Ece Binay, bir taşla iki yanlışı düzeltti

 Ömür Gedik: Biz kadınlar için bırakın yaşı, ay bile önemlidir. 7 yaş fazla yazılınca bunu düzeltmek istemesi normal.

 Savaş Özbey: Yazanlar da dikkat etselermiş kadının yaşına. İnsanın yaşının durduk yere dörtte bir oranında büyütülmesi hoş mu? Fena mı işte, kadın bir taşla iki yanlışı düzeltmiş.

 Onur Baştürk: Ece Binay ünlü biri mi? Mahsun Kırmızıgül’ün eski eşi olması onu ünlü yapar mı? Gibi sorular kafamda uçuşuyor ama yaşını düzeltmesi bana hiç cool gelmedi. Derdin bu mu yani?

 Orkun Ün: Ne olacak bu erkeklerin kendilerinden yaşça büyük kadınlara hayranlığı! Hey Allah’ım... Neyse ikili arasında ilişki var mı bilemem ama bir kadınını en hassas noktasıdır yaşı. 1 yaş bile yüksek söylerseniz çat diye düzeltirler işte böyle. Hahahah!

Farah’tan Bihter olur mu?
Yeni çekilecek “Aşk-ı Memnu” filminde Bihter karakterini Farah Zeynep Abdullah canlandıracak. Haliyle haftanın tartışması: Farah Zeynep Abdullah’tan Bihter olur mu, olmaz mı? Bir de sizce Behlül kim olur?

 Orkun Ün: Bence Farah’tan Bihter olur. Çok da güzel olur. Ne “Aşk-ı Memnu”ymuş be arkadaş! Yıllardır süren bir etkisi var, üstelik hiç azalmayan. Behlül için üç adayım var; Çağatay Ulusoy, Aras Bulut İynemli ve İlker Kaleli. Haydi bakalım göreceğiz.

 Onur Baştürk: Farah Zeynep yetenekli bir oyuncu. Bihter de olur, Bergen de.

Tek tip bir oyuncu değil kendisi. Behlül konusunda benim de aklıma Çağatay Ulusoy geliyor ama yeni nesil oyunculardan seçilecektir yüksek ihtimal.

Savaş Özbey: FZA’dan çok iyi bir Bihter çıkacağına inancım tam. Kendisinin de tam ki “Bihter... Acılara yürüyorum, korkmuyorum” paylaşımı yaptı. Ama “Bihter=Beren”cilerin de “Aşk-ı Memnu”nun bir klasik olduğunu ve Beren Saat’ten önce oynayanlar olduğu gibi, bundan sonra da oynanacağını kabul etmesi lazım. Behlül’ünse Barış Arduç, Berk Atan, Kaan Yıldırım gibi bir esmer olması lazım. 

Haftanın tartışması: Farah Zeynep Abdullah’tan Bihter olur mu olmaz mı?

Peki, Behlül kim olur?

 Ömür Gedik: Bence de olur ama bizim sosyal medya uzun süre uğraşır bu işle. Biraz zaman lazım. Behlül adaylarım Çağlar Ertuğrul, Aras Bulut İynemli ve Çağatay Ulusoy.

Yakışmışlar
Kıvanç Tatlıtuğ ve Serenay Sarıkaya’nın oynadığı diziden ilk kare yayınlandı. Yakışmışlar mı?

 Onur Baştürk: Yakışmışlar. Ama böyle yüksek yıldızlı iki oyuncunun dizisi çok büyük beklentiyle başlayacağından hikâyenin hayal kırıklığı yaratmasından ürkmekteyim. Bakalım ne olacak...

Ömür Gedik: İkisine de bayılıyorum. Enerjileri ve hayata bakış açıları bir araya geldiğinde güzel bir iş çıkacağından şüphem yok.

Savaş Özbey: Her ikisi de hem yetenekli hem de işlerini çok ciddiye alan oyuncular. O karedeyse elektriklerinin ne kadar tuttuğunu görebiliyoruz. Kahkahalarından, sarılmalarından, hatta Serenay’ın elini Kıvanç’ın elinin üstüne koymasından aynı duygu iklimini yaşayıp yansıtabildikleri anlaşılıyor.

 Orkun Ün: Erkek arkadaşlar bana kızmasın ama benim Kıvanç’a ayrı bir hayranlığım var. İşinin hakkını veriyor çünkü. Duruşu da 10 numara. Serenay Sarıkaya ile ikisine gelince... Ortaya çok güzel bir iş çıkacağa benziyor.

