Genelde herhangi bir ülke ya da tarafı, ‘Şu eylemi hayata geçirirsen, sen de sonuçlarına katlanırsın’ diye kararlı bir şekilde uyarmak için yapılır. Caydırıcı olması için de bir yaptırım tehdidinin olması gerekir.
Yakın tarihin en çok konuşulan kırmızı çizgilerinden biri eski ABD Başkanı Barack Obama dönemindeydi. 2012 yılının ağustos ayıydı ve Suriye iç savaşı yayılma eğilimi gösteriyordu. Obama bir basın toplantısında ‘kimyasal silah kullanılması’nın kırmızı çizgi olacağına dair Beşar Esad yönetimini uyarıyordu. Tam bir yıl sonra Esad rejiminin Şam yakınlarında düzenlediği kimyasal saldırılarda yaklaşık 1400 kişi öldü.
Tüm dünya Obama yönetiminin Şam rejimine askeri müdahalede bulunacağını beklerken kırmızı çizgi uçup gitti.
BIDEN’IN ÇİZGİSİ
GEÇTİĞİMİZ günlerde ise ABD Başkanı Joe Biden ‘kırmızı çizgi’ çizer gibi oldu. Mart başında MSNBC’ye verdiği bir röportajda İsrail’in Mısır sınırındaki Refah’a bir kara operasyonu düzenlemesinin kırmızı çizgi olup olmadığı soruldu.
“Kırmızı çizgidir” diyerek 30 binden fazla Filistinlinin öldüğünü belirterek bunun tekrarlanmaması gerektiğini söyledi.
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ise bu sözlere Hamas’ın saldırılarına işaret ederek ‘7 Ekim saldırılarının bir daha yaşanmaması da benim kırmızı çizgimdir’ minvalinde bir yanıt verdi.
Daha sonra da Amerikalı yetkililerin
Peki şubat ayı sonunda iki yılını geride bırakan savaşta bir çıkış ihtimali var mı? Bugün size Ukrayna savaşının seyriyle ilgili ipuçları veren bazı gelişmeleri aktaracağım.
PUTİN’İN AÇIKLAMALARI
MALÛM geçen hafta sonu Rusya’da devlet başkanlığı seçimleri vardı. Rusya lideri Vladimir Putin’in yüzde 87,28 gibi rekor bir oranla beşinci kez seçildiği açıklandı.
Düşük profilli üç adaya karşı yarışan Putin’in seçimden galip çıkması elbette kimseye sürpriz olmadı. Seçim sonucundan çok Putin’in zafer konuşmasındaki sözleri dikkat çekiciydi. Ukrayna ile barış görüşmelerinden yana olduğunu belirtirken ancak Ukrayna’nın cephanesi bittiği için masaya oturmayacaklarını söylüyordu.
TRUMP GÖLGESİ VURDU
PUTİN’in bu sözleri ne anlama geliyor? ABD, kasım ayındaki başkanlık seçimlerine geri sayarken Ukrayna’ya yapılacak 60 milyar dolarlık yardım bilindiği gibi ABD Kongresi’nin onayına takıldı. Eski Başkan Donald Trump’ın Cumhuriyetçileri, Amerikan parasının yanlış yerlere harcandığı iddiasıyla tasarıya onay vermiyor. Önceki gün Kiev’e giden ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan da tasarının ne zaman geçeceğini bilemediğini söylüyordu.
Şimdi ABD basınında derler ki, ‘Trump gelmeden, gölgesi Ukrayna’ya vuruyor’. Beyaz Saray’a dönme ihtimali yüksek olan Trump, bir günde Ukrayna krizini çözebileceğini söylese de ayrıntı vermediği gibi Ukrayna’ya silah desteğini de frenliyor.
AVRUPA NE YAPIYOR
Haftanın finalinde ise Rusya’daki devlet başkanlığı seçimleri var. Bugün uluslararası gündemde çokça konuşulan üç başlığı ele almaya çalışacağım.
1- ABD, GAZZE POLİTİKASINDA ÇELİŞKİYE DÜŞMÜYOR MU
BU soru hafta boyunca uluslararası medyanın tartıştığı sorulardan biriydi. ABD Başkanı Joe Biden’ın İsrail’in 1.5 milyona yakın Gazzelinin savaştan kaçıp sığındığı Refah kentine saldırmasını ‘kırmızı çizgi’ olarak açıklaması tartışmayı daha da körükledi.
