Sosyal sorumluluk projesi olarak geliştirilen “Müzikli Miras” tiyatro oyunu, “Gelecekteki Hekimini Destekle” diyerek yola çıktı. İnsan ruhunun sanatla nefes aldığının bilinciyle sahnelenecek oyun aynı zamanda günümüzün önemli sorunlarından dijital bağımlılığa da dikkat çekmeyi amaçlıyor.
#BursaYaklaşık 110 kişilik kadroyla dört farklı kent ve altı farklı stüdyoda gerçekleştirilen ‘Hekimler Söylüyor Vol.2’ albümü dinleyiciyle buluştu. Albümünün gelirleri, pandemi süresince hayatını kaybeden doktorlar ve sağlık çalışanları anısına TEV bünyesinde oluşturulan ‘Hekimler Söylüyor’ burs fonuyla geleceğin hekimleri olacak kız öğrencilerin eğitimine aktarılacak.
#DoktorProje Koordinatörü Dr. Özlem Kaya öncülüğünde bir araya gelen 55 hekim, pandemi nedeniyle albüm çalışmalarını bir yılda tamamladı. ’Hekimler Söylüyor Vol 2’ albümünün geliri; yitirdiğimiz hekimlerimiz ve tüm sağlık çalışanlarının değerli anısına Türk Eğitim Vakfı (TEV) bünyesinde oluşturulan burs fonu ile geleceğin hekimleri olan kız öğrencilerin eğitimine aktarılacak.
#BursaCumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülü sahibi kanun sanatçısı Göksel Baktagir, yeni tip koronavirüsle (Kovid-19) mücadele sürecinde canları pahasına çalışan sağlık personeline manevi bir motivasyon olması için eser besteledi.
#Göksel BaktagirKoronavirüs salgınının önlenmesi amacıyla gerekmedikçe evden çıkılmaması için vatandaşlara çağrıda bulunulurken; hayvanseverlerden de can dostların unutulmaması gerektiği uyarısı geldi: “Hiçbir günahları olmadığı halde terk edilme ve aç kalma tehlikesi yaşıyorlar. Onları da gözetmemiz gerekiyor.”
#Sedat CENİKLİO henüz küçük bir çocukken beynin büyüsüne kapılmış, ömrünü bilime adamış biri. Hem şifa dağıtıyor hem kendisi gibi hekimler yetiştiriyor. Prof. Dr. Türker Kılıç beynimizi geliştirmenin en önemli yolunun yaşamla etkileşim kurmak olduğunu söylüyor. Mesela piyano çalmayı veya son araştırmaların gösterdiği gibi video oyunu oynamayı öğrenmeye çalışmak yeni bağlantısallıklar kurmanın en iyi yolu. Prof. Dr. Türker Kılıç beynin nasıl geliştirilebileceğini anlattı.
#BeyinBundan 10 yıl önce kanser tedavileri, ağırlıklı olarak tek şekilde; kemoterapi ile yapılıyordu. Bu, bazılarımızda işe yarıyor bazılarımızda da sonuç vermeyebiliyordu. Mesela ben. 16 kemoterapi aldım, cilt kanseri olan dedem ise 6. Ben de işe yaradı ama onu kaybettik. Son 4-5 yıldır ise kanseri “kronik” hastalık haline getirme yolunda adımlar atıldığı ve artık tek çarenin kemoterapi olmadığını biliyoruz. Bu da biz hastalar için umut demek. Peki, bahsi geçen o son çalışmalar neler? Kansersiz yaşam mümkün mü? İspanya’nın Madrid kentinde düzenlenen dünyanın en saygın kongrelerinden; “European Society for Medical Oncology” ESMO- Avrupa Onkoloji Kongresi’nde hem gazeteci hem de kanser “survivor” olarak bu sorulara yanıt aradım.
#OnkolojiTam da 27 Mart Dünya Tiyatro Günü’nde, doğumhanede Tosca operasından aryalar eşliğinde dünyaya geliyor. Adını Nâzım Hikmet koyuyor. Çocukluğu, annesi Türkiye’nin ilk primadonnası Semiha Berksoy ile sahnede, kuliste, sanatla dolu bir ortamda geçiyor. Tiyatro dünyamızın usta ismi Zeliha Berksoy ile beraberiz… Eski albümlerini karıştırırken bir yandan da önümüzdeki hafta 100. yılını kutlayacağımız Cumhuriyet’in ilk kuşak kültür-sanat atılımlarını birinci elden dinledik.
#27 Mart Dünya Tiyatro GünüAntalya'da düzenlenen 31'inci Ulusal Dermatoloji Kongresi'nde konuşan Prof. Dr. Durdu, "Hekimler olarak eskiden 1- 2 vaka görürken, 'Halen Türkiye'de uyuz varmış' diye söylerdik. Şu an, günümüzde polikliniğe gelen hasta sayısını 40 olarak ele alırsak; bunun en az 3- 4'ü uyuz vakası olmaktadır. Bazı klinikler, gelen hastanın yüzde 30-40'ını uyuzun oluşturduğunu söylüyor. Kesin verileri almak için bildirimi zorunlu hale getirip, bakanlıkça verilerin verilmesi lazım. Bu konuda bazı çalışmalar yapılmış. Son 3- 4 yıl içerisinde 30- 40 kat arttığı ile ilgili veriler var" dedi.
