Son zamanlarda popüler hale gelen distopya kelimesi pek çok kişi tarafından merak ediliyor. Her ne kadar Ütopya ile karıştırılırsa dahi farklı bir anlamı bulunmaktadır. Bu kelimenin anlamını öğrenmek isteyenler internetten araştırma gerçekleştirmektedir. Peki distopya ne demek? Distopya nedir? Distopya TDK kelime anlamı hakkında bilinmesi gerekenler.
#Distopya Ne Demek?Son dönemlerin popüler terimlerinden olan distopyanın ne anlama geldiği vatandaşlar tarafından merak ediliyor. Distopya kelimesinin anlamını merak eden vatandaşlar konu hakkında bilgi edinmek için internette araştırma yapıyor. Peki, Distopya nedir ve ne demek?
#Distopya Nedir?İleride daha sık duyacağımız ‘metavers’ kelimesini ‘öte evren’ veya ‘öte âlem’ şeklinde çevirebiliriz. Mark Zuckerberg, bu kavramı ‘izleyici kalmayıp içinde yer alacağımız, vücut bulmuş bir internet ortamı’ olarak tanımlıyor. ‘Metavers’i tam anlamıyla deneyimlemek, sanal gerçeklik teknolojisinin yaygınlaşmasıyla mümkün olacak.
#Yazar11’inci sınıf öğrencisi olan Ekin Lal Akat, boyundan büyük işlerin altından ustalıkla kalkan genç bir yazar. Yazmaya çok küçük yaşlarda başlayan Akat, parapsikoloji ve felsefe etrafında örülmüş bir bilim kurgu evrenin yaratıcısı ve aynı zamanda 2 farklı bilimsel projenin patentine sahip. Yazdıklarının altına adıyla değil mahlasıyla imza atan Akat, ‘Yazar olan Ekin diğerinden bağımsız bir insan, bu yüzden mahlas kullanıyorum” diyor.
#BİLSEMBorusan Contemporary, yeni sezonu sanatçı ikilisi :mentalKLINIK’in ‘Acı Reçete #02’ sergisiyle karşılıyor. Perili Köşk’e kurulan ‘Puff Out’ yerleştirmesinden oluşan ve kurumun internet sitesi, sosyal medya hesapları ile İstiklal Caddesi’ndeki Borusan Müzik Evi vitrinine yerleştirilen ekrandan 7/24 canlı izlenebilecek sergi, COVID-19 koşullarının değişime zorladığı sanat dünyasına acı bir reçete olarak sunuluyor. :mentalKLINIK’le sergiyi konuştuk.
#:MentalklınıkYazar Hakan Akdoğan, edebiyatın nitelikli okurlarla belli bir noktaya geleceğine dikkat çekerken, iyi bir okur olmanın kötü bir yazar olmaktan çok daha önemli olduğunu söyledi. Akdoğan, “Nitelikli okur kitlesinin azlığı, nitelikli edebiyat metinlerini raflardan kaldırıp sadece internetten satışa götüren durumdur. O yüzden Türkiye’de iyi okura çok daha fazla ihtiyacımız var” dedi.
#BursaZımba gibi bir kadın. Tıkır tıkır yazıyor. Anlatıyor. Müdanası yok. İnandığı yolda kararlı bir şekilde yürüyor. İpek Gökdel, Galatasaray Lisesi ve Boğaziçi Üniversitesi mezunu. İngiltere’de iletişim eğitimi alırken, Saatchi & Saatchi Londra’da çalışmaya başladı. Uzun yıllar reklamcılık yaptıktan sonra yapım şirketini kurdu. Pek çok televizyon projesini hayata geçirdi. Ve sonra, en sevdiği şeyin, hikâye anlatmak olduğunu keşfedip, yazmaya başladı. İlk romanı, ilk Türk Netflix dizisi ‘Hakan: Muhafız’a ilham oldu. Şimdi de ‘Tövbe’yle karşımızda. Bu romanında, kadınların karşı karşıya kaldığı şiddete, tecavüze, enseste dikkat çekiyor. Ve olay, kırsalda değil, İstanbul’da geçiyor! Gökdel’le hayat, kadınlar ve maruz kaldıkları felaketler üzerine konuştuk...