Washington Post gazetesine göre ABD, Hamas’ın 7 Ekim saldırılarından beri İsrail’e 100’den fazla gizli silah satışına onay verdi. Biden yönetimi daha önce de Kongre’yi baypas edip İsrail’e 106 milyon dolar değerinde tank mühimmatı ve 147.5 milyon dolarlık top mermisi bileşenleri temin etmişti. Gazze’de can kaybı 31 bini geçerken ABD’nin silah desteği elbette Amerikan kamuoyunda da tartışma yaratıyor.
TARTIŞMALI YÖNTEMLER
Malûm ABD, kasım ayındaki başkanlık seçimlerine hazırlanıyor. Center for Economics and Policy araştırma merkezi ve YouGov’un anketi, Biden’a oy veren seçmenin yüzde 60’ının İsrail’e silah desteğini kesmesini istediğini gösteriyor. Özellikle Gazze’den gelen yokluk görüntüleri yine Biden’a oy veren Müslüman seçmenler üzerinde olumsuz etki ediyor.
Biden yönetimi bir yandan da seçmen baskısıyla Gazze’ye insani yardım ulaştırmanın yolunu arıyor. ABD şimdilerde havadan paraşütle yardıma devam ederken, bir yandan da Pentagon, Gazze açıklarına yüzer platform inşa etmek üzere bin asker sevkediyor. Havadan yardım da geçici liman inşası da tartışmalı konular.
ABD Dışişleri Bakanı
Çünkü bir yandan kadınların dünya kadar sorununu bir güne sığdırmak mümkün değildir, öte yandan farkındalık yaratmak için de bir fırsattır.
İşte bugün ben de dünya ve Türkiye’de kadının durumuyla ilgili genel tabloyu ortaya koymaya çalışacağım.
BM’NİN BU YILKİ SLOGANI
- Birleşmiş Milletler’in bu yılki 8 Mart sloganı “İlerleme İçin Kadına Yatırım”. Hatta bu başlık altında 11-22 Mart tarihleri arasında Birleşmiş Milletler’in New York’taki merkezinde bir konferans da düzenleniyor.
-Hedefi ise özetle şöyle: Kadın ve kız çocuklarının eğitim ve güçlenmesine yatırım yapıp, refah seviyesini arttırma yoluyla cinsiyet eşitliğine ulaşılmasının hızlandırılması.
- COVID salgını ve sonrasında yaşanan krizlerden ötürü küresel çapta 75 milyon kişi daha aşırı yoksulluk sınırının altına düştü. Hali hazırda dünya genelinde kadınların yüzde 10.3’ü aşırı yoksulluk yaşıyor.
- Kadınları güçlendirme adına acil eyleme geçilmezse dünya çapında 2030 itibariyle 342 milyon kadın ve kız çocuğunun yoksulluğa mahkûm olacağı hesaplanıyor.
- İşte BM tarafından düzenlenen
Şubat ayında kar kıyamet bir havaydı.
Auschwitz toplama kampında katledilen Yahudilerin gözlükleri bir odaya, bavulları başka bir odaya, kesilmiş saçları başka bir odaya yığılmıştı.
Müzeyi gezdikçe, yaşanan vahşeti idrak ettikçe, işlenen suçun büyüklüğüyle dehşete düşmüştüm.
Birkenau tarafına geçmiştik sonra. Keskin bir soğuk ve tipi vardı. Rüzgâr, karları önüne katıp tahta barakaların bir yanından öbür tarafına savuruyordu.
Bir zamanlar masum insanlar, kadınlar, çocuklar aç ve sefil halde burada yaşamaya mahkûm edilmişti. Binlercesi ise gaz odalarında soykırıma uğramıştı.
Yahudilerin toplu kıyımı insanlığın yüz karasıydı.
SOYKIRIM SONRASI GÖÇ
ULUSLARARASI
Dünyanın önde gelen savunma ve havacılık siteleri de KAAN’ın ilk yükselişine yer verdi. Alman Frankfurter Allgemeine gazetesi, ‘Türkiye, KAAN’ı takdim etti’ diyerek Ankara’nın savaş uçağı geliştirme projesine ayrıntılı yer ayırdı.
Yunan basınından anlaşılan Yunan uzmanların gözü de KAAN’ın ilk seferindeydi. İyi de KAAN’ın bu ilk yolculuğu niye bu kadar dikkat çekti?
SAVUNMA SANAYİ YÜKSELİŞTE
TÜRKİYE, bilindiği gibi son yıllarda yerli savunma sanayisini geliştirme konusunda attığı adımlarla dikkat çekiyor. Yıllarca yurtdışından insansız hava aracı (İHA), savaş gemisi, savaş uçağı, mühimmat alımlarında sıkıntılarla karşı karşıya kalan Türkiye, yerli üretim konusunda önemli bir ivme kazandı.
