Berlin en sık gittiğim şehirlerden biri. Almanya'da en sevdiğim şehir. Geri kalan Almanya şehirleri bende Berlin kadar etki yaratmadı şimdiye kadar. Geçtiğimiz haftalarda yaptığım son Berlin seyahatimde birbirinden güzel kafeleri gezdik. En son benzer bir turu Amsterdam'da da yapmıştık. Bu gezdiklerimiz Berlin'in en Instagramlık mekânlarıdır diye düşünüyorum. İşte detaylar…
#Berlin Kafeleri“Beş çayı” İngiltere menşeili bir kavram. İngiliz asiller saat 15.00 ile 17.00 arasında, sandviç, kek ve tatlı eşliğinde çay içerlerdi. Gündelik hayat akışındaki değişikliklerle bu gelenek, eskisi kadar yaygın olmasa da bir keyif molası olarak hala devam ediyor. Biz de söz konusu çay tüketimi olunca, İngilizler’den geri kalmıyoruz. Gerçi “akşam üstü çayı” servisiyle ünlü tarihi yerlerin çoğu kapandı ama geleneği sürdüren adresler hala var. İşte en iyileri...
Bildiğimiz ekmek fırınlarından değil onlar. Fırıncılığı kafe ve pastane kültürleriyle harmanlayan yeni nesil fırınlar giderek çoğalıyor. Gösterişli ve çeşitli lezzetteki ekmeklerinin yanında müşterilerine başka başka seçenekler de sunuyorlar. Emkeğinizin yanında pastanızı da alabilir ya da oturup bir çay, kahve içebilirsiniz. Ya da özel ekmek sipariş edebilirsiniz.
İngilizler "Beş çayı" diyor. İkindi akşama doğru devrilirken, porselen fincanlarda çay içip yanında kurabiye, pasta yiyerek açlıklarını yatıştırıyorlar. Çayın kökeni aslında Çin kültürüne dayanıyor. Büyük Britanyalılar’ın Çin’e gitmeden önce ne çaydan haberleri varmış ne de porselenden. Oraya varınca öğrenmiş ve Avrupa’ya taşımışlar. Porselenleri de yanlarında getirmeyi ihmal etmemişler tabii. Çay içmek bizim için de sosyal bir tören.