15 Ocak 2004
<B>CEMİL Çiçek'</B>in <B>‘‘yargıyı izleyin’’ </B>sözlerinden sonra <B>Ankara </B>ve <B>İstanbul'</B>da patlayan <B>‘‘yargıya rüşvet’’ </B>soruşturması nedeniyle ilginç isimler gözaltına alındı. Bakalım, soruşturma kimlere kadar uzayacak. Yargıtay Başkanı Eraslan Özkaya'ın dünkü bir sözü dikkatlerden kaçmamalı:
‘‘Yargıda da etik kurallara uymayanlar çıkabilir, bunlar ayıklanabilir.’’
Adli yargıdaki tüm hákim ve savcıların atamalarını, terfilerini, özlük haklarını ve ceza verme işlemlerini ve en önemlisi de Yargıtay üyeliğini seçme gibi önemli görevleri vardır Hákim ve Savcılar Yüksek Kurulu'nun... Kurul yedi kişiden oluşur; bu işler için 4 oy yeter.
Bu nedenle kurul üyesinin, yargının her kademesinde büyük etkinliği vardır.
Ankara'dan bir okurumuz hatırlattı; ‘‘Daha önce yazdıklarına bir baksanıza’’ diye...
31.11.2001, 29.4.2003 ve 30.4.2003 tarihli yazılarımıza baktık.
Özetliyoruz:
Yargıtay 3. Ceza Dairesi üyesi Ergül Güryel, Prof. Hikmet Sami Türk'ün bakanlığı döneminde Hákim ve Savcılar Yüksek Kurulu Başkanvekili'ydi. Yargıtay Başsavcılığı için yapılan oylamada, kurum içinde en yüksek oyu almasına rağmen Cumhurbaşkanı Sezer, Güryel'i değil, yerine 2. sıradaki Nuri Ok'u Başsavcı olarak atamıştı.
GÖKÇEK'TEN İHALE
Emin Çölaşan da, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek'in yargı ile ilişkilerini gündeme getirirken, Büyükşehir'den ihale alanlar arasında Ergül Güryel'in oğlu Cem Güryel'in de bulunduğunu açıklamıştı.
Gökçek, Ankara mahkemelerinde hakkında çeşitli kamu ve cezaları açılmış bir belediye başkanı.
Köşemizde bazı sorular sorunca, Güryel iddialara ilişkin olarak bize ‘‘Üç yıl önce işletme okuyan 24 yaşındaki oğlumla (Cem) bir arkadaşı ortak olarak belediyeden 120 milyarlık bir tretuvar işi almışlar, benim haberim yoktu’’ demişti.
İKİNCİ OĞUL
Bir başka oğul, Avukat Cenk Güryel'in adı bu kez, Ankara'daki ‘‘rüşvet skandalı’’na karışıyor. Gözaltına alınıp bürosu aranıyor.
‘‘Ne zaman benim adım Yargıtay'da bir yere aday olarak çıksa bu gibi konular hemen çıkıyor’’ diye yakınan 'şanssız baba' Ergül Güryel, bu tür olaylarla ilgisinin olmadığını söyleyerek ‘‘Benim oğlum icra takiplerine bakıyor’’ diyor.
Acaba hangi şirketin icra takiplerini yapıyor Cenk Güryel... Yıllık ne kadar icra takibi yaptığını açıklayabilir mi? Bu soruların yanıtı, düğümün çözümüne büyük katkı sağlayacaktır.
Adalet Bakanı Çiçek'in imalı açıklamalarından sonra, geçen dönemki Adalet Bakanı Türk'ün, Güryel'in oğlunun Gökçek'ten ihale alması üzerine çıkan yazılar karşısında sarf ettiği şu sözler kulakları çınlatıyor:
‘‘İddialara açıklık getirmelerini, toplumu bilgilendirmelerini istedim.’’
Peki ne oldu? Hiç. Bugüne geldik.
Dileriz, Adalet Bakanı Çiçek'in başlattığı ‘‘operasyon’’ bu kez sonucuna ulaşır.
Seçimde kadın adaylara yol açın
BİZLER bu seçimde artık kadınların da yer almasını istiyoruz. Ancak siyasette dönen pis işler kadınların hevesini kırıyor. Adaylık için istenen paralar da cabası. Antalya gibi turizmin önemli bir geçim kaynağı olduğu bir şehirde hálá dil bilmeyen lise, ortaokul mezunu insanlar aday oluyor. Sadece bir hanım (3 dil biliyor, üniversite mezunu) aday adaylığını açıkladı. Ancak partisi halen arayış içinde olduğu için adaylığı tam olarak açıklanmadı. Bu millet aynı yüzlerden, aynı insanlardan bıktı. Açın kadınların önünü, bakalım rüşvet vermeler, peşkeş çekmeler oluyor mu?
Gülden YILMAZ-ANTALYA
Makbuzumuzu aldık tapumuzu alamadık
YIL 1974... İzmir metropol dahilindeki Balçova Belediyesi gazetelere metresi 10 liradan arsa satış ilanı verir. Parseller 300 metrekare civarındadır. Binlerce insan gibi resmi kurumdan arsa almak için 3 bin lira para yatırıp makbuzumu aldım. Tapuyu kısa zamanda vereceğini beyan eden belediye topladığı paralarla o tarihte baraj ve teleferiği yaptı.
Ancak tapuyu bir türlü vermedi. Ve 10 bin insanın hayalini yıktı. Bu insanların eş dost ve akrabalarını da hesaba katın. Son 30 yılda İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı koltuğunda oturanların büyük çoğunluğu sosyal demokrattı, ama bunu çözemediler. Bari siz çözün Sayın Piriştina... Seçim sandıkları önümüzde duruyor. Acaba 50 bin oya ihtiyacınız yok mu?
A. Halim ÖZGÜLTEKİN-ADANA
Uyarıyorum
28 Mart yerel seçimleri yaklaştıkça, soluksuz solun, soluklanması için öneriler dikkati çekecek kadar yoğunlaştı. Ancak kazın ayağı hiç de öneri ve beklentilere hak verdirecek kadar umutlu değil. YSK'nın 17.4.1984 ve 787 sayılı kararını arşivlerden buldum, uyarıyorum. Özetle, Türk seçim mevzuatında partilerin ya da adayların, karşılıklı desteklenmesi olanaksızdır. Ancak bir bağımsız aday üzerinde fiili destekleme kampanyası yürütülebilir.
N.KAPTAN-ANKARA
Biliyor musunuz?
İZMİR Konak'tan CHP aday adayları arasında ismi geçen Ahmet Sarışın'ın, önceki dönemdeki belediye başkanlığı sırasında kendisini belediyenin hizmetlerini yürüten KONBEL şirketi üzerinden sigortalı işçi gösterip emekli ettiğini, Erdal İzgi başkanlığındaki belediyenin de dava açıp bu primleri kendisine ödettiğini, bu durum üzerine SSK'nın bir ay önce emekliliği için soruşturma açtığını...
ÇANKAYA'daki CHP'nin belediye başkan adaylarının 12'ye çıktığını, il başkanlığı döneminde Melih Gökçek'e ‘‘kök söktürmek’’le tanınan ve Baykalcı olarak bilinen Levent Gök'ün de cumartesi günü adaylığını açıklayacağını...
TAŞIMA ‘‘naylon’’ oyların Tekirdağ'ın Yenice beldesinden sonra Sultanköy beldesinde de dikkati çektiğini, 3 bin nüfuslu beldede 3 bin 150 seçmenin bulunduğunu....
Biliyor musunuz?
GÜNÜN SÖZÜ
‘‘Seçimlere az bir süre kala kentimizde, sosyal barışın ve toplumsal huzurun korunması konusunda herkesi duyarlı olmaya çağırıyoruz.’’
(Kars Barosu Başkanı Av. Necati Yakışer)
MESAJ PANOSU
ABDİ İpekçi Caddesi'nde oturan 72 yaşında bir vatandaşım. Evimden çıktığımda ne kaldırımda, ne de caddede yürüyecek yer yok. Adeta otomobil tarlası. 'Park yapılmaz' levhası ile alay edilir gibi. İnsanımıza topluma ve kendisine daha saygılı olmasını öneriyorum
Sezen JABBAN-Emekli öğretmen-NİŞANTAŞI
Yazının Devamını Oku 14 Ocak 2004
<B>ADANA'</B>dan kendisini AKP'li olarak tanıtan -ismi saklı- bir okurum, <B>AKP</B> Adana örgütünde yaşananları anlatıyor: Efendim önce milletvekili Abdullah Çalışkan'dan başlayayım. Daha birkaç yıl öncesine kadar büyükşehirde Aytaç Durak'ın eski memuruydu. Bir dönem FP'de il başkanlığı yaptı. Koyu bir Milli Görüşçü'dür. AKP İl Başkanı Abdullah Doğru'ya da bundan bir süre önceki kongrede destek vererek seçtirdi. Ve şimdi Doğru da, Çalışkan'a diyet borcunu ödüyor; Adana'da ne kadar üst düzey sağlık personeli varsa hepsi Milli Görüşçü. Milli Görüşçü Av. Veysel Güler'le birlikte Ziraat Bankası'nın ne kadar avukatı varsa görevden aldırıp yerlerine kendi yandaşlarını getirdiler. Nitekim Hürriyet'in Çukurova ekinde bunlar geniş şekilde yazıldı. SSK Yüreğir Dispanseri'nin başhekimi Haluk Uygur'u görevden alıp yerine İl Başkanı ile aynı apartmanda oturan Milli Görüşçü bir doktor getirildi. Adanalıların yapılan bu ayrımcılıklardan çok rahatsız olduklarını bilmenizi isterim.
