Güncelleme Tarihi:
Çocuk sahibi olduğumuzda, ebeveynlik yanında bir kullanım kılavuzuyla birlikte gelmiyor maalesef. Çocuk yetiştirme konusunda rehberlik sunan çok sayıda kitap olsa da aslında herkesin kendine dair son derece farklı yöntemleri var. Bazen doğrusunu biliyoruz bazen de yanlışlar yaparak doğruları öğreniyoruz. Üstelik çevremiz bizimle çelişen görüşlerini paylaşmaktan hiç çekinmiyor, hatta zaman zaman eleştirel yaklaşımlarıyla canımızın sıkılmasına bile sebep olabiliyorlar. Babalar çocuklarıyla son derece yakından da ilgilense aslında iyi ebeveyn olma tartışmalarının çoğu annelere yönelik. Ancak bu durum babaların tavsiye aramadığı anlamına gelmiyor. Çünkü çocuğu olan herkes, yaşı kaç olursa olsun, bir noktada yardıma ihtiyaç duyuyor. Tüm bu gürültünün ortasında babalar, işine yarayan stratejileri, ipuçlarını ve evet, doğaçlama bir şekilde ‘baba şakalarını’ bulabiliyor.
Biz de bu Babalar Günü’nde çevremizdeki 50 babayla konuştuk, diğer babalar için öneriler aldık. Onlara şunları sorduk: “Size aktarılan bir ipucu veya neredeyse yanlışlıkla bulduğunuz bir stratejiniz oldu mu? İşler zorlaştığında kullandığınız bir ebeveynlik sloganınız, diğer babalara söyleyebileceğiniz bir sırrınız, babanızdan görüp kendi çocuğunuza uyguladığınız bir formülünüz veya hayat öğretiniz var mı?”
‘GÜN GELİR PRENSES, GÜN GELİR KRAL OLURUM’
Nabi Kaynak, kıdemli ürün uzmanı (5,5 yaşında kız çocuk babası)
Kızım Mercan 5,5 yaşında, doğduğu günden beri birlikte vakit geçirmeyi çok önemsiyorum. Görevmiş gibi değil, keyif alarak geçirilen zaman, birbirimizi tanımamızı sağlarken ‘En son babalar duyar’ algısını da kırıyor. Kızımla oynarken o gün ne olmam gerekiyorsa onu olurum. Gün gelir prenses, gün gelir kral... Onunla yemekler yapar, kitaplar okur, dans edip spor aktiviteleri yaparım. Ona vakit ayırırken eşime ve kendime de zaman ayırmayı ihmal etmem. Sanırım çoğumuz bunu atlıyoruz. Aslında çocuğumuza verebileceğimiz en iyi şeyin mutlu ebeveynler olduğu aklımızdan çıkıveriyor. Çocuğumu dinlemek, yargılamak yerine anlamaya çalışmak inanın ona olduğu kadar bana da iyi geliyor. Yaşamın en saf ve en temiz varlıkları, benim de hayata inancımı arttırıyor.
‘KRİZİ OYUNA ÇEVİRİP İŞİN İÇİNDEN ÇIKARIM’
Taner Ölmez, oyuncu (2 yaşında bir kız ve 3 aylık bir erkek çocuk babası)
Belki mesleğim gereği bilmiyorum, içgüdüsel bir şekilde krizi oyuna çevirip işin içinden çıkmaya çalışırım, genelde işe yarar. Önce sabırla sakinleşmesini, kendini ifade etmesini beklerim. Sonra da hemen ya oynadığım çocuk oyunundan bir karakter olurum ya daha önce okuduğumuz kitaptan bir fil. Kızımla kendi kafamızdan uydurduğumuz, hayali karakterlerimiz var. Onlardan biri gibi konuşurum ve dikkatini dağıtıp onu eğlenceli bir yere çekerim. Oyun, hayatın her alanında, içimizdeki ve karşımızdaki ilgi bekleyen çocuğu rahatlatır, buna inanırım.
‘EŞİTLİKÇİ BİR İLİŞKİ KURUYORUM’
Olkan Özyurt, gazeteci (6 yaşında bir kız ve 10 yaşında bir erkek çocuk babası)
Birçoğumuz çocuğunu içten sevse de doya doya sevememiş, bizi kucağına bile alamamış babaların çocuklarıyız. Ama köprünün altından çok sular geçti. Artık sevmek ve bunu çocuğuna göstermek de yetmiyor. En temizi çocukla eşitlikçi bir ilişki kurma serüvenine girmek. Serüven diyorum çünkü birçoğumuz için de yeni bir durum bu. Üstelik türlü sorunlara da gebe. Ama sorun varsa çözüm de var ilkesiyle hareket etmek her daim iki tarafa da iyi geliyor. Bu maceraya dahil olanlar bilir. O zaman sık sık sarılmanın, seni seviyorum demenin anlamı daha büyük oluyor; ki unutmamak gerek, çocuk için en önemli rol modeli biz anne ve babalarız. Nasıl bir çocuk istiyorsanız öyle ebeveyn olmak en iyisi.
