Bergen Ne Zaman Oldu

Bergen ne zaman, nasıl öldü? Acıların Kadını Bergen'in hayat hikayesi ve şarkıları

Bergen filmi ile birlikte, 'Acıların Kadını' olarak bilinen Bergen'in yaşam hikayesi araştırılmaya başlandı. 30 yaşında hazin bir şekilde hayatını kaybeden Bergen, ne zaman ve nasıl öldü merak ediliyor. İşte beyazperdeye taşınan Bergen'in hayatı hakkında bilgiler...

Bergen ne zaman ve nasıl öldü?

Bergen ne zaman ve nasıl öldü soruları, filmin gündeme gelmesiyle birlikte araştırılmaya başlandı. Hayatının büyük bir kısmında acılarla yüzleşmek durumunda kalan ve 'Acıların Kadını' sıfatını alan Bergen, yaşadığı sıkıntıları şarkılarıyla geniş bir hayran kitlesine aktardı. Peki, Bergen ne zaman ve nasıl öldü? İşte, Bergen hakkında bazı bilgiler

Acıların Kadını Bergen kimdir, ne zaman ve nasıl öldü?

Genç yaşta kocası tarafından öldürülen Bergen’in şarkıları ünlü isimler tarafından yeniden yorumlanıyor. Sanat dünyasında ‘Acıların Kadını’ olarak bilinen Bergen, kısa hayatına 129 şarkı sığdırdı. Peki, Bergen ne zaman ve nasıl öldü? İşte, Acıların Kadını Bergen’in hayatı ve ölümüyle ilgili bilgiler…

Bergen kimdir, ne zaman ve nasıl öldü? Şarkıcı Bergen'in mezarı neden kafeste, gerçek adı ne? İşte hayatı film olan Bergen'in şarkıları ve hayatı...

Bergen'in hayatı ve biyografisi, hayatını anlatan filmin ekranlara gelmesiyle bir kez daha gündemde yer aldı. Atv ekranlarında 27 Ağustos Salı akşamı yayınlanan "Bergen" filmi, arabesk müziğin unutulmaz ismi Bergen'in hayatını konu alıyor. Bergen'in mezarı neden kafeste? sorusu da bu sebeple merak ediliyor. Filmin yayınlanmasının ardından Bergen'in gerçek adı, şarkıları ve hayat hikayesi izleyiciler tarafından merakla araştırılıyor. "Arabesk'in Kraliçesi" lakabıyla bilinen Bergen'i, filmde başarılı oyuncu Farah Zeynep Abdullah canlandırıyor. Bergen'in hayatı boyunca karşılaştığı zorluklar ve trajik sonu, izleyicileri derinden etkiliyor. Bergen, 1986'da çıkardığı "Acıların Kadını" albümüyle büyük bir çıkış yakalamıştı. Ancak hayatı boyunca yaşadığı zorluklar ve trajik ölümü, onu efsanevi bir isim haline getirdi. Peki, Peki, Bergen kimdir, ne zaman ve nasıl öldü?

BERGEN KİMDİR, GERÇEK ADI NE? Şarkıcı Bergen ne zaman, nasıl öldü, mezarı neden kafeste? İşte Şarkıcı Bergen'in hayatı ve biyografisi

Şarkıcı Bergen kimdir? sorusu hayatını anlatan filmin ekranlara gelmesiyle bir kez daha gündemde yer aldı. Bergen'in hayatı hakkında bilgiler, izleyiciler tarafından merak ediliyor. Şarkıcı Bergen'in hayatına odaklanan 'Bergen' filmi 4 Mart 2024 Pazartesi akşamı TV ekranlarında tekrar izleyici ile buluşacak. ATV ekranlarında yayınlanacak film saat 20.00'de başlayacak. Farah Zeynep Abdullah, filmde Bergen'e hayat veriyor. "Arabesk'in Kraliçesi" olarak da bilinen Bergen'in mezarının neden kilitli olduğu da araştırılıyor. Acıların Kadını albümü ile büyük ün kazanan sanatçı, hayatının büyük bir bölümünde birçok zorlukla karşılaşmıştır. Peki Bergen kimdir, gerçek adı ne? Şarkıcı Bergen ne zaman, nasıl öldü, mezarı neden kafeste? İşte ayrıntılar...

