Banu GÜNDOĞDU
Almanya’nın en masalsı kale ve şatoları
Almanya, birçok doğal güzelliğinin yanında minyatür kasabaları ile en sevdiğim ülkelerden biri. Bunun dışında adeta masallardan fırlamış birçok kale ve şatoya da ev sahipliği yapıyor. Bu yapılar sadece mimarisi ile değil geçmişi ve muhteşem manzaraları ile de ziyaretçileri etkiliyor. Sizi günümüzden koparıp Orta Çağ dönemine götürecek masal şato ve kalelerin bir listesini hazırladım. Listeyi uzatmak mümkün ama mutlaka görmeniz gerekenlere bir bakalım…
Almanya, birçok doğal güzelliğinin yanında minyatür kasabaları ile en sevdiğim ülkelerden biri. Bunun dışında adeta masallardan fırlamış birçok kale ve şatoya da ev sahipliği yapıyor. Bu yapılar sadece mimarisi ile değil geçmişi ve muhteşem manzaraları ile de ziyaretçileri etkiliyor. Sizi günümüzden koparıp Orta Çağ dönemine götürecek masal şato ve kalelerin bir listesini hazırladım. Listeyi uzatmak mümkün ama mutlaka görmeniz gerekenlere bir bakalım…
Fotoğraflar: Banu GÜNDOĞDU
Fotoğraflar: Banu GÜNDOĞDU
Neuschwanstein Şatosu
Almanya romantik yol rotasında bulunan Schwangau kasabası iki masalsı yapıya ev sahipliği yapıyor. Bunlardan biri Almanya’nın en ünlü şatosu olan Neuschwainstein. Şatoyu bu kadar ünlü yapan hiç kuşkusuz sadece masalsı güzelliği değil aynı zamanda Walt Disney logosuna da ilham olması.
Almanya romantik yol rotasında bulunan Schwangau kasabası iki masalsı yapıya ev sahipliği yapıyor. Bunlardan biri Almanya’nın en ünlü şatosu olan Neuschwainstein. Şatoyu bu kadar ünlü yapan hiç kuşkusuz sadece masalsı güzelliği değil aynı zamanda Walt Disney logosuna da ilham olması.
Şato, halkı tarafından çok sevilen ve 18 yaşında kral olan II. Ludwig tarafından 1869 yılında yaptırılmaya başlanmış. Operaya ve doğa üstü masallara düşkünlüğü ile bilinen Ludwig’in izlediği operalarla hayal dünyası daha da genişlemiş ve ortaya bu şato çıkmış. Şatonun dışı daha etkileyici ve güzel ama içini de gezmek isterseniz internet üzerinden rezervasyon yaptırıp biletinizi alabilirsiniz. Şatoyu rehber eşliğinde yarım saat süren bir tur ile dolaşıyorsunuz. Ne yazık ki içeride fotoğraf çekmek yasak.
Şatonun manzara ile bütünleşen dış görüntüsü o kadar güzel ve masalsı ki fotoğraflayabilmeniz için farklı çekim noktaları bulunuyor. Bunların en güzeli ünlü köprü Marienbrucke ancak ziyaretimiz sırasında tadilat nedeniyle kapalıydı. Eğer kış dönemi giderseniz yoğun kar yağışı ve buzlanma nedeniyle de kapalı olacaktır.
Diğer bir alternatif de Hohenschwangau kalesinin bahçesini kullanmak. Buradan da şatoyu farklı açıdan görüp güzel fotoğraflar çekmeniz mümkün.
Şatonun içini gezerseniz turun sonunda balkona çıkmayı unutmayın. Balkona çıktığınız anda karşınızda göreceğiniz Alpsee, Alpler ve Hohenschwangau kalesinin oluşturduğu manzara sizi büyüleyecek ve oradan ayrılmak istemeyeceksiniz.
Hohenschwangau Kalesi’nin geçmişi ise 12. yüzyıla dayanıyor. Geçirdiği savaşlar nedeniyle yıkılan saray, aslına uygun olarak Kral II. Ludwig’in babası Kral Maximillian tarafından 18. yüzyılda yeniden yaptırılmış. Kalenin içini gezmek isterseniz yine internet üzerinden rezervasyon yaptırmanız mümkün. Ben Neuschwanstein Şatosu’nu gezmenizi, bu kaleyi ise manzara ve bahçesini görmek için ziyaret etmenizi öneririm.
Yapımı 12. yüzyıla dayanan bu Orta Çağ kalesi birçok savaştan hasar almadan günümüze kadar gelmeyi başarmış. Yapımından bu yana kalenin sahipleri, aynı zamanda kaleye isimlerini de veren Eltz ailesidir. Böyle bir kaleye sahip oldukları için gerçekten çok şanslılar.
