6 Ocak 2004
<B>PARTİLER, </B>belediye başkan adaylarını belirlerken adayları neden yarıştırmıyorlar. Bu bir demokrasi suçu mudur?
Aday belirleme yönteminde eskileri mumla aratan bir yöntem uyguluyor partilerimiz.
AKP'nin, kuruluş aşamasındaki açıklamalarının aksine, muhalefet istenmediği için büyük kongresine tek liste ile gidildiğini örnek gösteriyor AKP'li bir okurumuz.
Hiçbir tartışma yapılmadan parti içi disiplin içerisinde genel başkana sonsuz ‘‘itaatkar’’ bir kadro oluşturulmak istendiğini belirtiyor.
Şöyle konuşuyor:
‘‘Milletvekilleri Erdoğan ve Gül tarafından belirlenmişti. Bu nedenle bir sonraki seçimi düşündükleri için kuvvetleri hadım edilmiştir. Şimdi de filmin son perdesi sahneye konmaktadır.’’
Aynı durum CHP için de söz konusu... Atamaya karşı çıkan bazı adaylar, önseçim olmazsa adaylığa soyunmayacaklarını bildiriyorlar.
Bu durumda doğal olarak adaylar, genel başkan tarafından belirlenecektir. Bunu bizzat Başbakan Tayyip Erdoğan da açıkladı.
Bunun sonucunda ne olacak?
Yine sonsuz itaatkár kadrolar belirlenecek. Kazanan her bir belediye başkanı, arkasında teşkilat kuvveti olmayacağından genel başkanın esiri olacak.
Siyasi partiler ‘‘padişahlıkla’’ yönetilecekse Cumhuriyet Başsavcılığı'nın bu duruma bir müdahalesi olmayacak mıdır? Bu uygulama parti tüzüklerine ve Anayasa'nın eşitlik ilkesine aykırı bir durum değil midir?
AKP'li okurumuz, il ve ilçe başkanlarının aday olamayacağı yönündeki karara da tepki gösteriyor:
‘‘Adında adalet sözcüğü yer alan bir parti, kendi teşkilat kademelerindekilerin adaylığında adaletsizlik yapamaz. Demokrasi yarışı açık olmalıdır. Hatta bazı bölgelerde önseçim yapılmalıdır. Milletvekili seçimlerinde yapılan 'göstermelik' örgüt yoklaması değil.’’
SSK'yı tanıyamadım
TELEFON eden bir okurumuz ‘‘Size bir teşekkür iletmek istiyorum’’ diyor:
‘‘SSK İstanbul Bölge Müdürlüğü'nün Unkapanı'ndaki binasına bir sorunumuzu öğrenmek için gitmeye korkardık. Uzun kuyruklar, bulunamayan dosyalar, olmayan asansör... Geçenlerde gene yolum düştü, şaşırdım. Binanın dış cephesi ve içerisi yenilenmiş, gerçek bir ISO standartına uygun hale getirilmiş. Bekleme odaları oluşturulmuş, rehberlik hizmetleri sunulmaya başlanmış. Sorununuz olduğunda ilgili memur, sizi karşınıza alıp oturtuyor ve her sorunuza güzelce yanıt veriyor. Kuyruklar tarihe karışmış. Bu nedenle hizmeti ön plana alan SSK İstanbul Bölge Müdürü Çetin Zorlu'ya SSK'lılar adına teşekkür etmek gerekmiyor mu?’’
Biliyor musunuz?
BÜYÜKÇEKME, Kıraç beldesinde CHP'den aralarında Muharrem Özdemir, Duran Keleş ve Tuncer Dağ'ın da bulunduğu 23'e yakın aday adayının çıktığını, Belediye Başkanı, ANAP'lı Sonnur Yalnızoğlu'nun da CHP'den aday olmak üzere bu partiye geçmek için temaslar yürüttüğünü... Yine Yakuplu beldesi'nin ANAP'lı Belediye Başkanı Cemal Kahraman'ın CHP'ye geçeceğini... SHP İstanbul İl Sekreteri Ali Akbudak'ın Beylikdüzü (Kavaklı) Belediye Başkanlığına soyunduğunu... Silivri'nin Çanta beldesinde iki kardeşin; Belediye Başkanı DYP'li Saffet Sert ile ANAP'tan AKP'ye geçen Tahir Sert'in başkanlık için çekişeceğini; Sert'lerin karşısına da CHP'den Emekli Hava Albayı Ali İşçi'nin çıkacağını...
Devletin bilgisi olmadan gizli mal depolanamaz
MERSİN Serbest Bölge Kullanıcıları Derneği (MESBAK) Yönetim Kurulu Başkanı İdris İnanoğlu ve Genel Sekreter Tuncer Kurşun, 31.12.2003 tarihinde yer alan ‘‘Serbest bölgede çok tehlikeli ve patlayıcı zehirli kimyevi maddelerin gizli bir şekilde bulundurulduğu’’ biçimindeki bir grup okur iddiası için şu açıklamayı yapıyorlar:
‘‘Serbest Bölge'de yapılan tanklar, Serbest Bölge Müdürlüğü'nün (SBM) inşaat ruhsatı ile yapılıp daha sonra ruhsata bağlanmış, SBM ve devletin diğer birimleri tarafından sürekli gözetim ve denetim altında bulunan yerlerdir. Dolayısı ile depolarda devletin bilgisi olmadan gizli bir malın depolanması mümkün değildir.
Mersin SB'deki depolarda kesinlikle akaryakıt ve hekzon bulunmamaktadır. Kaldı ki Serbest Bölge'de gerekli tedbiri aldıktan sonra akaryakıt ve hekzon depolamak yasak değildir. Bu depolarda bulunan emtialar SBM'nin bilgisi ve 18.6.2001/2 sayılı SBM genelgesi kapsamına girmeyen emtialardır.
Şu anda Mersin SB'de bulunan emtialar: Motor yağı (Base Oil) 271019990019, Asitlik Hidrokarbon 290110900019, Fenol 290711001000, Alkol 220720009011, Kostik Soda 281512000000.
SB'de faaliyet gösteren tanklarda çalışanlar ile ilgili olarak şu ana kadar herhangi bir zehirlenme ve zehirlenme belirtisi olmamıştır, herhangi bir sağlık kuruluşuna müracaat da olmamıştır. Bu konu ile ilgili her türlü tedbir ilgili firmalar tarafından eksiksiz olarak yerine getirilmektedir.
6.6.2003'te Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren ÇED Yönetmeliği'nin 18. maddesi gereğince ‘ÇED gerekli değildir' kararı serbest bölgede faaliyet gösteren bütün firmalara verilmiştir.’’
Ersoy’la gurur duyduk
ADIYAMAN Ticaret Odası Başkanı Sayın Zafer Ersoy'un Adıyaman AKP milletvekili Av. Hüsrev Kutlu'ya köşenizde verdiği anlamlı, fikir yüklü yanıtını alkışlıyoruz.
Biz Adıyamanlı değiliz, ancak bir Adıyamanlı kadar Sayın Ersoy'la gurur duyduk. Bu millet, içten ve dıştan gelen her türlü tehlikeleri, işte böyle tüm bölgelerimizdeki kendi çıkarını düşünmeyen vatanseverlerin işbirliği ile yok etmiştir, yok edecektir.
Bugün laik Türkiye Cumhuriyeti'nde her vatandaş, dinini özgürce yaşamaktadır. Sorunumuz bu değildir. Sorunumuz, nüfusumuzun çoğunluğunu oluşturan tüm gençlerimizin iyi yetiştirilmeleri, çağdaş eğitilmeleri, meslek sahibi olarak üretici olmaları ve bilime katkıda bulunmalarının sağlanmasıdır.
Bu da Adıyaman Milletvekili Hüsrev Kutlu ve TBMM'nin bizi temsil eden milletvekillerinin aldığı kararlarla mümkün olacaktır. O yol, Atatürk'ün -hepsi güzel olan- fotoğraflarıyla uğraşma değil; dünyanın örnek gösterdiği yapıcı, ilerici, düşüncelerini anlamak ve uygulamaktır.
Milletimizin en büyük güvencesi de ordusudur. Onun için ordumuz ile Atatürk bütünleşmiştir. Bu bütünlük; çağdaşlıktır, ilericiliktir, milli birlik ve beraberliktir. Atatürk ve ordu sevgisi milletimizin içine işlemiştir. Onun için bu ülke 'şeyhler, dervişler' ülkesi olarak anılmayacaktır.
Sayın Zafer Ersoy'un şahsında tüm Adıyamanlı vatandaşlarımıza ve size saygılarımızı sunarız.
Meral ve M. Orhan ÖZKOÇAK
Niye araştırılmıyor?
