Mühim olan iç güzellik!

İpek Kıramer’le don, sutyen, gecelik ve sabahlık üzerine

Haberin Devamı

Telefonu elime aldım ve İpek Kıramer'i aradım, "30 yıldır iç giyim sektöründesiniz, sizinle don, sutyen ve gecelik konuşacağımız bir röportaj hayal ediyorum" dedim. "A çok iyi olur, mutlaka yapalım" dedi. "Ne zaman?" dedim. "Şimdi" dedi. Allah sizi inandırsın, yarım saat sonra Ulus'taki evindeydim. "Yapsam mı yapmasam mı?" diye kendi küçük denizlerinde boğulmuyor, gidip gelmiyor, acayip güvenli, kararlı, komik ve eğlenceli. Birlikte şarap içtik ve kahkahalar içinde bu sohbeti gerçekleştirdik. Bir sürü şey yaşamış bir kadın, hızlı bir kadın, pratik bir kadın, korkusuz bir kadın, çok güzel ve yaşından rahatsız olmayan bir kadın. Cırt diye 63 olduğunu söyleyiverdi mesela. Bir sürü kadın kasar, onun umurunda bile değil. Sonra "Bak sana ne göstereceğim" dedi, bir siyah kimono çıkardı, ben bayıldım tabii, "Akşam sevgiline giyersin!" dedi. O günden beri evde kimonoyla dolaşıyorum, bir Japon olarak...

Haberin Devamı

Mühim olan iç güzellik
Fotoğraflar: Senih GÜRMEN
İç çamaşırına duyduğunuz aşk ne zaman başladı?
- Çok çok küçükken. Müsebbibi annemdir! Hep onun yüzünden. Onun sabunlar ve lavantalar içinde duran, renk renk çamaşırlarına bakmaya, onların o güzel kokusunu içime çekmeye doyamazdım. O büyülü koku mu, doku mu, renk mi, modeller mi bilmiyorum ama iç çamaşırları benim için hep çok şey ifade etti. İpekler, danteller, jarseler, birbirinden güzel külotlar, büstiyerler, sutyenler, gecelikler... Sarı geceliğinin siyah kadife kurdelesi vardı mesela. İç giyim deyip geçmezdi yani, çok özen gösterirdi, onun bu özeni bana da geçti.

İlk sutyeniniz?
- Sorma! Pamuklu, beyaz, berbat bir şeydi. Çünkü Türkiye'de sutyen yoktu. 12 yaşında da daha şatafatlı bir şey kullanacak halim yoktu. Yine de büyük bir hevesle taktım. Sonradan tabii çok güzel sutyenlerim oldu, anneminki kadar güzel sutyenlerim.

Anneniz hep mi bakımlıydı?
- Hem de nasıl. Ben annemi ölüm döşeğinde bile küpesiz görmedim. 79 yaşında küpeleriyle öldü. Onu, yatakta kollu bir gecelikle de görmedim. Mis kokan bir kadındı ve gerçekten çok güzeldi. Annemin 1927 senesinde çekilmiş gençlik fotoğrafları var, annem ve arkadaşları açık saçık tuvaletlerle piknik yapıyorlar, dans ediyorlar. Bakmaya doyamazsın.
 
Küçükken "İleride ben iç giyimle ilgili bir iş kurarım" diye hiç geçirdiniz mi aklınızdan?

Haberin Devamı

- Yok canım, nerede? O yıllarda kadının bir iş kurması mümkün değil ki, ya doktor ya avukat
olursun. Düşün, modacı bile yok, sadece terziler vardı. Gerçi hiç unutmuyorum, bir falcı, "İleride kendi ismini vereceğin bir iş kuracaksın, bütün Türkiye de seni öyle tanıyacak" demişti, ben de içimden "Atıyor bu!" demiştim. Ama haklı çıktı.

 Peki nasıl karar verdiniz bu sektöre girmeye?
- Karar vermedim. Kendiliğinden oldu. Çok ağır bir depresyon geçirdim ve benim için bu iş bir çıkış oldu.
 
