Kimisi acı yiyemez. Kimisi de tatlı sevmez.
Hayat mesela...
Hep yeni ve öğrenilecek tecrübeler ile doludur; ama insan yaşamadan bilemez.
Acı-tatlı tecrübeler.
Çok konuşanlara meydan boş kalıyor bu durumda. Hayret ediyorum insanların haddini aşan papparazileşme merakına.
Neydisi, kimdisi hiç önemli değil ortak payda “yargılamanın kolaylığı” olunca.
Olaylara baktıkça bağlantı kurdum eskiden seyrettiğim bir dizi ile, hayata ve yaklaşımlarıMa dair bir anda.
Kendi adıma.
“Sex and The City” (Seks ve Şehir) diye bir dizi vardı malum zamanında.
O dizinin başrol oyuncusu olan kadın Carry, Mr. Big' e çok aşıktı. Carry bir ara Aiden diye, çok beğen(dir)ilen bir adamla çıktı.
Aiden “doğru adam” dı.
Karışan kafamı kaybettim “hükümsüzdür” diyorum. Bekara koca boşamak kolay. Evli olup, bekara “evlen” demek kolay.
Yani, her ne değilsen öbürü olmak çok kolay. Buna icabında “pabuç kadar dilin olması” da denilebilir.
Ya da son zamanlardaki şekli ile “Ağız İshali”...
Buna “Eleştiri” diyenler de var.
Bayılıyorum. Ben de istiyorum.
Sabbbahtan akşama kadar oturup ne var ne yok, kim var kim yok “eleştirmek” istiyorum.
Yemin ederim. Çok istiyorum.
Televizyonu açıyorum, şut çekilmiş de gol olamamış olan “golümsüyü” 1 saat “eleştirenleri” görüyorum.
Kararsız kaldım.
Sanırım çekilen cefaları, yapılan yanlışları değil de; güzel şeyleri yazmak istediğimden bu kadar kararsız kaldım. Ama bu haberler karşısında iyi haber bulmak için de kararsız kaldım.
İçim sıkıldı bitmek bilmeyen saçmalıkları sakız gibi uzatan yetkililerden. Düpedüz aptal yerine konuyoruz sürekli. Yüzlerine bakasım, haberlerini okuyasım yok ki yazasım olsun.
Boşuna mı bir beynimiz var?
Peki ya vicdan boşuna mı?
Düşünülmemişlikleri, işgüzarlıkları gördükçe boşuna olduklarını düşündüğüm çok oluyor. Hele de işine geldiği gibi cevap vermiyor mu kimileri, aptal ve vicdansızca iyice deli oluyorum.
Ne zaman böyle karanlık ve iç karartıcı hislere dalsam, masamdan kalkıp azıcık dolaşıyorum. Derin nefesler alıp “İyi şeylere kitlen Yonca, aklını dağıt. Kavgacı olma, kanma onlara..” diye telkinler yapıyorum kendimce.
O kadar kolay değil tabi. Kimi zaman tutuyor telkinler işe yarıyor, kimi zaman gelen haberler karşısında ne yapsam olmuyor.
Çok özlemişim herkesin kokusunun birbirine karışmasını.
Yola en önce ben çıkmıştım.
Sonra oğlum geldi.
Ardından kızım da babasıyla yeni, dün gelebildi.