ŞEVKİ YILMAZ GİBİ
Ne gibi...
- AKP milletvekili ve aynı zamanda TBMM İdare Amiri olan Abdullah Çalışkan'ın tepki yaratan sözleri bitmiyor ki... Biliyorsunuz bu kişi, Meclis'teki tezkereye karşı çıkıp şov yapmıştı. Geçenlerde de Adana'daki bir toplantıda, Milli Görüş'ü kastetmiş olsa gerek ‘‘Ne mozaikiymiş, mozaik biziz ve burdayız. AKP'nin sahibi de bizleriz’’ dediğini okumuştuk. Son yerel 'Ekspres' Gazetesi'nde bir haber okudum; Kozan'da partisinin bir toplantısında, birçok defa ‘‘Allah-ü Ekber’’ diyerek gözyaşı dökmüş, tekbir getirmiş... Aynı, Almanya'da kaçak olan eski RP'li Şevki Yılmaz gibi... Adıyaman Milletvekili Hüsrev Kutlu'nun bundan ne farkı var? Gazete bu tekbir olayının Tayyip Erdoğan'ı kızdırdığını da yazıyor. Adana gibi bir yerde 'mozaik' türü konuşmalara Sayın Erdoğan'ın el koymasını istiyoruz. Aksi takdirde geçenlerde İstanbul'da ‘‘AKP'de dine, ırka ve bölgeye dayalı siyaset yapılamaz’’ diyen ve olumlu karşılanan sözleri havada kalmaz mı? O zaman akla bütün iplerin hálá Milli Görüşçülerin elinde olduğu gelmez mi?
Büyükşehir Belediye Başkanı Aytaç Durak'ın AKP'den aday olacağı yazılıyor.
- Kesin bir durum yok, kendini şu anda evde kalmış bir kız gibi görebilir Sayın Durak... AKP kapısı henüz kapanmış sayılmaz. CHP hiç olmuyor gibi... Sonuçta DYP ve ANAP'ın ortak adayı olabilir mi; daha zaman lazım.
Bunların derdi iktidardır
MUHAFAZAKÁR demokratlıktan söz ediyor AKP'liler. Herhalde muhafazakár kavramını Türkiye'de ağzına alabilecek en son AKP'dir. Sorarlar adama 'Neyin muhafazakárlığı kardeşim' diye. Sen 40 yıldır takip ettiğin, hayatını ortaya koyduğun bir gelenekten bir gecede 'Hidayete erdim' diye ayrıldın, geçmişini de reddettin, bana iktidar yolunu açacak diye bambaşka bir elbise giymeye razı oldun.
Bu neyin muhafazakárlığı, hangi düşüncenin, hangi geleneğin, hangi inancın muhafazakárlığı? 40 yılını reddeden bir siyasi hareketin AB ile cilveleşme adına, onun getireceği yeni iktidar imkánları adına fütursuzca her şeyi göze alamayacağını kim söyleyebilir. Bunların derdi iktidardır.
Siyasetin asıl tartışması gereken yoksulluk, yolsuzluk, hırsızlık, iltimas, rüşvet, adam kayırma, bölüşümdeki adalet, dünya pazarlarına entegre olan bir Türkiye'nin mukayeseli durumu değil midir?
Celal ADAN
DYP Genel Başkan Yardımcısı
Biliyor musunuz?
ZONGULDAKSPOR'un, Vali, Belediye Başkanı ve Emniyet Müdürü'nün de katıldığı kongresinde, Divan Başkanlığı yapan eski Karaelmas Elektrik ve Dağıtım A.Ş. Genel Müdür Yardımcısı ve AKP'nin belediye başkan adayı Secaattin Gonca'nın, İstiklal Marşı'nı okutmadığı için buna eski MHP İl Başkanı Nihat Aygün'ün itiraz ettiğini, Gonca'nın da bunun üzerine 'Gündemde yok' dediğini ve kongrenin Durmuş Kabakçı'nın seçilmesiyle sonuçlandığını... Biliyor musunuz?
Çakmur ne diyor?
‘BİLİYOR MUSUNUZ?’’ (9.1.2004) köşesinde ‘‘Ecevit tarafından DSP İzmir Büyükşehir Belediye Başkan adayı gösterilen Yüksel Çakmur'un, geçmişte Bülent Ecevit'e ağır eleştiriler yönelttiğini biliyor musunuz’’ denmektedir. Size, Sayın Ecevit'e ağır eleştiri konusunda bilgi getiren kişi, ağır eleştiri yaptığım iddiasını yer, zaman, tarih vererek dile getirmelidir. Bir insan kendisine yapılmasını istemediği bir şeyi başkasına da yapmamalıdır.
Yüksel ÇAKMUR DSP İzmir Büyükşehir Belediye Başkan adayı
Konya’da AKP-SP savaşına dikkat
KONYA'dan Ali K. şu notu göndermiş:
‘‘Sayın Bayer, solda en önemli seçim çekişmesinin Mersin'de, Macit Özcan (CHP), Fikri Sağlar (SHP) ve Akın Birdal (DEHAP) arasında geçeceğini söylüyorsunuz. Bir başka şiddetli rekabet de Konya'da olacaktır. 3 Kasım seçimlerinde SP 1. sıra adayı Tahir Akyürek, AKP'ye geçerek Büyükşehir Belediye Başkanlığı'na adaylığını koydu. Akyürek'in kampanyasını, 'geçtiğimiz günlerde ortaklarına 'Sevgi testi uygulayan (!)' Kombassan Holding'e bağlı bir firma destekliyor. Daha doğrusu Akyürek'in holdinglerin adayı olduğu söylenebilir. Bundan SP'li Belediye Başkanı Mustafa Özkafa rahatsız mı; sanmam... Çünkü trafik kazası yaptığında Akyürek'e evinde yemek hazırlatıp kendi eliyle götüren yakın arkadaşıdır.
SP, Konya Büyükşehir'i elinden kaçırırsa bu durum ekonomik olarak SP'yi etkiler mi acaba?
Kızılay Kızılay olmalı
'KIZILAY Sevdalıları' imzasıyla gelen not özetle şöyle:
Artık Kızılay, Kızılay olsun... Eskiler gittiler, yeniler geldiler. Sadece yönetim değil, sistem değişsin; Kızılay'ın ülkemizdeki talihsiz görünümü silinsin, yeni bir işlevi olsun. Çünkü yardıma çok muhtaç insanlarımız var. Kızılay'ın halka ve tabana yayılmasını ivedilikle gerçekleştirmeli; Kızalay'a üye olmak isteyen herkese kolaylık sağlanmalı.’’
mesaj panosu
MESAJ PANOSU
BAKIRKÖY- SPOR internet sitesinde mesleği 'İnşaat Müh.' olarak geçen Sefa Birinci (41) yaptığı açıklamada ‘‘Benim milletvekilliği adaylığım için CHP genel merkezine ortaokul diplomamı verdiğim doğrudur. Liseyi dışardan bitirdim. Şu anda KKTC Yakın Doğu Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı bölümü 1. sınıf öğrencisiyim. Adaylık başvurum için şimdiki öğrenim durumumu bildirdim. Ben inşaat müteahhitliği, tekstil, sigorta, petrolculuk ve otomotiv distribütörlüğü ile uğraşıyorum. Bakırköyspor sitesindeki 'İnşaat Müt.' sehven 'İnşaat Müh.' olarak çıkmıştır.’’ dedi.
'İNÖNÜ Parkı'na saygı' yazısına Swissotel Halkla İlişkiler Müdürü Zeynep Çiftçioğlu, ‘‘Otelimizin, parkta bulunan ağaçların kesilmesi yönünde bir talebi ya da Park ve Bahçeler Müdürlüğü'ne bu şekilde bir resmi başvurusu olmamıştır’’ dedi.
LAFARGE çimento şirketinin bastırdığı 2004 yılı ajandasındaki harita nedeniyle, kendilerini milli değerlerimize saygılı olmaya davet ediyoruz.
Mehmet TOSUNAR İZMİT
Yazının Devamını Oku 13 Ocak 2004
<B>2003 </B>yılı enflasyonu rakamının <B>TÜFE</B>'de %18 olarak gerçekleşmesine rağmen çiftçilerimizin kullandığı gübre fiyatlarının 2003 Ekim-Aralık aylarında akıl almaz artış göstermesi, finansman nedeniyle zaten kısıtlı gübre kullanan üreticilerimizi gübre kullanamaz duruma getirmiştir. 2003 yılı ekim ayında 180 bin TL/kg olan %26'lık amonyum nitrat gübresinin fiyatının 2003 aralık ayında 290 bin TL/kg olmasının ekonomik mantığı yoktur.
