‘Yılmadık, yılmayacağız’

Güncelleme Tarihi:

‘Yılmadık, yılmayacağız’
Oluşturulma Tarihi: Kasım 24, 2022 12:24

İki Almanya’nın birleşmesinden sonra artan yabancı düşmanlığı ve ırkçılık motifli şiddetin sembollerinden biri haline gelen Mölln kurbanları, saldırının 30’uncu yıl dönümünde düzenlenen törenlerle anıldı. Törenlerde yapılan konuşmalarda ırkçılıkla mücadelede daha etkin çalışmalar yürütülmesi gerektiği belirtilirken, yangında annesini, kızını ve yeğenini kaybeden Faruk Arslan, “Tüm Almanlara ya da Almanya’ya aşırı sağcı diyemem, bu bana uymaz. Ailemi yakan, kalbime acı salan iki aptaldı. Ama biz yılmadık, yılmayacağız. Bugün olduğu gibi her zaman burada olacağız ve mağdurlar olarak sesimizi duyurmaya devam edeceğiz” dedi.

Haberin Devamı

ALMANYA’nın Schleswig Holstein eyaletine bağlı Mölln kentinde 23 Kasım 1992 tarihinde Neonaziler tarafından evlerinin kundaklanması sonucu yaşamını yitiren Bahide Arslan (51), torunu Yeliz Arslan (10) ve kuzeni Ayşe Yılmaz (14) katliamın 30’uncu yıl dönümünde düzenlenen törenle anıldı. Törene Federal Meclis Başkanvekili Aydan Özoğuz, Berlin Büyükelçisi Ahmet Başar Şen, Kültürden Sorumlu Devlet Bakanı Claudia Roth, Federal hükümetin Göç ve uyumdan Sorumlu Devlet Bakanı Reem Alabali-Radovan, Mölln Belediye Başkanı Ingo Schaeper, Schleswig Holstein Eyaleti Sosyal İşler ve Uyum Bakanı Aminata Toure, SPD Eyalet Teşkilatı Başkanı Serpil Midyatlı, Hamburg Başkonsolosu Derya Kara, Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar (YTB) Başkan Yardımcısı Abdülhadi Turus, Schleswig Holstein Türk Toplumu Başkanı Dr. Cebel Küçükkaraca, DİTİB Nord Eyalet Birliği Başkanı Mehmet Gök, Arslan ve Yılmaz ailelerinin fertleri, Almanya’nın farklı kentlerinde ırkçı saldırılarda hayatlarını kaybedenlerin yakınları, ırkçılığa karşı olan vatandaşlar ile dernek başkanları ve temsilcileri katıldı.

‘Yılmadık, yılmayacağız’

Kültürden Sorumlu Devlet Bakanı Claudia Roth

Haberin Devamı

‘ANMA MEKÂNLARI YARATILMALI'
İlk tören Mölln Fatih Sultan Camii’nde Kur’an-ı Kerim okunarak başladı. Hamburg Din Hizmetleri Ataşesi Osman Dikeç hayatını kaybedenler için dua etti. Daha sonra camiden St. Nikolai Kilisesi’ne geçildi, burada da kilise pastörü hayatını kaybeden 3 kişi için dua etti. Burada konuşma yapan Roth, aşırı sağcı terör kurbanlarının onurlu bir şekilde anılması çağrısında bulundu. Aşırı sağa ve insan düşmanlığına karşı daha fazlasının yapılması gerektiğini belirten Roth, şöyle konuştu: “Demokratik bir toplum olarak, baskıya ve unutmaya karşı mücadele etmek gibi bir görevimiz var. Mağdurlara ve etkilenenlere yönelik bir bakış açısı değişikliğine ihtiyacımız var. Yaşadıkları deneyimler ve yaralanmalar eskisinden daha güçlü bir şekilde algılanmalı ve kamuoyunun dikkatine sunulmalı, anma mekânları yaratılmalıdır. Aynı zamanda, ülkemizdeki sağcı terörizmi belgeleyen ve yeniden değerlendiren akademik kurumlara da ihtiyacımız var. Sağcı Terörizm Sanal Arşivi, aşırı sağcılık ve ırkçılıkla mücadeleye yönelik koalisyon anlaşmasının temel projelerinden biridir. Resmi makamlardan, gazetecilik raporlarından veya sivil toplum girişimlerinden gelen ilgili belgeleri internet üzerinden erişilebilir kılacak bir çevrimiçi arşiv oluşturulacaktır. Amaç, çağdaş Alman tarihinde sağcı terörizm konusunda araştırma, eğitim ve kamuoyu için merkezi bir erişim noktası oluşturmaktır.”
Kilisedeki tören ve konuşmaların ardından Neonazilerin Türklere ait ilk yaktığı binanın önüne geçildi, kısa konuşmalar yapılarak çiçekler bırakıldı. Daha sonra 3 Türk’e mezar olan evin olduğu alana geçilerek, buraya çiçekler ve çelenkler bırakıldı, saygı duruşunda bulunuldu.