10 yıl içinde 885 bin adet tarihi eserin kaybolduğu yazılmıştır. Bu eserler müzelerdeydi. Envanterden kayıtları silinmesinin esas sebepleri araştırılmalı ve bir an önce mutlaka soruşturmalar açılmalıdır.
Prof. Mustafa SELÇUK
MESAJ PANOSU
AKP milletvekili ve Beyoğlu eski Belediye Başkanı Nusret Bayraktar'ın, Orgeneral Aytaç Yalman'a ‘‘Genelkurmay'ın cenaze namazına yaklaşımını doğru bulmuyorum’’ dediğini hatırlatan Üsküdar'dan bir okurumuz ‘‘Biz de kendisinin Üsküdar Oğuzhan Camisi yakınında, oğlu Ahmet Bayraktar'ın üzerindeki kaçak villasını ve ‘‘Bu kadar kaçak inşaat yapılıyor, benimki niye göze batıyor?’’ demesini doğru bulmuyoruz’’ diyor.
KAMUOYUNDA bisikletli savcı olarak bilinen İsmet Tuncer önceden ilan ettiği Develi Adliyesi'nin önündeki oturma eylemine 7 Ocak'ta başlayacak.
4. yılını bitiren dava 9 Ocak'ta Develi (Kayseri) Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülecek. Tuncer, Türkiye'nin her tarafından savunmasını üstlenmek üzere avukatların desteğini bekliyor. (0532-724 72 81)
DİYARBAKIR'dan bir öğretmenden: İş Bankası'nda 30.12.2003'te 2 milyon 850 bin lira param vardı. 3.1.2004'te baktığımda sıfırlanmış. Miktar az amma velakin canım sıkıldı. Bu param niçin çekildi?
SÖZLEŞMELİ sağlık personeli sınavından 54.683 puan almama rağmen atanamadım. Daha düşük puanla aynı yeri tercih eden arkadaşlarımın atanmış olması biraz haksızlık değil midir? Bize 5 tercih hakkı verildi. Bunun dışında başka yere atanmak istiyor musunuz, denildi. Evet dememize rağmen atanmadık. Neden mağdur olduk?
Yasemin GÜRBÜZ-ELAZIĞ
Yazının Devamını Oku 4 Ocak 2004
<B>DEVLET </B>Bakanı <B>Kürşad Tüzmen, </B>bir gece yarısı operasyonu ile 18 gümrük başmüdürünün değiştirilmesiyle ilgili tepkileri yanıtladı. Tüzmen, İran'a gitmeden önce telefonla şunları söyledi:
‘‘Bizim çizgimizde olmayan insanlar bizi yanlış yönlendirmesin lütfen. Ben bu atamalar için bir yıl çalışıyorum, takip ediyorum, izliyorum. Sicili bozuk olmayan insanları tespit ettim, atadım.
Bu isimler partinin seçtiği adamlar değil mi?
Hayır, bunu bir senedir etüt ediyoruz.
Üçlü kararname daha Cumhurbaşkanı'na gitmeden göreve başlattınız.
Başbakanlıktan çıktıktan sonra Cumhurbaşkanı'na kararnameyi gönderirken, hemen vekáleten görevlendirme yaptım, 16 başmüdürü yerlerine gönderdim. Çünkü gümrüklerin başıboş kalmaması lazım.
Gümrük tarihinde ilk defa oluyormuş böyle bir atama?
Böyle bir operasyonun bir gecede yapıldığı doğrudur. Çünkü başka türlü yapmaya imkán yoktu, sonra araya siyasiler, birtakım insanlar devreye girecekti. Çok eleştirileceğimi bilmeme rağmen bu hamleyi tek başına yapmak zorundaydım.
NEFES BORULARINI KESTİM
Peki endişe nedir?
Korkunç şebekeler, ağalar var. Birtakım menfaat şebekelerinin önünü kesmek, nefes borularını tıkamak, onları açığa çıkarmak istiyoruz. Birilerinin bunu yapması gerekiyordu, ben yaptım.
Dinci isimlerin atamalarda etkin oldukları söyleniyor.
Birtakım şeyler söylenecektir, dinci, şaibeli denilecektir. Ama düzgün bir ekip çıkarttık, gelecek nesillere örnek olacaktır bu kadro. Hırsız da denilemeyecektir kendilerine.
Atamalarla ilgili olarak Gümrük Müsteşar Yardımcısı Hüseyin Hüsnü Güler, ‘‘Vekálet’’ Gümrükler Müdürü Sezai Uçarmak ve Personel Daire Başkanı Hüseyin Şahin'e yönelik ‘‘kadrolaşma’’ tepkileri var.
SİCİLİ BOZUK OLANI ATARIM
Personel işini Dış Ticaret'ten getirttiğim arkadaşa verdim. Çünkü gümrük teşkilatı içinden bu operasyonu yapamazdım. ‘‘Bana düzgün adam bulun’’ dedim; buldular, önüme getirdiler. Baktım sicilleri düzgün, hepsi liyakatli arkadaşlar. Atamaların hepsinin arkasındayım. Yıllardır sıkıntısı duyulan birtakım yanlışların önleyicisi olacaklardır. Ha şunu da söyleyeyim; bir şeyleri çıkarsa bir gün de görevde tutmam. Hakkımda yıpratma kampanyası olacaktır, ama nihayette haklı olduğumuz ileride anlaşılacaktır.
İki yıl önce Dış Ticaret Müsteşarı iken Bakan Tunca Toskay ile çatıştığınız, Türk bürokrasisinin gecekondu gibi olduğunu söylediğiniz hatırlatılıyor.
Gümrüklerde bir klişe vardı; ben bunu değiştirdim. Gümrükler ithalatın daha rahat ve yasal yapıldığı yerler olacaktır artık. Yaptığımız otomasyon çalışmaları ile gümrüklerde yasadışı yollardan kaçırılmak istenen mallarda yakalama olayında üç kat artış oldu. Doğru bir gümrük yaratmamız şart; çünkü 115 milyar dolarlık bir ticaret hacmine ulaştık, bu çok önemlidir. Artık bazı şeyleri geride bırakıp ileriye doğru koşacağız.
Adıyaman’ı lekeledin
YALÇIN Bey, ben Adıyaman Ticaret Odası Başkanı Zafer Ersoy'um. AKP Milletvekili Av. Hüsrev Kutlu'nun Atatürk'ün mareşal üniformalı resmine karşı söylediklerinden çok rahatsızız. Nedense bizde her dönem farklı bir milletvekili çıkıyor. Geçen dönem RP/FP'li Ahmet Doğan vardı; kravata karşı çıkmış, boynuna mendil takarak Meclis'e girmiş, Meclis Başkanı kendisini dışarı atmıştı. Adam seçim kampanyasında kravat takıyor ama Meclis'e gelince şov yapıyor. Hüsrev Kutlu arkadaşımdır. Halktan oy isterken çağdaş ve Atatürkçü olduğunu düşünüyor, esprilerine gülüyorduk. Biz yatırıma susamış bir iliz. Ben 9 yıldır oda başkanlığı yapıyorum. 42 konfeksiyon, 7-8 iplik fabrikası ve oto yan sanayinin kurulmasına öncülük ettik, 12 bin 500 kişiye istihdam sağladık.
ÇİVİ ÇAKTIN MI?
Benim bir sloganım vardır; 'bir çivi çakan avucumun içine çaksın'. 60 bin insan açından ölüyor. Biraz önce Eğitim Fakültesi'nde okuyan bir kız öğrenci karşıma çıktı, bana 'benim 1 milyon lira ödeyecek dolmuş param yok, fakülteye gidemiyorum, sandviç alacak param yok, babam çalışmıyor, evimiz kira' dedi. Biz bunların çözümü ile boğuşurken, milletvekili Hüsrev Kutlu'nun sözleri Adıyamanlıları gerçekten rencide etti. Adam avukatlıktan para kazanmış, ama Meclis'te yargıdan şikáyetçi!.. Kentin sosyal sorunlarını düşünüyor mu; hayır. Türkiye'de çıkan petrolün yüzde 60'ının çıktığı Adıyaman kentiyle bu sözlerin ne ilgisi var? Adıyaman, Atatürk ilkelerine bağlı bir kenttir. Teröre hiç bulaşmamış, halkı her türlü fedakárlığı yapmış... Telekom ve TEDAŞ'a olan borcunu hiç aksatmamış, tahakkuk eden vergilerin de % 98'ini ödemiş... Kamu ve özel bankalarda, kanuni takibata uğramış hiçbir vatandaşın borcu da yoktur. Şimdi kalk bunları bir yana bırak, cemaatin adına gövde gösterisi yap! Oyunu aldığı bir kentin üzerine hiçbir milletvekili leke düşürtemez. Bu sıkıntılı dönemde herkesin sorumlu davranması gerekir.
