Yeniden alevlenen bir tartışma: Sokak hayvanı var mı yok mu

İstanbul Valisi Davut Gül’ün “Sokak hayvanı diye bir şey yok. Hayvanın bir sahibinin olması lazım” açıklaması sosyal medyayı ikiye böldü. Vali Gül her ne kadar bu lafın hemen ardından “Kanunen belediyelere görev verilmiş, belediyeler görevini yapacak. Belediyeler görevini yaptığında, konuştuğumuz bu sorunun yüzde 90’ı zaten çözülmüş olur” diyerek 5199 sayılı yasayı ve görevini yapmayan ya da yarım yamalak yapan belediyeleri işaret etse de tartışmalar sürüyor: “Sokak hayvanı diye bir şey var mı yok mu?” Hem bu soruyu hem Vali’nin açıklamalarını hem de sorunun çözümünü sordum.

Haberin Devamı

SOKAK HAYVANLARI VARDIR SAHİPLERİ DE BİZLERİZ

İSTANBUL Barosu Hayvan Hakları Merkezi Üyesi, Avukat Deniz Tavşancıl Kalafatoğlu da Vali Gül’ün açıklamasının tamamını dinlemek gerekliliğine vurgu yapıyor ve “Evet, Vali Gül ‘Sokak hayvanı diye bir şey yok’ diyor ama aynı konuşmanın devamında belediyeleri 5199 sayılı yasa ile yükümlü oldukları görevlerini bir an önce yapmaya da davet ediyor. Bu sebeple infial yaratacak bir açıklama değil bu, sonu kesildiği için biraz havada kalmış ve başı da maalesef arzu ettiğimiz şekilde başlamamış” diyor.

Yeniden alevlenen bir tartışma: Sokak hayvanı var mı yok mu

YASA ‘AYRIM YOK’ DİYOR

Peki, nasıl başlamalıydı o konuşma? Kalafatoğlu’nun yanıtı şu: “2004 yılında çıkarılan, 2021’de de yeniden düzenlenen 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu ile hayvanlar mal kapsamından çıkarıldı ve süs değil ‘canlı’ kabul edildiler, sahipli-sahipsiz hayvan ayrımı da kaldırıldı. Yani sokak hayvanı diye bir şey var. Çünkü sahipleri bizleriz. Hiçbiri sahipsiz değil. Yasaya göre de belediyeler bakımevi kurmak, kısırlaştırma-aşılama yapmak, sonrasında hayvanları aldıkları yere bırakmak zorundalar. Bir hukukçu olarak mülki amirlik makamının yasaların neferi olduğuna inanıyorum. Dolayısı ile Vali Gül’ün “sokak hayvanı yok” derken aslında “sokak hayvanlarını yok edelim” değil “herkes görevini yapsın” dediğine inanmak istiyorum. Zaten aksi bir açıklama da yasa ile taban tabana zıt düşer.”

Haberin Devamı

TOPLA-KISIRLAŞTIR-ÇİP TAK-GERİ BIRAK

AYRICA Vali Bey diyor ya, “Hayvanların bir sahibin olması lazım” diye... Katılıyorum. Bu, kötü bir şey değil, keşke herkes sahiplense, her hayvanın bir yuvası olsa. Ancak burada kritik nokta “sahipsiz” olan “sahiplenilmeyenlerin” de en az sahipliler kadar korunabildiği bir düzen kurabilmek. Yasa da aynısını söylüyor: “Her belediyede veteriner hekimler olsun, eli hayvana değen herkes vicdan sahibi ve eğitimli olsun, hayvanlar sokaktan toplansın, kısırlaştırılsın, dijital kimliklendirme ile kayıt altına alınsın ve sonra da alındıkları yere geri bırakılsın.” Ama gelin görün ki hele de pandemi sonrasında belediyelerin çoğu bu işi boşverdi. Şu an popülasyon arzu edilmeyen bir noktada. Herkes elini taşın altına koysa ortada “sokak hayvanları sorunu” diye bir şey olmaz.”

