En popülist ABD kabinesi tartışmalı isimlerle dikkat çekiyor. Adayların ortak özellikleri ise Trump’ın İngilizce kısaltması ‘MAGA’ diye anılan ‘ABD’yi Yeniden Büyük Yap’ sloganının ateşli neferleri olmaları.
ATEŞLİ İSRAİL DOSTU
- Ulusal Güvenlik: Beyaz Saray’ın uluslararası ilişkilerde en kritik koltuklarından biri olan Ulusal Güvenlik Danışmanlığı’na eski asker ve Temsilciler Meclisi üyesi Mike Waltz (50) aday gösterildi. Waltz’a göre terör örgütü PKK/YPG, ABD’nin Ortadoğu’da İsrail’den sonra en iyi müttefiki. Hatta 2019’da terör örgütü DEAŞ’a karşı savaştıkları gerekçesiyle YPG/PKK’ya özel vize programı uygulanması için tasarı sunmuş bir vekil. Ukrayna’ya yardımın sürmesi konusunda çekinceli. Ateşli bir İsrail savunucusu, İran ve Çin konusunda ise şahin.
GAZZE’DE ATEŞKESE KARŞI
- Dışişleri Bakanı: Marco Rubio (53) Senato’da Dış İlişkiler Komitesi’nde görevi dolayısıyla Türkiye ve bölgeyi bilen bir siyasetçi. PKK/YPG’yi o da ‘Kürt müttefikler’ olarak görüyor, 2019’da Trump’ın Suriye’den asker çekme kararını ve Türkiye’nin Barış Pınarı operasyonunu eleştirmişti. Türkiye’ye karşı ‘Ermeni soykırımı’ tasarılarına destek veren Rubio, Doğu Akdeniz’de ABD-Kıbrıs Rum Kesimi arasında artan işbirliğinin de mimarlarından. Sıkı bir İsrail yandaşı. “Ateşkes istemiyorum. Aksine (İsrail’in) Hamas’ın her unsurunu yok etmesini istiyorum” diyor. Pekin konusunda o da şahin.
HAÇLI SEFERİ DÖVMESİ
- Savunma Bakanı: Trump’ın adayı Pete Hegseth en çok itiraz gören isimlerden biri. Afganistan, Irak ve Guantanamo’da görev almış düşük rütbeli bir subay olan Hegseth, kariyerine yazar ve televizyon sunucusu olarak devam etmiş. Şimdi 800 milyar dolar bütçeli, 1.3 milyonluk ordusu bulunan Pentagon’un başına geçecek olması eleştiri konusu. 44 yaşındaki sunucunun devasa bürokrasiyi üstlenecek deneyimi olmadığı iddia ediliyor.
Ordu malülleri yararına yapılan yüzme yarışlarına katılan
Maalesef beş vatandaşımızın hayatını kaybettiği hain saldırı, Ortadoğu’nun karışık ortamından da cesaret bulmuş kanlı olduğu kadar, puslu da bir saldırı gibi duruyor.
EYLEMİN ARKA PLANI
7 Ekim 2023’te Hamas’ın İsrail’e yönelik baskınıyla tetiklenen çatışma hali bugün Ortadoğu’da topyekûn savaş görüntüsü veriyor. Gazze Şeridi’ni Hamas’ı bitirme hedefiyle yerle bir eden İsrail, Hizbullah üyelerine düzenlediği toplu çağrı cihazı saldırıları ve suikastlarının ardından Lübnan’ı da saldırılarıyla yerle bir ediyor.
Suriye savaşından kaçıp Lübnan’a sığınan Suriyeliler bile can havliyle ülkelerine geri dönüyor.
BM rakamlarına göre İsrail’in Lübnan’a artan saldırılarıyla birlikte yaklaşık 425 bin kişi Lübnan’dan Suriye’ye geçti. Bunların büyük kısmını Suriyeliler oluşturuyor.
SURİYE DE GERİLİMLİ
İsrail bir yandan da Suriye’nin birçok yerine nokta atışı düzenleyerek Hizbullah ya da İran destekli milislerle bağlantılı yerler ya da kişilere saldırılar düzenliyor. Türkiye’nin Esad rejimi ile normalleşmeyi gündemine aldığı bir dönemde Suriye’de birkaç yıldır nispeten sakinleşen durum birden değişmeye başlıyor.