ASKER, BANA NE DER
Ben 4-5 bin kişilik bir acemi askeri eğitim birliğinin Adıyaman'a gelmesi için temas yaparken, milletvekilimizin Atatürk'e yönelik bu sözleri üzerine bana 'Sizin kentiniz yobaz' denirse ne derim? Adıyaman'ın adı bu sözlerle özdeşleştirilecek hep... Ama kentimizin gerçeği böyle değil. Milletvekili Kutlu belki bana kızacak ama kızsın. Atatürk olmasaydı, Hukuk Fakültesi'nde okuyacak mıydı? Zoruma gidiyor böyle şeyler. Milletin vekili böyle konuşur mu? Bir başka eski Adıyaman milletveki Faruk Ünsal'ın eşi 'canlı kalkan' olarak Irak'a gidiyor, Malezya'ya gidiyor. Adıyaman nüfusunun % 62.5'i 18-25 yaş arasında; asıl buradakilere 'canlı kalkan' olunması lazım, ama ülkemizi kim düşünüyor? Bir parti üzerinden 'atış mangası' yapmak kolay da bu gençleri nasıl üretken hale sokabiliriz, onu söyleyin bana. Bunları aynen yazın; tepkilere de hiç aldırmayacağım. Başka Türkiye yok.
Biliyor musunuz?
SARIYER AKP'de, Emniyet Müdür Yardımcısı Mehmet Altunay ile ANAP'lı eski Belediye Başkanı Ali Sandıkçı'nın yarışacaklarını... Milli halterci Naim Süleymanoğlu'nun da B.Çekmece'nin Kıraç beldesinden MHP adayı olacağını...
Biliyor musunuz?
Mesaj panosu
2001'de üyeliğimi yenilemeyeceğimi bildirmeme karşın kredi kartımdan decoder ücreti olarak 100 doları çeken CİNE 5'ten paramın iadesini üç yıldır bekliyorum.
Gülay AYDEMİR-ADANA
Yazının Devamını Oku 3 Ocak 2004
<B>ÖZELLİKLE</B> geçtiğimiz Kurban Bayramı'nda, Mısır gezilerinde yaşanan aksaklıklar hakkında yazdığınız yazılarda yer alan <B>‘‘Tur Sigortası’’</B> ve bu tür gezilerde yaşanan aksaklıklarla ilgili olarak birliğimiz tarafından yapılan işlemlerle ilgili bilgilendirilmeniz uygun olacaktır. Bilindiği üzere seyahat acenteleri, 1618 sayılı Seyahat Acenteleri ve Seyahat Acenteleri Birliği Kanunu çerçevesinde faaliyetlerini südürmekte olup, bu yasa kapsamında seyahat sigortası zorunluluğu maalesef bulunmamaktadır. Zorunlu sigorta konusu 1618 sayılı yasanın değiştirilmesi çalışmaları kapsamında gündemdedir ve birliğimizin de hassasiyetle üzerinde durduğu bir konudur.
Esasen, özellikle yurtdışı gezilerinde yaşanan olumsuzluklardan tüketicilerin en az şekilde etkilenmelerini temin amacı ile birliğimizce oluşturulan ‘‘Seyahat Güvence Paketi Poliçesi’’ gerek gazetelerde yer alan tur ilanları ile ilgili bölümlerde, gerekse seyahat acentelerimiz vasıtasıyla tüketicilere önerilmektedir.
Ancak söz konusu sigorta poliçesi zorunlu olmadığından bazı seyahat acenteleri, birliğimiz haricindeki bazı sigorta poliçelerini de kullanmaktadır.
Öte yandan tüketicilerin gezilerinde yaşadıkları olumsuzlukların başkanlığımıza bildirilmesi halinde, başvurunun mahiyetine göre şikáyetler birliğimiz bünyesinde bulunan TOAR (Tüketici-Otel-Acente-Rehber İlişkileri) Komitesi'nde incelenmekte ve Tahkim Kurulu'nun yazılı olarak yetkilendirilmiş olması halinde dava açılarak Tahkim Kurulu'nda uyuşmazlıklar hakkında karar verilmekte olduğu hususunda bilgilerinizi rica ederiz.
Başaran ULUSOY-Türkiye Seyahat Acenteleri Birliği (TÜRSAB) Başkanı
www.tursab.org.tr/0212-259 84 04
Miting yapılmalı
SAYIN Baykal, ‘‘Halk reaksiyon göstermelidir’’ diye demeç vermiş. İşte CHP için büyük bir görev. Bir miting organize etmeliler, bir elimize Mareşal Atatürk'ün posteri, diğerine de üzerine kırmızı çarpı işareti yapılmış Ömer Dinçer ve Hüsrev Kutlu'nun posterleri... Ben şahsen 5 bin poster yaptırmayı üstleniyorum. Artık hepimizin Atatürk ilkelerine ve en büyük mirası olan laikliğe sahip çıkmamız için elimizi taşın altına sokma zamanı geldi. Çok geç kalmadan...
Reha ULUÇAY-İSTANBUL
Üsküdar'a ISO yakışıyor mu?
ÜSKÜDAR Belediyesi TSE-İSO-EN 9000 belgesiyle ödüllendirilmiş! İnanamadım; TSE Gebze Kalite Müdürü Celal Aşkaroğlu'nu aradım. ‘‘Bu belgeyi verirken temel kriteriniz neydi?’’ dediğimde ‘‘Müşteri memnuniyeti’’ dedi. Güldüm; ‘‘Peki siz bir Üsküdarlı (müşteri) ile görüştünüz mü?’’ ‘‘Hayır. Belediyeye sorduk müşteriler (yani halk) memnun dediler‘‘ dedi Askaroğlu.
TSİ, belediye basın danışmanı Ali Yeşildal'ın odasındaki eleştiri klasörünü isteseydi veya belediye binasına 'Üsküdar halkı çevrenizdeki kaçak yapıları .... telefon veya faksa bildiniz’’ diye yazı asıp sonra gelen tepkileri gördüğünde acaba bu ISO belgesini verir miydi? Beylikdüzü (Kavaklı) Belediyesi de Münih menşeili ISO belgesi almıştı. Ancak bir işe yaramadı, Başkan Vekili Şenel Turan görevden alındı. Acaba 3. dönem belediye başkanlığına hazırlanan Yılmaz Bayat'ı da böyle bir akıbet beklemesin sakın. Duyarlı bir Üsküdarlı olarak bu belgenin nasıl verildiğini Başbakanlığa, Sanayi Bakanlığı'na ve TSE'ye sordum. Sayın Bekir Coşkun, belediyelerle ilgili bir yazısında ‘‘Koyverin gitsin’’ diyor. Ben tersini yapıyorum, koyvermiyorum!
Ziya ŞAHİN-ÜSKÜDAR
Tarım Bakanı Tekirdağ’ı cezalandırdı
CHP Tekirdağ Milletvekili Erdoğan Kaplan telefonda anlatıyor:
‘‘Doğrudan gelir desteği yılbaşından önce 72 ilde köylü ve çiftçiye dağıtıldı. Bunun tutarı 540 trilyon olarak açıklanmıştı. Ancak Trakya bölgesinde Edirne ve Kırklareli illerinde bu dağıtım yapılırken, Tekirdağ çiftçisi mahrum bırakıldı. Sadece Tekirdağ değil, İstanbul, Muğla, Kocaeli ve Yalova'daki çiftçiler de bundan mahrum edildiler. Nedeni; ‘‘gelişmişlik düzeyinin yüksekliği’’ imiş... Gençler tekstil fabrikalarında çalışıyormuş... Halbuki bilmiyorlar, o çocukların eline 250 milyon lira geçiyor. Babası köyde tohum, ilaç ve mazot alamıyor, tarlasını ekemiyor. Hayrabolu, Malkara, Şarköy'deki köylüler, Doğu'dakiler gibi... Çorlu'nun Karamehmet Köyü'ne gittim, oradakiler komşu Kırklareli köylülerinin doğrudan gelir desteğini aldıklarını söylediler. Evet Tekirdağ köylüsü neden cezalandırılıyor?’’
0 puan nasıl kazanır
MİLLİ Eğitim Bakanlığı'nın sözleşmeli sağlık personeli alım sınavı ile ilgili sonuçlar bazı öğrencilerin tepkisine yol açmış... Akhisar Sağlık Meslek Lisesi'nden ebelik bölümü mezunu bir öğrenci diyor ki: ‘‘Bu sınavda 68.630 puan almama rağmen sınav sonuç káğıdımda 'Kazanamadınız, herhangi bir kadroya yerleştirilemediniz' diye yazıyor. Oysa size gönderdiğim belgede, 24259779814 aday numaralı Hatice Güngör adlı ebelik bölümü mezunu kişinin ‘‘0’’ puan kazandığı ancak ‘‘yerleştirildiği’’ belirtiliyor. Sıfır puanla nasıl atandığını düşünerek çıldırıyorum.
