Biber kazığı

Kimisi acı yiyemez. Kimisi de tatlı sevmez.

Hayat mesela...

Hep yeni ve öğrenilecek tecrübeler ile doludur; ama insan yaşamadan bilemez.

Acı-tatlı tecrübeler.

Onlar da ayyynı biber gibiler; Tatlı diye alıyorsun ACI çıkıyor, acı diye alıyorsun TATLI çıkıyor. 

Satan manav yalancı duruma düşüyor.

Halbuki manav o biberi tatmadan nasıl bilsin? Hem tatsa bile, belki o yediği biber acı olacak; ama senin yediğin tatlı çıkacak!

Ne belli?

Sonuçta O biber yenmiş olacak.

Şans işi!

Herkesin tecrübesi kendine, kimsenin suçu yok ki!

Her bir biber TEK, bunu bilmeli.

Peki biberi almadan, yemeden, tatmadan, denemeden şansıma ne çıkacağı ne belli?

Denemeden asla bilemezsin, yoğurdu üfleyecek misin üflemeyecek misin...

Hele bir ağzın yansın da...

Duruma bakarız sonra.

İnsan istiyor ki, hayatta her istediği, her canı çektiği zaman acı biberler olsun sofrasında, istemediği zaman da hepsi tatlı olsun.

İstiyor ağzının tadı hep tam olsun.

Hayat şaşırtıcı bir oyuncu yunus oysa!

Onu dinlemesini bilirsen diyor ki sana:

Kardeşim, denemesi bedava. Ne çıkarsa bahtına.

Tutun bana. Gideriz dala çıka.

HA tabi sıkıyorsa! İşte bu yüzden adam ol, çık yola. Ver parasını biberin al ve at ağzına.

Tecrübe bu!

Yansan da yaşarsın, yanmasan da.

Yoksa vermem sana hayat dersini, öyle denemeden, bedava.

Yeter ki sen yediğin biberin tadını unutma!

Bir daha ki sefere gardını alırsın icabında.

Ama...

GEÇMİŞİNİ yadırgayıp unutma.

Yanan ağız senindir.

Bundan asla UTANMA!

Yonca
“Sivribiber” 

Sezen' den tırnak içinde alıntı buraya cuk oturan dip not:

Hem çok zor, hem de çok KISA BİR macera ömür. Ömür imtihanla geçiyor.
Ben bu yüzden hiç kimseden gidemem gitmem. Unutmam ACI TATLI ne varsa HAZİNEMDİR!
Acının insana kattığı değeri bilirim küsemem. Acıdan geçmeyen şarkılar biraz eksiktir...