi için bilinçli bir şekilde kullanılması ve insanın istedikleri üzerinde yoğunlaşması lazımdır. Öncelikle ilk adımı atın, hedefinizi belirleyin, kararınızı verin. Ardından hedefinizi gerçekleştirdiğinizi önce zihninizde canlandırın. Ancak bir şeyi arzu etmekle gerçekten istemek farklıdır. Gerçekten istemek doğru olanı yapmaktır. Doğru neyse onu yapmak için eyleme geçmek ve tutarlı olmak gerekir.
Eyleme geç: Hedeflere ulaşmanın ve onu kontrol altına almanın yolu girişken olmaktır. Hedef ne kadar muhteşem ve belirgin olursa olsun, eyleme geçilmez ise asla sonuca ulaşılamaz. Bir işi başarmak istiyorsanız yapmanız gerekenleri yapın. Eğer kursa katılmanız gerekiyorsa istediğiniz kursa katılın. Konuşmanız gereken biri var ise ona ulaşın. Bilginizi genişletmeniz gerekiyorsa okumanız gereken kitapları okuyun.
Sonuçları değerlendir: Hedeflere ulaşıncaya kadar bir çok kez sonuçları değerlendirmemiz ve nerede olduğumuzu bilmemiz gerekmektedir. Bütün gelişmeler ölçülüp değerlendirilmelidir. Bulunduğumuz yerle olmak istediğimiz yer arasında önce zihinde bir yol oluşturmalı, sonra da gerçek hayatta o hedefe doğru yürümelisiniz.
Esnek ol: Denemeler sonuç vermez ise başka yollar deneyin. Unutmayın ki her zaman başka bir seçenek daha vardır. NLP’ye göre başarısızlık yoktur.
NLP ile mükemmelliğe ulaşmak
Dünyayı ve çevremizi beş duyu organı ile algılarız. Duyu organlarımız, uyarılar vasıtasıyla kendilerine gelen mesajları sinir sistemi yardımı ile anlamlı hale getirerek dünyayı algılamamıza yardım ederler. Algıladığımız olaylara mesaj beynimize ulaştıktan sonra tepki veririz. Sesleri duyar ve onlara anlam veririz. Kendimize ya da başkalarına sesler yoluyla duygularımızı ifade ederiz. Hayatımızın kalitesi, kendimizle ve başkalarıyla kurduğumuz iletişime bağlıdır.
Bazı insanlar düşünürken, olayları algılarken, diğerleriyle iletişim kurarken değişik temsil sistemlerini kullanırlar ve o yönlerini ortaya çıkarırlar. Kimi insan olayların görsel yanıyla daha fazla ilgilenir. Örneğin resme düşkündür. Resmin büyüklüğü, parlaklığı, renkleri ve hareketliliği önemlidir. Kimisi ise seslere odaklanır. Düşüncelerinde ses önemli bir yer tutar. Sesin tonu, şiddeti, yüksekliği, tınısı, derinliği, ritmi ve uzaklığı önemlidir. Kimileri de duydukları hislere ve duygulara ağırlık verirler. Duyguları ön plandadır. Duygularının yoğunluğu, keskinliği, büyüklüğü, sıklığı, derinliği ve yeri onlar için önemlidir.
Hangi temsil sistemini ağırlıklı kullanıyorsak o sistem düşünce algılarımızı ve davranışlarımızı oluşturmada yönümüzü belirler. Buna bağlı olarak bir çok insan, sporda, sanatta veya müzikte “hiç iyi değilim” diyerek kendini sınırlandırmaktadır. Oysa bu insanlar, o yöndeki gerekli olan sistemlerini geliştirmemişlerdir. Birçok insanın iddia ettiği gibi yeteneklerimizin doğuştan gelmediği söylenmektedir. O, kullandığımız temsil sistemlerinin kapasitesine bağlıdır. Örneğin müzikte başarılı olmak istiyorsak iç işitsel sistemimizi, resim için görsel yönümüzü, akademik çalışmalar için düşünsel yanımızı geliştirmeliyiz. Böylece kişisel gelişmemizde bize yol gösteren NLP, başarımızın ve kişisel mükemmelliği yakalamanın en önemli yolu olmaktadır.