Bu nasıl adalet? Bakanlığın bu konuda açıklama yapmasını diliyoruz.’’
Biliyor musunuz?
İNGİLTERE vizesi almak isteyen Türk vatandaşlarının, başvurularını 5.1.2004 Pazartesi gününden itibaren akredite acenteler aracılığıyla hem Ankara hem de İstanbul'da yaptırabileceklerini... (www.turizmgazetesi.com İstanbul)
Eski DEP Genel Başkanı Feridun Yazar'ın, Şanlıurfa Belediye Başkanlığı'na DEHAP'tan aday adayı olduğunu (1980'den önce belediye başkanlığı yapmıştı)...
YTP Üsküdar İlçe Başkanı ve turizmci Erdal Tüfekçi'nin, Üsküdar Belediye Başkanlığına aday olduğunu... AKP'li Fatih Belediye Başkanı Eşref Albayrak'ın adaylığı yeniden düşündüğünü...
Mesaj panosu
AKP Fatih İlçe Başkanı Ahmet Baha Öğütken, ‘‘Ben daha kayınpeder olacak yaşta olmadığım gibi gümrüklerdeki atamalarla da hiçbir ilgim yoktur’’ dedi.
BEŞİKTAŞ Kaymakamlığı'na; yılbaşı gecesi tüm eğlence yerleri yanında Şişli Belediyesi'nin yılbaşı kutlaması da sabaha kadar sürdü. Peki Beşiktaş bölgesindekilere polis neden zabıt tuttu? Haksızlık değil mi?
Yazının Devamını Oku 2 Ocak 2004
<B>‘GÜMRÜKLERDE ilginç atamalar’ </B>başlıklı dünkü yazımız yankı uyandırdı. <B>'Vekálet' </B>atamalara çok sayıda gümrük personeli tepki gösterdi. Üçlü kararname daha Cumhurbaşkanı'nın önüne gitmeden salı akşamı çekilen fakslarla 16 Gümrük ve Muhafaza Başmüdürü değiştirildi; daha çok imam hatip kökenlilere öncelik tanındı.
Atama listesi, AKP Genel Merkezi'nde hazırlandı; Devlet Bakanı Kürşat Tüzmen'in önüne kondu; Müsteşar Nevzat Saygılıoğlu'nun haberi bile olmadı.
Konuştuğumuz gümrükçülere sorduğumuz sorular ve aldığımız yanıtlar şöyle özetlenebilir:
Atananlar kimdir?
- Türkiye'de 134 gümrük kapısı vardır. Bunlar bölgelerine göre 18 gümrük başmüdürüne bağlıdır. Atananların bazısını Allah'ın kulunun tanıması mümkün değildir. Cumhurbaşkanı'ndan kaçırılarak 'vekáletle' getirilenlerin 2'sinin başmüfettiş, 2'sinin gümrük muhafızı, 7'sinin kontrolör ve birinin de başmüdür yardımcısı olduğu saptanabildi. AKP Genel Merkezi'nce yapılan görevlendirmelerde; ortak paydanın 'imam hatip'li olduğu dikkat çekiyor. Atananlar hakkında güvenlik soruşturması yapıldı mı? Yapıldığını sanmıyoruz, çünkü aralarında atanmaması gereken bazı 'sakıncalılar' olduğu biliniyor. Çünkü çoğu fanatik düzeyde dinci siyasetin içinde.
DIŞ TİCARET REJİMİ
Gümrüklerdeki yolsuzluklarla ilgili köşemizde çok yazılar yazdık. Ancak bir dönemdir yeni düzenle yolsuzlukların kesildiğini fark ediyorduk.
- Doğrudur... Çünkü yeni teknolojik yeniliklerle giden-çıkan tamamen kontrol altına alınmış; bir düzen sağlanmıştı.
Gümrük teşkilatını ayaklandıran bu atamaların arkasında ne var?
- Türkiye'nin ithalat ve ihracatının giriş çıkış yaptığı kapıları belirli bir anlayışın egemenliğine girecektir. İstanbul dış ticaret hacmimizin % 50-55'ini, İzmir % 15-17'sini karşılıyor. Yani İstanbul'da 50-55 milyar dolar, İzmir'de 10 milyar dolar dönüyor.
Görevden alınan 18 başmüdürden 16'sının durumu ne olacak?
- Bunlar için bir bilgi yok. Hangi suçu veya yolsuzluğu yapmışlar; haklarında müfettiş raporu var mı, yok mu? Gerekçesiz görevden almalar karşısında nereye verildiklerini de bilmiyorlar. Bu nedenle herkeste endişeli bir bekleyiş var. Vallah bu atamalarla ne yapılmak istendiğini, AKP yandaşları olan Müsteşar Yardımcısı Hüseyin Hüsnü Güler'e, Gümrükler Genel Müdürlüğü'ne vekáleten bakan Sezai Uçarmak'a (Cumhurbaşkanı kararnamesini imzalamadı) ve Personel Daire Başkanı Hüseyin Şahin'e sormak gerekiyor. İstanbul, İzmir ve Bursa'ya verilen isimleri iyi tanımak lazım.
KILIÇLAR ÇEKİLİYOR
Ne demek istiyorsunuz? Yani kılıçlar mı çekiliyor?
- Bürokrasinin bir adabı, kuralı vardır. Başbakan Erdoğan konuşmalarında, atamalarda liyakat, ehliyet aranacak, diyordu. Şimdi bunların aksi oluyor; adalet duygusu ayaklar altına alınıyor; 'dinci kadrolar' göreve getiriliyor. İstanbul, İzmir, Ankara, Bursa, İzmit ve Edirne'deki gümrükler önemli gümrüklerdir. Peki getirenler hangi liyakat ve ehliyeti taşıyor acaba? İmam hatip kökenlilere, Kuran kurslarından sonra gümrükler de mi teslim edilmek isteniyor? Evet kılıçlar çekilmiştir artık... Pandoranın kutusu açılıyor, gelenler eskileri araştıracaklar, gidecekler de yeni gelenleri... Gidenler de yargıya gidecek, kaos yaşanacak.
Alıştıra alıştıra
ATATÜRK'ün Meclis'teki askeri üniformalı resminden rahatsız olan AKP Adıyaman Milletvekili ve TBMM Dokunulmazlıkları Araştırma Komisyonu Başkanı Hüsrev Kutlu kimdir?
Meclis albümünde şunlar yazıyor: ‘‘1961, Memet Dursun-Nafia, İ.Ü. Hukuk Fakültesi, İngilizce, Avukat, Evli 3 çocuk.’’
Adıyaman'da da şöyle tanınmaktadır:
1994'te bir yıl kadar DYP'nin il başkanlığını yaptı. O yıl Başbakan Yardımcısı Murat Karayalçın'ın aday olduğu ancak daha sonra iptal edilen ara seçimde DYP'nin milletvekili listesinde 3. sırada aday gösterildi. Çiller, 1999 seçiminde kendisini listeye almadı. Aile çevresi 'Nurcu' olarak bilinir. Yeni Asya Gazetesi sahibi Mehmet Kutlular'ın bazı davalarında avukatlık yaptığını biliyoruz.
HEDEF ASKER
Adana'dan Prof. Tahir Balcı, milletvekiline tepkisini şöyle dile getiriyor:
‘‘Eğitimden askeriyeye kadar irticacıların saldırmadıkları bir alan kalmadı. En çok da askere saldırıyorlar. Çünkü biliyorlar; önlerinde en büyük engel onlar... Ve sadece onlardan korkuyorlar. Vurup kaçıyorlar, sonra yanlış anlaşıldık diyorlar.
İrtica bu cesareti nereden alıyor? Görünen o ki irticacılar hakaret ve tehditlerinin dozunu 'tedrici' olarak artıracaklar; yani alıştıra alıştıra... Peki vatandaş ne yapacak? Kendini alıştıracak mı bu hakaretlere? Alışırsa bunun sonucu nereye varacak? Vatandaşın sesi olabilen kim? Bu hakaretlerle ben de rencide olmuş sayıyorum kendimi. Çünkü ben Cumhuriyet çocuğuyum; asker de Cumhuriyet'in askeri.
Türk ulusuna saygısızlığın sınırı yok mudur?’’