Şunu adam gibi bir anlatsanıza.
- Oğlum Emre'nin babası Erdem Kramer'le evlendiğimde, iki sene süren bir panik atak yaşadım. Ama o zaman ismi böyle değildi tabii, "sinir dengesinin bozulması" filan deniyordu. İlaç milaç da yok, B vitaminiyle idare ediyorsun. Bu işi kurmak benim için yeniden doğmak gibi oldu. Daha önceki hayatımda da çok ağır stresler yaşamıştım.

Haberin Devamı

Adnan Menderes'in gelini olmanız filan mı?
- Evet, eski eşimin intihar etmesi, ondan dünyaya gelen kızımın beyin özürlü doğması, tüm bunlar kolay üstesinden gelinecek şeyler değildi. Üstelik henüz 23 yaşındaydım. Kendimi de kızımı da öldürmeyi düşündüğüm zamanlar oldu, o kadar yalnız ve çaresizdim. Ama hayatta şunu öğreniyor insan: Evet, inişler oluyor ama aynı zamanda büyük çıkışlar da oluyor. Allah'tan hiç ümit kesmemek ve varlığına hep inanmak gerekiyor. Bazen melekler size yardım ediyor. Biz Lale'yle hep inançlı olduk, hiç pes etmedik, zamanla her şey yoluna girdi. Lale şu anda 40 yaşında harika bir kız, resim yapıyor, heykel yapıyor, küllerinden yeniden doğdu.

Haberin Devamı

Nerede?
- Nasıl nerede? O, her zaman benimle birlikte. Her gün atölyeye gelir, orada çalışır, sonra heykel atölyesine gider. Hayatımda kimsede görmediğim bir renk bilgisi vardır. Çok güzel resimler yapar. Çok  yumuşak, çok insancıl. Ama tabii para bilmiyor, kaza bilmiyor, yalan bilmiyor, kötü insan bilmiyor. Hep çocuk o.
 
Rahatsızlığının sebebi peki?
- Babanın genlerinden olabileceğini söylediler. Birtakım ilaçlar kullanıyordu.

Peki Menderes Ailesi destek oldu mu?
- Dalga mı geçiyorsun? Hiç. "Başımıza kalacak!" diye korktular. Bence bırakalım bu konuyu.
Gidenleri rahmetle analım, biz işimize bakalım. İkinci çocuğum Emre'yi doğurmam ve bu işi
kurmam aynı senelerde oldu. Gerisi de çorap söküğü gibi geldi.
 
İnsanlar yadırgamadı mı başta?
- Tabii ki yadırgadılar. "Bu şımarıktır, işi bırakır" dediler. Ama bak 30 sene oldu, hâlâ devam
ediyorum. İpek Kıramer'le don, sutyen, gecelik ve sabahlık üzerine Mühim olan iç güzellik!

Haberin Devamı

İÇ ÇAMAŞIRI, PARFÜM VE SABUN BENİ HEP BU ÜÇ ŞEY İLGİLENDİRDİ

Her zaman mı çok güzel iç çamaşırlarınız oldu?
- Her zaman. Çünkü çok seviyorum. Ben bu işe başlamadan da sık sık Paris'e giderdim ve sadece iç çamaşırı alırdım. Christian Dior'un küçücük korseleri modaydı, müthiş güzeldi,
çorabını da takarsın, vücudunu ufacık yapar. İç çamaşırı, parfüm ve sabun, beni sadece bu üç
şey ilgilendirirdi. Şu an bilmiyorum kaç valiz, kaç çekmece iç çamaşırı dolu.

Siz onları nasıl saklıyorsunuz?
- Annemden öğrendiğim gibi. Benimkiler de lavanta kokar.

Bir kadın, güzel iç çamaşırlarının içinde kendini daha mı dişi hisseder?
- Elbette. Hepimiz eşsiz ve benzersiziz, benden başka yok, senden de yok. Dolayısıyla, benim
birilerinden takdir beklemeden kendimi sevmem, beğenmem gerekiyor. Bu beğenme de, içten dışa doğru gelen bir şey. O gün duşumu almamışsam, iyi kokmuyorsam, iç çamaşırlarım güzel değilse, çorabım kaçıksa, benim özgüvenim yoktur. Ayrıca o günü bereketsiz bitiririm. Bu bir kültür...
 