Olaya ister yurtiçi enflasyon oranı, ister döviz kurları açısından baktığımız zaman %61'lik fiyat artışını anlamak mümkün değildir. Rekabetin olmadığı bir piyasada serbest piyasa ekonomisinden söz edilemez. Dolayısıyla gübre piyasasında rekabet yoktur, haksız kazanç vardır, tekelcilik vardır.
Bunun sonucu Türk çiftçisi dünyanın en pahalı gübresini kullanmaktadır. Bu da maliyetleri yükseltmekte, verimi düşürmekte, rekabet gücünü yok etmektedir. Gübre piyasası mutlaka rekabete açılmalıdır. Bunun için de gübre ithalatı teşvik edilmelidir, desteklenmelidir. Özellikle Tarım Kredi ve Tarım Satış Kooperatifleri ihtiyaçları olan gübreyi yurtdışından ithal ederek yurtiçi piyasalarda rekabet ortamının oluşmasına yardımcı olmalıdırlar.
Cumali DOĞRU-Adana Çiftçiler Birliği Başkanı
İnsani amaçlı değil
HÜKÜMET sözcüsü Cemil Çiçek, ABD'nin İncirlik Üssü'nün kullanımı konusunda Meclis ve Bakanlar Kurulu kararına gerek olmadığını söylüyor. Ancak DYP Genel Başkan Yardımcısı Nüzhet Kandemir'le dün sabah görüşürken, ‘‘Bakanlar Kurulu kararnamesi yetmez. Meclis'ten mutlaka izin alınması gereklidir. Çünkü bu insani amaçlı değildir. Ancak hükümet ABD'ye munis davranıyor’’ diyordu.
CHP İstanbul Milletvekili Onur Öymen de Dışişleri Bakanı Abdullah Gül'e şu soru önergesini yöneltiyor: ‘‘23.6.2003 tarihli kararnamede Türk üslerinin insani yardım amacı dışında kullanılmasına olanak veren bir hüküm var mıdır?’’
Peki hükümet yetki talebinde bulunmadığına göre, bu hükmün Anayasal dayanağı var mıdır?
İki ayrı dünya görüşü
‘HAFTA sonu yapılan uluslararası 'Muhafazakarlık ve Demokrasi' sempozyumunun AKP tarafından, Liberal Düşünce Topluluğu'nun entellektüel desteğiyle hazırlandığını’’ duyurdu gazetedeki haber. Muhafazakarlık ve liberallik uzak yakın ilişkisi olmayan iki ayrı dünya görüşüdür. Düşünebiliyor musunuz, 'Sosyal Demokrasi ve Sorunları' adı altında Komünist Düşünce Topluluğu'na sempozyum sipariş ediyorsunuz, olabilir mi böyle bir şey? Ya bu insanların bir kimlik sorunları var aşamadıkları, ya da gerçekten başka niyetleri var! Sermet SAN
GÜNÜN SÖZÜ
‘‘Bir şeyhin (Menzil cemaatinin Ankara Pursaklar dergahında Feyzettin Erol) ziyaretine gitmenin hiçbir sakıncası yoktur. Suç işliyor mu, işlemiyor mu ona bakmak lazım. Suç işliyorsa devlet onu yargılar. Şeyhi ziyarete gitmenin hiçbir sakıncası yoktur.’’
(AKP Genel Başkan Yardımcısı Mir Dengir Fırat'ın, Atatürk'ün mareşalli fotoğrafına karşı çıkan Adıyaman Milletvekili Hüsrev Kutlu'nun bir şeyhi ziyaretinde 'gizlice' çekilen ve Milliyet'te yayınlanan fotoğraf için yaptığı açıklamadan...)
Batman kaynıyor
BATMAN'da Tekel yaprak tütün işleme işçisi 300 kadının başka illere gönderilmek istenmesinin ardından Batman rafinerisinde işten çıkartmaların başlaması nedeniyle gergin günler yaşanıyor.
Petrol-İş Şube Başkanı Nimetullah Sözen telefonda haykırıyor:
‘‘TPAO'dan 650 geçici işçimiz çıkartıldı. 20 işçimiz emekli edildi. Bunu protesto için bugün (dün) rafineri önünden Cumhuriyet Alanı'na kadar yaklaşık 5 bin kişi ile yürüdük. Esnaf kesimi de bize destek verdi. Çünkü ayda 2 trilyonluk bir kaynaktan yoksun kalacak esnafımız... Adı petrolle özdeşleşen Batman büyük bir sarsıntı içinde; kentimiz de Şırnak, Bingöl ve Muş'a dönüşüyor; lütfen hükümet farkına varsın; seçimler yaklaşırken bu tavrı anlamıyoruz.’’
Batman'da 1990'larda 7 bin kişi çalışırken bugün bu sayı 2 binin altına düşmüş. TPAO, yılda 1 milyon ton yerli petrol işliyor; bu da yerli üretimin dörtte biri oranında.. Sendika Başkanı Nimetullah Sözen'e, işten çıkartmalar karşısında AKP milletvekillerinin ne yaptığını soruyoruz:
‘‘Maalesef sorunu hükümete anlatamıyorlar’’ diyor. Yarına kadar bir çözüm bulunamazsa çoluk-çocuk Ankara yollarına düşeceklerini söylüyor.
İHALE BUGÜN
Petrol-İş üyesi işçilerin gözü kulağı bugün Ankara'da... Türkiye'nin en büyük sanayi kuruluşu sayılan TÜPRAŞ özelleştirilme ihalesini merakla bekliyorlar. Bu nedenle İzmit, İzmir, Kırıkkale, Batman ve Körfez rafinerilerinde çalışan Petrol-İş üyesi işçiler bugün Özelleştirme İdaresi önünde topluca ihaleyi izleyecekler.
Ecevit ve Baykal’a son çağrımdır
ATATÜRK'ün kurduğu 'Ulus' gazetesinin Genel Müdürü Remzi Erkürem, Ecevit ve Baykal'a çağrıda bulunuyor:
‘‘Ülke her yönü ile karanlıklara gömülmektedir. Bu sözleri ben söylemiyorum; yurdun dört tarafında bu düşünce, bu görüş yerleşmiş durumdadır... Beni yakından tanıyorsunuz; sizi nasıl sevdiğimi de bilirsiniz. Sizlere 1996'da birer yazı yazdım; tınmadınız. 2003'te bir kez daha yazdım, yine dinlemediniz. Cumhuriyet ve demokrasi ilkeleri unutulmaya, hatta yok edilmeye çalışılıyor. Eskiden soygun vardı; şimdi asıl mesele rejimimizi korumak. Ülkenin bugün başına gelenlerden kendinizi uzak tutamazsınız. İnönü'nün size bıraktığı Atatürk'ün emanetini koruyamadınız. Yazdığımız mektupları birer kez daha okuyunuz.
Türkiye, Mustafa Kemal ve arkadaşlarının kurduğu laik bir Cumhuriyet olarak mı devam edecektir, yoksa 'dönüşecek' midir?
Ülkenin kurtuluşu, her ikinizin de tabandaki seslere kulak vererek bir araya gelmenize bağlıdır. Vakit çok geçmiş değildir; 28 Mart'a daha çok vardır. Bu size son çağrımdır; yoksa 29 Mart'tan sonra yapacak bir şey kalmayacaktır. Ve tarihe emaneti korumayan parti başkanları olarak geçeceksiniz.’’
Biliyor musunuz?
3 Kasım seçimlerinde milletvekili adaylığı için başvurusunda meslek hanesine 'ortaokul' diye yazan CHP Bakırköy aday adayı Sefa Birinci'nin, Bakırköyspor'un internet sitesinde yönetim kurulu üyesi olarak isminin 'İnş.müh. Sefa Birinci' olarak yer aldığını...
Çankaya'da belediye başkan adaylığı için CHP'de büyük bir çekişme yaşandığını; CHP Enerji, Maden ve Metalurji Komisyonu üyeliği, Bilim Platformu üyeliği ve CHP TBMM Grup Danışmanlığı görevlerinde bulunan, ODTÜ ve İTÜ basketbol takımlarının eski teknik direktörü Ahmet Necdet Pamir'in adaylık başvurusunda bulunduğunu; Çankaya Yurttaş Hareketi'nin ise Çankaya'daki diğer aday adaylarından Dr. Demet Işık'ı desteklediğini...
Biliyor musunuz?
AÇIKLAMA
PARİS'ten Haluk Tarcan, 'Aile-halk-millet-devlet' (11.1.2004) başlıklı yazısının 7. paragrafında bir satır atlandığını ve aslının şöyle olduğunu bildirdi: ‘‘Dinler sonradan doğmuşlardır. Çok geniş kitlelere yayılmış olmalarına rağmen bu kitlelerdeki halk-millet his ve düşüncelerini silememişlerdir. Örnek; Irak-İran savaşında, her iki taraf da Müslüman olmasına rağmen ortaya İran ve Irak milliyetçiliği çıkmış ve bu iki Müslüman millet birbirleriyle çarpışmışlardır. Atatürk, iddia edilenin tam tersine, tarihin derinliğinden gelen Türk halkının gelenek ve diline, kısacası Öz-Türk kültürüne dayanan Türk milletinin, Türk olan devletini kurmuştur.’’
