PİYASALARDA iyimserlik sürüyor. Borsada kâr satış denemelerine rağmen çıkış hareketi devam ederken dolar/TL kuru ve gösterge tahvil bono faiz oranları ise yatay seyrini koruyor. Euro/TL dış piyasalarda değer kazanan Euro’nun etkisiyle yeni zirve denemesi yaptı. Euro/TL hareketi dışında geçen hafta çok da farklı bir seyir yoktu. Piyasalar çıkış trendini sürdüren borsadan çok dış piyasalarda doların değer kaybı, olumlu hava ve yoğun sıcak para girişlerine rağmen dolar/TL’nin neden 3.50 seviyesinin altına gelmediği konusu ile Euro/TL kuruna odaklanmış durumda. Dolar/TL kurunun 3.50 seviyesinin üzerinde tutunması için içeride ve dışarıda ilk akla gelen nedenler olarak, dış ticaret ve cari açıktaki artış, alıcı geldiğini göstermesi açısından bankalardaki yabancı para mevduatındaki yükseliş, dışarıda ise TL’nin dışında önemli bazı gelişen ülke para birimlerinin de dolardaki düşüşe kayıtsız kalması sayılabilir. Dolar değer kaybederken bazı ülke para birimleri değer kazandı, bazılarında ise kayıplar sürüyor. Euro hareketinin dayanakları ağırlıklı olarak, dış piyasalarda dolardaki zayıflama ve Euro bölgesi ekonomilerindeki toparlanma gibi gerekçelere dayanıyor.
İHRACATTA ETKİLİ
Doların değer kaybında ise, başkan Trump’a ve icraatlarına olan desteğin azalması, ABD Merkez Bankası’nın (Fed) faiz artırım ve bilanço küçültme operasyonlarında yavaş ve temkinli davranacağı varsayılmaları etkili. Bir diğer ayrıntı ise, ABD’nin parası değer kaybederken borsası rekor kırıyor, Almanya’nın parası değer kazanırken borsasının değer kaybediyor, olması. Bu durum kur değişimlerinin reel ekonomiler üzerindeki etkisinin fiyatlanması için ise erken bir tepki olarak görülebilir. Ağırlıklı olarak dolar ile ithalat yapan ve borçlanan, Euro ile ihracat yapan Türkiye için doların değer kaybı, Euro’nun güçlenmesi lehte bir durum. Dolardaki zayıflama aynı zamanda dışarıdan gelen portföy yatırımları (carry trade) açısından da olumlu bir katkı sağlıyor. Ancak kurların son yıllarda ihracat ve dış ticaret verilerine etkileri oldukça azalmış durumda. Cuma günü açıklanan ABD tarım dışı istihdam verilerinin beklentilerin biraz üzerinde gelmesi sonrası dolar değer kazandırırken Euro’da kâr satışlarına neden oldu. Ancak etkisi sınırlı kalabilir.
DIŞARIDA YÜKSELİYOR
Son verilerde Fed’in faiz politikasını değiştirmesi zor. Geçen haftanın tartışılan verileri arasında temmuza ait enflasyon ve hazirana göre zayıflayan dış ticaret verileri dikkat çekti. Enflasyon (TÜFE) tek haneye inerken çekirdek enflasyonu ve üretici fiyat enflasyonundaki yükselişler nedeniyle piyasalar verilere temkinli baktı. Merkez Bankası Başkanı Murat Çetinkaya’nın da ifade ettiği üzere, parasal sıkılaştırmanın devam edeceği beklentisi nedeniyle son enflasyon verilerine bağlı olarak merkez bankasının faiz indirimi yönünde karar alması zor görülüyor. Bütçe açığı da malum zaten. Almanya hariç Dow Jones (ABD) başta olmak üzere dış borsalardaki yükseliş hareketleri sürüyor. Kurlardaki dalgalanma ve borsanın önemli direnç bölgesine yaklaşmasına rağmen olumlu seyir korunuyor.
DOLAR/TL KURUNDA DESTEKLER KORUNUYOR
DOLAR/TL kurunda yatay hareket sürüyor. 3.51-3.52 ilk destek noktaları. Bu seviyeye geri çekilmelerde tepki alımları görülebilir. Sonraki destekler 3.47 ve 3.44 seviyelerinde. Yukarı yönlü hareketlenmelerde satışla karşılaşması muhtemel dirençler ise 3.58 ve 3.65 seviyelerinde. Tepki çıkışının devamı için 3.65 seviyesi geçilmesi gerekecek. Destek noktalarında tepki alımlarının görüldüğü ancak direnç seviyelerinin geçilmekte zorlanıldığı görünüm sürebilir.