FATURAYI HAYVANLARA KESMEK İŞİN KOLAYINA KAÇMAKTIR 

Haberin Devamı

BELEDİYELERİN “hayvan hakları” meselesini zulüm, barınak görevlendirmesine de “sürgün” olarak gördüğüne değinen Avukat Kalafatoğlu, bugün bin 389 belediyenin sadece 250-300’ünde barınak, kısırlaştırma ve tedavi imkânı olduğuna dikkat çekiyor. Bu da bin 100 belediyede sorunun çözümüne ilişkin faaliyet yok demek. Şöyle toparlıyor Kalafatoğlu: “Günün sonunda yasa ile yükümlü olunan hiçbir görevi yerine getirmeyip sonra da faturayı hayvanlara kesmek işin kolayına kaçmaktır.”

‘SAHİPSİZ’ HAYVANLAR TOPLANSIN, KISIRLAŞTIRILSIN VE GERİ BIRAKILMASIN

GÜVENLİ Sokaklar Derneği gönüllüsü Avukat Devrim Koçak, Vali Gül’ün “Sokak hayvanı yoktur” açıklamasını destekliyor. Peki ya 5199 sayılı mevzuat? Şöyle cevaplıyor: “Doğru, mevzuata göre ‘sokak hayvanı’ diye bir tanım yok. Hepsi ‘evcil’, ‘ev hayvanı’ statüsünde. Ama aynı mevzuatta ‘sahipsiz’ hayvan tanımı var ve deniliyor ki: ‘Sahipsiz olanlara da tıpkı sahipli olanlar gibi imkânlar tanımlanmalı.’ Bunun sorumluluğu da valilik, büyükşehir belediyeleri ve ilçe belediyelerde. Yasanın 6. maddesine göre ‘sahipsiz’, ‘güçten’ düşmüş hayvanlar bakımevlerine götürülmek ‘zorunda’. Bu, emredici bir hüküm. Ama devamında şu var: ‘Eğer bu yerine getirilemiyorsa yani bakımevi imkânı yoksa hayvan alındığı yere bırakılabilir.’ İşte burası hayvan severler tarafından çarpıtılıyor. Yasa önce ‘emrediyor’ sonrası içinse ‘esastır’ diyor. Esas kelimesi hukukta emredici bir hüküm değildir. Dolayısı ile sahipsiz hayvanlar toplanmalı, kısırlaştırılmalı ve asla geri bırakılmamalı. Sayın Vali’miz de tam olarak bunu kastediyor aslında. Zaten sahipli hayvanların en büyük imkânı nedir? Bir çatı altında bakılıyor olmaları değil mi? O zaman bu hayvanlar neden sokağa geri bırakılsın ki?”

Yeniden alevlenen bir tartışma: Sokak hayvanı var mı yok mu

Haberin Devamı

KÜPE ALDATMACASI

Sokakta, “sahipsiz” yaşayan popülasyonun geçtiğimiz yıl 10 milyon civarı olduğuna değinen Avukat Koçak, “Üstünden 3 üreme dönemi geçti. Varın siz düşünün popülasyonun geldiği noktayı. Ayrıca, “Belediyeler görevini yapmıyor” açıklaması da gerçekçi değil çünkü birçok online mağaza köpek küpesi satıyor. Hayvan sevdiğini iddia eden kişi/dernekler bu küpelerden takıyorlar hayvanlara ki belediyeler toplamasın. Küpeli köpek ‘kısırlaştırılmış, ‘çip ile takipte’ hayvan demek. Ama sokaklar yavrusunu emziren küpeli köpek dolu” diyor.

HAYVAN SEVGİLERİ ‘SİPARİŞ’ 

BİR de parantez açıyor Koçak: “Barınaklara alınsın, buralarda bakılsın dediğimizde kafalarına kürekle vurulsun, işkence edilsin, asitle yakılsın, öldürülsün demiyoruz. Samimiyetle söylüyorum bunu. Güvenli, ehil ellerde bakılabilecekleri yuvalar oluşturulmalı. Ayrıca hayvan üretimi acil durdurulmalı. 

Haberin Devamı

‘Hayvan severim’ diyenlerin bu hayvanların sırtından para kazandığını, dolandırıcılık yaptıklarını da biliyoruz. Onlarcasının kucağında binlerce Euroluk ‘cins’ hayvan var. Al birini sokaktan, kurtar, ona da sen bak! Yok. Her şeyde olduğu gibi, iyi niyetlileri tenzih ediyorum, hayvan sevgimiz de ‘sipariş’.”

Yazarın Tüm Yazıları