Biyografi filmlerinin sonu neden mahkemede bitiyor

Sesiyle, sözüyle bazen de büyük başarıları ile milyonları kendilerine hayran bırakan ve ölümünden sonra da hafızalardan silinmeyen sanatçılar, sporcular var.

‘Katil ama güzel filmler çekiyor, sapık ama güzel resim yapıyor. Bu deli-dâhi dönemlerini geçtik artık’

13 yıldır öyle karakterleri öyle ustalıkla canlandırdı ki; hafızamıza kazıdı. Adını Türkiye’nin en iyi kadın oyuncuları arasına yazdırdı. Sosyal medyada yaptığı paylaşımlar ve açıklamalarla gündemden hiç düşmemesi konusunda “Sosyal medyada biraz kafama göre takılmak istiyorum, öyle de takılacağım. Altı üstü uygulama bunlar ya” diyor. Şimdi ‘Bihter’ filmiyle karşımızda Farah Zeynep Abdullah. Onunla zorla botoks yaptırmasını isteyen yönetmenden Hande Ataizi ile yaşadıklarına, “Sadece ben değil, ailem de dahil olmak üzere, tehdit edildim, hakarete uğradım” dediği Yılmaz Güney olayından Nur Sürer’e ve galada gündem yaratan kıyafetine uzanıyoruz: “Anasına küfretmişimcesine giydiklerimden nefret eden insanlar bana komik geliyor.”

Farah’ın tuhaf kostümü

Farah Zeynep Abdullah’lı, Boran Kuzum’lu, Hande Ataizi’li ‘yeni Aşk-ı Memnu’ “Bihter”in galası yapıldı. Geceye FZA’nın kıyafeti diyemeyeceğim, “kostümü” damga vurdu.

Vallahi kadın kadının en büyük düşmanı

Aşkın yaşı yoktur mu diyeceğiz, hayır! “Ne yapalım sevdaya tutulduk, karşı koyamadık” sözlerine mi kanacağız, hayır hayır! “İkinci baharımızı yaşıyoruz” sözlerine tebessüm mü edeceğiz? Hayır hayır hayır! Masumlaştırmak, normalleştirmek yozlaşmaya giden bir otobandır çünkü. Maalesef Serenay Sarıkaya’nın annesi Ümran Seyhan şu anda bunun en büyük örneği...

Aşk-I Memnu’nun ‘Bihter’i Geliyor: Caner Alper-Mehmet Binay

Merakla beklediğim ‘Bihter’ filmi geliyor. Tüm filmlerini beğenerek izlediğim yönetmenlerin elinden çıkıyor: Caner Alper ve Mehmet Binay. ‘Zenne’, ‘Çekmeceler’, ‘Bergen’ gibi cesaret isteyen konuları ele alıp izleyiciyi içine alacak ustalık ve teknikte çekilmiş filmlerin referansı ile ‘Bihter’i merakla bekliyor olmamız çok doğal. Ulusal ve uluslararası ödüllerle, 26 yıllık sevgi dolu birliktelikleri ve sanatla ortaya koyduklarıyla kendilerini ‘savaş partnerleri’ olarak adlandırdıkları hayat yolculuklarında hep ilerlemeyi, kalıcı eserler bırakmayı hedeflemişler ve başarmışlar da...‘Bihter’ filmi yılın son çeyreğinde Amazon Prime Video platformunda yayınlanacak; üstelik filmin ilk röportajını bizimle yapmaları ve ilk sizlerin bunu okuyor olmanız ayrı bir güzellik.

Deniz Seki: Acıların kadını değilim

Deniz Seki, yaşadığı tüm olumsuzluklara rağmen hayatla dalga geçebilen eğlenceli bir kadın olduğunu söyledi: “Bakma öyle acıların kadını gibi olduğuma, son derece eğlenceliyim.”

Uçan Süpürge’de ödüller belli oldu

31 Mayıs-7 Haziran tarihleri arasında gerçekleşecek olan 26. Uçan Süpürge Uluslararası Kadın Filmleri Festivali’nin Onur, Başarı ve Genç Cadı Ödülleri belli oldu. ‘Onur Ödülü’ oyuncu Tilbe Saran’a, ‘Bilge Olgaç Başarı Ödülleri’ oyuncu Asiye Dinçsoy, yönetmen-senarist Belmin Söylemez ve kurgucu Selda Taşkın’a, ‘Genç Cadı Ödülü’ ise oyuncu Öyküsu Özyürek'e verilecek.

