Ambalajlı su sektörünün mevcut kapasitenin sadece üçte birini kullandığını belirten SUDER Başkanı Hüseyin Karamehmetoğlu, su fiyatlarıyla birlikte tüketicinin alternatif arayışının da arttığını söyledi. Karamehmetoğlu, “Batı’daki büyük şehirlerde su arıtma cihazı kullanımı yüzde 50’ye ulaştı. Ancak bu sektöre de damacanalara uygulanan denetimlerin getirilmesi gerekiyor. Ciddi bir halk sağlığı sorunu var” dedi.
#SUDERMerkez üssü Kahramanmaraş olan iki yıkıcı deprem, 10 ilde büyük kayıplara yol açtı. 85 milyonun yüreğine ateş düştü, ulusal yas ilan edildi. Her kesimden ‘Gün birlik beraberlik günü’ mesajı gelirken, ülkenin önde gelen sivil toplum kuruluşları ve şirketleri yardım seferberliği başlattı. Enkazın hızla kaldırılması için gerekli iş makinelerinden teknik ekibe, çadır ve konteynerden giyim ve gıda yardımına kadar birçok ihtiyaç için TIR’lar yola çıktı, çıkmaya devam ediyor. İşte deprem bölgesine yapılan yardımlar...
#Kahramanmaraşİklim krizine karşı tedbir alan su üreticileri, bu konuda çalışmalar yapıyor. Ambalajlı Su Üreticileri Derneği (SUDER) bünyesindeki firmalar, depozitolu iade sistemi üzerinde duruyor. Firmalar böylece her toplanan şişeyi yeni bir şişe olarak tekrar sunabilmeyi amaçlıyor. Nestlé Waters Türkiye Genel Müdürü Michel Beneventi ise gelecek nesillerin de yeterli su ile yaşayabilmesini istediklerini belirterek, suyu koruma ve kirlenmeyi engelleme uygulamalarını ön plana aldıklarını söylüyor.
#SUYıllardır “Damacanın içinden bakın ne çıktı” başlıklı sayısız haber okuduk, bu kadarı de pes dedik durduk. Hamam böceği çıkanı da gördük, çiğnenmiş sakızı da… Son olarak Eskişehir’de kapalı bir damacanada yosun tutmuş bir hortum bulundu. Peki biz ne içiyoruz? 10 soru, 10 yanıt...
#Su Sağlığı- Ambalajlı su üreticileri, 2015 yılında yürürlüğe girecek ambalajlı suyun satışı ve taşınmasıyla ilgili yeni uygulamaların suda "mikrop" sorununu ortadan kaldıracağını düşünüyor - SUDER Başkanı Özdemir: "(Ambalajlı Su Satış Yerleri ve Ambalajlı Su Nakil Araçları Tebliği) Tebliğdeki uygulamalarla ambalajlı suda taşıma ve stoklama koşullarında ortaya çıkabilecek sorunların tamamen çözüme kavuşacağına inanıyoruz"
SAĞLIK Bakanlığı, 20 damacana su firmasının üretimini durdurup markaları teşhir gerekçesini ‘E.Coli’ bakterisinin üremesi olarak açıkladı. Bir hafta sonra da 15’ine yeniden üretim izni verdi. Uzmanlar kaynak sularında çok güçlü zehir ya da toksin üretebilen bu bakterinin bir haftada arınamayacağını belirtiyor.
SAĞLIK Bakanlığı’nın bir hafta arayla damacana su markalarıyla ilgili aldığı iki zıt karar, 4 milyar liralık ambalajlı su pazarında tüm dengeleri alt üst etti. Tüketicileri panikleten, ismi açıklanan firmaların imajını da ayaklar altına alan bu kararlar, başta 5 ve 10 litrelikler olmak üzere pet ambalajlı sular ile su arıtma cihazlarının satışlarında patlama yarattı.
Sağlık Bakanlığı, tesisi ‘uygun’ bulunmayan 15 damacana su markasını daha açıklamasına rağmen bu markaların hala su satışı ve üretimi yaptığını tespit ettik. Yasaklı su markalarını tek tek arayarak su siparişi verdik. Teşhir edilen markalar için yaptırım yetkisini belediyelere verdiğini açıklayan Sağlık Bakanlığı ise, gelişmeleri takip ettiğini duyurdu.
