İki Almanya’nın birleşmesinden sonra artan yabancı düşmanlığı ve ırkçılık motifli şiddetin sembollerinden biri haline gelen Mölln kurbanları, saldırının 30’uncu yıl dönümünde düzenlenen törenlerle anıldı. Törenlerde yapılan konuşmalarda ırkçılıkla mücadelede daha etkin çalışmalar yürütülmesi gerektiği belirtilirken, yangında annesini, kızını ve yeğenini kaybeden Faruk Arslan, “Tüm Almanlara ya da Almanya’ya aşırı sağcı diyemem, bu bana uymaz. Ailemi yakan, kalbime acı salan iki aptaldı. Ama biz yılmadık, yılmayacağız. Bugün olduğu gibi her zaman burada olacağız ve mağdurlar olarak sesimizi duyurmaya devam edeceğiz” dedi.
#Mölln Kurbanlarıİki Almanya'nın birleşmesinden yaşanan ırkçılığın simgesi haline gelen 23 Kasım 1992'de Mölln vahşetinde annesi, kızını ve yeğenini kaybeden Faruk Arslan, “Ortaya çıkan neonazi terör hücresiyle acımız bir kat daha kabardı” dedi. Kardeşi Ahmet Arslan da anma törenlerine katılanlar arasında çok az sayıda Alman olmasına isyan ederek, “Alman dostlarımız vahşeti unuttu mu?” diye sordu.
15 yıl önce Mölln'de Türklerin oturduğu iki evi kundaklayarak Bahide Arslan (51), Yeliz Arslan (10) ve Ayşe Yılmaz (14) isimli üç yurttaşımızın ölümüne, onlarcasının yaralanmasına sebep olan neonazinin Michael Peters (41) Kasım ayı sonunda serbest bırakılacak. Hazırlanan bilirkişi raporunda "Artık bir tehlike teşkil etmiyor" denildi.
Mölln vahşeti canilerinden Michael Peters'in serbest kalacağını Hürriyet'ten öğrenen Arslan ailesinin fertleri, "Acımıza, acı eklendi. Kendimizi çok sahipsiz hissediyoruz. Alman devleti tecavüzle suçlanan vatandaşını bile savunurken, biz Türk devletini hiç yanımızda hissetmedik " dediler.
Mölln vahşeti canilerinden Michael Peters'in serbest kalacağını Hürriyet'ten öğrenen Arslan ailesinin fertleri, "Acımıza, acı eklendi. Kendimizi çok sahipsiz hissediyoruz. Alman devleti tecavüzle suçlanan vatandaşını bile savunurken, biz Türk devletini hiç yanımızda hissetmedik " dediler.