‘Yılmadık, yılmayacağız’
‘HEPİNİZ ARSLAN AİLESİ OLDUNUZ’
Yangında annesini, kızını ve yeğenini kaybettiği evin önünde konuşan Faruk Arslan ise şunları söyledi: “30 senedir Arslan Ailesi hep kırıldı. Şimdiye kadar sokaklara yakılanların isimleri verilmedi ama bir okulun bahçesine dikilecek 3 ağaca bu isimlerin verileceği sözünü aldık. Hakikatler gerçekleşmeden bu yolu bırakmayacağım. 30 yıl boyunca bizleri yalnız bırakmadınız, hepiniz Arslan Ailesi oldunuz, hikâyelerimizi dinlediniz, yanımızda oldunuz, bunun için teşekkür ediyorum. Bu gibi durumlarda dışarıdan destek olmazsa aile de pes eder. Sizlerin sayesinde mücadelemizi bugünlere getirdik. Sizler, sadece bizim sesimiz değil, sevdiklerini ırkçılığa kurban veren diğer ailelerin de sesi olun, onlara da sahip çıkın. Hiç kimse Almanların bu cinayetleri işlediğini söylemiyor, söyleyemez. Tüm Almanlara ya da Almanya’ya aşırı sağcı diyemem, bu bana uymaz. Ailemi yakan, kalbime acı salan iki aptaldı. Ama biz yılmadık, yılmayacağız. Bugün olduğu gibi her zaman burada olacağız ve mağdurlar olarak sesimizi duyurmaya devam edeceğiz.”
‘Yılmadık, yılmayacağız’
Mölln Belediye Başkanı Ingo Schaeper

Haberin Devamı

‘HAFIZALARIMIZA KAZINDI’
Mölln Belediye Başkanı Ingo Schaeper ise Quellenhof Oteli’nde düzenlenen törende, “30 yıl önce Ratzeburger ve Mühlen sokaklarında yaşayan insanlarımıza yapılan hain kundaklamada ölenleri anıyoruz. Kundaklamayı yaralı olarak atlatanlar, bugün hâlâ olayın fiziki ve manevi acısını yaşıyor. Olay gecesi yaşanan korkunç görüntüler bugün dahi birçok insanın hafızasına kazınmış durumda. Bu nedenle toplum olarak hoşgörüsüzlüğe, kışkırtma, nefret ve ırkçı şiddete karşı etkin mücadelede birlik olmalıyız” dedi.

‘Yılmadık, yılmayacağız’
Federal Meclis Başkanvekili Aydan Özoğuz

‘AÇIKLIĞA KAVUŞTURULMADI’
Federal Meclis Başkanvekili Aydan Özoğuz da Mölln vahşetinin, ırkçı cinayetler dizisinin başlangıcı ve devlet makamlarının ihmaller zincirinin devamı olduğunun çok çabuk anlaşıldığını söyledi. Özoğuz, “Bir yıl sonra Solingen ve ardından Nasyonal Sosyalist Yeraltı (NSU) örgütünün hiçbir engelle karşılaşmadan cinayetler işlemesi ve ilk planda Türkiye kökenlileri hedef alması hiçbir şekilde araştırılmadı, açıklığa kavuşturulmadı. Daha da korkuncu, bu tip cinayetlerin ancak Türkler arasında, Türkler tarafından işlenmiş olabileceğinden yola çıkılarak hareket edilmesiydi. Devlet makamları soruşturmaları kurbanlara yöneltti. Her türlü eşitlik beyanımız ne yazık ki toplumda herkes için gerçekleşmiş değil. Bu durum, insanların topluma, devlete, güvenlik güçlerine karşı güven duymalarını kolaylaştırmıyor” diye konuştu.

