Yonca Tokbaş

Can güvenSİZliğimizden ölenler...

5 Ağustos 2014
Sabah Gazetesi muhabiri Erkan Koyuncu’nun o demir kapıya sıkışarak hayatını kaybetmesine inanılmaz üzüldüm. Duyduğumdan beri hiç aklımdan çıkmıyor...

Ailesine gerçekten büyük sabır diliyorum. Korkunç bir kaza...
İnsanın elde olmayan nedenlerden hayatını kaybetmesiyle, saçma sapan bir ihmal yüzünden kaybetmesi arasındaki fark beni anormal etkiliyor.
Bizde can güvenliği filan yok.
Hiçbir canın, canlının canının önemi yok.
Soma’da ne kadar ihmal vardıysa, her konuda hep ihmal var.
Deniz kenarında iskeleden atlayan insanlara bakıyorum. İskelelerde hiçbir derinlik uyarısı yok. Bir Allah’ın kulu da uyarmıyor. Su sığ olsa ve atlayan çakılsa, en iyi ihtimalle omurilik felçlisi olabilir. Havuzlarda da aynı şey söz konusu. Ne ana babalar çocuklarını uyarıyorlar derinlik konusunda, ne de uyarıda bulunarak örnek olmayı akıl ediyorlar.
Bari bu konuda çocuğuna bir bilgi ver...

Yazının Devamını Oku

Kahkaha iffet ve kadın üzerinden siyaset

31 Temmuz 2014

Hiyeeeeeyt diye ortaya atlayıp, açtım mı suaygırlarını bile korkutan kocaman ağzımla alakalı alakasız hiç canım çekmiyorken bile kahkahalar atıp,
kızlı erkekli seksi konuşmalar yapıp,
“Degajeme gel” dekoltemle mevcut “turkish” kıvrımlarımı sallayarak göbeciklerimi atıp,
Kızlı erkekli ortamlarda bulunup,
Bütün bunları uluorta paylaşasım veeee
İffetimi kaybedesim var ama iffetim karaktersiz mi ne, yapışmış yakama gitmiyor işte.
Namusumu aradım sordum; o da ne hikmetse uzun zamandır bacak aramda değil.

Yazının Devamını Oku

Gösteriş ve idare etme olayı ve bir RTE klasiği…

29 Temmuz 2014
Kafası dağınık olan bir kadının dağınık ve uzun yazılarını okuyasınız var mı?

Düşüncelerimi ve hislerimi düzgün toplayamadığım bir dönemdeyim.
Yazmaya çekinip utanıyorum aslında.
İdare etmeyi hiç sevmeyen ben, idare edilmeye ihtiyaç duyuyorum resmen.
İdare edebilir misiniz beni tüm hatalarımla bu ara rica etsem?
Teşekkür ederim.


Yazının Devamını Oku

Çocukları kullanmaya doyamadı bu Dünya

23 Temmuz 2014
Yas ilan edildi.<br><br>Neden?

Çocuklar, masumlar ölüyor diye…

Bi yanım seviniyor, bu duyarlılığımıza…
Bi yanımsa ister istemez tepki duyuyor ikiyüzlü tutarsızlığımıza.

Hani öyle bir yapı ve hükümet olursun ki, Dünya’daki her türlü katliama her türlü zulüme, her türlü ayrımcılığa karşı olur; her birine karşı aynı içtenlikle isyan edersin anlarım.
Ama çocuk gelinlere, taciz ve tecavüze uğrayan çocuklara, kadına gösterilen şiddete, çocuğunu ekmek almaya giderken kaybeden anneye karşı zerre kılın kıpırdamaz anlamam.
Nedense hep seçim önceleri filan aklına gelir ya bi sağa bi sola çakmak, o zaman anlamam bu sözde duyarlılığı işte.
Ne zaman işine gelse o zaman bi şeylere tepki duyarsın ya... o zaman anlamam işte.

Yazının Devamını Oku

İyi haber duyan varsa acilen versin

18 Temmuz 2014
Elim ayağım kalbim beynim her şeyim kitlendi.

Hangi en kötü haber üzerine ne yazabilirim ki?
Üstelik umutları ve iyilikleri yazmayı seven insanın en önde gideniyim. Hatta bi İngiliz arkadaşım bana: “Hayatımda senin kadar olayların yapıcı yönüne odaklı bir insan görmedim…”dedi diye sevindiğim bir dönemde bunca yıkıcı habere boğulmak beni de bozdu.
Ben böyle zamanlarda yazı yazamıyorum.
Kelimem yok.
Sözüm yok.
Cümlem yok.
Çok boş geliyor her şey.

