Blazer ceket terimi modayı yakından takip edenlerin sık sık karşılaştığı ve bildiği bir terim. Blazer ceketleri kullanacağınız parçaya göre, şık veya spor hale getirebilirsiniz. Blazer ceketleri isterseniz gece elbisenizin üzerine giyersiniz, isterseniz de jeaninizin üzerine giyebilirsiniz. Peki, blazer ne demek? Blazer ceket nasıl giyilir?
#Blazer Ne DemekTürkiye’de stil dendiği zaman akla gelen sayılı isimlerden Yasemin Özilhan. İpekyol için hazırladığı ikinci koleksiyonunu piyasaya süren ‘yerli Olivia Palermo’ Özilhan ile, stil kodlarını konuştuk: “Marka takıntım yok. Bir şeyi alıyorsam stilini, kalıbını beğendiğim için alırım. Nereden olduğu fark etmez. Çeşme pazarından yazlık şort almışlığım var örneğin...”
#Yasemin Özilhan For İpekyolAlıyorsunuz, alıyorsunuz ancak dolabınızın karşısına geçtiğinizde yine giyecek bir şey olmadığını mı görüyorsunuz? Bunu iki anlamı olabilir: İlki sizin için doğru parçaları almıyorsunuz, ikincisi ise sadece almış olmak için satın alıyorsunuz. Bunun önüne geçmek ise basit bir alışveriş planlaması ile mümkün.
#AlışverişErtuğrul Özkök, Türklerin Almanya’ya göçünün 50’nci yılında derin Almanya’nın kalbine seyahate çıktı. Yanında Almanya’nın en ünlü fotoğrafçılarından Daniel Biscup vardı. Beş günlük seyahatin ilk durağı, Almanya’nın ilk Türk hamamı oldu. İşte size, göçün 50’nci yılında peştamallı bir entegrasyon hikâyesi. Bayram sefası ile karışık bir hamam sefası.
Artık şarkıcıların şarkıları ve sahne performansları kadar imajları da kıyasıya yarışıyor. Ne de olsa devir görüntü devri. Türk starların da yabancılardan geri kalır yanı yok. Her albüm ve klipte kendilerini yeniliyorlar. Peki hangisinin imajı daha oturmuş, kimin stili müzikleriyle doğru orantılı? Hataları nerede?
Türkiye nüfusunun yarısı 28 yaşından küçük. Ülkedeki her dört kişiden biri, 18-28 yaş arasında. En büyük şehir İstanbul’a “dinamik, canlı şehir” denilmesinin nedeni onlar. Yedi ayrı semte gittik, orada yaşayan, boş vakitlerini orada geçiren, yaşları 18 ile 28 yaş arasında değişen arkadaş gruplarıyla sohbet ettik.
Rahmi Koç’un çocuğu olmak, çalışanı olmak nasıl bir şeydir bilemem. Tahmin ediyorum ki ben yapamazdım. Kendisine de söyledim zaten. O kurallara uyabilmem mümkün değil. Beni hemen atarlardı Koç Grubu’ndan. Ama onunla arkadaşlık etmek, sağdan soldan konuşmak, muhteşem görgüsünden, bilgisinden faydalanmak şahane. Hatta bir kademe üstünde. Zamanın nasıl geçtiğini anlamadım. Çocukluğunu, ailesini, kurallarını, yeni kurduğu işi, hayata bakışını dinlerken... O kadar mutevazı ve eğlenceliydi ki, o güldü, ben de güldüm. Üstelik bu kendisiyle yaptığım ikinci röportaj, inşallah üçüncüsü de olur. Patronların patronu sıfatını taşıyan biri, röportaj ve fotoğraf çekimi sırasında her söyleneni yaptı ve her soruyu cevapladı. Şapka çıkarıyorum ve tebrik ediyorum. Müthişti. Ben bu röportajdan çok zevk aldım. Sizi uyarıyorum, elimdeki son sözcük bitene kadar devam edecek...