Paylaş
Berlin her mevsim çok ciddi bir köklü dönüşüm yaşıyor. Güneşin kendini göstermediği kış günleri bittiğinde, dört aylık ışık ve arınma dönemi başlıyor. Kültür sanat aktiviteleri ve süslü dar sokaklarıyla bambaşka bir çehreye dönüşüyor. Özellikle şirin ve lezzetli kafeleri bu dönemde görülmeye değer. Bu sefer iki günde Berlin’in lezzetli mekânlarını keşfe çıktık.
Tabi tüm kafeleri iki günde bu kadar kolay gezebilmemizin sebebi Wyndham Rewards puanlarımı kullanarak konakladığımız Alexandreplatz'da yer alan ‘H4 Otel’in merkezi konumu oldu. Wyndham ailesinde yer alan 80 ülkedeki 9 bin 200 otelden birinde konaklayarak puan kazanıyorsunuz ve bu puanları sonrasında bedava konaklama için kullanabiliyorsunuz. İşte birbirinden güzel Berlin kafeleri…
Factory Girl: Sonradan duyduğuma göre bu mekânın sahibi Türkmüş. Çok cool bir kafe. Kahvaltı için dolup taşıyor. Özellikle doğu Akdeniz lezzetleri yer alıyor menüde. Avokadolu yumurtası çok başarılı.
Milch Halle Berlin: Tesadüfen keşfettiğimiz bir mekân. Dekoruyla gönlümüzü fethetti. Kahveleri için mutlaka gidilmeli.
Five Elephant: Eski mekânını da beğenmiştim ama yenisine bayıldım. Adli sokakta yer alıyor. Daha küçük ama daha şirin. Siyah beyaz dekor modasına uymuşlar. Çok güzel olmuş.
Zeit Für Bröt: Ekmekleri, sandviçleri ve roll adı verilen rulo kekleriyle meşhur bir mekân. Özellikle kahvaltı için tercih ediliyor ve önünde oluşan kuruğu beklemek zorundasınız. Elmalı cinnamon roll ve Alman ekmeğiyle yaptıkları sandviçleri harika.
Mitte Cafe: Burası da Berlin'in en fotoğraflık mekânlarından. Özellikle dış cephesi görülmeye değer.
Katies Blue Cat: Vitrinindeki tatlıları görüp vurulmamak elde değil.
Venue Berlin: Kahvaltı tercihlerimizden biri bu mekân oldu. Masanızda bulunan menü kartındaki kahvaltılıklardan üç, beş ya da yedisini seçiyorsunuz ve ona göre fiyat ödüyorsunuz. Kahvaltılıklar yumurta çeşidi, kuruvasan, müsli, granola, bacon, avokado gibi seçenekler. Sunumları da çok renkli. Siyah kuruvasan oldukça ilginç.
Father Carpenter: Dekor olarak en çok hoşuma gidenlerden biri oldu burası. En azından bir kahve için mutlaka uğramalısınız.
Benedict: Son zamanlarda Berlin’in en favori mekânlarından. Kahvaltı için burada sıra beklemek zorundasınız. Max Brown adlı otelin girişinde yer alıyor. Bitki desenli duvarları ve leziz kahvaltısıyla sırada beklemeye değecek bir mekan.
Greens Cafe Berlin: Bu minik kafeyi de tesadüfen keşfettik. Bir girdik bir daha çıkamadık, saatlerce oturup kahve içtik, vişne ve bademli kek yedik.
House of Small Wonder: Etrafında çiçekler yerleştirilmiş döner merdivenli belki de Berlin'in en meşhur Instagramlık mekânı. Sabahları kahvaltı, öğlen ve akşamsa Asya lezzetleri servis ediyor. Berlin'e gidince en azından o merdivenlerde poz vermek için buraya gidilmeli. Yemekleri hakkında çeşitli fikirler var. Ben fena bulmamıştım.
Chen che: Bir Vietnam çay evi ama yemek de servis ediyorlar. Berlin'de çok fazla Vietnam restoranı var ve seçenek çok fazla. Bu mekân konsepti ve dekoruyla dikkat çekici.
Camon: Burası da bir kahveci. Bitki ağırlıklı dekoru benim çok hoşuma gitti. Bu mekân öncesi aşırı kahve çay tükettiğimiz için burada zencefilli limonata içtim.
Paul Möhring: Burası bir dondurmacı. Sundae tarzı dondurma servis ediyorlar. Benim asıl beğendiğim mekânın dekoru oldu. Çok sevimli. Hava güzelse dışında oturmak çok keyifli olacaktır.
Bonanza: Bir üçüncü nesil kahvecisi. Kreuzberg'de arka bir sokakta yer alıyor. Minimal dekoru ve şık ambiyansıyla dikkat çekici.
Roamers Cafe: Buraya vakit kalmadığı için gidemedim ama aklımda kaldı. Size de bonus olsun. Bir arkadaşım tavsiye etti ama zaman bulamadık gitmeye.
Paylaş