Zeynel Balcı

'TL paketi' denge getirebilir

22 Aralık 2021
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın pazartesi akşamı kabine toplantısının ardından açıkladığı TL paketi piyasalarda dalgalanmaya neden oldu.

Türk Lirası mevduat geliri kur altında kalırsa aradaki fark ödenecek. Döviz kurundaki dalgalanma sebebiyle fiyat vermekte zorlanan ihracatçı firmalara da doğrudan Merkez Bankası aracılığıyla ileri vadeli kur rakamı verilecek, açıklaması sonrası döviz kurlarında sert bir geri çekilme yaşandı. Dün sabah itibariyle 11.00 seviyesine kadar çekilen dolar/TL kuru daha sonra tekrar yukarı yönlü bir hareketlenme yaşasa da tepki yükselişi güç kazanamadı ve kurlar üzerinde baskı devam etti. Dövizdeki yükselişe karşı alınacak önlemler tartışılırken hiç telaffuz edilmeyen ‘sürpriz’ paket, kurlarda sert düşüşü beraberinde getirdi. Önlemler daha çok faiz üzerinden gidiyordu. BDDK verilerine göre, 16 Aralık itibariyle bankalardaki toplam mevduatın yüzde 67’si döviz olarak görülürken toplam vadeli mevduat içindeki payı yüzde 60 seviyesinde. Vadeli döviz mevduatı yaklaşık 2.2 trilyon TL iken toplam vadeli mevduat 3.6 trilyon TL seviyesinde. TCMB verilerine göre, yurtiçi yerleşiklerin bankalardaki döviz mevduatı 10 Aralık itibariyle 231 milyar dolar. Bu tutarın önlem paketine konu kısmı olan 141 milyar doları gerçek kişilere ait.

DÖVİZ MEVDUATINDA ÇÖZÜLME

Önümüzdeki günlerde gerek TCMB gerekse BDDK verilerinde özellikle döviz mevduatındaki çözülmenin ne ölçüde olacağı noktasına odaklanılacak. Bir çözülme olacağı muhtemel bir gelişme. İlk etkileri zaten görüldü. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın önlem paketini açıkladığı akşam, Türkiye Bankalar Birliği (TBB) Başkanı Alpaslan Çakar “1 milyar dolar bozduruldu” dedi. Dövizde kalmanın getiri açısından TL mevduattan farkı kalmadığına göre bu eğilimin önümüzdeki günlerde devamı da mümkün olabilir. Döviz mevduatında çözülme ve gerçek kişilerden (vatandaşlardan) gelecek döviz talebini azaltıcı yönde bir etki yapacaktır. Kura da doğal olarak düşüş olarak yansıdı. Kısa vade için daha kalıcı bir etkiden söz edilebilir. Vatandaşlardan gelecek döviz talebi azalacağına göre, dış ticaret açığı, cari denge ve dış borç ödemeleri gibi kalemlerden gelecek döviz talebinin kurlar üzerindeki etkileri artacaktır. Ek bilgi olarak vermek gerekirse, Türkiye’nin kısa vadeli dış borcu 125 milyar dolar olarak görülürken ocak-ekim dönemi dış ticaret açığı 33 milyar dolara, cari açık yıllık bazda 15 milyar dolara geriledi. Son üç aydır aylık cari fazla veriliyor ve dış ticaret açığı ocak-ekim dönemi itibariyle önceki yıla göre yüzde 15 azalmış durumda. Diğer yandan portföy yatırımları (sıcak para) açısından ele alınacak olunursa, son aylarda yabancı yatırımcıların Türkiye’deki paylarının azaldığı bilinen bir durum. Borsa İstanbul’da yabancı yatırımcı payı yüzde 43 civarında görülürken DİBS’deki (tahvil bono) payları yüzde 4’ün altında. Özetle, dış ticaret verileri ve sıcak para dengelerine bakıldığında çok zorlayıcı bir tablo en azından bu aşamada görülmüyor. Bu durumda TCMB döviz rezervlerindeki değişimler de önem kazanacak ve yakından takip edilecek.

İHRACATA ETKİSİ

Diğer yandan TL’nin değer kaybının Türkiye’nin ihracatına katkısı son dönemde sıkça dillendirilen bir konu idi. TL’nin değer kazanmasının bu görünüme etkilerinin nasıl olacağı da önemli olacak. Hatırlanırsa Türkiye’nin ticaret yaptığı ülkelere göre Türk mallarının değerini yansıtan TÜFE bazlı reel efektif döviz kuru TL’nin değer kaybıyla birlikte tarihin en düşük rakamı olan kasım ayı için 54.33 açıklanmıştı. TL değer kazandığına göre Türk malları eskisi kadar ucuz olmayacak. Kur arttıkça enflasyon beklentileri de yükseliyordu. Kur geçişkenliğine bağlı olarak kurlardaki gerileme enflasyonla ilgili beklentilerini yumuşatacaktır. Ayrıca kur farkına bağlı finansman gideri de şirketler açısından biraz daha küçülebilir. Belki erken ama bir süre sonra her ne kadar mart ayı sonuna kadar bekleme sinyali verilse de TCMB ocak toplantısında faiz kararının ne yönde olacağı konusundaki tartışmalar tekrar hız kazanabilir.

ARTI VE EKSİLER

Paketin Borsa İstanbul’a yansımaları ise pek olumlu olmadı. Tavsiye olarak görülmemek kaydıyla buraya şöyle bir not bırakalım. Geçtiğimiz günlerde “dolar yukarı borsa” yukarı görünümü dünkü seyre bakılırsa sanki “dolar aşağı borsa aşağı” şekline evrilmiş gibi. Diğer yandan açıklanan önlem paketinin finansmanı konusunu var. Paket ile ilgili konuşan yetkililer, eğer kur artışı mevduat faizinin üzerinde olursa aradaki farkın Hazine tarafından ödeneceğini açıklandı. Kur artış farkı ve tutarı Hazine dengeleri ve enflasyon açısından oldukça önemli olacak. İlacın yan etkileri gibi bakacak olunursa, elbette bu paketin de artı ve eksileri tartışılacaktır. Ancak bu aşamada döviz kurlarına daha öngörülebilir bir bakış ve bir denge getirmesi beklenebilir.