#YazarO, büyük usta Zülfü Livaneli... Şarkıları, filmleri ve kitaplarıyla milyonlarca insanın hayatında önemli yer tutan biri. Hep daha iyi bir dünya ve Türkiye hayalini savunan, demokrasi ve insan haklarından yana tavır alan, ezilenlerin yanında olan bir aydın. Yıllarca şarkılarını dinledik, filmlerini izledik, 34 dile çevrilen romanlarını okuduk, heyecanlandık. Büyük usta, bugünle ve geçmişle hesaplaşan, dünün yardımıyla bugünü anlatan bir kitap yayımladı. Zafer Köse sordu, o yanıtladı ve ortaya bir nehir söyleşi çıktı: ‘Livaneli’nin Penceresinden’. Bugünün Türkiye’sinden anlattıkları hepimize iyi gelecek. Okuyun, pişman olmazsınız.
#YazarSophie Mackintosh, ilk romanı ‘Su Kürü’nde, “Erkeklik gerçekten zehirli mi?” sorusundan yola çıkarak feminist distopya türünün ürkütücü bir örneğini ortaya koymuş. Bu alanın büyük ustası Margaret Atwood’un “sürükleyici, uğursuz bir masal” nitelemesiyle övdüğü ‘Su Kürü’, kadınlara yönelik erkek şiddetinin hüküm sürdüğü bir dünyayı anlatan rahatsız edici bir roman.
#KitapDört gün önce, 21 Mart’ta gün ve gece eşitlendi; artık önümüz gittikçe erken ağaran günler ve uzadıkça uzayan akşamüstleri. Sokağa çıkmak, seyahat etmek, keşfedip ilham almak için daha çok vaktimiz, daha müsait bir iklim ama asıl önemlisi yaşam dolu bir doğa ve cıvıl cıvıl insanlar var. Sadece tabiat ve toplum mu? Sinemadan tiyatroya, müzik dünyasından festivallere kadar her şey canlanıyor ve göz alıcı renklere bürünüyor... Peki şunu yoksa bunu mu giymeli, acaba evi nasıl dekore etmeli, önce kimi seyretmeli, nasıl kokteyl içmeli? Bunca alternatif içinden hangisine, nasıl karar vermeli? İşte bunlar da baharın tatlı ikilemleri...
#ViyanaBir zamanlar sanat galerilerinin art arda açıldığı, sonrasında aynı hızla kapandığı Karaköy eski günlerine dönüyor. İstanbul’un önde gelen çağdaş sanat galerilerinden Pi Artworks, Galeri Nev İstanbul, artSümer ve Mixer’i bünyesinde bulunduran Juma Art binası hafta başında kapılarını açtı. Karaköy’de yeniden yeşerecek sanat ortamına can suyu veren oluşumu kahramanlarıyla konuştuk.
#KitapsanatBarack Obama da onu okuyor, Mark Zuckerberg de. Türkiye’den lise öğrencisi için de süperstar, Çinli bir muhasebeci için de… İsrailli yazar Yuval Noah Harari kendi halinde bir askeri tarih uzmanı iken ‘Sapiens’ isimli kitabıyla dünyayı sarstı. O kitapta insanın o destansı bazen de kirli macerasını anlatıyordu. İkinci kitabı Homo Deus’ta bilmediğimiz sularda. Bize geleceğimizden pencereler açıyor Harari. Yazarla, İnsani Gelişme Vakfı’nın (İNGEV) davetlisi olarak geldiği İstanbul’da konuştuk.
#Yuval Noah Harari