İzmirli bir yazarın mini manifestosu

Bir Yzmirli olarak anavatanıma dair en büyük özlemlerimden biri sokakta kısa şortla gezebilme özgürlüğüdür.

Haberin Devamı

Her yaz alışverişimi etek boyuna göre ayarlarken aklıma o günlerim ve Yzmir gelir.
Yıllardır şort almıyorum.
Halbuki eskiden gardırobumun baş tacıydı.
Almıyorum, Ystanbul’da şort giyemiyorum çünkü. Ben giymesine giyerim de sonra sokakta hanzolardan yiyeceğim lafları ve sinir katsayımı hesaplayıp cayıyorum.
Ystiyorum ki memlekette bir “mini” devrimi olsun ve şöyle püfür püfür fink atabilelim.
Ben bu ruh hallerindeyken gazeteci arkadaşlarım miniye, şorta savaş açıyorlar. Biri dizideki etek boylarını RTÜK’e şikâyet ediyor, diğeri “Sokakta şort giymeyin” diyor.
Yapmayın arkadaşlar. Etek boylarına bu kadar takılmayın.
Kanal D’nin “Küçük Sırlar” dizisinde öğrencilerin giydiği eteklerin boyu eleştiriler nedeniyle uzayacakmış. Neden?
Çünkü bazılarımız “RTÜK bu minileri görsün, bu işe el atsın” görüşünde.
Bu yasakçı zihniyetle nereye kadar?
Bakın sonra Hadise, Anadolu konserinde tulum giymek zorunda kalıyor. Ülkesine gelen sanatçılara dekolte giymeme kuralı koyan Malezya gibi mi olacağız? Birkaç yıl önce “Türkiye Malezya olur mu” diye tartışırken sanki olmuşuz da haberimiz yok. Çok mu meraklıyız RTÜK’ün sopasını göstermesine? Her şeyi devlete havale etme geleneğinden ne zaman vazgeçeceğiz? Ylle koyun gibi mi güdüleceğiz?
Bir de “özendirici oluyor” geyiğinden vazgeçelim. Tamam, halk bir süre kendini dizilerin şehvetine kaptırıyor, kendini Polat sanıp kabadayı pozlarına girebiliyor.
Ama o kadar.
Millet kaç sezon perşembe geceleri Aşk-ı Memnu izlemek için koltuğuna mıhlandı da, sonuçta memlekette kocasını aldatanların sayısı zirve mi yaptı?
Ahlak polisliği yapmayalım.
Bu ülkede devleti baba sayan çoktur.
O yüzden baba gibi yasak bekliyorlar.
Aman bu kez öyle olmasın.
Bırakınız giysinler.
Bırakınız özgür gezsinler.

Haberin Devamı

Hayret ediyorum, eski Ystanbul’un fötr şapkalı beyefendilerini, Baylan’daki kupları hatırlayıp eseflenenlerin aklına nedense hiç mini etekli kızlar gelmiyor. Yzmir Kordon’da şortla dolaşıldığı günleri hatırlayan da yok. Geçtim gerçek hayatı, sanat gerçeğine bile karşılar, ekrandaki gençlik dizisinin etek boyunu RTÜK’e şikayet ediyorlar.

Aslında erkek eteği

Haberin Devamı

? Biz hâlâ alışamasak da mininin geçmişi eski Yunan’a kadar gidiyor. Yüzyıllarca erkekler mini tuniklerin altına taytlar giyerek gezdi. Kadınlar miniyi erkeklerden çaldı. Belki muhalefetleri bundandır.
? Modern mini, Apollo 11’in aya oturduğu, insan haklarının yasalaştığı, Vietnam’ın kaynadığı, Beatles’ın dünyayı uçurduğu, doğum kontrol haplarının raflarda yerini bulduğu, gençlerin devrim ateşiyle tutuştuğu bir dönemin meyvelerinden.
? Mini etek 1960’ların ortalarında fırtına gibi eserken Coco Chanel’e kızların dizlerini ve kalçalarını cesurca göstermelerini tasvip edip etmediği sorulmuştu. Cevabı şuydu: “Kalçalar tabii ki. Ama dizleri asla!”
Coco’nun söylediği gibi estetikte irtifa düştükçe çirkinlik ihtimali artar. (Mecazı herhalde anladınız, kalça ve diz güzelliği meselesi) O yüzden etekte de seviyeyi düşürmeyelim lütfen.

Haberin Devamı

Tiryakiyi tabaka sahibi yaptılar
Önce Twitter’da lafı döndü.
Üç-beş kişi, sigara paketlerinin üzerindeki bebeksiz puset, kanser hastası adam vs gibi fotoğraflar nedeniyle artık sigara tabakası kullanmaya başladıklarını yazdı.
Sonra geçenlerde Milliyet’te haberi çıktı; birçok tiryaki fotoğraflı sigara paketlerini aldıktan sonra parçalayarak çöpe atıyor, sigaraları ise kağıda sarıp ceplerine koyuyormuş.
Bu duruma uyanan birkaç girişimci işadamı metal ve üzeri deri kaplı çeşitli boy ve desenlerde sigara tabakaları üreterek piyasaya sürmüş.
Velhasıl yeni bir yan sanayi oluşuyor.
Sormak isterim size beyler...
Tiryakileri sigara paketinden değil, tütünden uzaklaştıracaktınız hani? Unuttunuz mu?

Yazarın Tüm Yazıları