ESKİ Senatör ve Cumhuriyet Savcaısı Mehmet Feyyat da, Hüsrev Kutlu'ya ‘‘Sivilleşmenin ne demek olduğunu bilir misiniz?’’ diyerek şunları anlatıyor:
‘‘İki türlü sivil vardır; ilki çağdaşlık ve uygarlık adına yapılanlar.. İkincisi de 'sivil'i denizde gördüğünde 'çıplak' sananlar.. Atatürk, medeni kanun, kadın hakları, Latin alfabesi vs. konusunda yaptığı devrimler ile 'sivil' değil midir? Beğenmediğiniz Atatürk, bu meclisi kurmadı mı? Napolyon ve De Gaulle da bir askerdiler ama her ikisi de bir 'sivil'diler.’’
Eski DYP'li Kutlu, askerler başta olmak üzere kamuoyunda tartışma yaratan sözlerini 'AKP cemaatine' yakın olduğunu ispat için bu yakışıksız sözleri söylemiştir?
GÜNÜN SÖZÜ
‘‘Milletin alın teri, hırsızlardan, arsızlardan, asalaklardan ve hortumculardan söke söke geri alınmadan, bize rahat ve dinlenme yoktur.’’
(Başbakan Tayyip Erdoğan)
Yazının Devamını Oku 1 Ocak 2004
<b>SON </B>günlerin en çok konuşulan ve milyonlarca çalışanın umutla beklediği ve maalesef hüsrana uğradığı sonuç açıklandı. Milyonların ilgilendiği rakam 303 milyon. Oysa 10 gün öncesinde böyle söylenmiyordu. Asgari ücret için net 500 milyondan söz ediliyordu.
Herkesi memnun edecek, güldürecek rakam telaffuz ediliyordu. Ne yazık ki açıklanan rakam hüsran yarattı.
Buradan şu sonuç çıkıyor. Asgari ücret söylendiği gibi 400-500 milyon olmamışsa bunun nedeni işverenin elini masaya koyarak olmaz demesinin yeterli olmasıdır.
Yani güçlü her zaman üstte olmuştur. Hükümet yeterince ağırlığını koymamıştır. Verdiği sözü yerine getirememiştir. Yine milyonlarca çalışan aç demektir. Asgari ücretin 70 milyon artması hiçbir şeyi ifade etmiyor. Bu ücret böylesine gülünç ve bu insanlara layık görülüyorsa bu herkesin ayıbıdır.
Yazık olmuş verilen umutlara, verilen sözlere...
H.T-ANKARA
‘Konuk’ araç
‘‘BOTAŞ'ta ilginç görevlendirme’’ (25.12.2003) yazısından sonra Enerji Bakanlığı'nda çalışan bir okurumuz şu soruyu yöneltiyor:
‘‘BOTAŞ Genel Müdürlüğü'nde ilginç gelişmeler devam ediyor. BOTAŞ bir taraftan Gazprom-Gama-Botaş ortaklığı olan TURUSGAZ sözleşmesini feshetmek için görüşmeleri sürdürüyor. TURUSGAZ her ortamda yerden yere vuruluyor; ancak BOTAŞ Genel Müdürü M. Takiyyiddin Bilgiç, TURUSGAZ'a ait 06 BK 405 plakalı Volvo araca binmeye devam ediyor.
Devlet, genel müdürüne bir araba veremeyecek kadar aciz mi?’’
Yasef Öztürk ne derdi?
İSTANBUL'dan emekli bir bürokrat yorumsuz olarak şu notu iletiyor:‘‘ATAKÖY C Motelleri'nin ve Mavi Marmara'nın sahibi rahmetli Yasef Öztürk bugün sağ olsaydı, Erzurum'da HIV virüsü taşıyan Ukranyalı kadını medya önüne 'ibreti alem' için çıkartan yakın dostu Erzurum Valisi Mustafa Malay'a kim bilir nasıl takılır ve neler söylerdi acaba?’’
Gümrükler’de ilginç atamalar
TÜRKİYE'nin hayhuyu arasında Gümrükler'de önceki akşam yapılan operasyon gözden kaçırılmamalı.
Gümrüklerden sorumlu Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen, Müsteşar Nevzat Saygılıoğlu'nu devre dışı bırakarak gece yarısı bir operasyonla 18 Gümrük ve gümrük Muhafaza Başmüdürü'nün 16'sını görevden alarak yerlerine 'vekaletle' atama yaptı.
Gümrükler tarihinde şimdiye kadar görülmemiş bu operasyonu, Tüzmen'in Dış Ticaret Müsteşarlığı'ndan getirtip Personel Daire Başkanı yaptığı Hüseyin Şahin ile Cumhurbaşkanı Sezer tarafından kararnamesi imzalanmadığı için Gümrükler Genel Müdürlüğü'ne 'vekaleten' bakan Sezai Uçarmak'ın yürüttüğü bildiriliyor.
Yeni yıla bir gün kala yapılan 'görevlendirmeler'de ilginç ilişkiler dikkat çekiyor. Ankara'dan bir bürokrat şunları anlatıyor:
‘‘Atanan üç başmüdür, Ordulu olan Gümrükler Genel Müdürü Uçarmak'ın hemşerileri... Bazılarının geçmişte müfettiş raporu ile görevden alındığı biliniyor. Hatta bunlardan biri Fethullah Gülen'i ABD'de ziyaret etti.. Bursa'dan İzmit'e gönderilen başmüdür, AKP Fatih İlçe Başkanı'nın damadı... Atananlar arasında eşi bırakın türbanı siyah eldiven takıyor. Sanıyorum bunlar arasında kadın eli sıkmayan başmüdürler de vardı. Atananlar arasında bakan akrabaları olduğunu da söylemeliyim.’’
Cumhurbaşkanı Sezer'i by-pass edilerek 'vekaleten' yapılan atamalar gümrüklerde bomba etkisi yapıyor; Gümrükler Müsteşarı Saygılıoğlu'nun haberi daha sonradan oluyor.
İlginç değil mi?
Tekstil güçlenecektir
2005 yılında bütün dünyada kotaların kalkacağı, Türk tekstil ve konfeksiyon sektörünün büyük darbe alacağı ve rekabet gücünü Çin'e kaptıracağı söyleniyor. Bu konuda birçok felaket senaryoları yazılıyor.
Tekstil ve Konfeksiyon sektörü bugüne kadar ülke ekonomisini sırtında taşıdı; 2005'ten sonra da taşımaya devam edecektir. 2005 sendromundan güçlenerek çıkacak, yoluna devam edecektir. Yeter ki kalitemizden, çalışkanlığımızdan ve girişimciliğimizden taviz vermeyelim. Biz bu sendromu aşarız.
İsmail İNCİ-İSTANBUL
Adaylar konuşuyor
İGDAŞ Genel MüdürüSüreyya Polat:
‘‘Erzurumlu hemşerilerimin ve milletvekili arkadaşlarımın yüreklendirici ifadeleri üzerine Erzurum Belediye Başkanlığı'na adayım. 'Doğunun Parisi' diye anılan Erzurum gelişmişlik sırasında 10. sırada idi, bugün 65. sıraya düştü. Bu nedenle kentimin sorunlarının çözülmesi ve kalkınma hamlesine başlaması için hizmete varım.’’
CHP İstanbul eski il başkanlarından Ali Özcan:
‘‘İstanbul'da Büyükşehir Belediye Başkan adaylığı için önseçim yapılacaksa ben adayım. Adaylığı kim kazanırsa da onun arkasında olacağım. Önseçim yapılmayacaksa aday olmayacağım.’’
GÜNÜN SÖZÜ
‘‘Bütün milli partileri ve halk örgütlerini 28 Mart 2004 seçimlerinde AKP'nin önünü kesmek ve bu hükümetten kurtulmak için güçbirliğine çağırıyoruz. 2004 yılını Türkiye'yi içerden vuran bu hükümetten kurtuluş yılı yapalım. Cumhuriyet ve vatan için birleş!’’
(İP Genel Başkanı Doğu Perinçek)
Mesaj panosu
İRAN'ın Bem kentinde İran Silahlı Kuvvetleri'ne ait bir birlik veya Orduevi var mı? Gölcük aklıma geldi de... Bazı kafalar için açıklar mısınız? Aydın EGE
Yazının Devamını Oku 31 Aralık 2003
<b>BİNLERCESİNDEN </B>sonra bir kez daha başardık. Bir yılı geri bıraktık. Bir yıl nedir ki diye düşündüğümde, göz açıp kapayıncaya kadar süren saniyelerin gürültüsünde kaldım. Aldığımız ve verdiğimiz soluk. Alıp verdiğimiz zaman ve paylaşılanlar.
Nasıl da hak etmeyi bekliyoruz yeni bir yılı! Ve neler de umuyoruz!
Şimdi lütfen 30 saniye tutun soluğunuzu...