2011 yılındaki savaştan bu yana
İyi de nedir bu BRICS, Rusya ve Çin’in öncülüğünde yeni bir dünya düzeni mi kuruluyor?
1-BRIC kısaltmasını ilk kez 2001’de o zamanlar yatırım bankası Goldman-Sachs’ta yönetici olan İngiliz ekonomist Jim O’Neill kullandı. Brezilya, Rusya, Hindistan ve Çin’in İngilizce okunuşunun baş harflerini bir araya getiren O’Neill, bu dört ülkenin 2050’ye kadar dünyanın en büyük ekonomileri arasında yer alacağı öngörüsünde bulunuyordu.
2-NATO’nun Yugoslavya ve ABD’nin Irak müdahalesinin Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’ni devredışı bırakmasına tanık olan Rusya, 2009’da Brezilya, Hindistan ve Çin ile BRIC örgütünün ilk adımlarını attı. 2011’de Güney Afrika’nın (South Africa) katılımıyla örgüte bir harf daha eklenerek BRICS oldu. 2024’te Mısır, Etiyopya, İran ve Birleşik Arap Emirlikleri’nin katılımıyla da BRICS+ diye anılmaya başlandı.
ORTAK PAYDALARI NE
3-BRICS’in amacı ABD liderliğindeki Batı ekseninin karşısında küresel Doğu ve Güney’in de çıkarlarını esasa alan bir örgütlenme diye özetleniyor. Uluslararası Para Fonu, Dünya Bankası, Dünya Ticaret Örgütü ve Birleşmiş Milletler gibi Batılı görülen örgütlenmelerde reform talebi ortak paydalardan biri.
4-BRICS’te önceleri Rusya başı çekerken, ekonomik, nüfus ve siyasi gücüyle Çin’in giderek örgütlenmeyi domine ettiğini söylemek mümkün. Rusya, Ukrayna savaşı nedeniyle yaptırımlarla uluslararası toplumdan izole edilmiş durumda, ABD ise Çin’i ekonomik ve siyasi olarak en büyük hasmı olarak görüyor.
5-BRICS ülkeleri 2023’te küresel üretimin yaklaşık yüzde 35’ini hayata geçirirken, G-7 diye anılan en zengin ülkelerin (ABD, Almanya, Fransa, Japonya, İngiltere, İtalya) toplam üretimi 1980’lerde yüzde 50 iken şimdilerde yüzde 30’a kadar gerilemiş durumda.
TÜRKİYE’NİN TUTUMU NE
Hatta temmuz ayında Hamas lideri İsmail Haniye’nin Tahran’daki resmi konukevinde öldürülmesinden sonra bile İran’dan bir yanıt gelmemişti.
İsrail ise bu sürede elini arttırmayı sürdürdü. 27 Eylül’de İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, New York’taki Birleşmiş Milletler Genel Kurulu kürsüsüne konuşma yapmaya çıktığında ülkesinin savaş uçakları Lübnan’ın başkenti Beyrut’un Dahiye semtindeki apartman bloklarına tonlarca sığınak delen bomba yağdırmaya başlamıştı. Saldırıda Hizbullah lideri Hasan Nasrallah ile onu ‘dikkatli olun’ diye uyarmaya giden İran Devrim Muhafızları komutanı Abbas Nilfuruşan da öldürüldü.
BİZE YALAN SÖYLEDİLER
İSRAİL’e karşı vekil güçleri aracılığıyla asimetrik bir savaş yürütmeyi tercih eden Tahran bu kez doğrudan yanıt vermeye kararlıydı. 29 Eylül’de İran Bakanlar Kurulu’nda konuşan Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan, ABD ve Avrupa ülkelerinin Gazze’de ateşkes olacağına dair söz verdiği için Haniye suikastına yanıt vermediklerini belirterek muhataplarını yalan söylemekle suçladı. ‘Siyonist rejimin suçları cevapsız kalmayacak’ dedi.
BALİSTİK FÜZE YAĞMURU
HAMAS ve Hizbullah büyük darbe yerken vekil güçlerine yeterli desteği vermediği gerekçesiyle eleştirilen İran, biraz da bu baskılar altında harekete geçti.
Malûm İran, 1 Nisan’da İsrail’in Şam’daki Konsolosluğu’nda düzenlediği hava saldırısında Devrim Muhafızları komutanları dahil 16 kişinin ölmesi üzerine 13 Nisan’da İsrail topraklarına 170 kamikaze dron ve 120 balistik füzeyle ilk misillemeyi yapmıştı.
