Paylaş
Hangi en kötü haber üzerine ne yazabilirim ki?
Üstelik umutları ve iyilikleri yazmayı seven insanın en önde gideniyim. Hatta bi İngiliz arkadaşım bana: “Hayatımda senin kadar olayların yapıcı yönüne odaklı bir insan görmedim…”dedi diye sevindiğim bir dönemde bunca yıkıcı habere boğulmak beni de bozdu.
Ben böyle zamanlarda yazı yazamıyorum.
Kelimem yok.
Sözüm yok.
Cümlem yok.
Çok boş geliyor her şey.
Nasıl da bir tesadüfse, aslında bu kötü zamanlarda bir şekilde iyi haberler de alıyorum.
Ama resmen iyi haber paylaşmaya utanıyorsun kötü haberler içinde.
***
Şu anda Gazze cayır cayır yanıyor.
Bir uçak düşürüldü. Yüzlerce ölü var.
Dahası “2 uçak mı düştü?” diye bir haber geçti şu an gözümün önünden, kalbim sıkıştı. Felaketin biri yetmiyor, ikisi kesmiyor, ne kadar fazla o kadar çok flaş çakıyoruz.
Soma’daki felaketimizden sonra, “can güvenliği, hayatın değeri” gibi kavramlar üzerine yapıcı gelişmeler beklerken, bırak ufacık gelişmeyi, anlıyoruz ki, gelişmeyi “N-h” görürüz.
Ramazan vakti ağzımı, kalbimi, terbiyemi bozmayayım desem kaç yazar?
Ağzımı kapasam da içimde geçit yapıyor küfürler, kahırlar.
Her Allah’ın günü çıldırtıcı açıklamalar, yalanlar, iftiralar ve içi boş bilgiler duymaktan, okumaktan başka çaremiz yok kendimizi daha da kamçılamak için.
***
Bıktım savaşlardan. Bıktım.
O taraf bu taraf demeden, kimsenin birbirini boğazlamasını istemiyorum yeter!
Hala daha güncelimizde “savaş-harekat-bomba” vs gibi kelimelerin bile olmasına tahammülüm yok!
***
Beni yazı yazmaya oturmuş gören oğlumun: “Her canlının yaşam hakkı var. Yok etmek kötü. Kimsenin can alma hakkı yok. Bunu yaz Anne.” gibi bir cümle kurması, bunu düşünmesi, buna üzülmesi ne kadar utanç verici!
Bir yandan da bu cümlesi bana şunu da dedirtti, bizim bu rezilliğimizi yok ediciliğimizi, adaletsizliğimizi, savaşçılığımızı görüp buna isyan eden, üzülen, tepki duyan çocuklar kurtaracak geleceğimizi.
Onların içinde öldürücü duygular yok.
Sevgi dolular, sevgi.
Ne karıncayı incitebiliyorlar, ne de ağaçlara kıyabiliyorlar.
Merhametliler. Adiller. Özgürlüklere hassaslar. Saygılılar.
Çabuk büyüyün çocuklar!
Kurtarın bizi!
Yonca
“imdat”
Paylaş