Yazının Devamını Oku 11 Ocak 2004
<b>İSLAMCI</B> kesimdeki iddialara göre <B>Mustafa Kemal, </B>milletin devletini kuramamıştır. Budunbilim, tarih içinde <B>Türk </B>kişisinin evrimini şöyle açıklar: Aile: Belirli bir davranışı vardır. Türkçe düşünür, Türkçe konuşur; Türk ailesidir. Aileler çoğalır 'oba' olurlar, belirli davranışları devam eder; Türkçe düşünür, Türkçe konuşurlar, 'Türk obası'dır.
Oba'lar çoğalır aşiret olur; belirli bir davranışları devam eder; Türkçe düşünür, Türkçe konuşurlar, Türk aşiretidir.
Aşiret'ler çoğalır... Belirli davranışları devam eder, bu davranışlar gelenek'e dönüşmüştür. Türkçe düşünür, Türkçe konuşurlar, artık dilleri ve gelenekleriyle halk kavramı bütünüyle ortaya çıkmıştır, ortada bir Türk halkı vardır.
Türk halkı, varmış olduğu geniş çerçeve içinde, iç ve dışa karşı birlik olma ihtiyacı duymuş; tek yönetim altında birleşmişler, devlet kurmuşlardır. Devlet, Türk Devleti'dir.
Devlet kuran halka budunbilim, millet der. Türk halkından doğan millet, Türk milletidir.
Bu gelişim, bütün dünyadaki halklar için geçerlidir.
Dinler, sonradan doğmuşlardır. Çok geniş kitlelere yayılmış olmalarına rağmen bu kitlelerdeki halk/millet his ve düşüncelerini silememişlerdir. Örnek: İran-Irak savaşında, her iki taraf da Müslüman olmasına rağmen ortaya İran ve Irak milliyetçiliği çıkmış ve bu iki Müslüman millet derinliğinden gelen Türk halkının gelenek ve diline kısacası, Öz-Türk kültürüne dayanan Türk milletinin, Türk olan devletini kurmuştur.
Bu milletin, yazılı sözlü halk edebiyatı, ‘deyiş ve deme’lerden konuştuğu, tarihten süzülerek gelen, Arapça ve Acemce'yi kabut etmemiş, kokuşmamış Türkçesi vardır.
Ayrıca, Türkler tarihte İslam'dan çok önceleri kendi devletlerini kurmuşlardır. Türkçe'de, Arapça ‘devlet’ten önce ‘Ödüs’ sözcüğü vardır.
Tarihimizi iyi bilelim, Türk tarihi, ne Selçuklular ve ne de Osmanlılarla başlar. Milli kültürün var olduğu, ancak millet kavramının adının henüz bilinmediği, bilimsel değerinin adlandırılmadığı dönemlerde, tarihi derinliklerinde başlar.
Haluk TARCAN
Etnolog (Budunbilimci)-(CNRS-PARİS)
Altın yüzükler gümüşe çevriliyor
YEREL seçimler için yaklaşık 500 bin kişinin AKP'den aday adayı olduğunu, bu adaylık başvurularından 75 trilyon liranın toplandığını gazeteler yazıyor. Acaba bu başvurunun yüksekliği, vatan aşkı için yerel yönetimlere hizmet mi, yoksa başka bir şey mi? Muhakkak ki ikincisi daha ağır basıyor. Bu çarpıcı bir tablo...
Bir başka ilginç durumu da okurlarımız bize bildiriyor:
‘‘Bilmem kim de sakalını kesti. Çağdaş oldu!’’
Şimdi moda sol ellerdeki sarı alyansları atmakmış, yerine gümüş yüzük alıp sağ ele geçirmekmiş. AKP'nin yeni kadrolaşma işareti de buymuş.
Altını gümüş yüzükle değiştirenlerin isimleri gelirse biz de onları yayınlarız.
Uyuşturucuya karşı savaş başlatılmalı
İSTANBUL'dan Süleyman Soylu, manken Burçin Bircan ile gündeme gelen uyuşturcu konusunda, ‘‘G.Osmanpaşa'da on gün önce ailesiyle birlikte AMATEM'e başvurmak isteyen bir genç ile konuşup yardımcı oldum. Ancak akıbetini sormaktan korkuyorum’’ diyor. Uyuşturcu kullanımının Türkiye'de vahim bir hal aldığını belirterek şunları anlatıyor:
‘‘DEVLET politikalarının derinliklerinde önemle yer aldığı hikáye edilen uyuşturucu ticareti toplumsal katmanlar önünde cereyan ediyor. Ancak hiçbirimiz ya üzerimize düşen görevi görmezden geliyoruz ya da üzerimize düşenden fazlasını yapmaktan imtina ediyoruz.
Devlet uyuşturucu ile mücadeleyi kendine politika haline getirmeli, ayrı bir bütçe ayırmalı, modern mücadele tekniklerini hemen ithal etmeli, üniversitelerde bu konuda bölümler açılmalı, desteklenmeli, sivil toplum örgütleri, partiler, sendikalar, odalar, borsalar, okullar, belediyeler velhasıl tüm kurum ve kuruluşlar ile topyekûn seferberlik ilan edilmeli.
Ülkesini ve insanın özünü seven kim varsa bu kader kurbanlarına sahip çıkmalı. Devlet hem sahip çıkmak isteyenleri koordine etmeli, hem de bunlardan beslenenlere çağın en büyük savaşını başlatmalı.
Burçin'in, daha öncekilerin, satır aralarındaki acılarının kaybolmasının, unutulmasının ardından yeni dramatik sonlar bizi uyandırmasın. Canımız yanmasın lütfen.’’
Kıymetini bilin
ERZURUM'dan bir grup AKP'li bize şu faksı göndermiş:
‘‘Bir Erzurum çocuğu olan Süreyya Polat, İstanbul'daki bilgi ve deneyimlerini Erzurum'a taşımayı görev bilirken, bazı çevreler neden kendisine karşı çıkmak istiyor. Kariyerindeki başarılar neden göz ardı edilmek isteniyor? AKP'nin tartışmasız adayı olduğu için mi? İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin İSTON'unu, İSO'nun en büyük 500 sanayi kuruluşu arasına sokması onu İGDAŞ Genel Müdürlüğü görevine taşımıştı. Biliyor musunuz İGDAŞ çalışanları onu kaybetmek istemiyor. Çünkü İGDAŞ'ta 1.2 katrilyon bütçeyi yöneten Polat, 15 yıllık altyapı yatırımının % 60'ını yapmayı, abone sayısını da 2 milyon 270 bine çıkarmayı başarmıştı.
Onun için Erzurum'a gelmek bir özveri sayılmalıdır; kazançtır. Polat'ın kıymetini bilin.’’
Biliyor musunuz?
Duygu Asena'ya başkanlık önerisi
GAZETECİ yazar Duygu Asena'ya CHP'den İstanbul'da bir belediyenin başkanlığına aday olması önerisinin getireleceğinin öğrenildiğini... Batı Trakya Türkleri Dayanışma Derneği eski genel başkanı Taner Mustafaoğlu'nun Avcılar'dan, 'plakçı' Şahin Özer'in ise Beşiktaş'tan aday olmak üzere başvurduklarını...
İnönü Parkı’na saygı
SWİSSOTEL'in arkasındaki İnönü Parkı doğru dürüst bakılmadığı için maalesef içinde hırsızları ve sarhoşları barındırıyordu. Son dönemde artırılan güvenlik önlemleri ile Swissotel, parkın temizletilip aydınlatılması yerine en az 7-8 adet ağacın kesilmesini istemiştir. Bu sorun Japonya'da olsa böyle mi çözülürdü? Ne belediyeye ne de otele bu davranış biçimi yakışmıyor.
Güher ABACI-İSTANBUL
GÜNÜN SÖZÜ
‘‘Vatanperverlik, din ve imandan áládır.’’
(Mahatma Gandhi)
Yazının Devamını Oku 10 Ocak 2004
<B>BİR AB'</B>ye uyum yasası daha hazırlanmış. Nüfus cüzdanlarındaki <B>‘dini’</B> bölümü artık kişinin sözlü beyanı ile değiştirilebilecekmiş. Öncelikle bu işin olması gerekenini belirtelim; ‘dini’ bölümü tamamen kaldırılmalıdır. Yapılacak düzenlemeyle oluşabilecek sakıncalar ise şunlar:
Madem herkes istediğini yazdırabilecek. İsteyen Musevi de yazdırabilir ama Musevi cemaati sonradan insanların kendi dinlerini benimsemelerini kabul etmiyor ki... Birileri kimliğine Musevi yazdıracak ama cemaat onu kabul etmeyecek.
