Nihayet kesenize uygun, temiz bir otel bulabildiniz. Oda da güzel, beğendiniz, tutmaya karar verdiniz. Resepsiyonist "hay hay" diyor, "Evlenme cüzdanınız?" Sosyal statünüz ne olursa olsun, iki ahlaksız seks düşkünü olarak girdiğiniz bu kutsal mekan, size geçit vermemektedir. Kıpkırmızı olmaktan başka ne yaparsınız? Gerisi mizacınıza ve başka otel arayacak zamanınıza kalmıştır. İstediğiniz kadar itiraz edebilirsiniz.
Reina’daki saldırıdan sonra herkes evlere kapandı. Eğlencenin kalbi olarak bilinen İstanbul’un ünlü mekanlarının boş fotoğrafları “terk edilmiş şehir” hissi yarattı. Salı günü İstanbul’da TURYİD yürüyüş yaptı, Başkan Kaya Demirer “Yaşam alışkanlıklarınızı bırakmayın” dedi. Reina katliamından sadece birkaç gün sonra İzmir’deki hain saldırıda büyük bir faciayı önleyerek şehit olan kahraman polis memuru Fethi Sekin ile Türkiye yeniden yasa boğuldu. Terör saldırılarının arasında artık yıllar değil, aylar değil, günler, saatler var. Peki herkes şehitlerin ardından yas tutar, kendi canını tehlikede hissederken bu karanlık zamanlardan nasıl çıkacağız? Kendimizi nasıl güvende hissedecek, tekrar eski günlerimize nasıl döneceğiz?Gündemin sadece terör ve acılarla şekillendiği Türkiye’de müzik, turizm ve eğlence sektörü nasıl kurtulacak? Bu işlerden ekmek yiyenler nasıl bir yol izlemeli? Magazin Konseyi tartışıyor...
#Cem YılmazMilli Savunma Bakanı Vecdi Gönül telefonla aradı. Emniyet teşkilatındaki tasfiyeler konusunda bazı bilgiler verdi. Telefonu kapattıktan sonra aklıma iki emniyet görevlisi geldi: Biri Nakşibendi’ydi, diğeri ise Yahudi... En iyisi birbirine hiç benzemez gibi görünen bu olaylar dizisini baştan anlatayım...
"BAŞTA siz olmak üzere çok değerli birkaç gazetecimizin ısrarlı takibiyle Deniz Feneri soygununu ve boyutlarını dehşetle okuyoruz. Almanya’ya gider gelirim, orada akrabalarım vardır. Biraz bu çevrelere yakınımdır. Müslümanların nasıl sömürülüp istismar edildiğine tanık oldum. Maalesef bunca çok örneğe rağmen dinsel istismarın önüne geçilemiyor...