Ya bayılıyorum bu hınzır afacan ve her daim kendini güncelleyen zekaya!
Kadın akıllı.
Denecek bi şey yok. Gerçekten çok akıllı.
Herkes selülitzede oldu, ama Hülya Avşar nanik yapmanın yolunu buldu tüm basına.
Dün Kelebek’de Cenker Tezel’in haberine de fotoğraflara da bayıldım, bayıldım, bayıldım.
Herkes zırıl zırıl yakındı ağladı, Hülya Avşar durdu ve nanik yaptı. “Budur işte kadın dediğin!” oldum.
Budur işte gereken kadının duruş hali.
Neysen osun.
İstemediğin şeyi ince bir şekilde zekanla halledeceksin, espriye vurmayı/vurdurtmayı bileceksin. Süper bir örnek olmuş herkese.
Şortu kaptan suya atıyor, Hülya Avşar sudan şortla çıkıp habercilere nanik yapıyor. Nasıl da güzel gülümsüyor anlatamam. Harbi gülümsüyor. Suratında tanıdık ifade...
Ya gümbür gümbür selülitleri de, buruşuk kırışık ne varsa sallayarak salınarak gezineceksin başın dik, ya da esprisini yapmayı bilip gülüp güldüreceksin.
Türk kadının aynen böyle “kendi gibi” durmayı bilen, gülmeyi bilen, zekasıyla iş halleden kadın örneklere o kadar ihtiyacı var ki! Hülya Avşar bunun en güzel örneği bence. Makyajsız hali, tenise/spora olan tutarlı düşkünlüğü, aklından geleni geçeni korkusuzca söylemesi, ağlamayı da gülmeyi de bilmesi acayip hoşuma gidiyor. Takdir ediyorum.
“Neden ha bire Hülya’yı konuşuyoruz?” demesin kimse. Konuşulacak kadar değer.
Bakıyorum görüntülerine, yüzündeki ifadesi gerçek bu kadının.
Herkes ifade değiştirdi Türkiye’de estetikten. Bi gördüğün az sonra gördüğünde tanınacak halde değil resmen. Bilmiyorum neden?
Estetikli donuk suratların gergin ifadesizliğine bu nanik bence!
Kadın, kadın gibi, kendi gibi, yıllardır tanıdığımız Hülya Avşar işte.
Oh be! Bi nanik de benden bize... Yonca “nanik kardeşliği”