Yazının Devamını Oku

'Merkez'lerden sürpriz yok

19 Aralık 2021
Geçen hafta dünyada birçok merkez bankası faiz kararlarını açıkladı. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası beklendiği gibi faiz indirimine giderken, ABD Merkez Bankası (Fed) 2023 sonuna kadar 6 faiz arttırımı olabileceğini dillendirdi. Avrupa Merkez Bankası da faizi değiştirmedi. İngiltere, Rusya ve Meksika merkez bankaları ise faiz arttırımında karar kıldı.

Geçen haftanın yoğun gündemi arasından merkez bankalarının faiz kararları öne çıktı. TCMB beklendiği üzere politika faiz oranını bir puan indirerek yüzde 14.00 seviyesine çekti. Kasım toplantısında bunun sinyalini zaten vermişti. Bu açıdan sürpriz yok. Toplantı sonrası yapılan basın duyurusunda, “Alınmış olan kararların birikimli etkileri 2022 yılının ilk çeyreğinde yakından takip edilecek ve bu dönemde fiyat istikrarının sürdürülebilir bir zeminde yeniden şekillenmesi amacıyla geniş kapsamlı politika çerçevesi gözden geçirme süreci yürütülecektir.” açıklamalarıyla 2022 mart ayı sonuna kadar faiz konusunda bekle gör dönemine geçilmiş görülüyor. Yine de gelişmelerin ne getireceğini kestirmek bu aşamada zor. Gündem ve piyasa dengeleri çok hızlı değişebiliyor. TCMB faiz kararı sonrası döviz kurlarındaki dalgalanma devam etmekle birlikte TCMB’den beşinci satış müdahalesi geldi. Müdahale sonrası döviz kurlarında biraz geri çekilme ve dengelenme gözlendi. Ancak döviz satışının kurlar üzerindeki etkilerinin kısa süreli ve sınırlı kaldığı da bilinen bir durum. Piyasaların dikkati önümüzdeki hafta yine döviz kurları üzerinde olacak.

FED’DEN ŞAHİN AÇIKLAMALAR

ABD Merkez Bankası (Fed) son toplantısında da, varlık alımlarındaki azatlım 30 milyar dolara çıkarırken 2022 mart ayında sürecin tamamlanması öngörüldü. 2022 yılı için 3, 2023 yılı için 3 olmak üzere 2023 yılı sonuna kadar 6 faiz artırımı olabileceği olasılığı dillendirildi. Fed yol haritasını açıklarken bu konudaki belirsizlik azaldı. Bu durum dış piyasalara olumlu yansıdı. Yapılan doğru iletişim sonuç verdi. Avrupa Merkez Bankası ise faizde beklendiği üzere değişime gitmedi. Başkan Lagarde’ın “2022 yılı için faiz artışı olası değil” açıklaması önümüzdeki döneme ilişkin para politikalarında Fed ile ayrışma göstermesi açısından önemliydi. Ancak öncü merkez bankalarının büyük ölçüde Fed’in para politikasıyla uyumlu olunduğu bilinen bir durum. Zaman içinde bu uyum sağlanabilir. Diğer yandan İngiltere, Rusya, Meksika merkez bankaları geçtiğimiz hafta faiz artırımına gittiler. Dış dünyada para politikalarında sıkılaştırma adımları atılmaya devam ediliyor. 2022 yılı için dış finansman ihtiyacındaki gelişen ülkeler için dış koşullar biraz daha zorlaşacak gibi. Ancak pandemide mutasyonlar gibi beklenmedik durumlar veya başka arızi sebepler çıkarsa projeksiyonlarda esnemeler olacaktır.

BORSADA KÂR SATIŞLARI

Borsada İstanbul’da son dönemdeki sert yükseliş cuma günü kâr satışlarıyla karşılaştı. Satışlar da aynı ölçüde sertti ve kazançların bir kısmı geri verildi. Dikkat çeken diğer konu, bir süredir ‘dolar/TL yukarı, borsa yukarı’ görünümünün bozulmuş olması. Dolar/TL kurunda biraz ivme kaybetse de yükseliş eğilimi korunuyor. Borsadaki yükselişin ilk günlerindeki dolar bazında borsa ucuz algısı, sonraki aşamada dolar yukarı, borsa yukarı şekline evrildi. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) tarafından yapılan satış yönlü müdahalelere rağmen dövizdeki yükseliş korunuyor. Müdahale gelince kısa süreli bir geri çekilme, sonrasında tekrar çıkışa devam görünümü hakim. Para (döviz, faiz) ve sermaye (hisse senetleri) piyasalarının birbirine alternatif olması açısından zıt yönde hareket etmesi işleyiş gereği olağan bir durum. Ancak son dönemde bu korelasyon biraz değişti. Her yatırım aracının kendine has sebepleri var. Cuma günü borsada görülen düşüş ve döviz kurlarında yükselişe bakarak olağan seyre dönülüyor demek için henüz erken. Hisse ve borsa endekslerinde 90 dereceye yakın dik açılı çıkışlarda dönüşler de çoğu zaman benzer şekilde olur. Ancak teknik bir düzeltme ve kâr satışı mı? Yoksa dönüş hareketi mi, sorusunun cevabı büyük ölçüde önümüzdeki hafta netlik kazanacak.


Yazının Devamını Oku

‘Merkez’lerde karar haftası

12 Aralık 2021
Gelecek hafta dünyada merkez bankalarının alacağı kararlar yakından takip edilecek. 15 Aralık Çarşamba Fed, 16 Aralık Perşembe Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), Avrupa Merkez Bankası, İngiltere, 17 Aralık Cuma Japonya ve Rusya, merkez bankaları toplantıları yapılacak. Çarşamba gün Fed’in ve perşembe günü TCMB’nin alacağı kararlar iç piyasalar açısından daha önemli olacak.