Kaleye aracınızla ulaşmanız mümkün. Arabanızı park etmeniz için otopark alanı bulunuyor. Park ettikten sonra ormanın içinde ilerlerken yavaş yavaş aralanan yaprakların arasından kale görünmeye başlıyor. Bu yolu yürümek çok keyifli ama yürümek istemezseniz park alanından kalenin girişine kadar giden servisleri kullanabilirsiniz.
Heidelberg Kalesi
Neckar Nehri’nin ikiye ayırdığı romantik şehir Heidelberg’i biraz daha romantikleştiren bir kale Heidelberg kalesi. Yemyeşil ormanın içinde şehrin sırtına oturmuş, ziyaretçileri kendine çekmekte.
Neckar Nehri’nin ikiye ayırdığı romantik şehir Heidelberg’i biraz daha romantikleştiren bir kale Heidelberg kalesi. Yemyeşil ormanın içinde şehrin sırtına oturmuş, ziyaretçileri kendine çekmekte.
Kaleye yaklaşık 10 dakikalık bir yürüyüş ile çıkabileceğiniz gibi füniküler ile de çıkabilirsiniz. Kaleye ulaştığınızda hem kale hem de manzara oldukça güzel bir görüntü sunuyor.
Hohenzollern Kalesi
Almanya'da kalelerin tepelere, dağlara kurulmuş olması beraberinde harika manzaralar da sunuyor. İşte bunlardan biri de Hohenzollern Kalesi. Svabya Alpleri üzerinde yer alan kale uzaktan bakıldığında terk edilmiş bir yeri andırsa da 855 metrelik dağın tepesinde oldukça ihtişamlı görünüyor.
Almanya'da kalelerin tepelere, dağlara kurulmuş olması beraberinde harika manzaralar da sunuyor. İşte bunlardan biri de Hohenzollern Kalesi. Svabya Alpleri üzerinde yer alan kale uzaktan bakıldığında terk edilmiş bir yeri andırsa da 855 metrelik dağın tepesinde oldukça ihtişamlı görünüyor.
Araba ile belli bir yere kadar çıktıktan sonra ziyaretçiler için ayrılmış otoparka aracınızı bırakıp kaleye giriş yapabilirsiniz. 11. yüzyılda inşa edilen kale, birkaç kez yıkılıp yeniden inşa edilerek günümüze gelmiş. Prusya hükümdarlarına ev sahipliği yapması nedeniyle de tarihte önemli bir yere sahip.
Günümüzde ise açık hava sineması, konserler, tiyatrolar, bahar şenlikleri, yeni yıl pazarları gibi birçok kültürel aktivite ve davetlere ev sahipliği yapıyor.
Şehri kuşbakışı görebileceğiniz bir noktada bulunması nedeniyle kaleye çıktığınızda muhteşem bir şehir manzarası sizi bekliyor. Burada bir süre manzarayı izlemenizi öneririm.
Lichtenstein Kalesi
Masal gibi bir kale daha: Svabya Alpleri'ni süsleyen masal şatosu Lichtenstein. Svabya Alpleri’nde bulunması nedeniyle kaleye çıktığınızda sizi güzel bir manzara bekliyor.
Masal gibi bir kale daha: Svabya Alpleri'ni süsleyen masal şatosu Lichtenstein. Svabya Alpleri’nde bulunması nedeniyle kaleye çıktığınızda sizi güzel bir manzara bekliyor.
Şato özel mülkiyet olsa da ziyarete açık ve rehber eşliğinde gezebiliyorsunuz. Ayrıca şatonun iki ele anca sığan kocaman bir anahtarı var. Gezi sonrası isterseniz kalenin anahtarını siz de elinize alabilirsiniz.
Kalede biri gözlem kulesi olmak üzere iki kule daha bulunuyor. Ziyaretiniz sırasında eski şehir bölgesini panaromik olarak görmek isterseniz kulelere çıkmanızı tavsiye ederim. Özellikle yılbaşı pazarlarının kurulduğu dönemde at arabaları ile eski şehri gezip kaleyi ziyaret edebilirsiniz.
Kale, Orta Çağ kasabası Oberwesel’in tepelerinde yer alıyor. Schönburg kalesine gidebilmek için arabayla yavaş yavaş rampalardan geçerek tırmanmaya başladığınızda yukarıda sizi bekleyen manzarayı tahmin edebiliyorsunuz. Kalenin aynı zamanda çok güzel bir bahçesi de var. Burada kuş sesleri eşliğinde oturup keyifli bir mola verebilirsiniz.
Ana giriş kapısı sizi bir avluya çıkarıyor. Etrafa bakınırken kaleyle ilgili bize bilgi vermek için orada görevli tatlı bir amca geldi. Panaromik manzarayı izleyebileceğimiz yerleri ve çıkabileceğimiz kuleyi gösterdi. Önce panaromik manzarayı seyredip sonra dik merdivenlerinden çıkarak kuleye tırmandık. Kule yine muhteşem bir manzara sundu bize.