Tutun soluğunuzu ve düşünün ki, o soluktan sonrasına hakkınız yok.
Yaşanmaması gereken şeyler mi vardı?
Tutun soluğunuzu ve soluk almaya başladığınızda yaşayabilmeniz için kıpırtılı bir düş yaratın kendinize... Oldu mu? Olmadı değil mi?
Soluk almadan geçirdiğiniz 30 saniyelik o sürede bir düşün kıpırtısını yaşatmak isteğinizi de kaydedeceksiniz...
Sahi bir yılda kaç solukluk saniye var.
Ne çok zamana sahipmişiz dediniz mi? Ne çok düş kurabilir, ne çok düşünüzü yaşatabilirdik kimbilir, dediniz mi şimdi?
Ne yaptınız? Kaç kıpırtıyı öldürdünüz böyle içinizde.
Kaç düşü bir sonraki soluğa bırakamadınız. Ya da kaç soluğu sadece sizin hakkınız sandınız? Mümkünken!
Belki de bu son soluğunuz! Sevginizi sizi sevenlerin de duymaya hakkı var ve dünyanın, son soluklarıymış gibi sevgiyi söyleyen insanlara ihtiyacı var.
Sevgili yıllar dileğiyle.
Necla MARAŞLI
Bayülgen’e dikkat
OKAN Bayülgen'i son zamanlarda sanki daha bir sıklıkla TV'lerde görüyoruz. Geçtiğimiz haftalarda, Kanal D'deki Genç Bakış programında ekonomi, sanat, kültür ve siyaset üzerine etkileyici konuşması bizi saatlerce ekran başında bırakmıştı. Önceki günlerde ise Objektif programında Türkiye'yi bekleyen AB süreci ve Kıbrıs meselesi gibi konular üzerine somut görüşler belirtti. Oyuncu ve televizyoncu olarak takdir ettiğimiz Bayülgen'in Atatürk'ün Kuran-ı Kerim'i Türkçe'ye tercüme ettirdiği Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır'ın torunlarından ve köklü, eğitimli bir aileden geldiğini okumuştuk. Üvey annesi Doğudan Bayülgen de geçtiğimiz seçimlerde DTP'den İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı olmuştu.
Acaba diyoruz; siyasete hiç yabancı olmadığı anlaşılan Bayülgen'i partilerimiz biraz dikkatlice izleyebilir mi? Belki lazım olur.
Z.A.-İSTANBUL
Fikri ve ameli bir olmalı
BAŞBAKANLIK Müsteşarı olan zat, gazetelerde yer alan konuşmasında millet yerine ümmeti, laik ve demokratik devlet yerine şeriatı koymak gerektiğini savunuyor ve ‘‘Önümüz tıkanırsa patlarız’’ diyor.
Bu düşüncelere sahip bir kimsenin Türkiye Cumhuriyeti'nin bir numaralı bürokrasi koltuğunda oturması sadece ülkemizin geleceği yönünden değil müsteşar bey yönünden de talihsizliktir. Çünkü bu koltukta oturduğu sürece ya ideallerine ya da emrinde çalıştığı cumhuriyet devletine ters düşmek zorunda kalacak ve 'takıyyye' yapacaktır. İnançlı kimsenin 'fikri' ile 'ameli' bir olmalıdır. Müsteşar Bey'in onur kırıcı bu ikilemden kurtulması için tek çare idealleri ile bağdaşmayan bu görevden derhal istifa etmesidir.
Prof. Vural Fuat SAVAŞ İSTANBUL
Türkiye nereye gidiyor
MİLLİ Piyango'dan çıkan ikramiyeye 'haram' fetvası verilmesi... Erbakan'ın sahtecilik ve zimmetten mahkum olduktan sonra cezaevine girmesinin iki dakikada doktor raporu ile bir yıl ertelenmesi... Zeki Triko'nun mayolu reklam panosunun Atatürk Havaalanı'ndan indirilmesi... TBMM Dokunulmazlıkları Araştırma Komisyonu Başkanı Hüsrev Kutlu'nun, Atatürk'ün mareşal üniformalı resmini (Ki bu ünvanı Atatürk'e Meclis vermişti) 'kışladaki gibiyim'' diye değerlendirmesi... Sağlık Bakanlığı'nda bir memurun kendisine okunmuş darı ile 'büyü' yapıldığını söylemesi... Karaman'da, bir lisenin Atatürk büstünü kırmak iddiasıyla yargılanan ve AKP'den belediye başkan adayı olan Mehmet (Medhi) Dinçer'in, 'kamu reformu' tasarısını hazırlayan Başbakanlık Müsteşarı Ömer Dinçer'in kardeşinin çıkması... Fatih'te Nakşibendi tarikatının lideri Mahmut Ustaosmanoğlu'nun (Mahmut Hoca) kızının cenazesinde İran'dakine benzer görüntülerin yeralması... Noel'e karşı yayınlanan bildirilere polisin müdahaleden uzak durması...
Dahası var...Büyükşehir Belediyesi'nin, geçen yıl olduğu gibi Taksim'deki yılbaşı kutlamalarını 'güvenlik' nedeniyle iptal etmesi...
Şişli. Bakırköy ve Kadıköy Belediyeleri bu akşam kutlama yapacaklarını açıklarken, Taksim'deki yasaklama kararı acaba 'AKP'li seçmen' korkusuyla mı alındığı sorusunu gündeme getiriliyor.
Bu iptal karşısında turistlere Türkiye'ye gitmeyin diyen İngiltere ve Japonya gibi ülkelere kızma hakkı olabilir mi?
Birkaç gün içinde yazılı basında yeralan haberlere bakarsanız Türkiye'nin nerelere doğru sürüklendiği anlaşılır.
Ne derler; akrep sokmadan duramazmış!
Yeni yakıt
ÇEVRE dostu olduğunu belirten okurumuz İ.K. şunları söylüyor:
Yeni bir yakıt türünün reklamları televizyonlarda gösteriliyor. Yakıtlarla ilgili standartları Türkiye'de TSE belirliyor. Acaba TSE'nin standartlarında çeşitli adlarla anılan bu yakıtın bir adı var mıdır? AB standartları arasında böyle isimlendirilen yakıtın olmadığı söyleniyor. Yakıtlar dünyanın her yerinde aynıdır. Kurşunsuz benzin, Türkiye'de ayrı İngiltere'de ayrı adlandırılamaz.
Tüketici dernekleri kamuoyunu aydınlatır mı?
Doğuya hiç tren gitmesin!
TCDD Genel Müdürlüğü'ne... İstanbul'dan doğuya; Erzurum, Erzincan, Kars'a un, hayvan yemi ve gıda sevkiyatı yapan işadamıyım. Fabrikamız ürünlerini güvenliği ve uygun fiyat olması nedeniyle demiryolları ile çalışıyoruz. Vagon bazında ücret ödüyoruz.
Geçen hafta TCDD Genel Müdürlüğü'nden gelen talimat; artık sevkiyatların ton bazında yapılacağı ve asgari 500 tonluk yük olması gerekliliği belirtildi. Bir yüklemede 500 ton nasıl gönderelim. Biz göndersek de doğudaki alıcı gıda maddesini uzun süre nasıl bekletsin.
Başbakan ‘‘Doğuya yatırım yapın, taş üstüne taş koyanın yanındayım’’ diyordu hani nerde? 1 haftadır sevkiyatlarımız durdu.
Ayrıca şöyle bir durum var; hayvan besicisi hangi yemi kullanıyorsa kaliteyi sağlamak için hayvanlarına aynı yemi vermek zorunda. Bizimle beraber doğudaki üretici, besici de zor durumda...
Ekonomiyi baltalıyorlar. Elimiz kolumuz bağlı...
Y.H-İSTANBUL
Mesaj panosu
MERSİN serbest bölgesinde çok tehlikeli ve patlayıcı zehirli kimyevi maddelerin gizli bir şekilde bulundurulduğu Mersin'de yaygın olarak söylenilmektedir. Fennol Heksan alkol ve akaryakıtın hiçbir tedbir alınmadan bu bölgede ambarlandığı ifade ediliyor. Tank şirketleri bunu hiç duymuyorlar mı? Çalışan işçilerin sık sık zehirlendiği bilinmiyor mu? Serbest Bölgeler Genel Müdürlüğü'ne duyururuz.
A.G.- Bir grup çalışan adına
AKBANK kredi kartımı Axess kartı ile değiştirmek için dört ay beklenir mi? 444 25 25'li müşteri hizmetleri her zaman meşgül mü çalar. Reklam var, hizmet yok.
Hidayet YILDIZ
Biliyor musunuz?