PİYASALARDA olumlu hava korunuyor. Omicron varyantıyla ilgili tedirginliğin azalması borsalara yeni bir soluk ve alım getirmişti. Ancak bu gelişmenin önemli ölçüde fiyatlandığını söylemek mümkün. İç piyasalarda ise birbirine alternatif para ve sermaye piyasalarının eş zamanlı yükselişi sürüyor. Olağan işleyişine aykırı gibi görünse de her iki piyasanın kendine göre makul sebepleri var. Borsa İstanbul, dolar bazında ucuz algısının yanı sıra bazı bilanço değerleme kriterlerine (fiyat kazanç) göre de dış piyasalara kıyasla daha ucuz, ama primli. Ayrıca enflasyona karşı korunma amacıyla borsa alternatif olarak öne çıkmış durumda. Faiz düşüşü ve TL’nin değer kaybıyla cari fazlayı hedefleyen ihracat artışına dayalı büyüme modeli döviz kurlarına yükseliş olarak etki ediyor. Ek olarak dövizde de enflasyon etkisi var tabi ki. TCMB faiz indirirken tahvil bono faizlerindeki diğer anlatımla piyasa faizindeki yükseliş daha çok enflasyonla izah edilecek bir durum. Dış borsalardaki yükselişte ise olumlu 3.çeyrek bilançoları ve ekonomik toparlanmanın yansımalarıyla daha geniş ölçekte henüz korunan parasal genişlemenin etkileri var. Ancak pandemiyle başlayan süreçte merkez bankalarının borsaları besleyen düşük faiz, bol likidite politikasının sonuna doğru yaklaştığımız kabul gören bir görüş.

YAKINDAN İZLENECEK

Kasım ayı ABD Merkez Bankası (Fed) toplantısı sonrası yapılan açıklamalar bu yönde önemli bir mesaj verdi. Önümüzdeki hafta merkez bankalarının yoğun bir toplantı trafiği var. 15 Aralık Çarşamba Fed, 16 Aralık Perşembe Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), Avrupa Merkez Bankası, İngiltere, 17 Aralık Cuma Japonya ve Rusya, merkez bankaları toplantılarında faiz ve para politikalarına ilişkin kararlar yakından izlenecek. Çarşamba Fed ve perşembe günkü TCMB kararları iç piyasalar açısından daha önemli olacak. Fed, son toplantısında tahvil alımlarını azaltım sürecini başlatmış, daha sonra Fed Başkanı Powell süreci hızlandırmaktan söz etmişti. İyi gelen istihdam dataları ve yüksek enflasyon verileri bu süreç için önemli bir referans oluşturmuş durumda. Cuma günü açıklanan ABD kasım enflasyonu (TÜFE) beklentilere paralel yüzde 6.8 geldi. Enflasyonda son 39 yılın zirvesi görüldü. Geçen ay yüzde 6.2 seviyesindeydi. Diğer merkez bankaları için gösterge niteliği taşıyan Fed’in 2022 yılında tahvil alımlarının azaltım sürecinin tamamlanması ve birkaç (2 veya 3) faiz arttırımına gidebileceği yönünde tahminler var. Ama bu beklentiler piyasaları bu aşamada rahatsız etmiş görünmüyor. Fed toplantısından beklenti, faizin değişmeyeceği yönünde. Toplantı sonrası yapılacak para politikasına ilişkin açıklamalar ise yakından izlenecek tabi ki. Dış piyasalar için iyimserliğin korunduğu ancak daha temkinli bir görünümün öne çıkmaya başladığını söylemek mümkün.

TCMB NE YAPACAK?

PERŞEMBE günkü toplantıda TCMB’nin faiz indirimlerine devam edip etmeyeceği konusu önemli olacak. Dış parasal koşullar Fed’in politika değişikliğiyle sıkılaşmaya başladı. Gelişen ülkelerde faiz artırımları tam gaz devam ediyor. Cuma günü Rusya Merkez Bankası muhtemelen faiz artırımına gidecek. Geçtiğimiz hafta Brezilya tekrar faiz arttırımına gitti ve 150 baz puan artırımla faiz oranını yüzde 7.75’den yüzde 9.25 seviyesine yükseltti. Polonya Merkez Bankası da 50 baz puan artırımla faiz oranını yüzde 1.75 seviyesine çekti. Dışarıda durum bu minval üzerine iken iç piyasalarda TL’de değer kaybı devam ediyor. TCMB, dolar/TL kuru 14.00 seviyesine yaklaştıkça satış yönlü müdahalelerde bulunuyorsa da faiz ayağının olmaması nedeniyle yetersiz kalıyor. Müdahale ile gerileyen döviz kurları kısa bir süre sonra tekrar eski seviyesine geri dönüyor. Bu açıdan daha kalıcı etki için TCMB’nin faiz indirimlerine ara verebileceği yönünde görüşler ağırlık kazanmaya başladı. Diğer yandan ekonomi yönetimimin düşük faiz politikası da bilinen bir durum. Çok net bir tahmin veya öngörü yok. Tahminler, daha çok faiz indirilmemesi gerekir ama faiz indirimi de olabilir, türünden. Bunlara istinaden netleşme adına 16 Aralık Perşembe saat 14.00’ü beklemekte yarar var.   

YABANCILARDAN KASIMDA 708 MİLYON DOLARLIK ALIM

Yazının Devamını Oku

Borsalarda bahar havası

5 Aralık 2021
Küresel ekonomilerde büyümenin sürmesi, şirketlerin 3’üncü çeyrek performanslarının iyi olması borsalarda çıkışın devamını sağladı. Ayrıca enflasyona karşı korunma isteği de borsalara ilgiyi arttırıyor. Olumlu gelişmelerin fiyatlamalara önemli ölçüde yansıdığını da söyleyebiliriz.