#UyuzDünya genelinde de yaygın hale gelen Eris varyantı ve Pirolo varyantı vaka sayılarını hızla arttırıyor. Kafalarda ise aynı soru dönüp duruyor: Yeni bir pandemi mi geliyor? Kısıtlamalar ve kapanmalar olur mu? Tüm merak edilenleri uzman isimlere sordum
#ErisSağlık Bakanı Fahrettin Koca'nın Türkiye'de 9 kişide Eris varyantı görüldüğünü açıklaması üzerine Covid-19 yeniden konuşulmaya başlandı. Dünya genelinde de yaygın hale gelen Eris varyantı ve Pirolo varyantı vaka sayılarını hızla arttırıyor. Kafalarda ise aynı soru dönüp duruyor: Yeni bir pandemi mi geliyor? Kısıtlamalar ve kapanmalar olur mu? Tüm merak edilenleri uzman isimlere sorduk, şimdilik derin nefes almamızı sağlayacak çok önemli bilgiler aldık.
#Covid-19Covid-19 aşıları ilk çıktığı günden beri 'aşı karşıtları' vardı. Şimdi ise pandemi sürecinde aşı olan ve sonrasında "Keşke olmasaydım" diyen 'aşı pişmanları' ortaya çıktı. Bu kişiler, pişmanlıklarının en temel sebebini aşı olduktan sonra hastalanmaları olarak anlatıyorlar. Uzmanların ise bu kaygıya çok net yanıtları var. Öte yandan aşı karşıtları ve aşı pişmanlarının sayısının hızla artması "Olası yeni bir pandemide aşı olacak insan kalmayacak, bizi aşılar da mı kurtaramayacak?" sorusunu beraberinde getiriyor. Aşı karşıtlarının ve pişmanlarının iddialarını/endişelerini konunun uzmanlarına sorduk, bilimsel cevaplarla konuya noktayı koyduk
#Aşı Pişmanlığıİstanbul Valisi Davut Gül’ün “Sokak hayvanı diye bir şey yok. Hayvanın bir sahibinin olması lazım” açıklaması sosyal medyayı ikiye böldü. Vali Gül her ne kadar bu lafın hemen ardından “Kanunen belediyelere görev verilmiş, belediyeler görevini yapacak. Belediyeler görevini yaptığında, konuştuğumuz bu sorunun yüzde 90’ı zaten çözülmüş olur” diyerek 5199 sayılı yasayı ve görevini yapmayan ya da yarım yamalak yapan belediyeleri işaret etse de tartışmalar sürüyor: “Sokak hayvanı diye bir şey var mı yok mu?” Hem bu soruyu hem Vali’nin açıklamalarını hem de sorunun çözümünü sordum.
#Sokak HayvanıCovid-19 aşıları ilk çıktığı günden beri 'aşı karşıtları' vardı. Şimdi ise pandemi sürecinde aşı olan ve sonrasında "Keşke olmasaydım" diyen 'aşı pişmanları' ortaya çıktı. Bu kişiler, pişmanlıklarının en temel sebebini aşı olduktan sonra hastalanmaları olarak anlatıyorlar. Uzmanların ise bu kaygıya çok net yanıtları var. Öte yandan aşı karşıtları ve aşı pişmanlarının sayısının hızla artması "Olası yeni bir pandemide aşı olacak insan kalmayacak, bizi aşılar da mı kurtaramayacak?" sorusunu beraberinde getiriyor. Aşı karşıtlarının ve pişmanlarının iddialarını/endişelerini konunun uzmanlarına sorduk, bilimsel cevaplarla konuya noktayı koyduk
#Aşı KarşıtlığıÜlkenin üzerine bir kâbus gibi çöken, yüzyıllardır yaşanmamış şiddette gerçekleşen, çok büyük kayıplar verdiğimiz Hatay ve Kahramanmaraş depremlerinin üzerinden tam 34 gün geçti. Hepimiz biliyoruz ki bu zorlu dönemi aşmak, yaraların sarılmasını sağlamak hiç kolay değil.
#Müge AkgünCan dostlara ‘çip’ uygulamasında korkulan oluyor. Hayvan sahipleri, 31 Aralık gecesi dolan süreye rağmen çip taktırmadıkları evcil hayvanlarını sokağa terk etmeye başladı. Her Eve Bir Pati Derneği Başkanı Emre Demir, “Normal aylarda bizim bahçemize 20-30 dostumuz gelirken, şu anda 80-90’lara dayandı” dedi.
#Çip UygulamasıSosyal medya “Pfizer yöneticisinden itiraf” videosu ile çalkalanıyor. O videoda Avrupa Parlamentosu üyesi Rob Roos’un ‘Aşı piyasaya sürülmeden önce bulaşmayı durdurup durdurmadığı test edildi mi?’ sorusuna ilaç firmasının yöneticisi Janine Small, aşının kullanıma sunulmadan bu konuda test edilmediği, bulaşmayı önleyip önlemediğini bilmedikleri cevabını veriyor ve bunu da ‘Bilim hızında ilerlemek ve bu açıdan, her şeyi risk altında yapmak zorundaydık’ diyerek açıklıyor. Ancak hatırlarsınız ki o ilk dönem aşılar bulaşmayı engellediği söylemi ile de tavsiye ediliyordu. Bilim dünyası bu soru-cevap ardından ikiye bölündü. Gelin, madalyonun iki yüzüne de bakalım.
#Pfizer“Beş yıl önce, ‘Zeytin ve zeytinlik kabusu yine gündeme gelecek gibi’ demişim. Zeytinliklerde maden dahil, her türlü yatırıma olanak sağlayan madde, tepkiler üzerine geri çekilmiş, tartışılan tasarıdan çıkarılmıştı. Ancak dönemin Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı, zeytinliklerin yapılanması gerektiğini belirtip, ‘7 defa da, 17 defa da, 27 defa da bu düzenleme Meclis’e gelebilir’ demişti. Ben de, ‘Ne dersiniz, zeytin kurtuldu mu, kabus geri dönecek mi’ diye sormuşum.
#1