Tarihte hem sağ, hem sol beynini kullanarak sayısız esere imza atmış olan Vinci, Einstein, Gandi, Atatürk gibi ender insanlar vardır. NLP, insanlara beyinlerinin her iki yönünü de kullandırarak şimdiye kadar ulaşılması olanaksızmış gibi görünen hedeflere ulaşmayı kolaylaştırır. İnsanların iletişim konusunda daha başarılı olmaları, ikna edici olmaları, olumsuz inançlar yerine kişileri güçlendirecek inançlar geliştirmeleri, kişilerin doğal becerilerini istenildiği zamanlarda kullanabilmesi, bir başka kişide hayranlık uyandıran, kişinin kendisinde olmasını istediği beceri ve davranışları alıp kullanabilmeleri, iş ve meslek hayatında başarıya ulaşmaları, kısaca kişisel mükemmelliğin modelini oluşturmaları NLP tekniği ile sağlanmaktadır.
Burada öncelikle olması gereken, bireyin mükemmelliğe ulaşacağı konusunda kendine olan inancı ve bu doğrultuda bireyin düşünce ve davranışlarında yapmış olduğu değişikliklerdir. Zira mükemmellik kalıtımla geçmez, öğrenilen bir olgudur. Bir mükemmelliğe ulaşmanın mümkün olduğuna inanmadığımız sürece, o mükemmelliği yakalamamız mümkün değildir. İnsanın mükemmelliğine ilişkin potansiyel, “inanç gücü”nde yatmaktadır.
NLP ve iş yaşamı
İyi bir iletişimin nasıl yapılacağını son derece iyi anlatan, ayrıca iletişimin başarıdaki önemini sürekli vurgulayan NLP tekniği, 21. Yüzyıl’ın başarı teknolojisi olmaya aday bir bilim dalıdır.
NLP tekniği, özellikle iş dünyasında, yönetim, iletişim, motivasyon, kişisel gelişim, hedef belirleme liderlik gibi konularda farklılaşma sağlamakla kalmayıp, aynı zamanda spora, aile yaşamına ve kendini geliştirmeye uygulanabilir. Başarıya ulaşmak ve kişisel mükemmelliği yakalamak isteyen insanların, değiştirmesi gereken tutum ve inançlarını değiştirmeyi kolaylaştırarak kişisel hedeflere başarılı bir şekilde ulaşmasını sağlar. Bu nedenle yönetim ve eğitim alanında sıkça kullanılmaktadır.
Nitekim UEFA ve Süper Kupa’yı kazanan Galatasaray futbol takımının teknik direktörü Fatih Terim’in NLP tekniği ile eğitilerek takımını başarıya ulaştırdığı bilinmesi gereken önemli bir konudur. Bu nedenle kişilerin motivasyon, karar alma, yaratıcılık, iletişim gibi basit zihinsel stratejileri benimsemesi esnasında NLP tekniği yeniden değerlendirmeler sağlayarak, bu kişilerin başarılı liderler haline gelmelerine de olanak tanımaktadır.
NLP tekniğinin iş yaşamındaki yararlarını şu şekilde sıralandırabiliriz:
Bir organizasyonun en değerli varlıkları insanlardır. İnsanların kendilerini daha iyi tanımaları, başarıya güdülenmeleri, çevresindekilerle daha iyi iletişim kurmaları ve onları daha iyi anlamaları, bunun sonucunda da bu kişilerin verimliliklerinin ve kapasitelerinin artarak o işletmeye büyük bir katma değerin katıldığı bilinmektedir.
Toplam kalite yönetimi ve insan kaynakları yönetimi gibi yeni yönetim modellerinde en az müşteri mutluluğu kadar önemli olduğu vurgulanan çalışan mutluluğu, artık tüm işletmeler tarafından kendi ilerlemelerinin temel taşı olarak görülmektedir. Bu nedenle önce çalışan bireyin kişisel gelişim ve mükemmelliğe ulaşmaları sağlandığı taktirde, işletmenin başarılı olması ve mükemmelliği yakalaması sağlanmış olacaktır.