BORSALARDA ralli devam ediyor. Son günlerde Borsa İstanbul’un dış borsalardan pozitif ayrıştığı gözleniyor. ABD Merkez Bankası (Fed) son toplantısında tahvil alımlarını azaltma sürecini başlatırken Fed Başkanı Powell geçen hafta senatoda yaptığı sunumda bu süreci hızlandırmaktan söz etti. Ayrıca ‘omicron varyantı’ konusundaki risk ve belirsizliğe vurgu yaptı. Benzer açıklamalar ABD Hazine Bakanı Yellen’dan da geldi. Yellen, “Enflasyonda geçici tanımını geri çekmeye hazırım. Omicron varyantı ekonomi için ciddi sorunlara sebep olabilir, bunu hala değerlendiriyoruz. Omicron varyantı bir süre daha bizimle olacak” dedi. Enflasyon gerek ABD gerekse Almanya ve Euro Bölgesi’nde uzun yıllardır görmediği seviyelere ulaştı. Bununla birlikte her ne kadar cuma günü açıklanan ABD kasım tarım dışı istihdamı beklentilerin altında kalsa da istihdam verileri olumlu görünümünü koruyor. Ekonomik veriler pozitif ağırlıklı. Genel görünüm böyle olunca Fed’in parasal sıkılaştırma adımlarını atması olağan bir gelişme. Diğer yandan küresel ekonomideki büyüme ve şirketlerin 3.çeyrek performansları iyi. Borsalar ekonomideki olumlu görünümü yani bardağın dolu tarafını fiyatlamaya devam ediyor. Bu aşamada olası risklere duyarsız. İç piyasalarda ise Borsa İstanbul çıkışını sürdürüyor.

ÇIKIŞ HAREKETİNİ DESTEKLİYOR

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) faiz indirimlerine devam ederken piyasa işleyişi gereği döviz kurları yükseliyor. TCMB faiz oranı ile enflasyon arasındaki farkın açılması, eksi faizin 6 puanı geçmesi alternatif yatırım araçlarına ilgiyi artırıyor. Borsa İstanbul’a olan ilgiyi de bu çerçevede değerlendirmek mümkün. TL getirisi düşük olunca enflasyondan korunmak için döviz, gayrimenkul gibi alternatif yatırım araçlarına borsa da eklenmiş durumda. Yabancı yatırımcı ilgisi zayıf olmasına rağmen ağırlıklı olarak yerli yatırımcının katkısıyla çıkış hareketi yeni zirve denemeleriyle devam ediyor. Borsa İstanbul primli ancak fiyat kazanç oranları gibi bilanço değerleme kriterlerine göre dış borsalara nazaran pahalı değil. Ayrıca dolar/TL kurundaki yükseliş devam ettikçe “dolar bazında ucuz algısı” sıcak tutulmaya devam ediliyor. Bu gelişmeler borsadaki çıkış hareketini destekliyor.

İYİMSERLİK SÖZ KONUSU

Ancak bütün bunları artı hanesinde tutmakla bu aşamada birlikte aklımızda bulunsun babında bir de bardağın boş tarafına göz atmakta yarar var. ABD ve Almanya başta olmak üzere dış borsalarda çıkış trendleri korunsa da zirve seviyelerinde bir ivme kaybı veya patinaj durumu söz konusu. Ayrıca olumlu gelişmelerin önemli bir kısmı fiyatlara dahil oldu. Borsalar için riskleri göz ardı eden son günlerde aşırıya varan bir iyimserlik söz konusu. Diğer yandan parasal genişleme politikalarının sonuna yaklaşıldığı izlenimi öne çıkmaya başladı. Fed bu yönde ilk adımı da attı. Ez cümle, yatırımcının en iyi dostu olan trendin içinde yer almak ve onu takip etmek gerekir. Borsalardaki iyimserlik ve bahar havası devam ediyor. Ama borsacıların “kapıya yakın durmak” sözünü de bir not olarak buraya bırakalım.

TCMB ‘BURADAYIM’ DEDİ

DÖVİZ

Yazının Devamını Oku

Pandemiyle yeni sınav

28 Kasım 2021
Koronavirüsün yeni varyantı piyasaların dengesini değiştirdi. Mutasyon haberleri nedeniyle en çok tepkiyi veren yatırım araçlarından biri borsalar oldu. Brent petrol 80 doların üzerinde seyrederken 70 dolar seviyesine yaklaştı. Bir diğer sert düşüş ise piyasaların yakından takip ettiği ABD 10 yıllık bono faiz oranında oldu.

Piyasalarda geçen haftanın son günü hava değişmeye başladı. İyimserlik yerini daha temkinli bir görünüme bıraktı. Koronavirüsün (COVID-19) B.1.1.529 olarak isimlendirilen yeni bir varyantı nedeniyle kısıtlama haberlerinin gündeme gelmesi piyasaları tekrar bir sınavın eşiğine getirdi. Mutasyon haberi borsaları zirvede yakaladı. Bu açıdan en çok tepki veren yatırım araçlarından biri de borsalar oldu. Borsa İstanbul’da havayolları şirketleri başta olmak üzere sert satışlar görülürken haftanın son günü yüzde 2.35 düşüş gösterdi. Almanya ve ABD borsalarında da düşüş vardı. Petrol fiyatlarında ABD’nin stratejik rezerv satışları ve OPEC’in nasıl tepki vereceği gibi konu başlıklarına ilişkin değerlendirmeler bir anda unutuldu ve bir önceki güne göre yüzde 10 civarında geri çekilme yaşandı. Brent petrol 80 doların üzerinde seyrederken 70 dolar seviyesine yaklaştı. Bir diğer sert düşüş ise piyasaların yakından takip ettiği ABD 10 yıllık bono faiz oranında oldu. Yüzde 1.69 seviyesinden yüzde 1.50’nin altına çekildi. Koronavirüs varyantı piyasalardaki dengeleri bir günde değiştirdi ve bahar havası bozulmaya başladı. Birkaç aydır koronavirüs ile ilgili artan vaka sayıları ve buna bağlı olarak kısıtlama haberleri vardı. Çin, Rusya ve son olarak da Almanya, Hollanda ve Belçika’dan ardı ardına bu yönde haberler geliyordu. Vaka sayısı artsa da vefat sayısı artmayınca piyasalarda bu konuda bir duyarsızlık hakimdi.