BORSADA 110 BİNE DİKKAT
PARA girişlerine bağlı iyimserlik sürüyor. Zorlaşan gündem, yeni beklenti ihtiyacı, primli borsa gibi bardağın boş tarafını görmezden gelen piyasalar ‘büyük para haklıdır’ diyen eski borsacı sözünü haklı çıkarırcasına olumlu seyrini sürdürüyor. Yabancı yatırımcılar 21 Temmuz haftasında 251 milyon doları hisse senetleri, 1.880 milyon doları tahvil bonoda olmak üzere toplamda 2.1 milyar doları aşkın alım yaptı. Geçtiğimiz dönemlerde ayda, hatta bazen bir yılda giriş yapan sıcak para nerede ise bir haftada girmiş. Temmuz’da üç haftalık giriş ise 2.5 milyar dolara yaklaşmış durumda. Bu görünüm piyasadaki iyimserliği izah ediyor. Piyasanın seyri açısından para giriş çıkışlarını yakından takibe devam edeceğiz.
GİRİŞLER SONSUZ DEĞİL
İyimserliğin sürmesi için para girişlerinin devamlılığı büyük öneme haiz. Şunun da altını çizmekte yarar var. Para girişleri sonsuz değil, bunun elbette çıkışı da olacak. Bir diğer dikkat çeken nokta, yerli yatırımcı temkinli davranırken yabancı yatırımcıların risk alma konusunda daha agresif olmaları. Bu biraz da mali güçten ve piyasada yön konusundaki hakimiyetlerinden kaynaklanıyor. Borsada yabancı yatırımcı takası halen yüzde 65’in üzerinde seyrediyor. Diğer yandan sermaye piyasalarındaki iyimserliğin aynı ölçüde para piyasalarına yansıdığını söylemek zor. Bu ölçüde dışarıdan sıcak para girişlerine ve doların dış piyasalarda değer kaybına rağmen dolar/TL kurunun 3.50’nin üzerinde kalması dikkat çekici. Demek ki alıcı geliyor. Bunu bir ölçüde bankalarda artan yabancı para mevduatlarından gözlemek mümkün. ABD Merkez Bankası (Fed) ve Türkiye merkez bankası toplantıları, Almanya ile yaşanan polemikler, yükseliş hareketleri ivme kaybeden dış borsalar, dolar ve bazı gelişen ülke para birimlerinin seyri, Hazine’nin borçlanma limitlerini artıracağı haberleri öne çıkan diğer konu başlıkları. Önümüzdeki hafta perşembe temmuz enflasyonu, cuma ABD tarım dışı istihdam, pazartesi günkü Türkiye dış ticaret verilerini de gündeme eklemek gerekecek.
Son Fed ve Türkiye Merkez Bankası toplantılarında beklendiği üzere faiz değişimine gidilmedi. Ancak Fed toplantı sonrası yapılan açıklamada, bilanço küçültme operasyonu için “bu yıl yerine yakında” ifadesinin kullanılması ve çapa olarak görülen düşük enflasyondan söz edilmesiyle faiz artırımı ve bilanço küçültmede yavaş davranılacağı beklentisi olumlu algılandı. Buna başkan Trump’a olan desteğin zayıflaması ve Avrupa Merkez Bankası Başkanı Draghi’nin genişlemeci para poltikasının sonbaharda gözden geçirileceğini ima etmesi eklenince dolarda değer kaybı, Euro’da ise değer kazanımı hızlandı. Bu durum dış piyasalarda altının ons/dolar fiyatını yukarı çekerken dolar/TL kurundaki baskı nedeniyle iç piyasalarda altının gram/TL fiyatına aynı ölçüde yansımadı. Fed piyasaları ürkütmeden ve hazırlayarak operasyonlarını yapmaya özen gösteriyor. Türkiye-Almanya arasında yaşanan polemiklere piyasalar tedirgin bakmakla birlikte bu yönde olumsuz bir fiyatlama yapmadı. Artan bütçe açığı ile birlikte Hazine’nin borçlanma limitlerini yukarı çekeceği yönündeki haberler bütçe açığı konusunda öngörülerin üzerine çıkılma olasılığı artırdı. Bu gelişme faiz düşüşünü zorlaştırabilir. Dış konjoktürdeki zayıflamaya rağmen olumlu hava korunuyor.
