Bu kadar fazla felaket…
Bu kadar fazla düşmanlık…
Katliam...
Gerçekten çok fazla.
Derbi bile çok fazla!
Derbi öncesi ayrı utanç.
Derbi sırası ayrı utanç.
Ne kadar zorlandım o ilk adımı atana kadar anlatamam.
Zulüm gibi geliyor bazen bir şeye kalkışmak.
Evet, bana da oluyor inanın.
İçimden o an geçen tek şey miskinlik yapmak, bilgisayarıma yapışmak ve yazmaktı.
Hatta aslında yazasım da yoktu.
Taş gibi maşallah!
Boş boş oturuyordum, birden çıktı karşıma. Şok oldum ona bu gözle bakınca.
Siz yine de, ben söylemeden, bu O’dur demeden,
bu “kadın” kimdir diye bir tahmin etmeyi deneyin...
Öyle bir kadın ki bu; uyurken bile uyanık.
Her haliyle güzel ve her şeye rağmen bakımlı aslında. Ne olursa olsun, her yeni güne gülümseyerek başlamayı çok istiyor aslında.
Ah bir de rahat bırakılsa, ah azıcık huzur bulsa....
Ayol ben bunu nasıl fark etmemişim daha önce bilmem.
Bi sevindim ki anlatamam.
Milletin Mars’a indiği şu günlerde, benim buna sevinmem ayrı bi tartışma konusu gerçi.
Ama etrafımdaki kadınların hepsinin kendilerine has, inatçı, meydan okuyan ve güçlü bir duruşları var.
Dı.
Ve hâlâ var.
Olacak da.
Haklarını tüm dünyaya duyurarak teslim etmek istediğim arkadaşlarım var çünkü.
Sultans of Dubai grubundan bir grup gönüllü kadın, dört senedir mucizeleri başarıyor Dubai’de.
Geçtiğimiz cuma, “23 Nisan Çocuk Bayramı”nı gerçekten tahmin edemeyeceğiniz boyutta bir coşkuyla kutladık Dubai Amerikan Üniversitesi’nin 900 kişilik salonunda.
200 çocuk gösteri yaptı.
Bu güzelliği organize eden kadınlar; çocuklarından, işlerinden, eşlerinden ödün vererek dört ay her türlü bürokratik ve kanuni zorluğa göğüs gerip, 23 Nisan Çocuk Bayramı’nı Dubai’de kutlamayı, anlatmayı ve bir gelenek haline getirmeyi başarıyorlar.
Yetmez, bir de üzerine Dubai Otizm Merkezi’ne, geçen senenin bağışını iki katına katlayıp 200 bin Dirhem, yani yaklaşık 100 bin TL bağış toplamayı başardılar.
Dubai Otizm Merkezi de, Dubai’de yaşayan Türkler adına, Sultans of Dubai gönüllüsü kadınların bu çabasını ölümsüz kılmak için yeni binalarındaki kütüphaneye “23 Nisan Çocuk Bayramı” adını vereceğini teyit etti.
Olmadı.
75km durağına verilen zamandan 15 dakika geç girince diskalifiye oldum.
Bittim.
Bi ağlıyorum ki şu anda sormayın; hüngür hüngür.
Şelale oldu içim, akıyor.
Kendimi, doğasından koparılmış vahşi bir hayvan gibi hissediyorum.
Aynen öyle, evet.
“Neden hala yazmıyorsun, neden videoları paylaşmıyorsun?” diyen çok oldu.
Geçerli bir nedenim vardı.
Bir kere bu yazıyı yazmak zaman istiyordu.
Uzun.
İnsan 42km’lik bir yolu 5 cümleye indiremiyor. Yaklaşık 5 saatlik videoları da 3 dakikaya indirgemek hayli zor.
Kıyamıyor insan tek karesine, tek adımına.
Ayrıca, tüm dünyada “Earth Day” olarak kutlanan 22 Nisan’da yazmak, ve bu senenin konusu olan “Gezegeni korumak ve sürdürülebilir bir gelecek sağlamak” konusuna da değinmekti amacım.
O kadar özlemişim ki babamı, aklıma düştü...
Gözlerimden yaşlar boşaldı.
Hep böyle oluyor.
Birden yokluğu başıma “güm!” diye vuruyor.
Canım acıyor...
Durup dururken, nedensizce.
Babamın yokluğu öyle bir koyuyor ki!