Yazının Devamını Oku

Erdoğan sen bizim herrr şeyimizsin

2 Temmuz 2014

Anam, babam, tomam, bakanım, başbakanım, hukuğum, adaletim, devletim, şairim, ayakkabı kutum, tokadım, yiğidim, aslanım, kaplanım, hükümetim, bağım, bahçem, parkım, gökdelenim, birinci-ikinci-üçüncü ve olası her türlü köprüm, boğazım, denizim, hatta hem “beyaz”denizim hem karadenizim, uluslararası ilişkilerim, içişlerim, polisim, mitim, ailem, sülalem, gazetem, basınım, medyam, iş dünyam, işsiz dünyam, kömürüm, madenim, Somam, Taksimim, Kürtüm, Türküm, İslamcım, Dinim, İmanım, Pensilvanyam, Amerikam, Suriyem, Irağım, Afrikam, Antarikam, ahlakım, ayranım, evim, sokağım, biber gazım, özgürlüğüm, kelepçem, projem, tekmem, marmarayım, hızlı trenim, dış-iç-yan-sağ-sol ilişkilerim, ulaştırmam, satın almam, muhasebem, pazarlamam, reklamım, alt-üst kimliğim, üstün ırkım, ermişim, dervişim, tarihim, bugünüm, geleceğimsin.
One minute’u bırak, tüm minutelerimsin.

Aklıma gelmeyen ne var ne yok her şey ve hepsi sensin.
Koşulsuz tam mutlak komple her şeyimizsin.
Başka hiçbir kimse kişi kurum vesaireye ihtiyacımız yok.
Bir tek sen bizim her şeyimizsin.
Sensiz biz bir hiçiz.

Yazının Devamını Oku

Yanımda oturan gay çift

26 Haziran 2014
Bodrum’dan İstanbul’a gelmem gerekiyordu.

Bu sene Dünya’nın tüm leyleklerini havada görmüş olmalıyım. Çok seyahat ettim. Gele gide beynim döndü inanın.
Arda çocuklarla Dubai’den gelecek, ben çocukları İstanbul’da ondan alıcam, o işine toplantısına vesairesine devam edecek, ben de çocuklarla Yalıkavak yolcusu olucam. Arada da co-active koçluk yaptığım kişilerle buluşucam gibi çok şahane bir planım vardı. Dı. Evet.
De evdeki plan çarşıya her zaman uyamıyor işte.
***
Çok uzun zamandır kalbimdeki kafamdaki ve bünyemdeki tempo öyle yüksek ki, yazılar, kitaplar, maratonlara antrenmanlar, yazlık açılışı ve binlerce duygu… dedim ya, sallanıyorum, gerçekten sallanıyorum.
Merkür, Dolunay, yarım Ay, çeyrek Ay, ilk Ay artık her ne yüzündense, bi de duyularım en açık seviyede. Çok değil, aşırı hassasım.
Hani kuş tüyleri dokunsa kesiyor tenimi, öyle...

Yazının Devamını Oku

Çik çilevi çülüyi

25 Haziran 2014
Yalıkavak’daki evimize gelip evi açıp çocuklar gelmeden mis gibi olsun diye hazırlamaya çalışırken çok acayip öten bi kuşla tanıştım.

Kuş beni o kadar şaşırttı ki, videosunu instagram’da paylaştım; “bu kuş çok acayip ötüyo, sanki konuşuyo, acaba susadı filan mı?” diye.
Kuşun çıkarttığı ses ayrı ilginç, kendisi daha da ilginçti.
Yanına gidiyorum, kaçmıyor.
“Gel” diyorum, resmen yanıma geliyor. Kuş değil de, kedi sanki.
“Susadın mı yoksa?” diye soruyorum, başını “evet” der gibi sallıyor. Bi kaba su koyuyorum, içmeye başlıyor dönüp dönüp bana başını sallıyor, teşekkür ediyor resmen!
Ben onunla konuşurken kafasını öyle bir sallıyor ki, sanırsın her dediğime cevap veriyor. Ağlasam boynuma sarılıp teselli edecek, gülsem benimle kahkaha atacak.
Hayatımda böyle şey görmedim. Evcil kuş mu demeliyim ne demeliyim bilemedim.

Yazının Devamını Oku