BORSADA YORGUNLUK SİNYALLERİ BAŞLADI
SERMAYE ve para piyasalarında görülen dalgalı seyre rağmen iyimserlik korunuyor. Ancak gündemin zorlaşmaya başlaması olumlu havanın devamı konusunda bazı sorgulamaları da beraberinde getiriyor. Bu gelişmede dış kaynaklı gündemin daha ağır bastığı söylenebilir. Dax (Almanya) ve Dow Jones (ABD) endeksleri başta olmak üzere dış borsalarında kâr satışlarının sıklaşması yanında ABD ve Avrupa kaynaklı gelişmeleri de saymak gerekecek. ABD’de başkan Trump’a azalan kamuoyu desteğiyle siyasi gücünün azalması doların da zayıflamasına neden olan bir gelişme. Bu durum, Trump’ın Kasım’da seçimi kazanmasıyla piyasaların fiyatladığı genişlemeci ekonomi politikalarının daha da zayıflaması demek.
KABİNE SÜRPRİZİ
Diğer yandan faiz oranlarının sabit tutan Avrupa Merkez Bankası toplantısı sonrası yapılan açıklamalarda, şimdilik parasal genişlemeye devam söyleminin ardından başkan Draghi, sonbaharda mevcut para politikasının tartışılıp gözden geçirileceğini ima etti. Bu söylem faiz artışını sürdüren ve sonbaharda bilanço küçültmeye hazırlanan ABD Merkez Bankası’nı (FED) takip edebileceklerinin sinyali olarak alındı. Bu açıklama sonrası Euro değer kazanmaya, dolar ise değer kaybına devam etti. Doların değer kaybı ise bir süredir düşüşte olan altın fiyatlarına yükseliş olarak yansıdı haliyle. Altındaki yükselişler bu aşamada daha çok tepki boyutunda. Piyasaları destekleyen risk iştahı devam etmekle birlikte parasal sıkılaştırma beklentileri güç kazanırsa bu durum borsalar üzerinde baskı yapabilecek bir gelişme olacaktır. Geçen haftanın sürpriz gelişmesi kabine değişikliği oldu. Sürprizi şurada geçtiğimiz aylarda çok konuşulan kabine değişikliğini piyasalar unutmuştu neredeyse. Yeni kabinenin ekonomi yönetiminde Mehmet Şimşek’in ağırlığının daha da artması olumlu algılandı. Türkiye’nin en önemli ticari ortaklarından biri olan Almanya ile yaşanan gerilime piyasalar doğal olarak temkinli bakıyor. Ortadoğu kaynaklı gelişmeler, ABD doları ve bazı gelişen ülke para birimlerinin seyri, yılın ilk yarısına ait bilançolar, artış eğilimine giren cari denge ve bütçe verileri başta olmak üzere makro ekonomik veriler, borsada şirket sahiplerinin hisse satışları, Çin ekonomisine ilişkin risklerin yeniden dillendirilmeye başlaması gündemin diğer önemli satır başlıkları. Fitch, Türkiye’nin kredi notunu ve görünümünü korudu. Bu gelişmenin piyasalar etkisi sınırlı kalabilir.
14 Temmuz haftasında yabancı yatırımcı işlemlerine baktığımızda ise hisse senetlerinde 155, tahvil bono tarafında ise 345 milyon dolarlık alımlar var. Borsadaki yabancı takas saklama oranları da yüzde 65’in üzerinde seyrediyor. Bu durum yabancıların Türkiye’ye ilgisinin devam ettiğini gösteriyor. Ağırlıklı olarak küresel ekonomide devam eden parasal genişlemeden güç alan iyimserlik sürüyor. Olumlu gelişmelerin önemli ölçüde fiyatlanması yanında zorlaşan gündeme bağlı olarak daha temkinli bir görünüm öne çıkabilir.
DOLAR/TL KURU TEKRAR DESTEK SEVİYELERİNDE
Dolar/TL kurunda yatay bantta dalgalı seyir devam ediyor. Çıkış denemeleri satışla karşılaştı ve destek seviyelerine geri çekilme yaşandı. İlk destekler kısa dönem güç kazanan 3.52-3.50 seviyelerinde. Sonraki destek 3.45 seviyesinde görülüyor. Dirençler ise 3.55 ve 3.60-3.65 seviyelerinde. 3.60-3.65 daha önemli. Çıkışın devamı için 3.65 seviyesinin geçilmesi gerekecek. Destek seviyelerine geri çekilmelerde tepki alımları görülebilir.
