Güncelleme Tarihi:
Almanya’nın Schleswig Holstein Eyaleti’nin Mölln kentinde, Michael Peters ve Lars Christiansen isimli iki ’neonazi’nin 23 Kasım 1992’de kundakladığı evde annesi Bahide (51), kızı Yeliz Arslan (10) ve yeğeni Ayşe Yılmaz’ı (14) kaybeden Faruk Arslan, hüznü ve mutluluğu aynı anda yaşadı.
Arslan’ın çocukları, yangından ağır yaralı kurtulan ve halen hasta olan o zaman 7 yaşındaki İbrahim (22), o dönem 7 aylık olan Namık (15) ve vahşetten iki yıl sonra dünyaya gelip ölen ablasının adı verilen Yeliz (13), Alman vatandaşlığını aldılar.
ÖFKEMİZ IRKÇILARA Arslan, duygularını, "Üç canımızı kaybettik, ama öfkemiz Almanlara değil, ırkçılara. Burası bizim de ülkemiz. Çocuklarımın Alman vatandaşlığını ben istedim ve teşvik ettim. Belki bu sürekli göçmenlere ’uyum uyum sağlayın’ diyen siyasetçilere bir ders olur" sözleriyle aktardı. Vahşet gecesi yanan evin ikinci katından atlayarak ağır yaralanan anne Havva Arslan da, Almanlara düşmanlık güdmediklerini belirtti.
O GECEYİ UNUTMAM Kundaklanan evde hayatını kaybeden babaannesi Bahide Arslan’ın ıslattığı battaniyeye sararak kurtardığı, ama yedi saat bulunduğu için ağır duman zehirlenmesi geçiren ve bugün ciğerleri ağır ölçüde tahribe uğrayan İbrahim Arslan da duygularını şöyle anlattı: "O geceyi unutmam mümkün değil. Çocukluğumda öfke doluydum. Süreç içinde bize destek Almanlar sayesinde, Almanya’da halkın büyük çoğunluğunun ırkçılardan nefret ettiğini öğrendim. Ben ve kardeşlerim Alman vatandaşlığını alarak bu ülkeye ait olduğumuzu ve sahip çıktığımızı gösterdik. Bu ırkçılara verilecek en güzel cevaptır" diye konuştu.
Yıldırım Avcı ziyaret etmişti
İbrahim Arslan (üstte solda), kardeşi Namık (sağda) ve kızkardeşi Yeliz (ortada), Alman vatandaşı oldular. 23 Kasım 1992’deki vahşet sonrası Mölln hastanesine yatırılan, o zaman 7 yaşındaki İbrahim Arslan’ı dönemin TBMM Başkan Yardımcısı Yıldırım Avcı ziyaret etmişti. İbrahim’in tedavisi halen sürüyor.