‘Yılmadık, yılmayacağız’

Haberin Devamı

‘Yılmadık, yılmayacağız’
Berlin Büyükelçisi Ahmet Başar Şen

‘DAHA ETKİLİ ÇALIŞMA BEKLİYORUZ’
Berlin Büyükelçisi Ahmet Başar Şen de Türklerin bu toplumun çok çeşitli zenginliğine 60 yılı aşkın bir süredir katkıda bulunduğunu belirterek, “Bu olayların acı bir şekilde gösterdiği gibi yabancı düşmanlığı ve İslam düşmanlığıyla mücadele, toplumu bekleyen en önemli görevlerden biridir” dedi. Türklerin ilk dönemlerde ‘gurbet’ olarak adlandırdıkları Almanya’nın bugün yeni nesiller için yeni vatan olduğunu ifade eden Şen, “Ama vatandaşlarımıza yönelik insanlık dışı saldırılar hafızalarımızda acı izler bıraktı ve bu cinayetleri unutmak mümkün değil. Bu vahşetleri hafızalara kazımak, canlı tutmak, tekrarının yaşanmaması açısından önemli. Bu cinayetlerde katledilenlerin unutulmasına izin vermemekte ısrarcıyız. Bugün dahi yurttaşlarımızın evlerinin, iş yerlerinin ve camilerinin saldırıların hedefi olması, Almanya’da ırkçılıkla mücadelenin daha ileriye taşınması gerektiğini gösteriyor. Yabancı düşmanlığı ve ayrımcılığın demokratik toplumlarda yeri yoktur. Her türlü ırkçılık, ayrımcılık, İslam düşmanlığı ve antisemitizmle ısrarla mücadele edilmelidir. Federal hükümetin bu yöndeki çabalarını destekliyoruz ama aynı zamanda daha etkili çalışmalar bekliyoruz” diye konuştu.

‘Yılmadık, yılmayacağız’
‘BİR DAHA YAŞANMAMASI İÇİN...’
Schleswig Holstein Eyaleti Sosyal İşler ve Uyum Bakanı Aminata Toure de konuşmasında katliamın gerçekleştirildiği 1992 yılında mülteci yurdunda doğduğunu belirterek, “30 yıl önce kundaklamadan kurtulanların Almanya’ya güvenleri kalmadı. Bu güveni yeniden oluşturmak için elimizden gelen her şeyi yapacağız. Mölln saldırısı Alman göç tarihinin bir etkisidir. Bir daha yaşanmaması için elimizden geleni yapmalıyız” dedi.
‘Yılmadık, yılmayacağız’
İbrahim Arslan, Namık Arslan

Haberin Devamı

‘AYNI GÖZ HİZASINDA YAPACAĞIZ’
Mölln saldırısından ağır yaralı olarak kurtulan İbrahim Arslan ise şunları söyledi: “Toplum bizi en azından dinlesin diye federal düzeyde diğer kurbanlarla birlikte anma süreci başlatmak istiyoruz. Bunun da ötesinde anma kültürünü nasıl değiştirebileceğimizi düşünmemiz gerekiyor. Anmaları mağdurlarla birlikte ve aynı göz hizasında yapacağız. Onları göz ardı ederek değil. Bir sözümü hatırlatmak istiyorum. Kurbanlar ve saldırıdan kurtulanlar figüran değil, yaşanan olayların canlı şahitleridir. Bizim isteklerimiz mağdurların isteklerinin ön plana çıkması, mağdurların direkt kendilerinin anlatması, hiçbir şekilde kurumların bunu kendi kişisel olayları değil, mağdurların olayı gibi ön plana sürülmesi. Bundan sonraki taleplerimiz bizimle birlikte çalışmaları, bizim isteklerimiz üzerine anma törenleri düzenlemeleri ve anma törenlerinin düzenlenmesini bize vermeleri, kendilerinin yapmamaları. Mağdurların aileleri bu işi üstlensin, belediyeler, kurumlar bunları desteklesin.”