POLİTİKA DEĞİŞİR Mİ

Son olarak İngiltere’nin altı Afrika ülkesini, koronavirüs salgınıyla mücadele kapsamında oluşturduğu seyahat listesinde kırmızı listeye alması bir bakıma işaret fişeği gibi oldu. Sorun ciddiyet kazanırken piyasalar bu gelişmeyi borsalar için kâr satışı, petrol ve diğer yatırım araçları için de düzeltme gerekçesi olarak gördü. Bu durumun bir diğer yansıması ABD Merkez Bankası (Fed) para politikasının değişim olasılılıklarını gündeme getirmesiydi. Enflasyon rekoru ve istihdam verilerinin oldukça iyi gelmesi Fed’in 2022 yılında varlık alımlarını bitirip birkaç defa faiz artırabileceği tahminlerini kuvvetlendirmişti. Hatta varlık alımlarının azaltılma kararının verildiği kasım başındaki toplantıda üyeler, Fed’in faiz arttırımı konusunda 2022 yılında beklenenden daha hızlı davranabileceği yönünde görüş bildirmişlerdi. Ancak cuma günü itibariyle piyasalar, yeni koronavirüs varyantı endişeleriyle beraber Fed’in faizleri artırmakta hızlı olmayabileceğini fiyatlamaya başladı. Borsalardaki düşüşler, petrol fiyatındaki ve ABD tahvil faiz oranlarındaki gerilemeler bu beklentinin sonucu. Koronavirüsün ilk günleri olan 2020 yılının mart ayındaki panik havası henüz yok tabi ki. Ama özellikle borsaların bu haberi uzun çıkış trendinin sonunda ve oldukça primli bir noktada karşılaması kâr satışlarının derinlik kazanmasına yol açtı. Önümüzdeki hafta temkinli bir görünüm bizi bekliyor.

KASIM ENFLASYONU BEKLENİYOR

Enflasyon verileri 3 Kasım cuma günü açıklanacak. Döviz kurlarındaki yükselişin ardından kur geçişkenliğine bağlı olarak tahminde bulunmak zorlaştı. Aynı şeyler aralık enflasyonu için de geçerli. Ayrıca akaryakıt zamları yine enflasyon artışına yansıyabilecek gelişmelerden biri. TCMB faiz kararlarının enflasyon ile ilgisi kalmadı. Dış ekonomik gündemde ise cuma günü açıklanacak ABD kasım ayı tarım dışı istihdam verileri yakından izlenecek. Beklenti 563 bin civarında. Önceki 531 bindi. Geçen perşembe günkü ABD haftalık işsizlik başvuruları 199 bin kişi olarak açıklandı ve 1969 yılından bu yana en düşük veri olarak kayda geçti.

EMTİA FİYATLARINDA DÜŞÜŞ VAR

Koronavirüste yeni varyant haberleri sadece petrol fiyatı değil, kısıtlamaların ekonomiyi yavaşlatacağı beklentileriyle tarım, maden, enerji ve sanayi emtia fiyatlarında da düşüşe neden oldu. Altında ise ABD tahvil faiz oranlarındaki düşüş ve biraz da güvenli liman özelliği nedeniyle yükseliş vardı. Henüz çıkışın güç kazandığını söylemek zor, daha çok tepki boyutunda. Dış piyasalarda ABD dolarındaki değer kazanımı ise ivme kaybetti. Dolar Endeksi 97 seviyesine yaklaştıktan sonra 96 seviyesine doğru geri çekilme gösterdi.

DÜŞÜK FAİZ POLİTİKASINA DEVAM MESAJI

Yazının Devamını Oku

Borsada ‘Garanti’li moral’ sürüyor

21 Kasım 2021
Geçen hafta Garanti Bankası’nın yüzde 49.85’ine sahip olan İspanyol banka BBVA, bankanın tamamını almak için harekete geçti. Yaşanan bu gelişmelerin ardından Garanti Bankası ve banka hisselerinde sert yükselişler görüldü. Bu satın alma haberi piyasalara güven açısından önem taşırken, borsaya da moral oldu.

Borsa İstanbul’da iyimserlik devam ediyor. Olumlu havanın lokomotifi bankacılık hisseleri oldu. Banka hisselerini taşıyan gelişme ise Garanti Bankası’ndan geldi. İspanyol ana ortak BBVA, Garanti Bankası paylarının tamamı için yaptığı gönüllü pay alım teklifi Garanti Bankası ve banka hisselerinde sert yükselişi beraberinde getirdi. Pay alım teklifi toplam sermayenin yüzde 50.15’ini temsil eden 2.1 milyar adet paya yönelik. Payların tamamının alınması halinde yaklaşık 2.25 milyar Euro’luk bir büyüklük söz konusu. Bu tüm zamanların en geniş kapsamlı geri alım planı olarak kayda geçti. Haberin ardından perşembe günü şirket olaya resmiyet kazandırmak üzere SPK’ya başvurusunu da yaptı. Bilindiği üzere geçtiğimiz günlerde Sabancı Holding yine geniş kapsamlı olarak kendi hissesinde geri alım programı açıklarken, Koç Holding; Yapı Kredi Bankası’nda İtalyan ortak UniCredit’e yüzde 18 payların geri alımı için teklif yapmıştı. Önemli holding ve bankaların ana ortaklarının hisselerinde alım yönünde hareket etmeleri piyasalara güven vermesi açısından önemli ve dikkat çekici bir olay. Bu gelişmeler, son parlak bilanço performanslarının yanında dolar bazında hisselerin geçmiş yıllara göre ucuz kaldığı yönünde haklı yorumları beraberinde getirdi. Dolar bazlı değerlendirmeler Borsa İstanbul (BIST100 Endeksi) için de geçerli. TL grafiklerine göre yükselse de dolar cinsinden grafiklere bakıldığında BIST100 Endeksi’nde düşüş görülüyor. 15 Kasım Pazartesi BIST100 Dolar Endeksi 170 iken cuma günü 154 seviyesinden kapanış yaptı.