‘DEĞERLERİ DEĞİŞTİRMEK YERİNE KABUL ETMEK GEREKİYOR’
Sarp Özkar, turizmci (10 ve 14 yaşında iki erkek çocuk babası)
Hiçbir çocuk sebepsiz yere bağırıp çağırmaz. Bize bazen yersiz gibi görünse de bir konu hakkında saçma taleplerde bulunmaz. Bunu yapıyorsa bilin ki size anlatamadığı ve/veya anlaşılamadığını düşündüğü bir konuyu çözmeye çalışıyordur. Bunun için öncelikle dizlerinizin üzerine çöküp çocuğun göz seviyesine gelin. “Senin bana anlatmak istediğin bir şey var sanırım, anlat, gel beraber nasıl çözebiliriz, o konuda bir konuşalım” derseniz çocuk hem rahatlayacak hem de samimiyetle içini açacaktır. Her çocuk özeldir, beş kardeş bile birbirine benzemez, görünüş olarak belki ama davranışlar hep farklıdır. Yaradılıştan gelen bu özellikleri değiştirmek yerine, sahip olduğu değerleri olduğu gibi kabul etmek en doğrusu.
‘BİZE DÜŞEN, ONLARA ALAN TANIYABİLMEK’
Yazar Mecit Ömür Öztürk (11 yaşında bir kız ve 14 yaşında bir erkek çocuk babası)
Bence babalıkta en iyi formül, çocukların değişken duygularının sürekli kendi dilediği yönde olmasını istemekten vazgeçmek. Çünkü bence babalık, çocuklarımızın bizimle iletişim kurmak istemedikleri, bir süreliğine dahi olsa canlı aile hayatına katılmak istemediği dönemlerde başlıyor. İnsanların ruh hallerinin mevsimlerin değişmesi gibi değişken olduğundan hareketle, onların haleti ruhiyelerindeki bu farklılıkları doğal karşılamak gerekiyor. Baba olarak bize düşenin, çocuklarımızın ruh dünyasındaki çalkantılı dönemlerde talepkâr olmaktan ve sürekli yanlarında olmaya çalışmaktan vazgeçmek, onlara alan tanımak olduğuna inanıyorum.
‘12 YAŞINDAYKEN KUZEY BUZ DENİZİ’NDEN KUZEY AFRİKA’YA BİRLİKTE GEZDİK’
Serda Büyükkoyuncu, yazar, eğitimci (30 yaşında bir kızı var)
Bir baba olarak en üzerinde durduğum konu özgüven. Ayakları üzerinde tek başına durması çok önemli... Bunun için elbette formüllerim vardı: Her şeye “Hayır” dediği dönemde, ondan önce “Hayır” demekti. Sadece tersi olsun diye o “Evet”e dönüyordu. Böylece sorun çözülüyordu. 11 yaşında bir ressamın yanında işe başladı. Ben maaşını ressama ödüyordum, ressam da Alara’ya. Bu gerçeği öğrendiğinde, ressamın ödemediği son maaşını benden istemişti. 12 yaşındayken bir küçük sırt çantası ona, bir tane de kendime aldım. Kuzey Buz Denizi’nden Kuzey Afrika’ya kadar hemen her yeri birlikte gezdik. Döndüğünde başka bir çocuk olmuştu. Bir süre sonra tek başına Avrupa’ya gidebilir oldu. Bugün Grönland’a gidecek olsa tek yapacağım şey “Üstünü sıkı giyin” demek olur.
‘POPÜLER BİR ESPRİ ŞOK ETKİSİ YARATIYOR’
Atakan Altan, sosyal hizmet uzmanı (13 yaşında bir kız çocuk babası)
Bir baba olarak geleneksel bilgi, beceri ve deneyimleri aktarırken tatmin oluyorum. Babalık kendi içinde yeterince güçlü bir his. Ancak 13 yaşındaki kızımın jenerasyonuna ait kültürel ve sosyal içerikler hakkında fikir sahibi olmak çok eğlenceli ve zihnimi de diri tutuyor. Hem çocuktan hem diğer kaynaklardan gelen veriler zamanı geldiğinde özellikle kriz anlarında çok kullanışlı oluyor. Sıkılıp üzüldüğünde veya sadece ergen gerginliği yaşadığında ‘memes-shitpost’ denen internet geyikleri türünde, popüler bulduğu bir espri, şarkı ya da hareketi kullanmak çocukta bir anlık şok yaratıyor. Ortam bir anda gülücüklerle dolabiliyor.