Ambalajlı Su Üreticileri Derneği (SUDER) Başkanı İsmail Özdemir, tüketicilerden, satın aldıkları damacananın kapağında, emniyet bandında, etiketinde ve gövdesindeki marka isimlerinin aynı olmasına, Sağlık Bakanlığı ruhsat bilgileri ile üretim/son kullanma tarihi bulunup bulunmadığına dikkat etmesini istedi.
Sağlık Bakanlığı daha önce açıkladığı 5 damacana su markasına ilaveten uygunsuzluk tespit edilen 15 marka ve 114 ürünü daha kamuoyu ile paylaştı. Bakanlığın yaptığı rutin denetimler ise fiyaskoya dönüştü. Numunelerin Bakanlık birimlerine inceleme için üretici şirketce teslim edildiği ortaya çıktı.
Van depreminin yaralarını sarmak üzere, tüm Türkiye ile birlikte iş dünyası da harekete geçti. Bir iş dünyası örgütü yardım için üyelerini harekete geçirdi. Yardım konvoyları yola çıkarken, TÜSİAD yaşanan felaket karşısında ihmal ve hataların yeniden gözden geçirilmesi gerektiğini kaydetti.
Ekstra mineralli mi, eski İstanbul kaynaklı mı, tasarım şişede mi? Artık sadece su istemek yetmiyor. Sadece şarkıcılara özgü bildiğimiz belirli bir markayı arama alışkanlığı topluma yayılıyor. Son yıllarda sayısı hızla artan su markaları değişik tatları, analiz değerleri ve tasarımlarıyla tüketiciye birden fazla seçenek sunuyor. Bazı restoranlarda yemek ve içki mönüsüyle birlikte su mönüsü de veriliyor. Bir süredir adını daha çok küresel ısınma ve kaynakların yok olması gibi çevresel sorunlarla duymaya alıştığımızın suyun, bu yeni “trendy” halini inceledik.
Türkiye’de ambalajlı su sektörünün bu yıl yüzde 3 büyüme ile 3.3 milyar lira ciroya ulaştığını belirten Ambalajlı Su Üreticileri Derneği (SUDER) Başkanı Adnan Çavuş, “2009 yılında 126 litre olan kişi başı tüketim oranı bu yıl 128 litreye ulaştı. Kişi başı tüketim 189 litre olan İtalya, 165 litre olan Almanya, 123 litre olan İspanya ve 120 litre olan Belçika gibi AB ülkeleri ile karşılaştırıldığında, Türkiye’de ambalajlı su tüketimi AB’deki tüketim seviyelerine yaklaştı. Türkiye’de kişi başına tüketimin önümüzdeki yıl 135 litre olacağı tahmin ediliyor” dedi.
3.2 milyar liralık su pazarından 2.3 milyar liralık pay alan 19 litrelik damacanada rekabet kızıştı. Birbirinden müşteri kapmak isteyen firmalar, yeni abonelere ilk suları bedava verirken, sadık müşterilerini kaptırmak istemeyenler de indirim kuponu, meyve suyu ve sodayla başlattıkları hediye yarışını, rekabetin yoğun olduğu bölgelerde su ısıtıcısı, sebil gibi ürünlere de kaydırdı.
PORTATİF arıtma cihazlarının evlerdeki tanıtımı sırasında elde edilen saf sular, ambalajlı sularla karşılaştırılıyor. Elektroliz cihazlarıyla yapılan işlem sırasında, minerallerden arınan saf suda kirlilik oluşmazken, ambalajlı suda renk bozulması ve tortulaşma meydana geliyor. Çünkü, sudaki mineraller cihazın demir çubuğunda çözülmeye yol açıyor. Bu da tüketicinin ambalajlı suya şüpheyle bakmasına neden oluyor.
Emine Erdoğan'ın öncülüğünde Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı'nca 2017'de başlatılan Sıfır Atık Projesi dünyaya örnek oldu. Dün BM'nin özel davetlisi olarak BM Genel Kurulu'nda konuşan ilk Türk Cumhurbaşkanı eşi olan Emine Erdoğan, 5 sene önce Türkiye’de başlatılan ve bütün dünyaya yayılan sıfır atık projesi ile büyük dönüşümler başlatabileceğinin görüldüğünü vurguladı. Türkiye 1 Ağustos 2023 itibari ile depozitolu içecek uygulaması ile sıfır atıkta yeni bir döneme giriyor. 1 Ağustos itibari ile depozito logolu içecek ambalajı zorunlu olacak ve sisteme tam geçiş 1 Ocak 2024 olacak.
#Depozito