FİYAT KAZANÇ ORANLARI

Bir diğer dikkat çeken nokta fiyat kazanç tarafında. BIST100 fiyat kazanç oranı 7.5 seviyesinde bulunuyor. Gelişmiş ve gelişen ülke borsalarına göre ucuz olduğu biliniyor. Tavsiye olarak algılanmamasının altını önemle çizerek belirtmek istersek, öncü banka hisselerinin fiyat kazanç oranları primli haliyle bile 3-5 arasında değişiyor. Lokomotif olarak görülen bazı holding hisselerinde de durum çok farklı değil. Ucuz olması tek başına yeterli değil tabi ki. Fiyatlar makul olabilir. Ancak yeterli talep gelmezse ucuz kalmaya devam ediyor. Garanti Bankası geri alım haberi gelmese idi bu ölçüde bir fiyatlanmanın olması biraz zordu. Para girişi ve talep canlanmasının yanında fiyatlamaya konu edilebilecek hikaye de oluştu. Geçen haftadan önümüzdeki haftaya devreden bakiye, olumlu gelişmelerin belli ölçüde fiyatlandığı hareketli bir borsa görünümü oldu. Cuma günü öncü hisselerde kâr satışları görülürken hareketlilik lokomotif hisselerin dışına kaydı ve daha seçici olmaya başladı. Geçen haftanın dikkat çeken bir diğer tarafı, birbirine alternatif piyasalar olan borsa, döviz ve tahvil faiz oranlarının eş zamanlı yükselmesi oldu. Her yatırım aracının çıkış için kendine göre makul sebepleri var. Zaman zaman kısa süreli bu tür uyumsuzluklar olabiliyor. Olumlu hava korunmakla birlikte daha temkinli bir görünüm öne çıkabilir.

DIŞ PİYASALARDA MEVCUT GÖRÜNÜM KORUNUYOR

Dış borsalarda çıkış trendleri kâr satış denemelerine rağmen devam ediyor. Ekonomik veriler ve üçüncü çeyrek bilançolarının olumlu gelmesi ana etken olarak görülüyor. Ancak ABD Merkez Bankası’nın (Fed) tahvil alımlarının azaltılması operasyonunu ustalıkla başlatması da olumlu havanın devamında etkili oldu. Rekor enflasyon seviyelerine rağmen borsalar sözlü yönlendirmeler ve doğru iletişim ile görünümünü korudu. ABD 10 yıllık bono faiz oranında yükseliş zayıflarken dolardaki değer kazanımı sürüyor. Altının ons fiyatında ise tepki çıkışı zayıfladı ve kazanımlarının bir kısmını geri verdi. Petrol fiyatında dalgalı seyirle düşüş görüldü. Brent petrol ekim ayının ilk haftasından bu yana ilk defa 80 doların altına geriledi. ABD ve Çin’den gelen stratejik rezervlerin kullanılabileceği açıklamalarına Hindistan ve Japonya gibi ülkeler de eklendi. Ayrıca OPEC ve EIA (ABD Enerji Enformasyon İdaresi) petrol piyasasının, arz eksikliğinden arz fazlasına beklenenden daha kısa sürede geçebileceği öngörüleri de fiyatlar üzerinde etkisini gösterdi. Bunlara ek olarak artan Koronavirüs vakaları gündemde öne çıkmaya başladı. Bazen dış borsalarda kâr satış nedeni olarak görülse de piyasalar bu aşamada artan vaka sayıları konusunda çok ciddi bir fiyatlama yapmış değil. Çin ve Rusya’dan sonra Avrupa’da (Hollanda, Almanya, Belçika) vaka artışları kısıtlama dahil bazı önlemleri gündeme getirdi. Cuma günü Borsa İstanbul’da havayolları şirketlerindeki satıcılı seyre karşılık sağlık ve gıda sektörüne ait hisselerdeki primler bu yönde bir hareketlenmenin sinyali olarak değerlendirilebilir. Ancak birkaç günlük hareket ile bunun güç kazandığını söylemek için henüz erken.  

MERKEZ BANKASI BEKLENENİ YAPTI

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), perşembe günkü toplantısında beklendiği üzere gösterge faiz oranı 100 baz puan düşürülerek yüzde 15.00 seviyesine çekti. Toplantı metninde yapılan “Kurul, arz yönlü ve para politikası etki alanı dışındaki faktörlerin fiyat artışları üzerinde oluşturduğu geçici etkilerin 2022 yılının ilk yarısı boyunca da etkisini sürdürmesini beklemektedir. Kurul, bu etkilerin ima ettiği sınırlı alanın kullanımını Aralık ayında tamamlamayı değerlendirecektir” açıklaması aralık toplantısı için de faiz indirim beklentisini güçlendirdi. Faiz indirimi TL’deki değer kaybını hızlandırmış durumda. ABD’li yatırım bankası Goldman Sachs, TCMB’nin Aralık ayında faiz oranını 100 baz puan indirmesini, 2022 yılının 2.Çeyreğinde ise yükseltmesini beklediğini açıkladı. JP Morgan ise Aralık ayı yönlendirmesinin bu yıl bir faiz indirimi tahminine yol açabileceğini ancak TCMB’nin piyasa volatilitesi karşısında kararını değiştirebileceğini belirtti. TCMB’nin faiz indiriminin ardından kamu bankalarının konut kredilerinde indirme gitmesi kayda değer bir gelişme olarak görüldü.  