Dünyadaki savunma trendlerini araştıran Stockholm Uluslararası Barış Enstitüsü (SIPRI) geçtiğimiz aralık ayında 2022 yılına dair dünyanın en büyük 100 savunma şirketi listesini açıklamıştı.
Listeye Türkiye’den dört şirket girmişti. Aselsan 60’ncı, Baykar 76’ncı, Tusaş 82’nci ve Roketsan 100’üncü sırada yer almıştı.
Özellikle de SİHA’larıyla son dönemde yükselişe geçen Baykar’ın yüzde 94’lük bir gelir artışıyla en hızlı büyüyen şirketler arasında yer aldığına işaret edilmişti.
SİHA’DA TÜRKİYE MARKASI
Ya eski ABD Başkanı Donald Trump, kasım ayındaki seçimleri kazanır, Joe Biden’dan 2020’nin rövanşını alıp Beyaz Saray’a geri dönerse?
Cumhuriyetçi Partili Donald Trump (77), anketlerde yakaladığı ivmeyi, hakkındaki dört ayrı dava sürecine rağmen ön seçimlerde de sürdürüyor.
Buna karşılık 81 yaşındaki Demokrat Partili Başkan Joe Biden’ın gafları ve akıl karışıklığı iddiaları ABD’de her zamankinden daha çok dikkat çekiyor, tartışma konusu oluyor.
TRUMP’IN AYAK SESLERİ
İŞTE bu nedenledir ki, dünya siyasetinde şimdiden ‘Önce Amerika’ sloganıyla yola çıkan Trump’ın etkileri kendisini belli etmeye başladı.
Mesela Trumpçı Kongre üyelerinin engeli yüzünden Biden Yönetimi, Ukrayna’ya askeri yardım için istediği ödeneği çıkaramıyor. Ukrayna da ABD’nin silah desteği kesildiği için Rusya işgaline karşı durmakta giderek zorlanıyor.
İktidarda olduğu dönemde Avrupa’nın güvenliğini Amerika’nın üstlenmemesi gerektiği konusundaki çıkışlarıyla bilinen Trump, geçen hafta sonu Güney Carolina mitinginde söylediği benzer sözlerle ortalığı karıştırdı.
Trump
Oysa ABD’nin aralık ayından beri silah desteğinin hız kesmesiyle birlikte de Ukrayna, doğu cephesinde işgale karşı giderek zorlanırken Rusya da başta başkent Kiev olmak üzere düzenlediği füze ve dron saldırılarıyla moralleri giderek bozuyor.
KRİZ İÇİNDE KRİZ
ASLINDA Ukrayna’nın bu hale gelmesinde birçok unsurdan söz etmek mümkün. Batıdan aldığı desteğe rağmen Ukrayna’nın geçen yaz Rus işgaline karşı başlattığı saldırıda etkili olamaması, cephede asker ve silah sıkıntısı çekmesi, buna karşılık Moskova’nın İran ve Kuzey Kore’den bulduğu yeni silahlar ve paralı askerlerle cepheye daha fazla yüklenmesi son durumu ana hatlarıyla özetliyor gibi.
ABD’NİN KRİZDEKİ ROLÜ
YAKLAŞIK iki yıl önce Rus işgali başladığında Mart 2022’de İstanbul’da yapılan görüşmelerde Ukrayna ve Rusya anlaşmaya çok yaklaşmıştı. Ancak Ukrayna son anda anlaşmadan geri çekildi. Daha sonra ABD’nin bu uzlaşmayı engellediğine dair iddialar gündeme geldi. Öte yandan ABD, savaşın başından itibaren Ukrayna’ya tek başına en çok silah desteği sağlayan ülke oldu. Obüslerden, tanklara, akıllı mühimmata kadar şimdiye kadar 47 milyar dolarlık askeri yardımda bulundu Kiev’e...
KONGRE PARAYI KESTİ
GELİNEN noktada ise Ukrayna cephede Rusya’ya karşı zar zor direnebilirken, yeni askeri yardım da ABD Kongresi’ne takılmış durumda. Biden yönetimi 60 milyar doları Ukrayna’ya olmak üzere İsrail, Tayvan’a desteğin yanı sıra Meksika sınırındaki güvenliğin arttırılması için Kongre’den 118 milyar dolarlık ek bütçe istemişti.
Ancak Cumhuriyetçi Parti’den Kongre üyeleri, Meksika sınırında önlemlerin yeterli olmadığını öne sürerek talebi bloke etmeyi sürdürüyor.