MİSİLLEME YARIŞI
Hamas’ın 7 Ekim’de İsrail’e düzenlediği baskın ve rehine eylemlerinin ardından Gazze Şeridi’ni yaşanmaz hale getiren İsrail, bu kez Hizbullah’ı sınırdan uzaklaştırma hedefiyle Lübnan’a hava saldırılarını arttırdı.
SUİKASTLAR, SALDIRILAR
ASLINDA Gazze savaşı başladığından bu yana İsrail’in ülkenin kuzeyine roket ve füze saldırıları düzenleyen Hizbullah’a karşı yeni bir cephe açıp açmayacağı, açarsa Şii milis gücünün en önemli destekçisi İran’ın ne tepki vereceği merak konusuydu.
İsrail, Gazze savaşı sürerken bir yandan da Suriye ve Lübnan’daki hedefler ve kilit isimlere yönelik saldırılar düzenledi. 1 Nisan’da Şam’daki İran Büyükelçiliği’ne düzenlenen saldırıda İranlı Devrim Muhafızları’nın üst düzey isimleri de öldürüldü.
İran, bölgedeki vekil güçleriyle 18 Nisan’da İsrail’e 170’den fazla kamikaze dron ve 30 kadar balistik füzeyle saldırı düzenleyerek misillemede bulundu.
Ancak bölgedeki ABD ve İngilizlerin askeri imkânları ve İsrail’in hava savunma sistemleriyle İsrail büyük bir hasar almadan bu saldırıyı atlattı.
REİSİ’NİN KAZADA ÖLÜMÜ
İRAN
Birkaç ay öncesine kadar Cumhuriyetçi Donald Trump’ın (78) Beyaz Saray’a geri döneceğine neredeyse kesin gözüyle bakılırken yaşı ve zihinsel sağlığı nedeniyle eleştirilen Demokrat Joe Biden’ın (81) yarıştan çekilmesi ve Başkan Yardımcısı Kamala Harris’in (59) sahaya çıkmasıyla dengelerin değişmeye başladığı anlaşılıyor.
Tüm bunlar da başkanlık seçimlerinin kıran kırana geçeceğini gösteriyor.
BAHİSLER YÜKSELDİ
SEÇİMLER öncesinde ABD’de anketler kadar seçim sonuçlarına dair bahislerdeki eğilimler de takip ediliyor. Her ne kadar ABD’de seçim sonuçlarıyla ilgili bahis oynamak yasak olsa da İngiltere ve off-shore bahisler, salı akşamki TV düellosu sonrasında Kamala Harris’in seçilme şansının arttığına işaret ediyor.
İngiliz Betfair bahis şirketi rakamlarına göre münazaranın başında Trump’ın seçilme olasılığı yüzde 51.8, Harris’in ise yüzde 46.3 olarak görülüyordu. Münazara sonunda ise Harris’in seçilme ihtimali yüzde 50.8’e yükselirken Trump’ın şansı yüzde 48.1’e düşüyor.
TAYLOR’IN DESTEĞİ
MÜNAZARADAN birkaç dakika sonra ise kritik bir gelişme daha oluyor. Amerikalı şarkıcı Taylor Swift’in (34) Kamala Harris’e destek açıklamasıyla birlikte grafik yine Harris lehine yükseliyor.
Bu kez
Müslüman Kardeşler destekli Muhammed Mursi iktidarını deviren 2013 darbesi sonrası bozulan ilişkiler 2022 yılında Katar’daki Dünya Kupası’nda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Sisi’nin el sıkışmasıyla normalleşme yoluna girmişti. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın nisan ayındaki Kahire ve Sisi’nin önceki günkü ziyareti iki ülkenin görüş ayrılıklarını azaltarak ortak çıkarlarda buluşma niyetini ortaya koyuyor.
GÖRÜŞ AYRILIKLARI
İKİ ülke en dikkat çekici görüş ayrılıklarından birini Libya’da yaşamıştı. Türkiye, Birleşmiş Milletler’in tanıdığı Trablus hükümetine destek verirken, Mısır, General Halife Hafter’in güdümünde olan Bingazi yönetiminden yana tavır almıştı. Ankara, 2019 yılında Trablus yönetimi ile deniz yetki anlaşması yaparken, Mısır, bir yıl sonra Ankara’nın kriz yaşadığı Yunanistan ile deniz yetki anlaşmasına gitmişti. Yine Katar’a İran ile yakınlaşmasından ötürü Arap ülkeleri abluka uygularken Türkiye’nin aksine Kahire de yaptırıma destek vermişti.