DOZU zaman zaman azalıp artmakla birlikte piyasalarda olumlu hava devam ediyor. Bir önceki hafta yorgunluk gösteren iç ve dış piyasalar geçen hafta itibariyle tekrar iyimserliğe büründü. İç piyasalardaki yorgunluğu Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) aldı. BDDK’nın sorunlu krediler nedeniyle bankalara devredilen ve 5 yılda elden çıkarılamayan gayrimenkullerin öz sermayeden düşülmesi yönetmeliğini kaldırması banka hisselerine olumlu yansıdı. Bu durum lokomotif banka hisseleri öncülüğünde piyasaları etkiledi.
Bir süredir zayıflayan dış piyasaları rahatlatan hamle ise ABD Merkez Bankası (Fed) başkanı Yellen’dan geldi. Yellen’ın yaptığı sunumlarda, Fed’in faiz artırım ve bilanço küçültme konularında parasal sıkılaştırmayı enflasyonla ilişkilendirmesi, yavaş ve kadameli olunacağı yönündeki açıklamaları “piyasa dostu ve güvercin” tonda bulunup olumlu karşılandı. Açıklamaların ardından dolar ve uzun vadeli ABD tahvil faiz oranı geriledi, borsalarda yükselişler görüldü. Ons altında ise düşüş durdu, zayıf tepki yükselişine neden oldu. İç piyasalarda gram/TL altın fiyatı ise düşen döviz kurlarına bağlı olarak gevşemeye devam etti. Nitekim cuma günü açıklanan ABD yıllık enflasyon verisinin beklentinin altında kalması, yakın zamanda faiz artırımı beklentilerini zayıflattığı için dolar ve uzun dönem tahvil faizinde düşüşle altında yükselişin devamında etkili oldu. Dalga boyları küçüktü ama enflasyona karşı piyasa duyarlılığının arttığını göstermesi açısından önemliydi.
YABANCI POZİTİF
Son dönemde Borsa İstanbul’da yaşanan ralliyle primli mi, iskontolu mu tartışmaları fazlaca yapılır oldu. Yıl başından bu yana gerçekleşen performansa bakıldığında hem primli, hem de fiyat kazanç gibi kriterler açısından gelişmiş ve gelişen ülke borsalarına göre iskontolu demek mümkün. Ama şu dip notu vermek gerekecek, geçmişte de Borsa İstanbul genelde diğer borsalara göre iskontolu işlem görürdü. Beklentilerin üzerinde gelen cari açık başta olmak üzere makro ekonomik veriler, Fitch’in 21 Temmuz Türkiye ile ilgili kredi notu açıklaması ilgili spekülasyonlar öne çıkan diğer konu başlıkları. Büyümeye paralel tekrar artış moduna giren cari açık, bütçe ve Hazine nakit açıkları, yükselen borçlanma verileri bağlamında makro ekonomik veriler son günlerde daha yakından izlenir oldu. Dışarıda süren likit ve bal piyasa ortamı nedeniyle bu yönde şimdilik fiyatlama yapılmıyor, bardağın dolu tarafını görme eğilimi hakim.
21 Temmuz’da kredi derecelendirme kuruluşu Fitch’den beklenen not değerlendirmelerine ilişkin daha çok yüzde 5’lik ekonomik büyümden güç alan “not artışı” konusundaki spekülasyonlar sürüyor. Ancak görünüm değişikliği mümkün görülse bile not artışı için henüz çok erken, görüşü ağır basıyor. Yabancı işlemlerine bakıldığında, 7 Temmuz haftasında borsada 48 milyon dolarlık alım, tahvil bonoda 222 milyon dolarlık satış yapmışlar. Yabancıda pozitif görünüm sürüyor. Kurda çıkış denemelerinin satışla karşılaşması, borsada devam eden çıkış ile zorlayan gündemlerin geride kalması iyimserliği destekliyor. Ancak olumlu gelişmelerin önemli ölçüde fiyatlandığını unutmayalım.
BORSADA ÇIKIŞ TRENDİ SÜRÜYOR
Borsada çıkış trendi devam ediyor. İlk direnç 106.000 seviyesinde. Bu seviyelerde kâr satışları görülebilir. Çıkışın devamı açısından 106.000 seviyesinin üzerinde kalınması önemli. Sonraki direnç 110.000 seviyesinde. Geri çekilmelerde ise 102.500-103.000 ve 101.500 destek noktaları. Direnç seviyelerinde kâr satışları görülse de çıkış hareketi gücünü koruyor.
