Almanya, birçok doğal güzelliğinin yanında minyatür kasabaları ile en sevdiğim ülkelerden biri. Bunun dışında adeta masallardan fırlamış birçok kale ve şatoya da ev sahipliği yapıyor. Bu yapılar sadece mimarisi ile değil geçmişi ve muhteşem manzaraları ile de ziyaretçileri etkiliyor. Sizi günümüzden koparıp Orta Çağ dönemine götürecek masal şato ve kalelerin bir listesini hazırladım. Listeyi uzatmak mümkün ama mutlaka görmeniz gerekenlere bir bakalım…
#AlmanyaSahibinden satılık kaleler ve 5 odalı şato internet üzerinden satışa çıkarıldı. . Şatonun bahçesinde 12. yüzyıldan kalma bir kule bulunuyor. Toplam bin 200 metrekarelik arazide kurulan şato ve 4 katlı kule, 445 bin avroya (2 milyon lira) satışa sunuluyor.
#SahibindenSeyahatseverlere Viyana dışında bir Avusturya şehri sorsanız Salzburg veya Innsbruck yanıtını alırsınız. Ancak Avusturyalıların ilk cevabı Graz olur. Ülkenin en büyük ikinci şehri Graz, nüfusu 300 binden fazla. Styria, butik mağazaları, restoran ve müzelerin başkenti. Barok döneminden kalma, iyi korunmuş bir kasabası var. Viyana’dan Ljubljana’ya giden iki saatlik yolda bu kadar gelişmiş bir metropol bulmak ziyaretçilerinin beklentilerinin üstünde kalıyor. Graz’daki 6 üniversitedeki 40 binden fazla öğrenci şehrin enerjisini artırıyor.
#SeyahatSonbaharın en güzel günlerini yaşıyoruz. Hava hâlâ yazı aratmayacak kadar sıcak. Uzun bir bayram tatili kapıda. Sizlere Türkiye ve yurtdışından beşer rota öneriyorum. Gözünüz kadar gönlünüz de doyacak, damağınız şenlenecek. Yazla vedalaşacaksınız ve kışa girerken enerji toplayacaksınız.
Ramazan Bayramı’nda, cuma günü izin almayı başaranlar altı gün tatil yapacak. İzninizi yurtdışında değerlendirmeyi düşünüyorsanız, eylül başında en güzel günlerini yaşayan, dört saati aşmayan uçak yolculuğuyla ulaşıp, altı günde keşfedebileceğiniz pek çok şehir var. Hürriyet Seyahat’in yazarları Mehmet Yaşin ve Saffet Emre Tonguç sizin için seçti.
Tolga Germiyanoğlu (35), şov barmeni. Bu alanda Avrupa ve dünya şampiyonlukları var. Şovlar ve yarışmalar için yurtiçi ve yurtdışında sürekli seyahat ediyor. Yeni kokteyller üretmek, şov yapmak kadar yeni şehirler, farklı kişiler tanımayı da seviyor. İskoçya’nın Highlands bölgesindeki Inverness’e üç kez giden Germiyanoğlu “300 kez daha gidebilirim” diyor.
Kış nasıl geçer bilinmez ama Avrupa’da halen yazdan kalma keyifli günler yaşanıyor. Sonbaharın renkleri etrafı kuşatmış durumda. Danimarka’daki Zealand Yarımadası, başkent Kopenhag sarayların en güzellerini barındırıyor. Sheakespeare’in Hamlet’iyle ölümsüzleşen Kronborg, ormanların içine gizlenen Frederiksborg bu mevsimde mücevher gibi parlıyorlar. İngiltere’nin en yeşil bölgelerinden İskoçya, göller bölgesiyle, kültür kenti Edinburgh’la en güzel günlerini yaşıyor. İspanyol ressam Salvador Dali’nin doğduğu Figueres kenti, Pireneler’in devamındaki Emporda Ovası’nda. Barselona’dan iki saat mesafedeki bu şehre güzel bir tren yolculuğuyla ulaşabilirsiniz. Verimli toprakları, ormanları mevsimde kartpostal gibi görüntüler sunuyor. Bu hafta boyunca Figueres’te hava sıcaklığı 21 derecelerde seyredecek. Hem sonbahar hüznünü hem de SPA keyfini yaşamak istiyorsanız Prag yakınındaki Karlovy Vary diğer bir seçenek.