‘Çok Satanlar’ın ünlü yazarı Buket Uzuner: Bana tüm bu romanları yazdıran DNA aşkıdır

Türkiye’nin çok satan, bol ödüllü yazarlarından Buket Uzuner’in iklim değişikliği sorunlarını ele aldığı ‘Tabiat Dörtlemesi’nin merakla beklenen sonuncu kitabı ‘Ateş’ yıl başında yayınlandı. Onunla yazar, çevre bilimci, feminist, hayvan ve çevre hakları savunucusu kimliklerinin kökenlerine yolculuk yaptık. Uzuner’i hayatta büyüleyen ilk şey lisedeki biyoloji kitabında gördüğü bir DNA çift sarmal modeli oluyor. “Hayatın sırrının hücrenin içindeki bu molekülde yattığını anlayınca büyülenmiş, DNA’ya âdeta âşık olmuştum. Sonrasında bilim aşkım edebiyatla taçlandı” diyor...

‘Çok satanlar’ın ünlü yazarı Buket Uzuner: Bana tüm bu romanları yazdıran DNA aşkıdır

Türkiye’nin çok satan, bol ödüllü yazarlarından Buket Uzuner’in iklim değişikliği sorunlarını ele aldığı ‘Tabiat Dörtlemesi’nin merakla beklenen sonuncu kitabı ‘Ateş’ yıl başında yayınlandı. Onunla yazar, çevre bilimci, feminist, hayvan ve çevre hakları savunucusu kimliklerinin kökenlerine yolculuk yaptık. Uzuner’i hayatta büyüleyen ilk şey lisedeki biyoloji kitabında gördüğü bir DNA çift sarmal modeli oluyor. “Hayatın sırrının hücrenin içindeki bu molekülde yattığını anlayınca büyülenmiş, DNA’ya âdeta âşık olmuştum. Sonrasında bilim aşkım edebiyatla taçlandı” diyor...

Gazeteler nasıl ölmediyse sinema da ölmedi, ölmez

İftarlık Gazoz, Arif V 216, Karakomik Filmler, Eltilerin Savaşı gibi pek çok filme yapımcı olarak imza atan Muzaffer Yıldırım, sinemanın ölüm döşeğinde olduğuna da demode olduğu görüşüne de karşı mı karşı… Geçtiğimiz yıl Türkiye’de 36 milyon seyirciyi yakalayan sinemanın 2025’te 100 milyon bilete ulaşacağını öne süren Yıldırım, “Gazeteler öldü deniliyor ya, nasıl öldü? Hâlâ içeriği gazeteler, gazetelerdeki gazeteciler üretiyor, diğer mecralar kullanıyor. Sinema da ölmedi, ölmeyecek. Dünyadaki tüm stüdyolar en şaşaalı filmlerini sinema için yapıyorlar, yapmaya da devam edecekler. Çünkü bu işin büyüsü beyazperdede” dedi. İşte Muzaffer Yıldırım ile söyleşimiz:

Ece Binay, bir taşla iki yanlışı düzeltti

Magazin Konseyi haftaya damga vuran olayları masaya yatırdı. Ece Binay, Sadri Alışık’ın torunuyla ilişki yaşadığı iddiasını reddetti ve haberlerde çıkan yaşını düzeltti: “38 değil, 31.” Ne diyorsunuz?

Haluk Levent'ten Tüdanya için yardım çağrısı: Evi oturulmaz halde ve borç içinde

Haluk Levent, bir süredir sağlık sorunları ve ekonomik zorluklarla mücadele eden 80'li yılların efsane isimlerinden Tüdanya için takipçilerinden yardım istedi.

‘Norveç ve Türkiye insanları arasında bir bağ var’

12 yıllık uzun bir aranın ardından, geçen sene ‘Peace Or Love’ adlı yeni albümlerini yayımlayan Kings of Convenience, İstanbul’a geliyor. Zorlu PSM’nin 10. Yıl Özel Etkinlikleri kapsamında iki gün konser verecek olan gruptan Erlend Øye, Hürriyet Pazar’a konuştu: “Beni İstanbul’a gelmekle ilgili en çok heyecanlandıran şey galiba yemek...”