‘HER TÜRLÜ KEŞİF ONUN UFKUNU AÇACAKTIR’
Klinik psikolog Mehmet Teber (6 yaşında bir erkek çocuk, 15 ve 18 yaşında iki kız babası)
Profesyonel anlamda tam 18 yıldır babayım. Üstelik aynı anda genç, ergen ve çocuk babasıyım. İşin içine çocuk psikoloğu olmak da eklenince bu soruya cevap vermem kolay olmayacak. Çocukla iletişim kurmanın ve iyi bir baba olmanın yolu bence ‘oyun’dan geçiyor. Bu oyun çocuğun ürettiği, istediği ya da babanın talep ettiği bir oyun olabilir. Yeter ki olsun. Biraz daha büyüyünce kutu oyunu, az daha büyüdüğünde birlikte spor ve sanal oyunları keşfetmek formülün önemli bir parçası. Ergenlik döneminde hayat kurtaran formülse ‘espri’. Çünkü ergenlikte sorunları esprili bir yaklaşımla aşmak çok kolay. Bu dönemde önemli bir formül de sevgiyle sınır dengesini korumak olabilir. Biraz daha genç olduğunda ‘yeni keşifler yapmak’ devreye giriyor. Her türlü keşif hem onun ufkunu açacak hem babalık ilişkisini güçlendirecektir diye düşünüyorum. Kısacası çocuk büyüdükçe formüller değişiyor. Mesele yeni formüller bulmaya istekli olmak sanırım.
‘SEÇMEK ONUN ELİNDE’
Ozan Sile, gazeteci (17 yaşında kız çocuk babası)
Kızımla onun seçimlerine öncelik verdiğim, onun seçen taraf olmasını sağlamaya çalıştığım bir ilişkimiz var. Ona hep “Hayatında seçmek mi istersin, seçilmek mi” diye sorarım. “İleride eşini, işini seçmek veya seçilmek senin elinde. İyi bir gelecek için çalışıp güzel yerlere gelmek senin elinde. Ben ancak sana bu yolda destek verebilirim” diye anlatırım.
EŞİMLE İŞLERİ PAYLAŞTIK, SABRIMIZ ÜST SEVİYEDE, EN BÜYÜK FORMÜL BU’
Konuştuğumuz babalardan gelen diğer yorumlardan ve tavsiyelerden bazıları da şöyle:
◊ Kız babasıyım. Henüz 5 yaşında, o ne derse onu yapıyorum, parmağında oynatıyor beni. Formülüm teslim olmak. (Serhan Kolcu, 35, garson)
◊ En önemli şeyin çok sevmek, sarılmak ve dokunmak olduğunu düşünüyorum. Gerisi halloluyor. (Ali Bakırcı, 32, aşçı)
◊ Pozitif iletişim en büyük formülüm. Krizli anlarda kendisine alan tanıyıp sakinleşmesini beklemek işleri kolaylaştırıyor.