Yazının Devamını Oku

Enflasyon iyimserliği bozmadı

14 Kasım 2021
Pandemi sürecinin aşılması için alınan ekonomik tedbirler, tedarik konusunda yaşanan sıkıntılar, emtia fiyatlarındaki yükseliş ve normalleşmenin hızlanması, enflasyonu beraberinde getirdi. ABD’de son 31 yılın en yüksek enflasyon seviyesi görüldü. Rekor enflasyon verisi borsalardaki olumlu havayı bozmazken, piyasanın genelinde temkinli bir görünüm olduğu söylenebilir.

 

Piyasaların gündemi enflasyon. Sadece piyasalar değil küresel ekonominin derdi enflasyon demek daha doğru olur. Pandemiyle mücadele kapsamında merkez bankaları tarafından piyasalara verilen bolca para, düşük faiz, aşının bulunması ve kısıtlamaların kaldırılmasıyla ekonomik görünümde normalleşme ve artan talep, emtia fiyatlarındaki yükseliş ile tedarik yollarındaki aksaklıklar, enerji ve çip sıkıntılarına bağlı üretim kayıpları gibi etkenler yüksek enflasyon gibi bir sonucu beraberinde getirdi. Geçen hafta açıklanan ekim ABD enflasyon verileri (TÜFE) yüzde 6.2 ile son 31 yılın en yüksek rakamına ulaştı. Rekor ABD ekim enflasyon verilerine rağmen borsalardaki olumlu hava korunuyor. Ancak piyasanın geneli için daha temkinli bir görünümden söz etmek mümkün. ABD tahvil faiz oranları yükselirken ABD doları değer kazandı. Doların euro ve Japon yeni başta olmak üzere altı para birimine karşı değişimini gösteren Dolar Endeksi 95.00 seviyesini geçti. ABD 10 yıllık bono faiz oranı yüzde 1.60 seviyesine yaklaştı. Buna karşın eurodaki değer kaybı ise hızlandı. Çıkış hareketlerinin korunduğu dış borsalarda ise kâr satış denemelerine bağlı olarak ivme kaybı söz konusu.

ÇIKIŞI SINIRLADI

Bilindiği üzere enflasyon altın fiyatını etkileyen başıca parametrelerden biri. Yüksek enflasyon etkisiyle altının ons fiyatında çıkış vardı. 1.850 dolar geçilirken yükselen ABD tahvil faizleri baskı yaptı ve altındaki çıkışı biraz sınırladı. Dolar/TL kurundaki çıkışla ons fiyatındaki yükseliş birlikteliği iç piyasalarda altının gram/TL fiyatını 600 seviyesine taşıdı. Sonuç olarak, ABD enflasyon verisinin piyasalarda bu aşamada çok derin bir etki bırakmadığı söylenebilir. Fakat ABD Merkez Bankası’ndan henüz enflasyon konusunda daha doğrusu enflasyonun para politikası üzerindeki olası etkileri konusunda bir açıklama gelmedi. Merak edilen, erken bir parasal sıkılaştırma veya faiz artırım hamlesi olabilir mi durumu. Bu yönde bir sinyal gelirse piyasaların tepkisi farklı olacaktır. Şimdilik bir işaret yok. Her ne kadar inandırıcılığı zayıflasa da merkez bankalarının enflasyondaki yükselişin geçici olacağı görüşü korunuyor. Bu konudaki netleşme muhtemelen 15 Aralık Fed toplantısında olacak. Fed Başkanı Powell hariç o tarihe kadar yetkililerden gelecek açıklamaların etkisi daha zayıf kalabilir. Dış dünyadaki bu gelişmelerin etkisini iç piyasalar daha yakından dolar/TL kuru üzerinde hissetti ve çift haneye ulaşarak 10 TL’yi test etti. Borsa İstanbul ise dış borsalar gibi sakin karşıladı ve trendini bozmadı.

BORSA İSTANBUL'A YABANCI İLGİSİ ARTIYOR

TCMB’nin açıkladığı verilere göre, 5 Kasım ile biten haftada yabancılar hisse senetlerinde 274 milyon dolar alımda görüldü. Bir önceki hafta da 24 milyon dolar alım yapmışlardı. Borsa İstanbul’da yabancı ilgisinin uzun bir aradan sonra tekrar başlamış olması önemli. Banka hisseleri başta olmak üzere lokomotif hisselerdeki hareketlilik bunun işaretini vermişti. Borsa İstanbul’un bir süredir hem dolar bazlı görünümde hem de fiyat kazanç oranı gibi bilanço değerleme kriterleri açısından ucuz ve primsiz olduğu dillendirilen bir konuydu. Son yaşanan çıkış hareketine rağmen bu görünümün çok fazla değiştiğini söylemek zor. Halen BIST100 fiyat kazanç grafiği ve dolar bazlı grafiklerde BIST100 Endeksi geçmiş yıllardaki zirvelerinden uzak bir konumda görülüyor. Tahvil bonoda ise yabancı yatırımcıların son haftalardaki çıkışın ardından yine 5 Kasım haftasında 37 milyon dolar alım yapmış olmaları dikkate değer bir gelişme. Son aylarda şatış tarafında görülüyorlardı. Yakından takip edilen bankalardaki yabancı para mevduatında kısa bir gerilemenin ardından tekrar yükseliş görüldü ve 428 milyon dolarlık artış ile son hafta 233.3 milyon dolara yükseldi. Döviz kurlarındaki yükselişle rağmen kalıcı bir çözülme görülmüyor. TCMB brüt rezervlerinde ise artış sürüyor. 1.6 milyar dolarlık artış ile 125.4 milyar dolara yükseldi.

