Paylaş
SAĞLIK Bakanlığı’nın sağlıksız üretim yaptıkları gerekçesiyle isimlerini tek tek açıklayıp, markalarını teşhir ettiği 20 damacana su firmasından 15’ine tekrar üretim izni vermesi, ambalajlı su pazarında tüm dengeleri alt üst etti. Teşhirle birlikte yıllık hacmi 4 milyar TL’ye ulaşan ambalajlı su pazarından yüzde 67 pay alan damacana sulara olan talep, bir anda bıçak gibi kesilirken, başta 5 ve 10 litrelikler olmak üzere pet ambalajlı sular ile su arıtma cihazlarının satışlarında patlama yaşandı.
Tüketicide panik yarattı
Bakanlığın bir hafta arayla aldığı bu iki zıt karar, sağlıklı su içmek isteyen tüketicilerde panik yaratırken, 10 milyar litre ambalajlı su satışının gerçekleştiği Türkiye’de damacana sudan kaçışı da beraberinde getirdi. Pet ambalajda su üreten firmaların ise ekmeğine yağ sürdü. Zincir marketlerde 5 litre ve 10 litrelik ambalajlı su satışları rekor seviyelere ulaştı. Sağlıksız su üretiyor diye ismi açıklanan firmalar, bayilerini başka markalara kaptırdı. Bunu fırsat bilen perakende kuruluşları da uygulamaya koydukları kampanyalarla, su arıtma cihazı stoklarını bir anda eritme başarısını gösterdi.
Dengeler bozuldu
4 milyar liralık dev pazardan 2 milyar 680 milyon liralık pay alan damacana suda tüm dengeleri alt üst eden, tüketicileri panikleten, ismi açıklanan firmaların imajını da ayaklar altına alan bu karar, nasıl oldu da bir hafta sonra, tam tersine döndü? Şimdi, “kapatmaya ve markaları teşhir etmeye yol açan bu sorunlar, madem bir haftada giderilebilecek kadar basit düzeydeydi, peki neden bazı firmaların ekmeğine yağ sürüldü?” sorusuna yanıt aranıyor. Ambalajlı Su Üreticileri Derneği Başkanı İsmail Özdemir’e göre, Sağlık Bakanlığı’nın bir hafta arayla aldığı zıt iki karar, 10 milyar litre ambalajlı su satışının gerçekleştiği sektörde, bir anda segment kaymasına yol açtı. Bunun nedeni de üretim proseslerinden kaynaklanan sorunların kaynaktanmış imajının oluşmasından kaynaklandı.
Tüm sektörü etkiledi
Özdemir, “Dolum sırasında oluşan bu sorunlar kısa sürede kolayca giderilerek, prosedürlere uygun hale getirildi. Kaynakta sorun olsaydı, bunları kolayca gidermek mümkün olamazdı” diyor. Bir firmanın yıllarca uğraşıp, oluşturduğu marka imajının basit sorunlar yüzünden bir anda yok edilmesinin doğru bir yaklaşım olmadığını da söyleyen İsmail Özdemir, “Bu imaj kaybı, tüm damacana sektörü de etkilendi” diye konuştu.
Türkiye’de 288 su tesisi var
Sağlık Bakanlığı’ndan ruhsatlı 288 ambalajlı su tesisi bulunuyor.
Bu tesislerin 224’ü kaynak suyu, 50’si doğal mineralli su, 14’ü içme suyu tesisi olarak faaliyet gösteriyor.
Üretim ise İstanbul, İzmir, Adapazarı ve Bursa’da yoğunlaşıyor.
65 dolumdan sonra damacana imha edilmeli
SAĞLIK açısından risk oluşturduğu için 65 dolumdan sonra damacaların imha edilmesi gerekiyor. 70 derece sıcaklıktaki detarjanlı suyla gerçekleştirilen yıkama işlemi de, 65 turdan sonra hammaddenin suya karışma ihtimali oluşturuyor.
Bu nedenle genellikle 50-55 dolumdan sonra damacananın piyasadan çekilmesi gerekiyor.
Kişi başına 135 litre ambalajlı su içiyoruz
KİŞİ başına yılda düşen ambalajlı su tüketimi de artık 135 litreye ulaşıyor. Fransa’da yıllık kişi başı tüketim 142 litre düzeyinde bulunuyor. İtalya’da 176 litre, İspanya’da 143 litre ambalajlı su tüketiliyor. Türkiye’de bir günde tüketilen yaklaşık 500 bin damacana suyun, yüzde 80’i İstanbul’da satılıyor. İstanbullular içme su ihtiyacını karşılamak için her gün yaklaşık 400 bin damacana su tüketiyor. Dolum gerçekleşmeden önce, damacanaların mutlaka 70 derece sıcaklıktaki deterjanlı suyla temizlenmesi gerekiyor.
Yazın satış 3 kat artıyor
MEVSİMSEL olarak değişen su satışları, yaz aylarında, ortalama 3 kat artıyor. Toplam yıllık satışın yaklaşık yüzde 50’si sadece yaz aylarında gerçekleşiyor. Su sektöründe üretim, ağırlıklı olarak İstanbul, Adapazarı, Bursa ve İzmir’de gerçekleşiyor. Satışın en fazla olduğu bölge ise Marmara Bölgesi oluyor. Marmara’yı, İç Anadolu, Ege ve Akdeniz Bölgesi izliyor.
Paylaş