Paylaş
“Bergen”in başrol oyuncusu Farah Zeynep Abdullah, filmden sağladığı kazançla gündemde.
Buradaki gişe ve hasılat başarısı aslında doğallığın da bir zaferi.
Son dönemde oyuncular botoks, dolgu gibi müdahalelere kendilerini öyle kaptırdılar ki oynayabilen kaş, mimik verebilen surat bulmak neredeyse imkânsız.
Hepsinin gittikçe birbirine benzemesi de cabası.
Yazar Nermin Bezmen, Farah Zeynep Abdullah’ın “Kurt Seyit ve Şura” dizisine de “botoks yaptırmadığı” için seçildiğini anlatmıştı:
“Seks kokarak bakmaya çalışan, 20 yaşında botokslanmış oyuncuları gördüğümde ürktüm. Farah’ı görünce ‘Tamam bu’ dedim.”
Farah’ın “Bergen” filmindeki başarısıyla botoks ikinci büyük ve kesin yenilgisini almış görünüyor.
Farah doğallığı, en azından çok dozunda botoksuyla, genç oyuncular önünde yeni bir iklimin kapısını aralamış durumda.
Benzer sözler aynı şekilde Burcu Biricik için de sarf edilebilir.
O kapıdan kimlerin geçeceği, kimlerin donuk ifadelerinde hapis kalacağıysa...
Tamamen kendileriyle oyunculuk anlayışları arasında.
Keşke Bergen adına bir şey yapılabilse
“Bergen”in tahminlerin ötesindeki gişe başarısı, ister istemez gözleri hasılat rakamlarına dikti.
Milyon dolarlık rakamlar havada uçuşuyor. Filmin bütün telif hakları elbette ki ödenmiştir. Ayrıca kime parasını nasıl harcayacağını öğretmek de bize düşmez.
Ama beklenenin de çok üzerinde gelen bu hasılat başarısı keşke bir şekilde Bergen’e dönebilse.
Hani imkânsızlık nedeniyle konservatuvarı bırakmak zorunda kalmıştı ya...
Mesela kazancın bir kısmından konservatuvardaki fakir kız öğrenciler için Bergen adına bir burs, dernek ya da vakıf benzeri bir şey oluşturulabilse.
Ne şık olurdu değil mi?
Ya tank ya babet
Justin Bieber’ın eşi Hailey Baldwin’in boynuna kırmızı halıda kondurduğu öpücük, Grammy Ödülleri’nin en konuşulan pozlarından biri oldu.
O karede benim en çok dikkatimi çekense Bieber’ın ayağındaki tank gibi yüksek botlar ve kafasındaki kukuletayla eşinden daha kısa görünmeme çabasıydı.
Justin Bieber’ın boyu 1.75, Hailey Baldwin’in boyuysa 1.71...
Yani Hailey topuklu giydiği anda eşinden uzun görünüyor.
Kadınların kaderi bu. Yanlarındaki erkekten uzun görünmemek için çoğu zaman babete mahkum oluyorlar.
Halbuki ne gerek var? “Erkek kadından uzun olmalıdır” bir tabu ve yıkılmasının zamanı geldi de geçiyor bile.
Bieber’ların sıfır kompleks Hera Aslan-Ozan Doğulu çiftinden öğrenecekleri çok şey var.
Hafıza kalmadıysa arşiv var
Bir gece mekânında sahne alan şarkıcı Nez’in dekolteli kıyafeti ve sahnede kendi kendine attığı şaplak Gülşen’e benzetilince itirazını şöyle dile getirdi:
“Dans etmeye ve farklı kostümler giymeye ben bu yıl başlamadım. İlk çıktığım yıllardan beri her sahnemde dans ederim, farklı kostümler tercih ederim.”
Evet, sahnelerde son 1 yıldır gördüğümüz dekolte furyası döndürülüp dolaştırılıp Gülşen’e bağlanıyor...
Ama bugün Gülşen’in kıyafetlerine söz söyleyenlerin bile 90’larda neler giydikleri unutuluyor.
En son Demet Akalın’a o yıllarda giydiği kostümlerden biri hatırlatılınca, “Biz en azından kimsenin kucağına oturmuyorduk” gibisinden bir cümleyle kendini savunmak durumunda kalmıştı.
Olmuş muydu bu savunma? Olmamıştı, o ayrı.
İstihdamla bunun ilgisi ne?
Eşi Gökhan Çıra’yı askeri birlikten konvoyla aldıktan sonra eleştirilerin hedefi olan Selin Ciğerci, “Kimseden bir ayrıcalık beklemiyoruz. İşimizi yapıp, onca insana istihdam sağlayıp vergimizi ödüyoruz” açıklaması yaptı.
Tipik bir hedef şaşırtma çabası.
İstihdamla, vergiyle bunun ne ilgisi var ki? Sanki kurallar istihdam ettiğin kişi sayısına göre belirleniyor. Sen, diğer asker yakınlarından farklı olarak birliğe dört araçla girdin mi girmedin mi onu açıkla. Gerisi laf kalabalığı.
Zaten soruşturma da başlatıldı.
Paylaş