Mehmet Ali Erbil'in zor rolü... 'Bakımevlerinde Alzheimer hastalarını gözlemledim'

Mehmet Ali Erbil, 3 yıl aradan sonra Hollywood yapımı “The Hope” (Umut) ile beyazperdeye dönüyor. Alzheimer hastası bir babayı canlandıran ünlü komedyenle kendisini çok heyecanlandıran bu dram filmini konuştuk. Sohbetimize filmin oyuncularından Tolga Yüce ve yönetmen Sean GK de eşlik etti.

Şöhretin bedeli

Bir Ozan Güven klasiği: Bodrum’da plajda fotoğrafları çekilince yine muhabirlerle tartıştı. Ozan Güven bunu niçin yapıyor?

İzel, Çelik, Ercan

Bu üçlü;Çok güçlüydü.Çok 90’lardı.

‘Marjinal bir aileyiz’

Yönetmen ve senarist Canan Gerede ile eski albümleri karıştırdık... 1995 yılında Bergen’in hayatını anlattığı ‘Aşk Ölümden Soğuktur’ filmiyle Altın Portakal En İyi Yönetmen Ödülü’nü kazanan ilk kadın olan Gerede’nin kendi hayatı da kült bir bağımsız film tadında; dünyanın dört yanında geçen bir çocukluk, New York-İstanbul arası maceralı yıllar... Bennu ve Şiva Gerede’nin annesi, Daren, Dilan, Miro ve Kai ve Tahara’nın anneannesi olan Canan Gerede, “Marjinal bir aileyiz” diyor.

Bayramı sahnede geçirdiler... Şıklık yarışı!

Müzik dünyasının ünlü isimleri, Ramazan Bayramı’nın ilk gününü sahnede geçirdi. Bugün için özel sahne kostümleri hazırlatan sanatçılar, sevilen şarkılarından oluşan repertuarlarıyla da bayram coşkusunu hayranlarıyla birlikte yaşadı. Kıbrıs, Alaçatı ve Hatay’daki konserler, renkli anlara sahne oldu.

Oyun bağımlısı üç gencin hikayesi

YouTube’da yayınladıkları videolarla fenomen olan “Kafalar”ın ikinci sinema filmi “Kendinden Kaçak” beyazperdede yerini aldı. Grup üyeleri hem filmle ilgili merak edilenleri hem de kendi aralarındaki iletişimi anlattı.

Ümit Özdağ’ın bir taşla vurduğu yedi kuş

Zafer Partisi lideri Ümit Özdağ, sırtında yumurta kefesi olmamasından da yararlanarak dikkat çekici bir açıklama yaptı: “Bizim cumhurbaşkanı adayımız Mansur Yavaş’tır.” Siyasette tek bir demeçle yedi tane kuş vurulduğuna pek rastlanmaz. Ümit Özdağ bunu başardı. İşte Özdağ’ın vurduğu 7 kuş:

Botoksun ikinci büyük ve kesin yenilgisi

Farah Zeynep Abdullah’ın “Bergen” ile yakaladığı başarı bir yandan da botokstan donmuş, oynamayan kaş ve mimiklerin kesin yenilgisine işaret ediyor. FZA bunu kişisel kariyerinde aslında ikinci kez ispatlıyor.

Kariyerim mi varmış benim

İkilemli soruların bu haftaki konuğu müzisyen Jehan Barbur. Müzik, çocukluğundan beri hayatında vardı ama babası konservatuvara gitmesine izin vermedi. Sahnelerde müzik yaparken ilk albümü için Bülent Ortaçgil’in onu ikna etmesi gerekti. Sonrası malum: Onu canlı dinlemeyenlerin bile deyişiyle: Kadife sesli bir antidepresan... Şimdiyse yeni single’ı “Güzel Şeyler Var” ile gündemde.

Cem Yılmaz’ın aylık nafaka kârı 70 bin lira

Mahkeme sonuçlandı, Cem Yılmaz’ın eski eşi Ahu Yağtu’ya ödediği nafaka yarı yarıya azaldı, 140 binden 70 bin liraya düştü. İlk bakışta Cem Yılmaz haklı. Haklı ama...