DOLAR/TL KURUNDA DESTEKLERE DİKKAT
PİYASALAR gözünü dışarıya çevirdi. ABD Merkez Bankası (Fed) ile başlayan faiz artışı ve sonrasında bilanço küçültme beklentilerini diğer öncü merkez bankaları da takip edebilir söylemleri dış konjektörde piyasalar lehine olumlu havanın zayıflamasına neden oldu. Bu gelişmeler doğal olarak iç piyasalara da yansıdı. Fakat daha çok döviz kurları üzerinde kendini gösterdi. Sermaye piyasaları para piyasalarına göre daha sakin. Geçtiğimiz yıllarda sermaye piyasaları daha önce tepki verirdi. Borsa endeksi ve hisse senetlerinde bu aşamada zayıf kâr satışları olarak görüldü. Halbuki birkaç hafta öncesine kadar piyasaların genel beklentisi, ucuz ve bol likidite ile yükselen risk iştahından hareketle yaz aylarının rahat geçeceği ancak sonbahar gibi bir gerilme olacağı yönünde idi. Merkez bankaları kaynaklı gelişmelerin ABD ve Alman uzun dönemli faizleri yukarı çekmesi piyasaların “erken gardını” almasına neden oldu. Piyasalar bu gelişmeleri primli ve yeni zirveler deneyen borsa görünümleriyle karşıladı.
DAHA DİRENÇLİ
Borsa İstanbul son gelişmeler karşısında dış borsalara göre daha dirençli görünüyor. Ama dış borsalardaki düşüşler ve döviz kurlarındaki yükseliş ivme kazanırsa bu görünümü korumak zorlaşacaktır. Gerçi dışarıdan sıcak para girişleri Haziran’ın son haftasında da devam etti. Hisse senetlerine 48, tahvil bono tarafına da 187 milyon dolarlık girişler var. Ancak dışarıda hava Temmuz’un ilk haftası değişmeye başladı. Bu açıdan önümüzdeki hafta Perşembe günü merkez bankasının açıklayacağı haftalık sıcak para hareketleri yabancı yatırımcının Türkiye’ye bakışının değişip değişmediğini görmek açısından önemli olacak. Döviz kurlarındaki yükselişi dikkate aldığımızda tahmin etmek zor olmazsa gerek. Gündem olarak, dolar ve gelişen ülke para birimlerinin seyri, ABD tarım dışı istihdam verileri, Avrupa Parlamentosu’nun Türkiye kararının yansımaları, dış piyasalar, petrol fiyatları, merkez bankaları kaynaklı gelişmeler, Ortadoğu ve siyaset izlenmeye devam edilecek.
SINIRLI KALDI
Avrupa Parlamento’sunun Türkiye ile ilgili görüşmeleri askıya alan raporu kabul etmesinin piyasalardaki etkisi sınırlı kaldı. Beklentilerin üzerinde gelen ABD tarım dışı istihdam verileri saatlik kazançlara yansımayınca FED faiz artırımında mevcut seyrin devam edeceği beklentisini korudu. Bu açıdan etkisi zayıf kaldı. Basına haber olarak yansıyan, merkez bankasının bankalara döviz swaplı mevduat uyarısının yanında yüksek mevduat faizi konusunda tartışmalar güncelliğini koruyor. Dış piyasalardaki parasal sıkılaştırma beklentileri ve piyasa faiz oranlarındaki yükselişler, içeride bütçe açığı ve hazinenin yüksek borç çevirme oranları, son ay beklentilerin altında gelmesine rağmen yüksek seyrini koruyan enflasyon faizde gevşeme olasılığını zayıflatan bir durum.
Yüksek faiz ve sıcak para akışına rağmen son günlerde yükselen döviz kurları piyasaların seyri açısından yakından takibe devam edilecek. Beklenti ihtiyacının yanı sıra olumlu gelişmelerin önemli ölçüde fiyatlandığı ve değişme emareleri gösteren dış konjektörün etkisiyle daha zor bir piyasa beklentisi artıyor.