MERKEZ BANKASI'NIN KARARI BEKLENİYOR

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) 18 Kasım Perşembe günkü faiz kararı önümüzdeki haftanın önemli gündem konuları arasında yer alıyor. Piyasanın beklentisi ağırlıklı olarak 100 baz puanlık indirim ile politika faizinin yüzde 15 seviyesine çekileceği yönünde. Geçmiş yazılarımızda vurguladığımız üzere, TCMB’nin faiz ve para politikası kararlarında enflasyon yerine yeni referans noktası cari denge olarak işaret edilmişti. Eylülde 1.652 milyon dolar cari fazla verildi. Ağustosta da 814 milyon fazla vermişti. Yıllık cari açık 18.4 milyar dolara geriledi. TL’nin değer kaybının da katkısıyla ihracat artışının cari denge üzerinde yansımaları görülmeye devam ediliyor. Piyasa algısı bu yöndeyken Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan’dan “Enflasyonun seyri temkinli olmayı gerektiriyor. Hükümetimizin ihracatı desteklemek amacıyla, yüksek döviz kuru hedeflediğine yönelik yorumlar doğru değil. Türkiye dalgalı kur rejimi uygulamaktadır, kurun değeri de piyasada belirlenir” açıklaması geldi. TCMB beklendiği üzere faiz indirimine giderse bunun piyasalar üzerindeki etkileri sınırlı kalabilir.

Yazının Devamını Oku

Borsalar zirvelerde

7 Kasım 2021
Pandemi ile birlikte bozulan ekonomik verilerde toparlanma sürüyor. ‘Düşük faiz ve bol para’ ortamının bir süre daha devam etmesi bekleniyor. Borsa İstanbul ve dış borsalarda şirketlerin 3. çeyrek bilançoları yayınlanmaya devam ediyor. Bilanço performanslarının oldukça iyi gelmesi de borsaları destekliyor. Yaşanan bu gelişmelere paralel olarak borsalarda da tarihi zirveler test ediliyor.

ENFLASYON BEKLENTİLERE PARALEL GELDİ

TÜİK tarafından açıklanan ekim enflasyon verileri beklentilere paralel geldi. TÜFE yıllık %19.89, aylık %2.39, çekirdek (C) %16.82, ÜFE yıllık %46.31, aylık % 5.24 olarak açıklandı. TCMB’nin faiz politikasında model değişikliği nedeniyle enflasyon verilerinin faiz kararları üzerinde etkisi beklenmiyor. Bu açıdan piyasalar üzerindeki yansımaları çok sınırlı gerçekleşti. Bilindiği üzere TCMB para politikası kararlarında cari dengeyi referans alacağını açıklamıştı.

ALTIN YATAY SEYREDİYOR

ALTININ ons fiyatında tepki alımları görülse de yatay hareketten kopmakta zorlanıyor. Bir bakıma 1.800 dolar seviyesi eşik gibi oldu. Fed’in son toplantıda faiz artırımı için zamana ihtiyaç olduğu vurgusu altın için önemli bir referans noktası. Bununla birlikte ABD 10 yıllık bono faiz oranı ve ABD dolarının (Dolar Endeksi) son dönemde altın fiyatını etkileyen önemli parametreler. ABD 10 yıllık faiz oranının yüzde 1.50 seviyesinin altına gerilemesiyle ABD dolarındaki değerlenmeye rağmen Cuma günü bir tepki yükselişi görüldü. Ancak henüz güç kazandığını söylemek için erken. İç piyasalarda gram/TL fiyatında ise dolar/TL’deki yükseliş hareketinin etkisiyle çıkış sürüyor. Altının ons fiyatı için 1.834, gram/TL fiyatı için 568 seviyeleri çıkışın devamı için izlenebilecek noktalar. Altındaki son fiyatlamalara bakıldığında “güvenli liman” özelliğinin bu aşamada çok fazla öne çıkarıldığını söylemek zor. Daha çok faiz ve ABD dolarının gölgesinde fiyatlamalar devam ediyor. Uzakdoğu piyasalarının derdi gibi görünen bir bilgi, iflasın eşiğinden dönen emlak şirketi Evergrande ile ilgili yaşanan gelişmelerin ardından Çinli emlak geliştirme şirketi Kaisa Group Holdings’ın Hong Kong Borsası’ndaki işlemlerinin durdurulmasını da dip not olarak vermiş olalım. 

İÇ ve dış piyasalarda olumlu hava sürüyor. Başta ABD ve Almanya başta olmak üzere dış borsalar yeni zirveler denerken Borsa İstanbul Mart/2021 zirvesini test etti. Dış piyasalarda ABD Merkez Bankası (Fed) toplantısı önemli bir gündem ve viraj olarak görülüyordu. Toplantı piyasa beklentilerine uygun sonuçlandı ve sorunsuz aşıldı. Faiz sabit tutulurken kasım ayından itibaren 15 milyar dolar ile varlık alımlarının azaltılması işlemi başlatıldı. Fed Başkan Powell, geçtiğimiz aylarda bu yönde bir hazırlık yapmış, kasım veya aralık gibi tahvil alımlarının azaltılmaya başlanabileceğini vurgulamıştı. Doğru iletişim karşılık buldu ve politika değişimine gardını almış olan piyasalar olumlu tepki verdi. Ayrıca Fed Başkanı Powell’ın toplantı sonrası, enflasyondaki yükselişin geçici olacağını, faiz arttırımı için ise erken olduğunu vurgulaması, tahvil alım işlemlerinin azaltımıyla faiz artışı işleminin ayrı şeyler olduğu vurguları oldukça önemliydi. Para politikası değişiyor ama yumuşak bir geçiş ve faiz arttırımı için sabır telkin edilmesi olumlu havanın devamında etkili oldu. Pandemi sonrası oluşan ve piyasaları bu noktaya taşıyan ‘düşük faiz ve bol para’ ortamının hatırı sayılır süre daha korunması bekleniyor. Ayrıca ekonomik veriler de destekleyici bir rol oynuyor.

HİSSELERE YABANCI İLGİSİ

Yazının Devamını Oku