Madem sözlü beyanla değişecek, o zaman birileri gidip cüzdanlarına Hıristiyan, bir süre sonra da Musevi yazdırmak gibi lüzumsuz işlere girişebileceklerdir. Örneğin, bir genç erkek farklı dine mensup bir ailenin kızına talip olduğunda kayınpeder evliliğe itiraz etmesin diye bir süreliğine bu kısımda değişikliğe gidebilecektir.
Bu konu gündeme geldiği için, belki bugüne kadar hiç dikkat edilmeyen bu bölüme artık bir kuruma başvurulduğunda en azından merak açısından göz atılacaktır.
İnsanların dini görüşlerini açıklamalarını istemek Anayasal suç olduğu halde, buraya yazılacak bilgi için dini görüşlerini açıklamaları beklenecektir.
Kısacası, bu çağda insanların dini görüşlerinin kimlikte yansıması yanlıştır. Cumhurbaşkanı'nın göreve yeni geldiği zamanlarda belirttiği gibi, o kısım ya yeni cüzdanlarda kaldırılmalı, ya da herkes için bundan sonra boş bırakılmalıdır. İnsanların adı ve soyadı, karışıklık olmasın diye ana-baba adı önemlidir ama dini görüşünün ne olduğunun kimliğinde deşifre edilmesi lüzumsuzdur.
Başar ERGÜN-KADIKÖY
Telekom’a zor sorular
TÜRK Telekom Genel Müdürü Mehmet Ekinalan'a... İmzaladığım Kablo TV sözleşmesine aykırı aldığınız 325 milyon lirayı ve bütün abonelerden yargı kararına aykırı aldığınız trilyonları ne zaman iade edeceğinizi merak ediyorum. Bağlı olmayan 0 800 314 73 75 numaralı telefonum için kullanamadığım halde tahakkuk ettirdiğiniz parayı (sözleşmeye aykırı) derhal iade etmenizi ve sorularıma cevap vermenizi bekliyorum. Aksi halde, bir hafta sonra Telekom bilgisi olmayan (mesleki-idari) yönetim kurulu üyelerini ve sizi üzülerek dava edeceğimi arz ederim.
Nusret ÇAKIROĞLU-ANKARA
Papaz elbisesi
MERSİNLİ okurumuz A.T.'den bir not: ‘‘Sakalını kesen adaylara bizim AKP'nin Mersin Büyükşehir Belediye Başkan adaylarından Mehmet Emin Aydınbaş'ı da ekleyin... Emin olun bazı insanların, iktidara gelebilmek için papaz elbisesi dahi giyebileceklerini düşünüyorum artık. Sünnetten bu kadar kolay vazgeçilir mi?’’
Sosyal demokratların suyu mu çıktı?
‘KENDİMİ AKP'li hissediyorum’’ diyen A. Müfit Gürtuna'nın İstanbul'dan, bir süre önce de ‘‘CHP'nin öteki partilerden farkı yok’’ diyen Sinan Aygün'ün Ankara'dan CHP adayı olarak gösterilmek istenmesini şaşkınlıkla izliyoruz. Sosyal demokrat yerel yönetimci kadroların suyu mu çıktı? Bu kompleks ne için?
Ayrıca sağdan devşirme isimlere gösterilen hoşgörü ve yakınlık, niçin diğer sosyal demokratlardan esirgeniyor. Solda güçbirliği için samimi çağrılarda bulunan M. Karayalçın, İ. Cem, M. Soysal, Y. Güngör Özden ve başkaları CHP yöneticileri için hiç mi bir anlam ifade etmiyor?
‘Baş sallamakla kavuk eskimezmiş’ derler. Kavuklarını eskitmemek için liderlerini yanıltmak isteyenler yerine bizim sesimize kulak verilsin.
Sayın Baykal'a ve Sayın Ecevit'e sesleniyor ve yakarıyorum; üzülmek ve tükenmek istemiyorlarsa güç birliğinden kaçmasınlar...
Oylarımız solda güç birliği yapanlardan yana olacaktır.
Özgür ARIK-ADAPAZARI
O üniformayı giydiği için şehit düştü
KARDEŞİM ilk kez 17 yaşında o üniformayı giydi. Ailece gurur duyduk. Annem kardeşimi hep ‘mavi gözlü paşam’ diye sevdi. Ama o paşa değildi. 29 yaşına geldiğinde artık astsubay kıdemli üstçavuştu. Hiçbir zaman o üniformayı giydiği için pişman olmadı. Vatan için, bayrak için o üniformayı giydiği ve TSK mensubu olduğu için 18.4.1992'de Doğubeyazıt karayolunda PKK'lı caniler tarafından vahşice pusuya düşürülerek şehit edildi.
Bizim vatansever evlatlarımız ve kurtarıcımız Atatürk gibi asker üniformalı idi! AKP'li Hüsrev Kutlu bütün bunları biliyor mu?
Ayhan HAMLI-Şehit Ağabeyi-SAMSUN
Emekli zammı % 15.5’tir
İZMİR'den Avukat Adnan Taşar diyor ki: ‘‘Emeklilere müjde gibi duyurulan yıllık % 21 zam açıklamasıyla bizlerle alay edilmiştir. Çünkü % 21 zam, ocaktan başlayıp aralık sonuna kadar devam etmesi halinde gerçekleşmiş olur. Halbuki emeklilere ilk 6 ayda % 10 zam yapılmıştır. İkinci 6 ayda verilecek % 10 zamla, bu zam yıllık % 21 değil, % 15.5'tir. Kamuoyunun ve emeklilerin bunu iyi bilmesi ve değerlendirmesi gerekir.’’
Biliyor musunuz?
İTÜ Mimarlık Fakültesi öğretim üyesi ve aynı zamanda CHP Bilim Platformu üyesi Prof. Mete Tapan'ın, Beşiktaş Belediye Başkanlığı'na aday olmayı düşündüğünü, CHP Genel Merkezi'ni aradığını, ancak kendisinin hiç aranmadığını... CHP'den Sarıyer adaylığına soyunan Engin Polat'ın, 22 gönüllü ile kendisini tanıtma kampanyasına başladığını... Kadıköy Belediye Başkanı Selami Öztürk'ün, ‘‘Sayın Gürtuna ile doku uyuşmazlığımız vardır. O bakımdan o doku bize tutmaz, bizim dokumuz onlara tutmaz’’ dediğini... ANAP'lı Adalar Belediye Başkanı Coşkun Özden'e CHP'nin adaylık önerdiğini, ancak kabul etmediğini...
Biliyor musunuz?
Mesaj panosu
ETİMESGUT'un Piyalepaşa Mahallesi'ne bir hurdacı mesken kurdu. 'İstemeyiz' diye belediyeye, zabıtaya başvurduk, ‘‘Adamın ekmeğiyle oynamayın’’ dendi. Fısıltı gazetesi de, hurdacının zabıta müdürünün arkadaşı olduğunu söylüyor. Mahalle arasında ve okula 50 metre uzaklıkta hurdacı olur mu?
Y.F.-ANKARA
AKP'nin düzenlediği iki günlük 'Uluslararası Muhafazarlık ve Demokrasi Sempozyumu' bugün 10.00'da Cevahir Otel'de Başbakan Erdoğan'ın açış konuşması ile başlıyor.
ESENYURT'un ilk seramik sanatçısı Melahat Acar'ın ilk sergisi İlayda Sanat Galerisi'nde bugün 15.00'te açılıyor; Hüsrev Gere Caddesi, 29, Teşvikiye (212-227 92 92)
Günün sözü
‘‘Bir milletin büyüklüğü, nüfusunun çokluğu ile değil, akıllı ve fazilet sahibi adamların sayısı ile belli olur’’
(Victor Hugo)
Yazının Devamını Oku 9 Ocak 2004
<b>PASOK'</B>a, geçmişi ve programı ile <B>Yunanistan'</B>ın <B>CHP'</B>sidir denebilir. Sosyal demokrat bir partidir. <B>Yunanistan'</B>ın demokratikleşmesi ve sola açılmasında en önemli pay bu partiye aittir. Son 10 yıldır Avrupa'da gücünü geliştiren ve Yunan halkının fert başına milli gelirini on bin dolar düzeyine çıkaran bu partinin, sol bir parti olarak Yunanistan'da gelir dağılımının düzelmesinde başarılı olduğunu belirtmek gerekir.
Sosyolojik açıdan farkına rağmen, sorunları sanal olarak yok sayılsa, son 10 yılda CHP'de aynı PASOK'un elde ettiği siyasal ve ekonomik başarıları elde edebilirdi denebilir.
Yunanistan'da yapılacak seçimler öncesi yapılan anketlerde, PASOK şimdiki Genel Başkan Simitis ile seçime girerse kaybedecek gözüküyor. İşte, Yunanlı Simitis'in Baykal'dan farkı burada ortaya çıkıyor.
Kendi olamıyorsa, başarılı olacak Papandreu'yu Simitis eliyle PASOK'a genel başkan yapıyor.