Her zaman olumlu tavırların prim yaptığı iş dünyasında, sorunlar yerine çözümlere odaklı bir kurum, en değerli potansiyelini maksimum düzeyde kullanıyor demektir. Kişisel değişim oluştuğunda kurumsal değişim de gerçekleşecektir.
Başarılı insanların örnek davranışlarının taklit edilmesine NLP de modelleme (aynalama) denilmektedir. Modellemenin kurumsal düzeyde yapılmasına ise Benchmarking ismi verilmiştir. NLP yi iyi bilen ve kişisel bazda modellemeyi iyi yapan kişilerin çoğunlukta olduğu bir işletmede örnek bir kurumun model alınması, yani Benchmarking yapılması çok daha kolaydır.
Kişisel yaşamla iş yaşamının iç içe geçtiği günümüzde iş hayatında, özellikle yönetim, satış ve pazarlama bölümlerinde önemli bir güce sahip olan NLP tekniğini iş adamlarının ve bütün çalışanların öğrenmeleri, çağımızın bir gereği olarak ortaya çıkmaktadır.
Sonuç...
Zihinsel becerilerin gelişmesine katkıda bulunan, insanlar arasındaki ilişkilerin gelişmesini sağlayan davranışlar üzerinde yoğunlaşan NLP tekniği ile, bir çok insanın zihninde yapacaklarına ve isteklerine odaklanarak daha verimli ve daha başarılı olabileceği anlatılmak istenmektedir.
Birkaç yıldır var olmasına karşılık spor, yönetim ve eğitim alanında hızla gelişen ve ilgi uyandıran bu teknikle ilgili ilk çalışmalar, başarılı kişilerdeki “mükemmelliği” model almayı içermiş ve uygulamaların çoğu da dikkat çeken davranış ve eylemleri destekleyen “stratejileri” taklit etme etrafında gelişmiştir.
Yöneticiler NLP nin ilke ve tekniklerini, hem iş hem de kişisel yaşamlarındaki davranışlarında köklü ve kalıcı değişimler yapmak amacıyla kullanabilirler. Başarıya ulaşmak isteyen her insan bu teknik ile başarıyı kolayca yakalayabilir. Neye sahip olmak ya da ne olmak istediğimize dayanarak ne yapacağımızı seçebiliriz. Herhangi bir insan bizim istediğimiz sonuçları elde etmişse, o insanı modelleyerek nasıl yaptığını keşfedip, aynı şekilde bizim de aynı sonuçlar üreteceğimizi gösterebilir, bu sonuçlara ulaşmanın yolunu öğrenebiliriz. NLP nin yardımıyla kendi düşünce süreçlerimizi daha iyi anlayarak, alışkanlığa dayalı, çoğu zaman bilinçsiz olan davranışlarımızı da kontrol altına almayı öğrenebilir, ulaşılması olanaksız görünen hedeflere ulaşabiliriz.
Doç. Dr. Serpil AYTAÇ, U.Ü, İ.İ.B.F, Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri Bölümü
isguc.org işbirliğiyle yenibir.com'da yayınlanan diğer yazılar:
Boppie'ler kimdir?
Siz nasıl çalışıyorsunuz
Mezuniyet paniği
Kariyer planlaması ne zaman başlar?
Yaratıcı kişilik ve yönetici
Sizin psikoloğunuz kim?
"Konuşma"dan önce "beden dili" vardı
İşyerinde depresyon
KOBİ sahiplerine açık mektup: Yeni dönemin fırsat ve riskleri
Adil olmadan yönetici olunmaz
İşyerinin ilkokul eğitimi: Oryantasyon
İnsanı unutan insan kaynakları
Müşteri memnuniyetinde etkin iletişimin rolü
Altı Sigma ve Toplam Kalite Yönetimi
İş dünyasında anlamı değişen bir kavram: Sadakat
Altın Yakalılar
İnsan hakları ve küreselleşme
Yaşamın büyüsü nasıl bozuldu?
Kriz işsizliği ve beyin göçü
On-line eğitim: Merandan, zamandan, emekten tasarruf
Yeni ekonomi sizi de yeniledi mi?
İşin İnsancıllaştırılması