Biz Türk kadınlarında bu kültür var mı?
- Ne yazık ki sadece yüzde 20'mizde var. Bizler daha çok dış güzelliğe meraklıyız, oysa mühim olan iç güzellik! Temiz olacaksın, kokmayacaksın, iç çamaşırlarına özen göstereceksin. Eskiden bir Viyana Pazarı varmış mesela, ipek çamaşırların, geceliklerin üzerine el nakışları filan yapılırmış, kadınlar oradan aldıklarını özel günlerde giyerler, sonra da bohçayla kaldırırmış. Yeni jenerasyon Allah'tan farklı düşünüyor, ipek iç çamaşırları ya da gecelikleri gündelik hayatta, kendisi için de, Sevgilisi için de giyiyor. Mutlaka özel bir durum
olması gerekmiyor. En azından böyle bir ilerleme var. Ama tabii üzüldüğüm şeyler de var.

Mühim olan iç güzellik
Ne mesela?
- Dünyanın en güzel sutyenlerini getirtiyorum, sanat eseri gibi, ama istemiyor, çünkü bluzunun altında kalacak, "Belli olmayacağına göre, spor bir sutyenle idare ederim" diyor. Oysa görünmese bile, insan yine de tayyörünün altına giyer, sadece kendisi bilir. Ya da gömleğinin bir düğmesini açar, bütün dünyayı yıkabilecek bir kadın olur. Ama öyle bir bilinç henüz yok.

Bir kadının gardırobunda olmazsa olmaz şeyler?
- Bir müşterim bana "Bir kadının tek taşı, vizon mantosu, bir de İpek Kramer'i olmalı" demişti, çok hoşuma gitmişti. Bence ruh haline göre giyebileceği 7-8 sabahlığı, 50'nin üzerinde sutyen ve külotu, 10 - 15 tane de yazlık ve kışlık geceliği olmalı. Bunun yanında çok güzel havluları ve pırıl pırıl yatak çarşafları.
 
Jartiyer?

HER KADININ GARDIROBUNDA...
Ruh haline göre giyebileceği 7-8 sabahlığı, 50'nin üzerinde sutyen ve külotu, 10- 15 tane de yazlık ve kışlık geceliği olmalı. Bunun yanında çok güzel havluları ve pırıl pırıl yatak çarşafları...

- Süper olur. Özellikle siyah. Keşke taksalar.
 
Siz pijama mı gecelik mi tercih edersiniz?

- İkisini de giyerim. Ama pijamayla yatağa girmem, evde dolaşırım.
 
Hayatınızın herhangi bir döneminde ayıcıklı pijama giydiniz mi?
- Hayır ama ayıcıklı pijama yaptım. Çünkü nsanları tebessüm ettirmeyi seviyorum. Bu
 sene melekler yapıp penyenin üzerine bastım, ama ben ipeğe meraklıyım.
 
Altına ne giyiyorsunuz ipek geceliklerin?
- Ya işte o problem. Uygun terlik yok Türkiye'de, bulamıyorsun. Ben Fransa'dan, İtalya'dan getirtiyorum, onu da almıyorlar. Ben de merak ediyorum ne giyiyorlar.

Mühim olan iç güzellik
KADIN ERKEĞİ ÖNCE SOFRASIYLA ETKİLER SONRA GERİSİ GELİR

Bir şeytanı da cinsel olarak sevebilirsin

Hayatınıza giren erkekleri güzel iç çamaşırlarınızla etkilediniz mi?
- Kadın, erkeği önce sofrasıyla etkiler. Birdenbire seksi iç çamaşırlarıyla, gecelikle filan karşısına çıkmayacağına göre... Önce sofrası, sohbeti, konuşma biçimi, kokusu, giyim tarzı. Ondan sonra diğerleri gelir. Seks de, bir eşik tabii. Seks, aşk, güven, arkadaşlık hepsi iç içe. Tek başına hiçbiri bir şey ifade etmez. Ama seks için mantık da şart değil. Bir şeytanı da cinsel olarak sevebilirsin. Allah göstermesin ama olabilir.