(Bu arada Çevikçe, 10.5.2002'de Baykal'a gönderdiği, 3 Kasım seçimlerine Derviş'le gidilmesini öneriyor ve ‘‘Böyle büyük bir özveri ve başarı, ülkemiz geleceğinde özel bir tarih olacaktır. Bunu sağlamak için her türlü özveride bulunmanızın sizi çok daha büyüteceğine, sizi sevdiğim ve saydığım kadar inanıyorum’’ dediği mektubu açıklıyor.)
Simitis'in yerine Yorgo Papandreu gelecek ve martta yapılacak genel seçimlere PASOK yeni genel başkanı ile girecek. CHP seçimlerde başarılı olamasa da, yerel seçimin özelliğinden dolayı %19.5 geçebilir. Genel Başkan partiyi %8.5'tan aldı, 2002 seçimlerinde %19.5'e getirdi. Baykal bu sonucu çok başarılı saymıştı! 2004 seçimlerinde de %20'nin üzerine çıkarsa kendisini başarılı sayacağı anlaşılıyor! Gözüken o ki, 2007 genel seçimlerine CHP Baykal'ın genel başkanlığında girecek.
Bir CHP'li olarak Türkiye'den PASOK'un istifa eden Genel Başkanı Simitis'e saygılarımı, yeni Genel Başkanı Papandreu'ya başarı dileklerimi sunuyorum.
Erol ÇEVİKÇE
CHP eski milletvekili- ANKARA
Taviz vere vere
‘‘TAVİZ öyle bir şeydir ki, verirseniz yutar, doymaz, daha fazlasını ister.’’
İsmet İnönü'nün bu sözü İzmir Kent Kültürü Dergisi'nin Mart 2003 sayısında, Sayın Necip Mirkelamoğlu ile yapılan söyleşide geçiyor.
CHP'nin eski ve yeni genel başkanları arasındaki farkı görüyor musunuz?
Sayın Gürtuna'nın eşinin türbanı, Sayın Baykal'ı rahatsız etmiyormuş ya... Taviz vere vere, CHP'nin vereceği hiçbir şey kalmayacak yakında. Ne gam!
Tunca AYKUT-İSTANBUL
Sünnet-i seniye
AKP İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan aday adaylarından Pendik Belediye Başkanı Erol Kaya'ya soruyoruz:
‘‘Sakalınızı kestirdiniz. İslami inançlara göre sakal 'sunnet-i seniye'dir. Sakal bırakıldıktan sonra okutulur. Yani sakal niyetle bırakılır, kesilmez, farzdır, deniliyor.’’
Kaya'nın yanıtı kısaca şöyle:
‘‘Evet ben sakalımı kestim. Sakal bırakmam kişisel tercihimdi, kesmem de kişisel bir tercih...’’
Son noktayı sorduğumuz gazetemizin yazarı Murat Bardakçı yanıtlıyor:
‘‘Sakal bırakmak, devrin modasına göre değişen bir davranıştır. Dinle alakası yoktur.’’
Yılmaz’dan açıklama
ANKARA Emniyet Müdürü Ercüment Yılmaz, dün ‘‘Semtimizin %60'ını hırsızlar soydu’’ başlıklı okur şikayetine itiraz etti.
‘‘Çankaya, Sancak Mahallesi'ndeki 249. Sokak'ta bloklar dahil toplam 800 daire vardır. 2003 yılında 2 işyerinde hırsızlığa teşebbüs, bir işyerinde hırsızlık, 4 evde hırsızlık, bir otoda hırsızlık, bir otoda da plaka hırsızlığı olmak üzere 9 adet olay polise intikal etmiştir. Bu evlere giren üç sanık yakalanmış, tutuklanmış. Yine bir evle ilgili iki fail yakalanmış, tutuklanmıştır. Aydınlanmayan iki hırsızlık olayı kalmıştır. Bu oran %60 değil; binde 20 oranındadır. Dileğimiz hiç hırsızlık olmamasıdır. Mahalle halkı polisimize büyük haksızlık yapmıştır.’’
ASKİ faturası
TAM da İsrail'in Türkiye'den alacağı Manavgat suyu ile ilgili anlaşma onaylandığı gün Ankara'dan Niyazi Eroz'un şirketlerine ASKİ'nin su faturası gelmiş. Soruyor:
‘‘Tüketilen miktar 4 m3, su bedeli 10.531 milyon, atıksu 5.265 milyon, KDV vs. derken toplam bedel 19.036 milyon TL. Metrekübü 4.759; yani 3.5 dolar. Acaba diyorum vatandaşa suyun m3'ünü 3.5 dolara satan belediyemizden sonra hükümetimiz İsrail'e kaça satacak. Bunu bilmek hakkımız değil mi?’’
Şengör’e teşekkür
PROF. Celal Şengör'ün dünkü 'O üniformanın anlamı' başlıklı yazısına teşekkürler:
‘‘Şengör'ün yazısı beni çok etkiledi. Tesadüfen bir yerlere gelen, her ağzına geleni söyleme hakkının kendisinde olduğunu sanan ve maalesef büyük bir dinleyici ve destekleyici kitle bulabilen bu kişilere dur diyebilecek suskun çoğunluğun harekete geçmemesi oldukça üzücü ve düşündürücü. Umarım bu yazı Türk milletini uyandırır ve hassas konulara duyarlı olmamıza öncülük eder.’’ (Hikmet TAHMAZ- E. Tuğgeneral) ‘‘Ben de gurur verici şekilde giydiğim tank asteğmen üniforması altındayken aynı şeyleri hissettim.’’ (Selçuk KEREMOĞLU-Şarm El Şeyh-MISIR), ‘‘Hocamızın yazısına tamamen katılır; Atatürk'ün Meclisteki üniformalı resminden rahatsızlık duyan AKP milletvekilini şiddetle protesto ederiz.’’(Yalçın Serdengeçti)
Gıpta duyduk
LAİK olmayan ve demokrasisi güdük bir Arap ülkesinin Cumhurbaşkanının eşini, laik Türkiye Cumhuriyeti (!) ziyaretlerinde gayet modern şekilde gıpta ile seyrettik. Protokele giremeyen Başbakan ve Dışişleri Bakanları'nın eşlerini düşündükçe üzüntümüzden kahrolduk. Hiç olmazsa Ortodoks Musevi kadınlar gibi 'Peruka' kullanabilirler, 80 yıllık Cumhuriyetimiz de bu hallere düşmezdi.
Sermet SAN
Biliyor musunuz?
AKP'nin, Kadıköy'e Ajans Press'in Yönetim Kurulu Başkanı M. Ali Özcan'ın Kadıköy'den; CHP'den Av. Özcan Pehlivanoğlu'nun, ‘‘Cumhuriyet'in değerlerimizi fanus içinde korumalıyız’’ sloganıyla Eyüp'ten aday olduğunu... Ecevit tarafından DSP İzmir'den Büyükşehir Belediye Başkan adayı gösterilen Yüksel Çakmur'un geçmişte Bülent Ecevit'e ağır eleştiriler yönelttiğini...
İSTANBUL Büyükşehir Belediye Başkanlığı'na aday adayı olup olmayacağı bugün belli olacak olan MÜSİAD Başkanı Ali Bayramoğlu'nun da geçen yıl sakalını kestiğini... AKP'nin, KADIKÖY'e Ajans Pres'in Yönetim Kurulu Başkanı M. Ali Özcan'ın Kadıköy'den; CHP'den Av. Özcan Pehlivanoğlu'nun, ‘‘Cumhuriyet'in değerlerimizi fanus içinde korumalıyız’’ sloganıyla Eyüp'ten; ÇGD Ege Şube Başkanı, gazeteci Macit Sefiloğlu'nun İzmir Balçova'dan aday adayı olduklarını... Ecevit tarafından DSP İzmir'den Büyükşehir Belediye Başkan adayı gösterilen Yüksel Çakmur'un geçmişte Bülent Ecevit'e ağır eleştiriler yönelttiğini...
Biliyor musunuz?
KİTAP TOPLATMA
‘‘AB uyum yasaları ile kanunlarda yapılan değişiklikler ve iyileştirmeler pratikte neden uygulanmıyor.’’
(Türkiye Yayıncılar Birliği Başkanı Çetin Tüzüner)
Mesaj Panosu
ÖZÜRLÜ bir çocuk annesi, çaresizliğini şöyle yazıyor: Yeşil kartı ve devletten raporu olan oğluma, Beşiktaş Sosyal Yardımlaşma Vakfı, her ay maaş ve ilaç sağlıyordu. Ama bu kez ‘‘Vakfın parası bitti, ne maaş ve ne de ilaç verebiliyoruz’’ dendi. Çocuğum bu ilaçları kullanmadığında saldırganlaşıyor. Ama benim bu ilaçları alacak maddi olanağım yok. Ne yapabilirim?''
PROF. Celal Şengör'ün 'O üniformanın anlamı' başlıklı yazısını okudum. Benim de yıllarca aynı şeyleri hissettiğimi belirtmek isterim. Hayatımdaki en gurur verici şeylerden birisi, o giydiğim tank asteğmen üniformasıdır. Meclis'in AKP'li Hüsrev Kutlu gibi vekillerden bir an önce kurtulması dileklerimle.
