Takvimler 2011 yılının 29 Nisan gününü gösterirken bütün dünyanın gözleri Londra'ya çevrilmişti... O gün İngiltere'de tatil ilan edilmişti ama dünyanın dört bir yanındaki milyonlarca kişi de evlerinde ya da iş yerlerinde "kendi kendilerine izin verip" örneğine çok az rastlanan bir olaya internetten, TV ekranlarından tanıklık etmeye karar vermişti.
#Kate Middletonİngiliz kraliyet ailesinin gözde gelini Galler Prensesi Kate Middleton, geçirdiği gizemli ameliyatın ardından neredeyse iki aydır sessizliğe gömülmüştü. Hakkında akıl almaz ama yine de bazılarının gerçek olma ihtimali yüksek iddialar ortaya atılmasına rağmen de hiç sesini çıkarmadı.
#Kate MiddletonDamian Lobo’yla tanışın! Bir dolabın içinde gizlenen adamın kapitalist yabancılaşma, modern aile yaşamı ve akıl sağlığı irdelemeleriyle varoluş savaşına tanıklık edeceksiniz. Juan Jose Millas’ın fantastik olanla gerçek olanı kara mizah yardımıyla harmanladığı romanı ‘Gölgelerin Arasından’ın muhteşem bir tuhaflığı var.
#Juan Jose MillasÖzel otomobil sahiplerinin mobil uygulama aracılığıyla taksicilik yapmasına imkan sağlayan Uber'in ABD'deki sürücüsüz araçlarından birinin karıştığı kazanın görüntüleri yayımlandı. Araç otonom durumdayken sürücünün yola bakmadığı, yaya şeridi kullanmadan karşıya geçen yayanın ise gölgelerin arasndan bir anda aracın önüne çıktığı gtespit edildi.
#UBERKışın gri günleri geride kaldı. Baharın getirdiği çiçeklerle renklendi hayatımız. Yazı karşılamaya hazırlandığımız şu günlerde doğa en fotojenik haliyle bizi fotoğraf çekmeye kışkırtıyor. Dijital teknolojinin olanakları sayesinde artık önümüzden akıp giden hayatı ölümsüz karelere dönüştürmek kolaylaştı. Sizi fotoğraf çekmeye davet ediyorum.
Yola çıkmak için hep bir bahane olması gerektiğini söylerim. Alışılmışın dışındaki bahaneler, insanı şaşırtıcı yolculuklara çıkartır, bunu aklınızdan hiç çıkartmayın. Ben bu kez Tohum Takası’nı bahane ettim, Türkiye’nin ilk Yavaş Şehri Seferihisar’a gittim, gördüm, hem dost insanlarla hem de dayanılmaz lezzetlerle tanıştım. Bu hafta Yavaş Şehir’deki yaşam keyfini sizinle paylaşmak istedim.
Marmaris’ten Bozburun Yarımadası boyunca aşağı inerken sayısız küçük koy vardır. Kuzeyden güneye doğru sayacak olursam, aralarından özellikle Kumlubük, Çiftlik, Arap Adası, Serçe ve Bozukkale limanlarını tercih ediyorum. Pek ender yer bulunabilirse de Korsan Koyu’nu da öneririm.
La Boca, Arjantin’in başkenti Buenos Aires’te küçük bir mahalle. İsminin önüne eklenen yoksul tanımlamasına, dar ve karanlık sokaklarına inat, en cesur kırmızıdan en uçuk maviye cesur renklerle boyanmış evleri ve her bir köşesinden yükselen tango nağmeleriyle daha ilk görüşte insanın kanını kaynatıyor. La Boca demişken elbette ki Maradona’yı da unutmamak gerekiyor. Zira bu küçük mahalle, ünlü futbolcunun evi olarak biliniyor. Levent Özçelik gitti, fotoğrafladı, izlenimlerin yazdı.
Türk kent kültürünün zirvesidir Süleymaniye. Dünyanın en zarif ve haşmetli camii buradadır. İstanbul, Unesco’nun ‘Dünya Kültür Mirası Listesi’ne büyük oranda Süleymaniye’nin yüzü suyu hürmetine girmiştir. Ahşap mimarisi üzerine çalışan her ulustan mimarın kayıtsız şartsız kabe olarak kabul ettiği bir beldedir burası.
Bu sefer, iyiliğim tuttu, size basit bir bilmece soracağım. BİTMEDİ. Bu soruya doğru cevap verecekler arasında kura çekerek TAM ÜÇ KİŞİYE muhteşem bir kitap hediye edeceğim. BİTMEDİ... Yok artık! Bu ayki kitabımız Ignacio PADILLA’nın GÖLGE’si. Her zamanki gibi DOĞAN KİTAP’ın bizlere hediyesi bu kitaplar...