Ülkemizde olduğu gibi genç ve çocuk nüfus oranının yüksek olduğu ülkelerde çocuk sağlığı ile ilgili sorunlar ve bunların çözümüne yönelik çalışmalar sağlık sisteminin tüm basamaklarında büyük öneme sahiptir. Çocuk sağlığının korunması, hastalıklarının tedavisi için yapılan çalışmalar ailelerin ve dolayısı ile toplum sağlığının iyileşmesi ve toplumsal gelişiminin sağlanması için de en önemli araçlardan birisidir. Çocuk sağlığı ve hastalıkları çok geniş ve kendi içinde bazı farklılıklar gösteren bir hizmet alanı olarak değerlendirilebilir.
#SağlıkBebeğin ilk 6 ay tüm gereksinimini sağlayan anne sütü, sanal ortama düştü. Doğum sonrası sütü fazla olan anneler, bu mucizevi besini internet siteleri üzerinden yasal olmayan şekilde satışa çıkardı. DHA’nın telefonla ulaştığı bu ailelerden bazıları bunu hayır amaçlı yaptığını belirtirken bazıları da sütün 100 miligramını 100 liraya sattığını söyledi. İnternet üzerinden alınacak sütlerin sağlık risklerine dikkat çeken uzmanlar ise "Kaynağı bilinmeden bebeğe verilen bu sütler hepatit, AIDS gibi hastalıklar ve çeşitli enfeksiyonlara yol açabilir" uyarısında bulundu.
#İstanbulGölcük’te, iki aylık bebeğini evde bırakarak 9 günlük bayram tatiline giden ve açlıktan ölümüne neden olan öğretmen anne S.M.D.’nin haberini okumuşsunuzdur.Bütün cesaretimi toplayıp ancak okuyabildiğim bu habere ait uzman yorumlarından birinde Doç. Dr. Burhanettin Kaya “çocuk istismarının en acı boyutudur.”demiş.
Konya’ da yaşanan dayak skandalının tek bir açıklaması var; herkes özel eğitimci olamaz.Sorun neydi, dayak yiyen bu genç ne yapmıştı da tekme tokat dayak yemişti, bilemiyorum. Olumsuz davranışların değişmesi için özel eğitim yöntemleri varken, dayağın tercih edilmesi, gencin öğretmenlerinin bu işin uzmanı olmadığının bir göstergesi.
Doğru ebeveynlik tartışmaları genellikle anneler üzerinden yürütülse de bu babaların tavsiye aramadığı anlamına gelmiyor. Bazen telaşlı bir çocuğu sakinleştirmek veya bir ergenle bağlantıda kalmak her zaman kolay olmuyor. Babalar Günü’ne özel, babalara ‘sihirli formüllerini’ sorduk…
#Babalar GünüAnne babalar bazen çocukları için doğru olduğuna inandıkları şeyi yaparken aslında onlara zarar verebiliyor, korumak isterken baskı altında hissetmelerine neden olabiliyor. Kaç yaşında olurlarsa olsunlar çocuklarının bir birey olduğunu kabul edemeyen, kendi sözlerinden çıkmasını istemeyen ebeveynlerle de sıklıkla karşılaşabiliyoruz. Hatta bazen durum çocukların ailelerini mutlu etmek için yaşadıkları bir noktaya geliyor. Ama bazen de çocuklar büyüyünce, “Anneme babama kızıyordum ama haklılarmış” diyebiliyor. Peki çocuğu korumak ile baskılamak arasındaki sınır nerede çekilmeli? İşte toplumun farklı kesimlerinden çeşitli ‘yetiştirilme’ hikayeleri ve uzman yorumları…
#Çocukları BaskılamaAnne babalar bazen çocukları için doğru olduğuna inandıkları şeyi yaparken aslında onlara zarar verebiliyor, korumak isterken baskı altında hissetmelerine neden olabiliyor. Kaç yaşında olurlarsa olsunlar çocuklarının bir birey olduğunu kabul edemeyen, kendi sözlerinden çıkmasını istemeyen ebeveynlerle de sıklıkla karşılaşabiliyoruz. Hatta bazen durum çocukların ailelerini mutlu etmek için yaşadıkları bir noktaya geliyor. Ama bazen de çocuklar büyüyünce, “Anneme babama kızıyordum ama haklılarmış” diyebiliyor. Peki çocuğu korumak ile baskılamak arasındaki sınır nerede çekilmeli? İşte toplumun farklı kesimlerinden çeşitli ‘yetiştirilme’ hikayeleri ve uzman yorumları…
#Bir Sorudan FazlasıÇocuk bakımı, ev ve iş arasında sıkışan anneler pandemi sürecinde iyice zorlaşan koşullar sebebiyle ‘karar verme yorgunluğu’ yaşıyor. Birçoğu havlu atma noktasına geldi! Uzmanlar annelerin durumunun sadece tükenmişlik sendromuyla açıklanamayacağının altını çiziyor ve “Anneler ihanete uğramış hissediyor” diyor. Çocuk bakımı ve ev işlerinde sahada olmayan babalar, esneklik sağlamayan işverenler ve zayıf kalan toplumsal destek sistemleri başlıca sebepler. Annelerle ne yaşadıklarını konuştuk, uzmanlardan da konuyla ilgili öneriler aldık...
#Annelik