BORSADA 100 BİNİN ÜZERİNDE TUTUNMA ÇABAS
BORSADA kâr satışlarına rağmen çıkış trendi korunuyor. Bu açıdan 100.000 seviyesinin üzerinde tutunması önemli. 100.000 aynı zamanda psikolojik destek olarak izleniyor. Bu seviyenin üzerinde çıkış hareketinin devamı beklenebilir. 98.500 ve 96.000 sonraki destek noktaları. 101.600 ilk direnç noktası. Hatırlanırsa geçen hafta işaret ettiğimiz kısa vadede oluşan düşüş formasyonlarından “yükselen takoz” formasyon olasılığının ortadan kalkması için bu seviyenin önemli olacak. Sonraki dirençler 103.000 ve 105.000 seviyelerinde. Kâr satışları etkili olabilir.
PİYASALARDA olumlu hava devam etmekle birlikte dış piyasalardaki gelişmelere duyarlılık artmaya başladı. ABD Merkez Bankası’nın (Fed) devam eden faiz artırımı ve bu yıl içinde başlaması beklenen bilanço küçültme operasyonunun bu aşamada tedirginliğe neden olmaması, başkan Trump’ın icraatlarının daha bir yılı dolmadan sekteye uğraması ve son olarak sağlık yasasının geçemeyeceği kaygısıyla senatoda ertelenmesi doların zayıflamasına neden oldu.
ALTIN FİYATLARI
Ayrıca Avrupa Merkez Bankası Başkanı Draghi’nin Avrupa ekonomisi için ileriye dönük olumlu görüşler vermesi ve enflasyonda yükseliş beklentilerini koruması Euro’ya güç kazandıran bir gelişme. Hatırlanırsa iki hafta önceki yazımızda, Fed’in faiz artırım ve bilanço daraltma politikası dünyadaki diğer öncü merkez bankaları için referans olabilir, görüşünü vermiştik. Daha uzun vadede beklediğimiz bu gelişme geçtiğimiz hafta bazı önemli merkez bankaları için bir olasılık olarak “şahin” yorumlarla dillendirilmeye başladı. Doları zayıflatan gerekçeler arasında bir parça söylemlerin de payı var. Zayıflayan doların altın fiyatlarına çıkış olarak yansımaması ise yükselen uzun vadeli bono faiz oranlarıyla izah edilecek bir durum. Faiz artışları altın fiyatlarını baskılarken dış borsalarda güç kaybına neden oldu. Borsalardaki düşüşler bu aşamada daha çok kâr satışlarına bağlı teknik düzeltme boyutunda. Bu noktada Almanya borsasını (DAX) biraz daha ayrı tutmak gerekecek. DAX endeksinde düşüş çıkış trend desteğinin altına salınım göstererek derinlik kazanmış durumda. Bu gelişmeler doğal olarak Borsa İstanbul’a da yansıma gösteriyor. Dış borsalardaki düşüş daha güçlü görünen BİST100 endeksinin yüz bin seviyesinin üzerinde ivme kazanmasını zorlaştırıyor. Diğer yandan tahvil, bono ve hisse senetlerine portföy yatırımı (sıcak para) olarak dışarıdan para akışı devam ediyor. Özelleştirme portföyünün daralmasının da etkisiyle doğrudan yatırımların istenen seviyelere ulaşamamasına, son yıllarda ihracat ve turizmdeki kayıplar da eklenince sadece finans piyasaları için değil, genel ekonominin işleyişi açısından dış finansman ihtiyacının karşılanması noktasında sıcak para akışı daha önemli hale geliyor. Bu durum portföy yatırımlarının devamlılığı yönünden dış piyasaların seyri ve öncü merkez bankası politikalarına duyarlılığı artırıyor. Bu noktada varlık fonu kanalıyla dış kaynak sağlanması konusu önem kazanıyor. Ortadoğu ve siyasi gelişmeler çok yakından izlenmekle birlikte piyasalar üzerindeki etkisi sınırlı. Diğer yandan dolar dış piyasalarda değer kaybederken içeride dolar/TL kurunun 3.50 seviyesinin altına inmemesi alımların geldiğini göstermesi açısından dikkatle izlenmesi gereken bir nokta. Önümüzdeki hafta mevcut gündem ile birlikte pazartesi enflasyon, cuma ise ABD tarım dışı istihdam verileri izlenecek. Olumlu gelişmelerin önemli ölçüde fiyatlara dahil olduğu kabul edilmekle birlikte pozitif görünümün korunduğu piyasalarda dalgalı seyir görülebilir.
Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. yatırımcı profilinize uymayabilir.
PARA girişlerine bağlı iyimserlik sürüyor. Bazen sürpriz gelişmeler olsa da önemli gündem konularının en azından şimdilik geride kalması ve dış piyasalardaki olumlu seyir iç piyasalara da yansıyor. Borsada yabancı yatırımcı payının yükselen bir seyir izlemesi dışında ocak ayından bu yana Türkiye’ye yabancı kaynaklı sıcak para girişlerinin sürüyor olması iyimserliğin korunmasında önemli bir katkıya sahip. Merkez bankası kayıtlarına göre 16 Haziran haftasında hisse senedi ve tahvil bono piyasasına giren portföy yatırımları 1 milyar doların üzerinde. Geçtiğimiz dönemlerde aylık veya bazen de yıllık bazda ancak gelebilen sıcak para neredeyse bir haftada giriş yapmış. Bu durumu içeride zor gündemin geride kalması yanında dış konjonktürün sağladığı bir avantaj veya dışarıda devam eden risk iştahıyla bol ve ucuz likditenin yansıması olarak görmek daha gerçekçi. Yaşanan bal piyasada bize özel koşulların veya dış konjonktürün etkisi konusundaki tespitin doğru yapılması önemli.
MEVCUT GÖRÜNÜM KORUNABİLİR
Son dönemde daha çok “üzümünü ye, bağını sorma” türünden yaklaşımlar söz konusu. Dışarıdan gelen portföy yatırımlarında ağırlığın yüksek faiz nedeniyle tahvil ve bonoda olması önemli bir gösterge. Bu aşamada sebep şu veya bu, piyasalar bu avantajı kullanmaya devam ediyor, olağan dışı bir gelişme olmazsa mevcut görünüm bir süre daha korunacak gibi. Dolar ve bazı gelişen ülke para birimlerinin seyri, petrol fiyatlarındaki düşüş, ABD Merkez Bankası (Fed) kaynaklı gelişmeler, Ortadoğu, siyaset, dış borsalar, varlık fonuna ilişkin dış kaynak arayışlarının sürdüğüne dair spekülasyonlar, kredi derecelendirme kuruluşu Fitch’in Türkiye’nin büyüme tahminlerini yukarı çekmesi ve not artırım beklentilerinin dillendirilmesi öne çıkan gündem konuları.
Not artışı için erken görülmekle birlikte henüz dış kaynak girişine dair bir gelişme görülmeyen varlık fonu bu yönde bir katkı sağlarsa bunun borsa ve döviz kurları üzerinde olumlu yansımaları hissedilecektir. Ortadoğu kaynaklı gelişmelerin bu aşamada piyasalar üzerindeki etkileri sınırlı.
ÖNEMLİ BİR REFERANS
Diğer yandan dış borsalardaki yükseliş hareketlerinin kâr satışları görülse de sürüyor olması önemli bir referans. Fed’in faiz artırımı konusundaki temkinli duruşunun yanında bilanço küçültme operasyonlarında yavaş davranılacağı beklentisi olumlu havayı destekleyen bir durum. Petrol fiyatları ve dolardaki dalgalanmalar bu aşamada piyasalar için tedirginliğe neden olacak görünümde değil.
İYİMSERLİĞİN devam ettiği piyasalarda mevcut görünümün devamılılığı konusundaki tartışmalar artmaya başladı. Borsada 100 bin seviyesinin test edilmesinin yanı sıra bir süredir düşüşte olan döviz kurlarının önemli seviyelere geri çekilmesi mevcut görünümün sorgulamasını beraberinde getirdi. İç ve dış piyasalarda iyimserliği destekleyen likidite ortamı ve risk iştahının sürüyor olmasına karşılık yeni beklenti eksikliği dışında gündem biraz daha zorlaştı.
Türkiye Merkez Bankası ve ABD Merkez Bankası (FED) toplantıları, Ortadoğu kaynaklı gelişmeler, siyaset, ilk çeyrek ekonomideki büyüme verilerine ilişkin değerlendirmeler, dış borsalar, doların iç ve dış piyasalardaki seyri izlenen gündem konuları. Ortadoğu kaynaklı gelişmelerin bu aşamada piyasalar üzerindeki etkileri sınırlı.