‘Yılmadık, yılmayacağız’
Mölln saldırısının 30’uncu yılı nedeniyle farklı partilerden siyasetçilerden de açıklamalar geldi. FDP milletvekili ve ekonomiden sorumlu eski eyalet bakanı Bernd Buchholz, Mölln saldırısını Schleswig-Holstein eyaletinin tarihinde ‘kara bir gün’ olarak nitelendirdi. Federal İçişleri Bakanı Nancy Faeser (SPD) ‘ırkçı kışkırtma ve şiddete’ karşı sert önlemler alınması çağrısında bulundu. Mölln’deki aşırı sağcıların eyleminin bir anda ortaya çıkmadığını kaydeden Faeser, diğer kökenlerden insanlara yönelik kışkırtmaların buna zemin hazırladığını vurguladı ve ‘unutulmayacağını’ söyledi.
‘Yılmadık, yılmayacağız’

‘Yılmadık, yılmayacağız’
Yeşiller Partisi Eş Genel Başkanı Omid Nouripour, saldırının aynı zamanda Almanya’daki sağcı terör mağdurları ve yakınlarıyla ilgilenme konusunda bir başarısızlığı temsil ettiğini söyledi. Koalisyonun mağdur ve ailelere yardım için kurulan koordinasyon ofisini genişletmeyi, sağcı terör örgütü NSU hakkında bir dokümantasyon merkezi oluşturmayı ve sağcı terörizm hakkında bir arşiv kurulmasını hedeflediğini söyleyen Nouripour, “Anıları canlı tutmak ve aşırı sağcılıkla kararlı bir şekilde mücadele etmek için elimizden gelen her şeyi yapmak, kurbanlara ve yakınlarına borcumuzdur” dedi. Almanya Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier de Mölln’deki ırkçı saldırının 30’uncu yılı nedeniyle yaklaşık iki hafta önce, saldırının mağdurlarını ve hayatta kalanları konuk etmişti. Steinmeier, Arslan ailesinden Havva Arslan, Ayten Arslan, Namık Arslan, İbrahim Arslan ve Faruk Arslan’ı Bellevue Sarayı’nda ağırlamıştı.
‘Yılmadık, yılmayacağız’
MÖLLN KATLİAMI
Almanya’nın Mölln kentinde 1992 yılında 22 Kasım’ı 23 Kasım’a bağlayan gece, 2 Neonazi, önce Ratzeburgerstr’da bulunan Türklere ait binayı daha sonra Arslan ailesinin Mühlenstr 9 adresindeki evini molotofkokteyli atarak ateşe vermişti. Kundaklanan ev 51 yaşındaki babaanne Bahide Arslan ile torunları 10 yaşındaki Yeliz Arslan ve o sırada Türkiye’den gelen ve misafir olan 14 yaşındaki Ayşe Yılmaz’a mezar oldu. Polise telefon edip “Yaşasın Hitler, pis Türkleri yaktık” diye mesaj bırakan 2 Neonazi’den biri yaşı küçük olduğu için sadece 7.5 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Diğeri ise önce müebbet hapis cezası alırken, 15 yılın sonunda serbest bırakıldı. Babaannesi Bahide Arslan’ın ıslak battaniyelere sarıp masanın altına soktuğu İbrahim Arslan ise saldırıdan ağır yaralı olarak kurtuldu. Annesi Ayten Arslan tarafından ıslak battaniyeye sarılıp ta 7 metre yükseklikteki camdan atılan Emrah, 2 sene süren tedavisinden sonra hayatta kalmayı başardı.
Saldırı ülke çapında büyük infial yarattı. Birçok kente ırkçılık ve yabancı düşmanlığı karşıtı gösteriler gerçekleştirildi. Dönemin Başbakanı Helmut Kohl (CDU) ise cenaze törenine katılıp katılmayacağına dair bir soruya, ‘federal hükümetin taziye turizmi’ yapmak istemediğini belirterek yanıt vermişti.
‘Yılmadık, yılmayacağız’

‘Yılmadık, yılmayacağız’

‘Yılmadık, yılmayacağız’

‘Yılmadık, yılmayacağız’

‘Yılmadık, yılmayacağız’



BAKMADAN GEÇME!