KÜRŞAT Tüzmen'e bağlı Gümrük Müsteşarlığı'nda, İskenderun ve Bursa dışındaki 16 Gümrük ve Gümrük Muhafaza Başmüdürünün görevlerinden alınarak yerlerine müfettiş kökenlilerin vekaleten getirildiğini...
DSİ Genel Müdürlüğü'nden istifa eden Veysel Eroğlu'nun, İstanbul'dan başka İzmit ve Afyon Belediye Başkanlıklarına da talip olduğunu; İGDAŞ Genel Müdürü Süreyya Polat'ın Erzurum'dan, ANAP'lı eski Belediye Başkanı Sinan Gedik'in Maltepe'den; CHP Kadıköy İlçe Başkanı Şefik Toprak'ın Kadıköy'den adaylığa soyunduklarını...
Biliyor musunuz?
DEPREMİ UNUTMA
‘‘Bunu söylemeye devam edeceğiz. Marmara bölgesindeki deprem batıya, yani İstanbul'a doğru ilerliyor.’’
(TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezi Başkanı Prof. Naci Görür)
Yazının Devamını Oku 30 Aralık 2003
<B>GEÇEN </B>hafta bir öğretim üyesiyle konuşurken, <B>Marmara Üniversitesi'</B>nden tanıdığı Başbakanlık Müsteşarı Prof. <B>Ömer Dinçer'</B>i sormuştuk kendisine. Kamu reformu ile ilgili yeni reform tasarısını hazırlayan Prof. Dinçer, İ.Ü. İktisat Fakültesi'ni bitirmiş, asistan olarak Marmara Üniveristesi'ne gelmiş, doçent ve profesör olmuş...
Anlatıyor:
‘‘Rektörlük görevinden alınan Prof. Ömer Faruk Batırel ekibinden sayılır. Çünkü Batırel, kendisini Sosyal Bilimler Yüksek Okulu'nda 'mahalli idareler programı'nın başına getirmiştir. Tayyip Erdoğan, belediye başkanlığı döneminde kendisini başdanışman yapmıştır. Erdoğan'a yakınlığından ötürü siyasetçilerin kendisinden istekleri artmaya başlayınca rahatsız olmuş, bir gün ‘Sayın Erdoğan size zarar verebilirim' diye görevinden affını istemiştir. Bu arada 28 Şubat sürecinde Beykent Üniversitesi'ne dekan olarak geçmiştir. Erdoğan, Başbakan olunca, istememesine karşın ısrarla kendisini yanına almıştır ve müsteşar yapmıştır. Yani her zaman dedikleri gibi 'bizden biri'dir. Nitekim Tayyip Erdoğan, kendisini THY Yönetim Kurulu üyesi yapmış, hükümetin getirmek istediği YÖK tasarısıyla ilgili komisyonda görev vermiştir.
DÜRÜST VE EFENDİ
Uzmanlık alanı nedir?
- Ömer Dinçer, strateji ve organizasyon hocasıdır. Yani işletme bilimcisidir; kamu yönetimcisi değildir. Kamu yönetimi, kamu hukukçularını ve yönetim bilimcilerini ilgilendirir. Onun uzmanlık alanı değildir. Nitekim bu kamu yönetimi ile ilgili reform tasarısı hazırlanırken, kamu hukukçularına danışılmadığı anlaşılmaktadır. Nitekim, Türkiye'nin en tanınmış kamu hukukçusu Prof. Ülkü Arzak, CNN'deki bir programda tasarıyı yerden yere vurmuştur.
Peki kendi uzmanlık dalında nasıldır?
- Formasyonu iyidir. Dürüstlük bir meziyet ise dürüsttür. Efendidir; sosyal yanı yoktur; kapalıdır. Ancak dinci olduğunu hiçbir zaman saklamaz.
AMA TUĞLALAR KOPARILIYOR
CHP Grup Başkanvekili Ali Topuz'un açıkladığı 1995'teki konuşması için ne diyorsunuz?
- Arkadaşlarla okuduğumuzda tüylerimiz diken diken oldu. Laikliğin yerine dini referans alıyor. Tepki açıklamasında da, dünyanın değiştiğini belirterek kendi görüşlerinin doğrulandığını savunuyor. Devleti yeniden yapılandıracaklarmış! Asıl amaçları, kadrolara adamlarını yerleştirmek ve Anayasa'yı rafa kaldırmak... Dikkat ederseniz Başbakan Erdoğan bu konuda pek konuşmuyor; müsteşarın sorumluluğuna katlanıyor demek ki... Bu durumda değiştim laflarına artık kimsenin inanması mümkün değildir. CHP'li Eşref Erdem'in dediği gibi Cumhuriyet'ten her gün bir tuğla koparılıyor.
Bu sevgisizlik neden
YER; Etiler'deki Akmerkez... Ben 60 yaşındayım; küçük bir çocuğa hediye almak için oyuncak mağazasına girdim. İki kasa vardı; ikisinin de önünü markalı giyimli iki çocuklu genç bir çift kaplamış. Genç kadın dünya güzeli ve türbanlı... Kasiyer uzaktan kredi kartımı aldı ve imza için káğıdı uzattı. Yaklaşırken minik kıza ‘‘Dur güzelim, seni ezmeyeyim’’ dedim ve kasaya yaklaştım. Baba bana dönüp ‘‘Hele bir ez, ben de seni ayaklarımın altına alır öyle bir ezerim ki’’ demez mi?
Ben şaştım kaldım. Türkçe'sinin kıt olduğu belliydi. O, yalnız beni ve benim gibileri ezmek istiyordu. Bu ne düşmanlık, bu ne saygısızlık! Neden bu kadar acımasızlar?
Demek ki benim küçük çocuğum olsa o ezecek! Ama yine de ben asla kimseyi ezmem. Kendilerine 'acil sevgi' dilerim.
A.Ç.-İSTANBUL
Tantan: DYP adayı değilim
HABERTÜRK'te, bir süredir Sadettin Tantan'ın ismi, DYP'den Büyükşehir Belediye Başkan adayları arasında gösteriliyor.
Arayarak ‘‘Hayırlı olsun’’ dedik; ‘‘Ne ilgisi var’’ diye tepki gösterdi.
‘‘Bizim dışımızda bir yakıştırma... DYP ile fikriyatımız tutmaz, görüşmüşlüğümüz de yoktur. Ben Yurt Partisi Genel Başkanı'yım. Bütün partilerden teklifler gelirken fikriyatımın uymadığı DYP'den adaylığımız söz konusu olamaz.’’
Belediye başkanlığı için bir düşüncesi var mı?
Yanıtı kısa oluyor:
‘‘Her an her sürpriz olabilir...’’
DEHAP ve Güneydoğu
SEÇİMLERE 90 gün kaldı. Güneydoğu'da belediye başkanlıkları için büyük bir hareketlenme görülüyor. Özellikle DEHAP'ta aday bolluğu dikkat çekiyor.
24 Aralık'tan beri, eski DHA temsilcisi Naci Sapan'ın yönetiminde yayın hayatına atılan 'Güneydoğu Ekspres' Gazetesi'ne göre, Diyarbakır'da Büyükşehir Belediye Başkan adaylığı için büyük bir çekişme olacağı gözleniyor.
Adaylar şöyle:
Şimdiki Belediye Başkanı Av. Feridun Çelik, Bağlar Belediye Başkanı Av. Cebbar Leygara, İstanbul İl Başkanı, bankacı Metin Toprak, DEHAP Diyarbakır İl Başkanı Av. Fırat Anlı, Diyarbakır İnsan Hakları Derneği Başkanı Osman Baydemir.
'Güneydoğu Ekspres' (0412-237 42 30, info@guneydoğuekspres.com) ‘‘DEHAP çevrelerine göre kim olursa olsun, başta büyükşehir olmak üzere alt kademedeki tüm belediyeleri alacaklarını ve bölgedeki güçlerini arttıracaklarına söylüyorlar’’ diye yazıyor.
Biliyor musunuz?
AKP İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı aday adaylığına ilk başvuranın eski ANAP delegesi, müteahhit-işadamı Bahattin Kocaman olduğunu... Bakırköy eski Kaymakamı Kadri Öner de, CHP adayı olmak üzere İçişleri Bakanlığı'na dilekçe sunduğunu...
AVCILAR Belediye Başkanı DSP'li Mustafa Değirmenci'nin CHP'ye geçme önerisine Genel Merkez tarafından sıcak bakılmadığını...
ANAP Genel Başkanı Nesrin Nas'ın, İstanbul İl Başkanlığı'na Sibel Çarmıklı'yı atadığını... Biliyor musunuz?