İŞBİRLİĞİ NİYETİ
DOĞU Akdeniz’in paylaşımı konusunda bölge ülkeleri nihai bir uzlaşmaya varamamışken İsrail’in Gazze Şeridi’nde Hamas’a açtığı, ancak sivilleri vuran savaş bölgedeki stresi daha da arttırmış durumda.
Gazze’ye komşu Mısır krizi en yakından hisseden ülkelerin başında gelirken bir yandan Libya’da süren siyasi belirsizlik öte yandan komşu Sudan’daki iç savaş, Etiyopya ile yaşanan baraj krizi Abdülfettah es Sisi hükümetini de bölgesel zorluklarla karşı karşıya bırakıyor.
Ankara’daki görüşme sonrası iki lider de başta Gazze olmak üzere bölgesel sorunlara ortak çözüm için birlikte çalışma niyetlerini beyan ettiler, ayrıca Doğu Akdeniz, Suriye, Libya, Sudan ve Afrika Boynuzu’ndaki meselelerle ilgili görüş alışverişinde bulunduklarını söylediler.
TÜRKİYE’NİN ARTAN ETKİSİ
Uluslararası toplumdan gelen ‘Savaşı Batı Şeria’ya taşıma’ uyarılarına rağmen İsrail, Filistin yönetiminin uluslararası toplumda giderek destek bulmaya başladığı bir dönemde bölgeyi yerle bir ederek gelecekteki bir Filistin devletiyle ilgili planları yok etmeye çalışıyor.
- BATI ŞERİA’DAKİ SİYASİ YAPI
1967’de İsrail, komşu Arap devletleriyle girdiği ‘Altı Gün Savaşı’nda Batı Şeria, Doğu Kudüs, Gazze Şeridi, Sina Yarımadası ve Golan Tepeleri’ni işgal etti. 1990’lı yıllardaki Oslo anlaşmalarıyla yeni kurulan Filistin yönetimine bazı yerleşimlerde yerel yönetim hakkı tanındı. Bu o zamanlar, müzakereler sonrasında kurulacak bağımsız bir Filistin devletinin ilk adımları olarak görülse de bu asla gerçek olmadı. İsrail, 2005 ‘te Gazze Şeridi’ndeki Yahudi yerleşimlerini tamamen kapatırken, 2.9 milyon Filistinlinin yaşadığı Batı Şeria’da ise yasadışı Yahudi yerleşimleri çoğaldı. Hali hazırda İsrail işgali altında Filistin yönetimi söz konusu olsa da Yahudi yerleşimcilerin sayısı 500 bini geçti.
- İSRAİLLİ YERLEŞİMCİ TERÖRÜ
Uluslararası toplumun uyarıları ve zaman zaman gündeme getirdiği yaptırımlara rağmen Yahudi yerleşimciler, buraların kutsal kitaplarda vaadedilmiş topraklar olduğunu öne sürerek giderek daha fazla Filistin toprağını gaspederek yerleşim alanlarını genişletiyorlar. Hatta silahlı Yahudi yerleşimciler, özellikle Batı Şeria kırsalında kalabalık gruplar halinde evleri basarak Filistinlileri kaçmaya zorluyor.
- SAYILARLA YERLEŞİMCİ ZULMÜ
İsrail güçlerinin, yerleşimci terörüne göz yumduğu, hatta işbirliği yaptığı iddiaları söz konusu. İsrail polisi neredeyse her gün Batı Şeria’da baskınlar düzenliyor. Filistin Sağlık Bakanlığı’nın haftaiçi yaptığı açıklamaya göre Batı Şeria ve Doğu Kudüs’te İsrail güvenlik güçleri ve yerleşimciler 7 Ekim’den bu yana süren baskın ve saldırılarda enaz 150’si çocuk 650’den fazla Filistinliyi öldürdü, 5 bin 400’den fazla kişi ise yaralandı. İsrailli insan hakları grubu Btselem’e göre ekim ayından bu yana Batı Şeria kırsalında yaşayan en az 168 aile, binden fazla kişi yerleşimci terörü yüzünden evlerini terk etmek zorunda kaldı.
-