Hepimiz yaşadık
Kadir Doğulu yılbaşı gecesi “O Ses Türkiye”de anlattığı romantik hikâyenin çalıntı olduğu iddiasına yanıt verdi: “Herkesin başına gelebilir.” Haklı mı?

Ömür Gedik: Ben geçen hafta demiştim zaten herkesin başına gelebilir, neden bu kadar yükleniyorsunuz diye. O da zaten aynı yanıtı vermiş doğal olarak.

 Orkun Ün: İşte bu. Bahsettiğim buydu geçen hafta benim. Öyle tanıdık bir hikâye ki... Hepimiz sevgililerimizle benzer tartışmaları yaşamışızdır.

Mesela eve geldiğinde uyuyor numarası da yapmışızdır, sabah uyandığımızda ayrılma kararı da almışızdır. Oyum yine bu hikâyenin çalıntı olmadığından yana.

Onur Baştürk: Haklı. Anlattığı hikâye sıradan, vıcık vıcık romantizme sahip bir çift hikâyesi. Milletin bu anıya “çalıntı” deyip heyheylenmesi bir tuhaftı zaten.

Savaş Özbey: Çok sıkıldım Kadir Doğulu’nun bu mutat ve sıkıcı hikâyesinin sakız gibi uzamasından. Sonsuza dek unutabilir miyiz kanepe-uyku meselesini?

61’inde gelen sadece şöhret değil
“White Lotus” dizisindeki rolüyle Altın Küre’de ‘en iyi yardımcı kadın oyuncu’ ödülünü kazanan Jennifer Coolidge, yaptığı konuşmayla hem güldürdü hem de ağlattı. Oyuncunun 61 yaşında keşfedilmesine ne diyorsunuz?

Savaş Özbey: Teşekkür konuşmasında “Komşularım artık benimle konuşuyor. Hiçbir partiye çağrılmazdım, şimdi herkes davet ediyor” demesi beni benden aldı. 61’inde gelen sadece şöhret değil demek ki, aynı zamanda kabul görme, önemsenme, saygı ve sevgi. Ne mutlu ona.

 Onur Baştürk: Jennifer, Hollywood’un “yeni cool”u oldu bir anda. Yıllardır irili ufaklı rollerde gördüğümüz oyuncunun yıldızının sonunda parlaması şuna mı dalalet: “Çalış, asla bırakma, eninde sonunda sistem görüyor!”

Ömür Gedik: “Asla hayallerinden vazgeçme” ve “geç” diye bir şey yoktur diyorum. Ama daha önce onunla konuşmayıp şimdi peşinden ayrılmayan komşularıyla şimdi de o konuşmasın bence. Zaten şöhretle birlikte yeni arkadaşları olacaktır.

 Orkun Ün: Hiçbir şey için geç değildir Konsey. İşte bunun ispatı Jennifer. Ben onun hakkında fazla mütevazı olduğu yorumlarını okudum. İşte tek buna itirazım var galiba. Öyle bir sektörde mütevazılık insanı hep arka planda tutuyor.

Gençleri durdurmak ne mümkün!
Z kuşağının zengin çocukları Lucca’da birbirine girdi, kavga çıktı. Bu gençler neden bu kadar öfkeli sizce?

 Onur Baştürk: Tahammülsüzlük ve çok paranın getirdiği manasız özgüven birleşince gençleri durdurmak ne mümkün! Ha bire kavga ediyorlar. Z kuşağı sosyalleşmeyi öğrenene kadar bir süre evinizde mi otursanız? Hem ebeveynleriniz de rahat eder yüksek kart borçlarının azalmasından dolayı.

 Savaş Özbey: İşletmeci Didem Özgen, Nişantaşı’ndaki Salomanje’ye 24’ünden küçükleri sokmuyordu, “Çıtırları almıyorlar” diye yazı yazmıştım yıllar önce. Yaş ortalaması ne kadar düşerse böyle şeyler yaşanma ihtimali de o kadar artıyor mekânda.

 Orkun Ün: Sadece Lucca değil ki... Son 1 aya baksanıza. Mini bir suç dizisi çıkar İstanbul gece hayatından. Var bir sıkıntı ve bu böyle sürmez. Çok daha kötüsü olmaması için tahammül seviyelerimizi yükseltmeliyiz. Ha bir de şu ergenlerle çok muhatap olmamalıyız.

Ömür Gedik: Bu kavgalar giderek daha sık olmaya başladı. İşletmeler için de zor bir durum, aileler için de. Onlar kendi tedbirlerini almalılar. Ama genelde çocuklarda ve gençlerde sevgi, tahammül ve merhamet duygularını artıracak ve yayacak projeler yapmak devlete ve ünlülere düşüyor.