MESAJ PANOSU
ONUR Air Genel Müdürü... Tam bir saat 20 dakikadır hiçbir görevlinize ulaşamadım. Ne 0212-662 97 97 müşteri hizmetleri, ne de 662 91 ne de 233 38 00 nolu meydan ve merkez satış ofis telefonlarınıza çıkan oldu. Küçük bir bilgi için aradım ama başaramadım. Demek ki, sadece uçuşlarınız değil müşteriye verdiğiniz değer de ucuzmuş. M. Fatih ASLAN-GEBZE
NACİ Sapan'ın yönetiminde Diyarbakır'da çıkan 'Güneydoğu Ekspres' Gazetesi (0412-237 42 30) infoQguneydoğuekspres.com'den izlenebilir.
GÜNÜN SÖZÜ
‘‘2000'de arkeologların kazacak yer bulmak için yarıştığı Zeugma antik kentine artık Gaziantep dışından bir arkeolog bile gelmedi. Müzeye bir tek kazı talebi olmadı. Zeugma'daki kazılara biz başladık, biz bitireceğiz’’
(Gaziantep Arkeoloji Müzesi Arkeoloğu Mehmet Önal)
Yazının Devamını Oku 28 Aralık 2003
<B>YEREL </B>seçimlerle ilgili seçmen listeleri 2 Aralık'ta muhtarlıklarda (cumartesi-pazar dahil) askıya çıkarıldı; 5 Ocak'ta indirilecek. Birçok muhtar, sakinlerinin seçmen listelerinde adlarını kontrol etmemelerinden yakınıyor. Listelerde ismi olmayanlar seçimde oy kullanamayacaklar.
18 yaşını yeni dolduranların, bir önceki seçimden sonra ikametgáhı değişmiş olanların (bir yerden başka bir yere taşınmış olanlar), çeşitli nedenlerle son seçimlerde oy kullanmamış olanların mutlaka muhtarlıklardan isimlerini kontrol etmelerini gerekiyor.
Ataköy 7-8-9-10. kısım mahalle muhtarı Aylin Keserkaya, vatandaşlara görevini hatırlatan bir kişi... Mahallesindeki 570 bloka açıklayıcı duyurular yapmış. Bu sayede her gün yüzlerce kişi muhtarlığa giderek listede isimlerini kontrol etmiş; listede ismi olmayan en az 1000 kişinin de yazılımlarını sağlamış.
Keserkaya, ‘‘ancak’’ diyerek bazı vatandaşların özensizliğini şöyle anlatıyor:
‘‘3 Kasım'da oturduğu mahallesinde oyunu kullanan vatandaş oradan taşındıktan sonra yeni geldiği mahallesindeki muhtarlığa kayıt yaptırdığı zaman zannediyor ki seçmen kaydı da otomatikman yapılmıştır. Muhtarlık kayıtlarının seçmen kayıtları ile hiçbir bağlantısı olmadığını bilemiyor.
Vatandaş, ‘Nasılsa muhtarlık bilgisayarında kaydım var; seçmen listelerinde de mutlaka ismim vardır' diye düşünmemelidir. Seçmen kartı eline geçmeyince iş işten geçmiş oluyor. Benim mahallemde bile böyle yanılgıya düşenler varsa, Türkiye genelindeki binlerce, yüz binlerce oy kaybını düşünmek bile istemiyorum.’’
İşin doğru tarafı bu; sorumlu bir muhtar uyarıyor. Ancak sorumsuz ve parti yandaşı olanları, yani ’taşıma seçmen'leri kontrol etmeden kayıtlarına alan muhtarları ne yapacağız!
Kadınlar aday olun
YEREL seçimlerde kaç kadın aday adayı çıkacak? Kaçı listelere yerleştirilecek?
Bir kadın okumuz, ‘‘Göreceksiniz, yerel yönetimlerdeki kadın oranının % 1'i (TBMM'de 4.4) geçmediği gibi bu oran 28 Mart'ta da yine aşılamayacak’’ diyor. CHP Adana Milletvekili Gaye Erbatur, kadınların aday olması çağrısında bulunurken, partilere kota uygulamasının önemine değiniyor. Batıda birçok ülkede partilerin kadın kotası ise % 25-33 arasında.
Ka-Der Eskişehir Şubesi Başkanı Merih Beşoğul Şenak şu çarpıcı rakamları veriyor:
‘‘Kadınların % 25'i okuma-yazma bilmiyor. Mülkiyetin % 98'i kadınların elinde. Siyaset erkeklerin tekelinde. 3 bin 216 belediye başkanından sadece 20'si, 34 bin 84 belediye meclis üyesinin ise sadece 541'i kadın... Siyasi partilerin kadınları, seçim zamanlarında ev ev dolaşıp oy toplayan birer üye olarak görülüyor. Hanımlar, gelin belediye başkanlıklarına ya da muhtarlıklara aday olun.’’
B.Trakyalı 15 bin Türk, AB pasaportlu
GÜMÜLCİNE'deki Celal Bayar Lisesi, Yunanistan-Türk dostluğunun sembolü sayılır. Yarım yüzyıl önce Yunanistan ile Türkiye arasında gerçekleşen karşılıklı iki dostluk ziyareti, aynı zamanda iki ülke tarihinde devlet başkanları düzeyinde yapılan ilk ziyarettir. Celal Bayar Lisesi de böyle bir zirvenin ürünüdür. 52 yıl önce Yunanistan Kralı Pavlos ve eşi Frideriki, 7.6.1952'de, Cumhurbaşkanı Celal Bayar'ın resmi daveti üzerine Türkiye'yi ziyaret eder.
Dolmabahçe Sarayı'ndaki baloda Kraliçe, Bayar'a ‘‘Ekselans, önemli bir işe giriştim. Batı Trakya Türklerine bir lise açacağım’’ diyerek isminin konulmasına izin verilmesini rica eder.
15 bin metrekarelik bir vakıf arazisine 4 ayda inşa edilen okulun açılışı aynı yıl 2 Aralık'ta Bayar tarafından yapılır.
Türkçe ve Yunanca öğrenim yapan ve bugüne kadar 800 mezun veren lisenin 51. yıl kutlamaları önceki akşam Ataköy Varan's Restaurant'ta yapıldı. Girişte Batı Trakyalı araştırmacı Rıza Kırlıdökme'nin hazırladığı Celal Bayar'ın Batı Trakya gezisi ile ilgili fotoğraf sergisi vardı. Bayar'ın kızı ve damadı Nilüfer-Ahmet Gürsoy ile torunu ilginç fotoğraflar karşısında hüzünlendiler. Türkiye ve Yunanistan'da yaşayan 40. yıl mezunlarına plaketler verildi; özlemler giderildi. Geceye PASOK'un eski ve yeni milletvekilleri Galip Galip ile Mustafa Mustafa, Gümülcine Müftüsü İbrahim Şerif, eski Susurköy Belediyesi Başkanı Erdoğan Sait ve İstanbul'daki 110. yaşına basan Zografyon Rum Azınlık Lisesi Müdürü Yani Demircioğlu da davetliler arasındaydı. Bir süre önce dünyaevine giren CNN Dış Haberler Editörü Gökhan Güvenç ile Gümülcine'de çıkan 'Gündem' Gazetesi'nin sahibi Hülya Emin gecenin en renkli konuklarıydı.
Geceyi düzenleyen Batı Trakya Eğitim, Kültür ve Sağlık Vakfı Başkanı Faik Besim, Balkanlar'da yaşayan Türk öğrenciler için burs vermeye başladıklarını anlatırken; Gümülcine'de rahatsız olan annesini ziyaret için 'insani yardım vizesi' ile Yunanistan'a girebilen Batı Trakya Türkleri Dayanışma Derneği Başkanı Burhanettin Hakgüder, ‘‘Azınlığımızın Yunanistan'la çok sorunları var’’ diye yakınıyordu. Bu arada çarpıcı bir şey söyledi:
‘‘Türkiye'de AB pasaportlu 15 bin Batı Trakyalı var. Aralarında birkaçı yatırım amaçlı olmak üzere 150 hemşerimiz de geri döndü... Yunanistan artık vatandaşlıktan ıskat ettiği 60 bin Batı Trakyalıyı vatandaşlığa almalıdır.’’
MESAJ PANOSU
BAŞBAKANLIKÇA yayınlanan ve her kademedeki devlet memurunun uymakla yükümlü olduğu kılık kıyafet yönetmeliği, İstanbul Emniyet Müdürü Sayın Celalettin Cerrah için geçerli değil mi? Dudak boyunu iki taraftan da geçen bıyıklar, kendince fark edilmiyor mu? Yönetici konumundaki kişilerin öncelikle bu ve benzeri yönetmeliklere uymaları gerekmiyor mu?
Şevki SANLI ANKARA
Yazının Devamını Oku