SELÇUK Keremoğlu-Şarm el Şeyh-MISIR
Yazının Devamını Oku 8 Ocak 2004
<b>SAYIN </B>AKP Milletvekili <B>F. Hüsrev Kutlu'</B>nun <B>Atatürk'</B>ün mareşal üniformalı resmi hakkındaki sözlerini yalnız derin bir üzüntü ile değil, itiraf etmek zorundayım ki, engel olamadığım bir öfke ve tiksinti hissi ile okudum. Kendi mesleğinde pek çok ulusal ve uluslararası onura layık görülmüş bir kişiyim. Bunlar arasında, ülkemden bir kişiye ilk kez verilen, uygar toplumların verdiği çok önemli uluslararası onurlar da var. Ancak bunların hiçbiri, bana Türk Silahlı Kuvvetleri mensubuyken giydiğim üniforma kadar onur ve kıvanç vermemiştir.
O üniforma, ulusumu, barbar katiller elinde son nefesini vermek üzereyken kurtaran kahraman insanların giydiği üniformadır.
O üniforma, yüzlerce yıl ihmal edilerek taş devri düzeyine sürüklenmiş bahtsız vatandaşlarıma uygarlık yolunu açan bilge insanların giydiği üniformadır.
O üniforma, 'hasta' diye damgalanan milletimi dünyanın en saygın milletleri arasına yücelterek dünyanın gözünde örnek bir toplum yapan yüce insanların giydiği üniformadır.
O üniforma, bizlerin rahat, refah ve emniyeti için kendi yaşamlarını senet yapan fedakár insanların giydiği üniformadır.
O üniforma, yalnız ülkemizde değil, tüm çevremizde uygarlık ve aklın bekçiliğini yapan aydın insanların giydiği üniformadır.
O üniforma bizler için yaşamlarını hiçe sayan aziz şehitlerimizin ve gazilerimizin kanıyla boyanmış kutsal bir sancaktır.
ÖZÜR DİLEMELİ
Türk askeri, halkının içinden çıkan, yalnız halkının savunmasını değil, halkının insanca yaşaması için gerekli olan uygarlık ortamını ve o ortamı yaratan hür düşünce ve tartışma hakkını korumayı görev edinmiş bir kişidir. Onun giydiği üniforma, bütün dünyada alışılagelen bir 'askerliğin' çok ötesinde, ulusça var oluşumuzun, Atatürk ilke ve devrimlerinde ifadesini bulan uygar yaşam ve dünyada uygarlığa katkı taahhüdümüzün bir ifadesidir.
TBMM, Türk Silahlı Kuvvetleri üniforması giyen kişilerce yaratılmış ve yaratıldığı günden itibaren de her türlü saldırı ve sapkınlığa karşı korunmuştur. Milletimizi temsil eden o yüce çatı altında milletimizi adeta baştan yaratmış olan büyük evladı Atatürk'ün sırtındaki Türk Silahlı Kuvvetleri üniformasından rahatsızlık duyan kafa yapısını anlamak her ne kadar mümkün değilse de, bu anlaşılmaz hissiyatı dile getiren kişinin tüm milletimizden açıkça özür dilemedikçe o çatı altında barınmasına hiçbir şart altında göz yumulmasının mümkün olmayacağı ümidini taşımaktayım.
Prof. Dr. Celal ŞENGÖR-İTÜ öğretim üyesi ve Türkiye Bilimler
Akademisi üyesi
Semtimizin % 60'ını hırsızlar soydu
ANKARA, Çankaya'daki Sancak Mahallesi, 249. Sokak sakinleri gönderdikleri faksta hırsızlardan illallah dediklerini söylüyorlar:
‘‘Çaresizlikten size başvurmak zorunda kaldık. Sokağımız yaklaşık 2.5 yıldır hırsızların tehdidi altında. Bu zaman zarfında evlerimizin hemen hemen % 60'ı soyuldu. O kadar çaresiz durumdayız ki, yarım saatliğine bile evlerimizden ayrılamıyoruz. Çünkü mahallemiz hırsızların 'gözetimi' altında. Güvenliğimiz yok. Başkentte böyle bir yaşam olur mu? Devlet kademesinde önemli görevlerde bulunanların dahi evleri soyuldu. Yıldızevler Polis Karakolu hırsızları bir türlü yakalayamıyor. Ankara Emniyet Müdürlüğü'nü göreve davet ediyoruz. Artık evimizde rahat uyumak, arabamızın teyplerini yerinde görmek istiyoruz.’’
Batman TPAO'ya işçi darbesi
BATMAN'daki TPAO'da yıllardan beri bizler geçici olarak 'asli' görevlerde çalıştırıldık. Bizlere 'çağdaş köle' muamelesi uygulandı. Şimdi de atıldık. Kibarca kapı dışarı edildik. Açlık ve sefalete doğru sürükleniyoruz. Ne yazık ki, Çağla Şikel, M.Ali Erbil ya da 'Popstar' kadar haber olamıyoruz.
Sayın Başbakan'a soruyoruz; hani artık kimse işinden olmayacaktı, hani 2004 işsizliği önleme yılı olacaktı? Kış ortasında 650 kişiyi ailesi ile birlikte perişan etmeye hiç kimsenin hakkı yoktur.
TPAO'da çalışan 650 işçi adına F.
Karayalçın’ın önerisi ne durumda
SHP Genel Başkanı Murat Karayalçın'ın, sol partilere önerdiği 'işbirliği' veya 'güçbirliği' hangi noktada bulunuyor.
Karayalçın anlatıyor:
‘‘CHP ve DSP ile ittifak olanağı olmayınca biz tek başımıza seçime girme kararı aldık. Bu arada, CHP, DSP ve TKP dışında 8 sol partiyi; CDP (Y.G. Özden), BCP (M. Soysal), DEHAP (T.Bakırhan), ÖDP (Prof. H. Kozanoğlu), SDP (A.Birdal), EMEP (L.Tüzel), İP (D.Perinçek) ve YTP (İ.Cem) genel başkanlarını ziyaret ettim. Onlara iki seçenek sundum: 1- Seçime girmeyin, bizim listelerimizden aday gösterin (işbirliği), 2- Seçime girecekseniz karşılıklı olarak alan boşaltalım. Örneğin bir yerde siz girin, geri kalanlar sizi desteklesin gibi (güçbirliği)... Bu konuda bir ilke mutabakat ortaya çıktı. Sayın Cem, 'Biz yalnızca sizi mutahatap alırız, karşılıklı olarak alan terk edebiliriz' dedi. Öteki partiler de bu değerlendirmeyi sürdürüyorlar.’’
Peki belediyeler dışında il genel meclislerinde ne olacak?
- İl genel meclisi seçimleri için SHP çatısını herkesin içinde yer alması gereken bir çatı olarak görüyoruz. Belediyelerde ise farklı listeler, isimler, partiler olabilir; alan boşaltma yoluyla...
Son durum..
- Bugün (dün) itibarıyla söylüyorum; niyet mutabakatının ardından da üç mutabakat daha elde etmek için çalışıyoruz: 1- Alan mutabakatı, 2- Aday mutabakatı ve 3- Program mutabakatı... Bu hafta itibarıyla bunu sonuçlandırmaya çalışıyoruz. Bunu kaç parti ile sonuçlandırırsak; bu durumda CHP ve DSP'ye son bir çağrı daha yapacağız; bu yöntemlerden birinin içinde yer almaları için...
Böyle bir öneriden umutlu musunuz?
- Umarım... Katılırlarsa Türkiye siyasal tarihinde 11 partili sol bir ittifak olur. Eğer olmazsa kaç parti olursa olsun, 28 Mart için yola çıkıyoruz. Şu anda içinde bulunduğumuz durum bu.
Biliyor musunuz?
KUMBURGAZ beldesinde CHP'den Dr. Hüseyin Çorbacıoğlu'nun aday olacağını... Mimar Sinan beldesinin üç dönemdir belediye başkanlığını yapan Nail Öztürk'ün karşısına CHP'den ekonomist Ali Ulvi Gökbulak'ın çıkacağını... AKP Büyükşehir Çevre Koruma Daire Başkanı Faruk Anılsın'ın, Spor AŞ Genel Müdürü Ayhan Bölükbaşı'nın, Küçükçekmece Kaymakamlığı Yardım Sandığı Başkanı Yurdael Özen'in AKP Küçükçekmece adaylıklarına talip olduklarını... Büyükşehir Belediyesi Projeler Daire Başkanı Nihat Macit'in AKP Kağıthane adaylığına başvurduğunu... AKP Tepecik Belediye Başkan adayı şehir plancısı Mustafa Erken'in internette bir site açtığını... Şişli'de Tamer Yiğit'in AKP'den adaylığı kabul etmediğini... DSP Genel Başkanı Bülent Ecevit'in bugün başta İzmir, Eskişehir ve Bursa olmak üzere netleşen belediye başkan adaylarını açıklayacağını...
Biliyor musunuz?
Mesaj panosu
1996'da gözaltında iken öldürülülen gazeteci Metin Göktepe ölümünün 8. yılında bugün Esenler'deki mezarı başında 11.00'de anılıyor.