İnsanların en özenerek bezenerek sakladıkları iç çamışırlardan, geceliklerinden filan neden sergi açmıyorsunuz? Bu konuda farkındalık da yaratırsınız, biz de tarih içinde modellerin nasıl değiştiğini görürüz.
- Neden olmasın, yapılabilir. Çok doğru ve rafine yapılması kaydıylatabii. Ben İtalya'da bir gecelik müzesi gördüm. Aman Allah'ım o kadar güzeldi ki. 18'inci asırdan günümüze gecelikler. Müthiş güzeldi.

30 yıldır iç giyimle uğraşan biri olarak ne tür badireler atlattınız?
- Çok. Zaten ticaretten çok anladığım söylenemez, ben işin artistik kısmıyla ilgiliyim. Çok para kazanacağım diye bu işe girmedim, bu alanda bu ülkeye bir katkım olsun istedim. 4 krizi atlattı Türkiye, biz hâlâ ayaktayız, e demek ki çok başarısız da değiliz.
 
Erkekler için ürettiğiniz bir şeyler var mı?
- Evet. Çünkü onlar da kendine bakmaya başladı. Sürekli body yapıyorlar, karın ve göğüs adaleleri geliştiriyorlar. Beli düşük pijamalarımız var, üstü yok, üzerine kimono giyecekler. Rengi siyah, gayet seksi ve sofistike

Geçen sene ilk defa giyim fuarına katıldık. "Ajan Provokatör" geldi, modellere baktı. Ve 583 firma arasından bizim bir gecelik dizaynımızı satın aldı, çok gururlandım. İki ay evvel de ilk
ihracatımızı yaptık.

ŞAHANE BİR MOR YA DA MÜTHİŞ BİR SİKLAMEN SUTYEN KOY, HAYATTA ALMAZLAR

En çok satın alınan şey?
- Çeyizlik.
 
En çok tercih edilen renk?
- Maalesef ekru! Şahane bir mor koy, müthiş bir siklamen, hayatta almazlar. Renklerle aramız iyi değil. Kadın, daha kendi tenine ne yakışacak onu bilmiyor. Beyazdan sonra en çok giden renk de siyah. Ama sutyen ölçüsü filan hak getire... A cup, b cup, c cup nedir çoğunluğun haberi bile yok. O yüzden satış elamanına çok iş düşüyor, bir görüşte müşterinin sutyen ölçüsünü anlaması gerekiyor. 

Maalesef en çok tercih edilen renk ekru, masumiyeti simgelediği için olsa gerek

Sizce seksi iç çamaşırı nasıldır?
- Bana gölgelerin altındaki görüntü daha seksi geliyor. Yarım çıplak olacak, tam çıplak olmayacak. Renk olarak da siyah ve antrasit gri. Bir kadının bir değil, bir sürü ruh hali var, o gün çocuksu bir ruh halindeyse kısa bir baby doll giyebilir, bir başka gün onu Hollywood starı gibi gösterecek, sofistike uzun bir sabahlık.

Neyin içinde her kadın güzel olur?
- İpek siyah bir geceliğin içinde.

Bir erkek size iç çamaşırı alınca mutlu olur musunuz?
- Bayılırım. Son yıllarda erkeklerin sevgililerine, eşlerine seksi iç çamaşırı aldıklarına tanık
oluyorum, çok hoşuma gidiyor. Dükkandaysam elimden geldiğince yardımcı olmaya çalışıyorum. İç çamaşırı deyip geçmeyin, insanın cinsel hayatına teatral bir boyut getirebilir.
 
Farklı renkte külot ve sutyenle sokağa çıktığınız olur mu?
- Hayır. Öyle bir şey olduysa da bunun mutlaka bir uyumu vardır. Beyaz siyah puantiye bir sütyendir de, külot siyahtır, anlatabiliyor muyum? Ben beyaz bluzların içine renkli sutyen kullanmayı da seviyorum.

Yazarın Tüm Yazıları