(Ferhan Başaran, 44, kimya mühendisi)
◊ Kısa ama kaliteli vakit geçirmeyi önemsiyorum. Çocuklar için can sıkıntısının bir erdemi olduğunu düşünüyorum. (Mehmet Parlar, 44, işletmeci)
◊ Çocuklar bizim aynımız. Ben ona nasıl davranırsam o da o şekilde davranıyor. O yüzden sakin kalmak evde huzuru da sağlıyor. (Samet Halit Özbakır, 54, sigortacı)
◊ Eşimle çocuk bakımında işleri yarı yarıya paylaşmak en büyük formülümüz. Böylelikle sabrımız üst seviyede oluyor. (Furkan Kantar, 46, gayrimenkul danışmanı)
◊ Formülüm tam ne bilmiyorum, babamdan da bir şey görmedim ama içten geldiği gibi davranmak sorunların büyük kısmını çözüyor. (Engin Akar, 42, güvenlik görevlisi)
◊ Henüz altı ay önce baba oldum. Şu an için en işe yarayan formül göğsüme yatırıp onu sakinleştirmek. (Mertcan Hacıhasanoğlu, 36, reklamcı)
◊ Ergenlerle iletişimde kalmak çok zor. Biraz büyüse de kendimize baksak derken neredeyse yüzünü göremez olduk. O yüzden onun jenerasyonunun müziklerini ve filmlerini yakalamaya çalışıyorum. (Hakan Yücel, 48, bankacı)
◊ Oğlum 21 yaşında. Oturup oyunlar oynadım, banyosunu falan yaptırdım diyemem ama hep onun dünyasını anlamaya çalıştım. (Bülent Aşabay, 48, güvenlik görevlisi)
◊ “Çocuklarım 9 ve 12 yaşındalar. En önem verdiğim şey sofraya birlikte oturmak ve günü konuşmak. Aradaki iletişimi kaybetmemek başarılı sonuçlar veriyor. (Tuna Çağlı, 47, gayrimenkul danışmanı)
◊ Her gün iş dönüşü mutlaka yarım saat de olsa oyun oynuyorum oğlumla. Telefonu bir kenara bırakıp sadece ona odaklandığım yarım saat, tam bir gün ama konsantre olmadan ilgilenmekle eşdeğer oluyor. (Mehmet Sayıner, 40, inşaat mühendisi)
◊ Benim formülüm bir süre ağlamasına, stresini atmasına müsaade etmek. Sonrasında da sakin bir tavırla çok seveceği herhangi bir şeyi ona sunmak. Krizli anlar kaçınılmaz ama böylelikle süreleri azalıyor. (Oğuzhan Kamer, 37, içmimar)
◊ Annesi de ben de yoğun tempoda çalışıyoruz. Çocuğumuza anneannesi bakıyor. O yüzden hafta sonlarımızı tamamen ona konsantre olarak geçirmek aradaki mesafeyi kapatıyor. (Kenan Özbek, 41, tekstilci)
◊ 2 çocuğumu da kucağımda büyüttüm. Şimdi torunlarımla da saatlerce oyun oynuyorum. Çünkü çocuklar büyüklerle oyun oynayarak bağ kuruyor. (İsmail Coşkunarda, 75, emekli)
YAPAY ZEKÂDAN TAVSİYELER: ‘SABIR EBEVEYNLİĞİN ANAHTARIDIR’
Babalar Günü’nde aynı soruyu bir de hayatımızın neredeyse kaçınılmaz bir parçası olan yapay zekâya sorduk. İşte cevapları…
Elbette, babalar için bazı faydalı tavsiyeler ve ipuçları paylaşmaktan memnuniyet duyarım. İşte babaların çocuklarıyla daha iyi bağ kurmalarına ve zorlu anları daha kolay yönetmelerine yardımcı olabilecek bazı stratejiler:
◊ Çocuklarınızla geçirdiğiniz zamanın miktarından çok kalitesi önemli. Onlarla ilgilendiğinizi ve onları önemsediğinizi hissettirmeye çalışın. Birlikte oyun oynamak, bir hikâye okumak veya sohbet etmek büyük fark yaratabilir.
◊ Çocuklar bazen zorlayıcı olabilir ancak sabır ebeveynliğin anahtarıdır. Sinirlendiğinizde derin bir nefes alın ve sakin kalmaya çalışın.
◊ Çocuklar rutinleri sever ve bu onlara güvenlik hissi verir. Belirli bir uyku saati, yemek zamanı gibi…
◊ Ceza vermek yerine, davranışlarının sonuçlarını anlamaları konusunda onlara yardımcı olun. Doğru davranışları ödüllendirin, olumsuz davranışları nasıl düzeltebileceklerini gösterin.
◊ Çocuklarınız sizi taklit ederler. Onlara iyi bir model olun.
◊ Onların söylediklerini gerçekten dinleyin. Bu, güven duygusunu arttırır ve daha açık iletişim kurmalarını sağlar.
◊ Teknolojiye maruz kalma sürelerini dengeli tutun. Onları açık hava aktivitelerine yönlendirin ve birlikte zaman geçirmenin farklı yollarını bulun.
◊ Babalar da kendine zaman ayırmalı. Kendi obilerinize ve dinlenmeye zaman ayırarak stresinizi azaltabilir ve daha iyi bir ebeveyn olabilirsiniz.
◊ Ebeveynlik zordur ve bazen yardım almak gerekir. Eşiniz, aileniz veya arkadaşlarınızdan destek isteyin.Ebeveynlik konusunda deneyimlerinizi paylaşabileceğiniz diğer babalarla bağlantı kurmak faydalı olabilir. Her çocuk farklıdır ve her aile kendi dinamiklerine sahiptir. Önemli olan, çocuğunuzla sağlıklı ve sevgi dolu bir ilişki kurmaktır. Babalar Gününüz kutlu olsun!