Yazının Devamını Oku 7 Ocak 2004
<B>AKP </B>İstanbul İl Başkanı Dr. <B>Mehmet Müezzinoğlu</B>, AKP'nin yerel seçimlere nasıl hazırlandığını anlatıyor: ‘‘Bugüne kadar Veysel Eroğlu (İSKİ/DSİ), Erol Kaya (Pendik), İdris Güllüce (Tuzla), Kadir Topbaş (Beyoğlu) ve daha bazı isimler Büyükşehir Belediye Başkanlığı için başvurdular. Cuma gününe kadar daha başka başvurular da olabilir.’’
İl yönetiminden ayrılan var mı?
- 50 kişilik yönetimden 16; yedeklerden de 16 olmak üzere 32 arkadaşımız, ilçe ve belde belediye başkanları ile il ve belediye meclis adaylıkları için istifa ettiler. Yani %30 sınırını geçmedi.
Adaylık için başvuranlar arasında GOP ve Avcılar eski Emniyet Müdürü İbrahim Bıçakcı da bulunuyor. Aday adaylarının şansı konusunda bir şey söylemek istemiyor. Ali Müfit Gürtuna'nın isminden hiç söz etmiyor.
Müezzinoğlu'nun, il örgütünden kendisinin aday olması için Başbakan Erdoğan'a bir öneri giderse Büyükşehir adaylığı söz konusu olabilir mi?
BİZDE PADİŞAHLIK YOK
Açık bir ifadede bulunmuyor sadece; ‘‘Başbakanımız her aday olmak isteyene hayırlısı olsun, der’’ diyor.
Devlet Bakanı M. Ali Şahin'in adaylığı...
- Böyle bir pozisyon bana gelmedi.
Bize ‘‘Siz liderler padişah gibi, diye yazıyorsunuz ama bizde bu yok’’ dedikten sonra şunları söylüyor.
‘‘Ben genel başkanlıkta o duyguyu hiç hissetmedim.’’
Müezzinoğlu adaylık süreci ile ilgili olarak şunları söylüyor:
‘‘Aday süreci şudur bizde. Cuma gününe kadar aday adayları başvurularını yapacaklar. Ciddi bir düzeyde aday sayısı artacak. Bu çok anlamlıdır. 17, 18 Ocak'ta teşkilatların görüşlerini (teşkilat temayül yoklaması) alacağız. 32 ilçede bu sayı yaklaşık 30 bin üyemizle olacaktır. Daha sonra Ak Platform anketlerinden çıkan isimler elenerek 3'e indirilecektir. Aynı şekilde Büyükşehir adayları da üçe indirilecektir. Bunlar ilçe ve il teşkilatlarının değerlendirmesiyle 25 Ocak'a kadar genel merkeze gönderilecektir. Bu arada adaylar hakkında kamuoyu araştırması da yapılacaktır.
ÖNCE BELDELER
Adaylar ne zaman belli olur?
- İlk önce beldeler (ocak sonu), daha sonra bazı ilçeler ve il adayları açıklanacaktır. Kamuoyu 1 Şubat'ta başlayacak bayramdan önce bu isimleri öğrenecektir. Büyükşehir adayları ise 24 Şubat'a kadar uzayabilir. Söyleyin, bu kadar örgüt elemesinden geçecek adaylar için lider sultası denilebilir mi? Biz pazartesi günü Siyaset Akademisi'nden Cevahirler'in, Ekşiler'in partiye katılımını yaptık. O gün başbakanımla saat 11.00'den 20.30'a kadar bu toplantılara katıldık; sadece arabada sandviç yiyip su içme fırsatını bulabildik; bu mu padişahlık? 30 bin teşkilat mensubuna aday adayını sorabilecek başka bir yapı var mı?
Sakallar kesiliyor
CHP Beyoğlu Belediye Başkan adaylığı için Özel Okmeydanı Hastanesi sahibi Dr. Ercan Kesal'ın gerekli başvuruyu yaptığını... Konya Ticaret Odası Başkanı Hüseyin Üzülmez'in, AKP'den aday adayı olmaya karar verdikten sonra sakallını kestiğini... Çatalca Belediye Başkanı İsmail İp'in partisinden yeniden aday olacağını... Küçükçekmece'de ‘‘solun kalesini yıkacağı’’ iddiasıyla yola çıkan Bakkallar Federasyonu Yönetim Kurulu üyesi Süleyman Nazlı'nın AKP'ye adaylık için başvuruda bulunacağını...
Biliyor musunuz?
CHP’de delege ne seçer ne seçmez
GAZETELERE ‘‘CHP, belediye başkan adaylarını önseçimle belirlemelidir’’ diye ilan veren CHP eski İl Başkanı ve PM üyesi İnşaat Y. Mühendisi Ali Özcan'ın bu tutumu, partiçi demokrasimizin ne hale geldiğinin vahim bir göstergesi değil mi?
CHP'li eski bir milletvekili, ‘‘AB bizi nasıl işkence olaylarında sorguluyorlarsa, yarın da partiler için zorlayacak, adaylarını tayin usulü ile belirleme diyecek’’ diyor.
NATO'nun kendisine başkan seçtiği Hikmet Çetin geçmişte veto yemişti. Altan Öymen başta olmak üzere birçok partili, oyunlarla delege seçtirilmemişti. Ama bu ‘naylon’ delegeler Kurultay'da genel başkan seçtiler. Şimdi genel başkana oy veren delegelere güvenilmiyor ve adaylar merkez yoklamasıyla belirleniyor. Sosyal demokrat bir partiye yakışıyor mu?’’
DP; ANAP ve DYP’ye kızgın
‘BUGÜN, 1992'de açılan CHP varsa DP'nin de olması lazım.’
Bunları söyleyen, 58 yaşındaki, Demokrat Parti'nin Genel Başkanı İsmet Hacısalihoğlu...
Sağdaki adresin DP olduğunu bildirerek şöyle konuşuyor:
‘‘Bakın bu parti Aydın Menderes'le, Korkut Özal'la ve sonunda da Melih Gökçek'le olmadı. Büyüklük vehmeden ANAP ve DYP'nin halleri de ortada. İkisi de biz DP'nin devamıyız diyorlar. Gelin her türlü fedakárlığı yapacağız diyoruz. Ancak liderlerinin inadı yüzünden ayrılığı sürdürüyorlar. Bir yılı aşkındır, kendilerini dev aynasında gören bu iki partiye (ANAP, DYP) yaptığımız çağrılara olumlu cevap alamamamız üzerine Mart 2004 seçimlerine tek başına giriyoruz. Bugünden aziz milletimize neticeyi ilan ediyoruz ki, bu iki parti %5'lerin de aşağısına inecektir.’’
Mikrop saçıyor
ANKARA'da Hoşdere Caddesi'nde oturuyorum ve inşaat yüksek mühendisiyim. Hoşdere kanalizasyonu beton boru çapı yeterli olmadığı için devamlı tıkanmakta ve rögarlardaki su yükselerek bodrumları basmaktadır. Bu durum kat sakinlerine zarar verdiği gibi bodrumları basan pis sular yollara basıldığından mikrop saçmaktadır. Üç seneden beri Büyükşehir'e yazıyorum. Önce 2002'de yapılacağını yazdılar. Sonra da yatırım programında olmadığını bildirdiler. Hiç de gerek olmadığı halde tretuvarların yenilenmesi yatırım programına alınırken elzem olan kanalizasyonun yatırım programına alınmamasını anlamak mümkün değil. Ankara Büyükşehir Belediyesi kanalizasyon ekibi gelip kanalizasyonu açıyor ama bu köklü bir çözüm değil. Hoşdere Caddesi'nin kanalizasyon beton borusunun bir an önce büyük boru ile değiştirilmesi gereklidir.
Adil öZÇIRPICI- İnşaat Y. Mühendisi-ÇANKAYA
MESAJ PANOSU
PROFİLO Kültür Merkezi'nde bugün Medialand Halkla İlişkiler'in düzenlediği zirvede, gün boyu yerel seçimlerle ilgili konuşmalar var. Aytaç Durak'ın yöneteceği forumda 'Başarının Sırrı'nı; Y.Aktuna, S.Tantan, Prof. Y.Büyükerşen, C.Doğan, A.Priştine, E.Bilenser, M.Sarıgül ve S.Öztürk konuşacaklar. Savaş Ay'ın yönetimindeki 2. bölümde de 'adaylar'; M.Türker, Y.Namoğlu, S.Özsoy, F.Terzioğlu, V.Bayram, S.Değirmenci, İ.Çayıroğlu, H.Bürge, S.Birinci ve M.Kaban projelerini tanıtacaklar. (0212-275 42 34)
GÜMÜŞPALA Mahallesi Yeniyuvam Sokak’taki Borusan İlköğretim Okulu'nun yanındaki Devlet Hastanesi inşaatı uzun süredir boş. Bu yerde bağımlılar yaşıyor, fuhuş yapılıyor ve adam öldürülüyor. Yavrularımızdan endişe ediyoruz. Polisten acil önlem istiyoruz.
Gülşen YURDAER Koruma Derneği Başkanı
Yazının Devamını Oku