Fransa’nın güneyindeki Toulouse, Gaillac ve Cordes, ortaçağ atmosferi özenle korunan şehirler. Tuğla binaların yaygınlığı nedeniyle silüetleri kırmızıya boyanmış. 13’üncü yüzyıl öncesinde, üçünde de Katarlar yaşardı. Hayat iyilik ve kötülüklerden ibaretti onlar için. Vatikan’a, kilise hiyerarşisine meydan okuyup Hıristiyanlık’ın ilk günlerine, en saf haline dönmeyi savunuyorlardı. Haçlı seferlerinde Avrupa’yı kasıp kavuran bağnazlığın kurbanı oldular. Günümüzde bu şehirler edebiyatın, şarap kültürünün serpilip geliştiği merkezler. Yaz başında çıkacağınız bir yolculukta, bağnazlığın tamamen silemediği Katarlar’ın izlerini görebilir, ortaçağ atmosferini yaşayabilirsiniz.
Anadolu’nun eski halkları, Bizans’tan kalan Rumlar, Sultan Alpaslan ile Anado-lu’nun kapısını açan Türkmenler, İspanya’dan kaçan Museviler, Balkan göçmenleri, Kafkas göçmenleri, Afrika’nın kara derili insanları, Romanlar ve binbir insan hoşgörünün okşayışı içinde İzmir’de kaynaştılar. Yıllarca huzur içinde yaşadılar.
Bu yıl Şeker Bayramı, çok isabetli bir tarihte başlıyor. Pazartesiye denk gelen 29 Eylül arife, yani uzun bir tatil olacak. Üstelik eylül sonu, ekim başı seyahat için de ideal bir dönem. Yaz sıcağının kaybolduğu, keskin soğukların kendini göstermediği, sararan yaprakların ortalığa romantik bir hava kattığı günler. Seyahat yazarlarından, tarihi de dikkate alarak sizin için tatil rotaları önermelerini istedik. Maceracılar, lezzet düşkünleri, romantikler, alışverişçiler...
Hıristiyan áleminin Hazreti İsa’nın çarmıha gerilmesini andığı günlerde İspanya sokakları yılın en renkli geçit törenlerine sahne olur. 16-24 Mart arasındaki paskalya yortusunda, yaz fiyatlarına oranla yüzde 70’e yakın indirimli turlarla Madrid’e uçabilirsiniz. Titizlikle korunan 17, 18 ve 19. yüzyıllardan kalma birbirinden güzel yapılar arasında geçireceğiniz bir haftada, müzeleri gezebilir, restoranlarda İspanyol mutfağının lezzetlerini tadabilir, alışveriş yapıp, gece kulüplerinde İspanya coşkusunu yaşayabilirsiniz. Martta şehirdeki ortalama gündüz hava sıcaklığı 16 derece civarında. Madrid’de yaşayan rehber Murat Müftüoğlu, paskalya dönemini yazdı.
Fransa’nın yalnızca Paris ve Cote d’Azur’dan ibaret olduğunu zannedenlere büyük bir yanılgı içinde olduklarını söyleyebilirim. Seyahati yaşam tarzı haline getirenlere, çok hoşlarına gidecek bir önerim var. Bence Fransa’nın gerçek incisi Loire bölgesi. Indre ve Cher gibi kollarla beslenen Loire, Fransa’nın en uzun nehri. 1020 kilometre uzunluğundeki nehrin şöhreti, UNESCO tarafından dünya kültür mirası kategorisine alınan şatolar bölgesinden geliyor. Bugün tüm haşmetiyle ayakta duran 30 şato, 100 Yıl Savaşları olarak bilinen, aslında 116 yıl süren Fransa-İngiltere savaşı sırasında ve sonrasında korunma amacıyla inşa edilmiş. 16. yüzyıldan itibaren tüm vadiyi süsleyen bir inci gerdanlığa dönüşmüş.