ABD’nin Katar ile askeri ve ticari anlaşmalar yapması ortamı biraz yumuşattı. İç piyasalar için önemli referanslardan biri olan dış borsalardaki yükseliş hareketlerinde ivme kaybı ve patinaj görünümü var. Borsa İstanbul’daki çıkış hareketinin yanı sıra Dolar/TL kurunun uzun bir aradan sonra ilk defa 3.50 seviyesinin altına salınım göstermesi dikkat çekti. Ancak 3.50’nin altında kalıcı olmaması ve alımlarla karşılaşması kayda değer. FED son toplantısında beklendiği üzere faiz oranını artırdı. Diğer yandan toplantı sonrası bilanço küçültmeye gidileceğini tekrarlaması faiz kararından daha önemli görüldü. FED bilanço hareketleri ve faiz kararlarının, ABD dolarının iç ve dış piyasalardaki seyri üzerindeki etkisi malum. Bilanço genişleyip faiz düşerken dolar değer kaybetmiş, bilanço büyümesinin durması ve faiz artışıyla birlikte doların tekrar değer kazanmaya başladığı geçmiş fiyat hareketlerine bakıldığında görülecektir. Bu açıdan bu yıl içinde başlaması beklenilen bilanço küçültme operasyonunun dolara etkileri yakından takip edilecek. Ancak işin iyi tarafı küçültmenin yavaş ve tedrici olacağı beklentisi bu aşamada fazlaca bir rahatsızlık vermiyor. Ancak şu vurguyu yapmakta yarar var. Faiz düşüşü ve bol likidite hamlesi ilk FED ile başlamış, daha sonra başta Avrupa ve Japonya olmak üzere diğer merkez bankaları tarafından takip edilmişti. Avrupa ve Japonya merkez bankaları gevşek para politikalarına devam ediyor ve bunu bir süre daha sürdüreceklerini beyan ettiler. FED’in faiz artışı ve bilanço daraltma hamlesi, bu yıl değilse bile önümüzdeki yıllar için dünyadaki diğer öncü merkez bankaları için referans olabilir.
SÜRPRİZLER OLABİLİYOR
Geçen hafta açıklanan ve sürpriz yaparak beklentilerin oldukça üzerinde gelen ilk çeyrek büyüme verileri, yine yöntem ve devamlılığı konusunda tartışmalara neden oldu. Ödemeler dengesi tablosunda ise cari açıktaki artışla birlikte nereden geldiği belli olmayan para diye tabir edilen “Net hata noksan” kalemindeki çıkışın nisan ayında 3.8 milyar dolar, ocak-nisan döneminde ise 6.2 milyar dolara ulaşması önemli bir ayrıntı. Siyasi gelişmelerin hareketlilik kazanması dışında önümüzdeki hafta gündem olarak daha çok bu haftadan devreden bakiyeler izlenecek gibi. Gerçi sürpriz gündemler de çıkabiliyor. Her hafta izlediğimiz yabancı yatırımcı işlemlerine baktığımızda, hep girişlere alıştığımız son haftaların aksine 9 Haziran haftasında hisse senetlerinde 168, devlet tahvil bono tarafında ise 88 milyon dolarlık çıkış söz konusu. Ocak ayından bu yana devam eden girişleri dikkate aldığımızda çok ciddi bir rakam değil. Devamı gelip gelmeyeceği önemli. Yabancıların Türkiye pozisyonlarında pozitif görünüm sürüyor. Olumlu hava korunmakla birlikte daha zor bir piyasa görünümü öne çıkabilir.
DOLARDA AYI TUZAĞINA DİKKAT
DOLAR/TL kurunda, satış baskısı sürmekle birlikte bir süredir destek olarak işlev gören 3.50 seviyesinin altına geri çekilmelerde tepki alımları görüldü. Ancak tepki alımları henüz güç kazanmış değil. 3.50 seviyesinin altına kısa süreli salınım ve tepki alımları genelde dönüş hareketlerinde görülen ‘ayı tuzağı’ izlenimi verdi. 3.50-3.49 ve 3.47 ilk destek noktaları olarak kısa dönem için önemli. Bu seviyeye geri çekilmelerde tekrar tepki alımları görülebilir. Sonraki destekler 3.45 ve 3.40 seviyelerinde. Yukarı yönlü hareketlenmelerde ise 3.55-3.59 satışla karşılaşması muhtemel direnç noktaları. Tepki çıkışının devamı için 3.59 seviyesinin geçilmesi gerekecek. Aksi takdirde yükselişler tepki boyutunda kalacaktır. Geri çekilmeler tepki alımlarıyla karşılaşabilir.