29 Şubat 2004
<B>İSTANBUL'</B>dan bir 'Diyanetçi' okurumuz şunları yazıyor: Diyanet İşleri Başkanlığı'nda eski başkan <B>Mehmet Nuri Yılmaz'</B>ın ekibine ve hemşerilerine karşı yürütülen <B>‘‘linç’’ </B>kampanyası bütün şiddetiyle devam ediyor.Diyanet'in yeni başkanı Prof. Ali Bardakoğlu göreve başladıktan sonra Nuri Yılmaz'ın atadığı başkan yardımcıları ile bütün daire başkanlarını görevden alarak yerlerine ‘‘milli görüş’’ kökeninden ve anlayışından gelen kişileri getirdi. Bu arada, daha önce çeşitli nedenlerle soruşturma geçirerek görevlerine son verilen bazı din görevlilerini ise yeniden göreve döndürdü.
Bu arada, Bakırköy Müftüsü Zakir Uzun, eski başkanın görevden alıp vaizliğe atadığı, ancak daha sonra göreve döndürülen Vasfi Yüce isimli müfettiş tarafından yapılan maksatlı soruşturma sonucu kış kıyamette Çorlu'ya gönderildi. Müftü kıyıma uğratılırken, yolsuzluk iddiaları ile görevine son verilen Bakırköy Çarşı Camii İmamı Rasim Şekercioğlu, Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin'in okul arkadaşı olduğu için tekrar göreve çağrıldı ve bununla da yetinilmeyerek murakıplığa terfi ettirildi. Sultanahmet Camii İmamı Osman Nuri Bedir de, eski bakanın hemşerisi olması nedeniyle faks emriyle bu görevden alınarak Çatalca'nın İzzettin Köyü imamlığına atandı. Hakkında bölücülük iddiası bulunan bir başka imam da, Emrullah Hatiboğlu isimli imam gibi taltif edilenler arasında yer aldı.
Görevi, din konusunda toplumu aydınlatmak olan kurumda kin ve nefrete dayalı operasyonlur bütün şiddetiyle hüküm sürerken, din hizmetlerinde herhangi bir ilerleme kaydedilmemesi dikkat çekiyor.
İlahiyatçılar gözde
HÜKÜMETİN öğretmen atamaları, benim gibi atama bekleyen binlerce öğretmen adayı için mutlu bir haber... Ancak atamalarda eşitlik ilkesine uyulmadığı kanaatindeyim. Önceki atamalarda ve bu atamalarda gereğinden fazla ilahiyatçı alınması, tamamen siyasi kadrolaşmadan başka bir şey değil. Bu insanlar da herkes gibi mağdur olmuş olabilir ama kadrolaşma uğruna bizlerin hakları gasp ediliyor. Sayın Bakan, ülkenin bu kadar din kültürü öğretmenine ihtiyacı yokken, diğer branşlardan atama bekleyen insanları da mağdur ederek çok fazla sayıda ilahiyatçı almıştır. Lütfen bizler gibi atama bekleyen diğer branşları da düşünün, haksızlık yapmayın.
Özlem RODOPLU-EDİRNE
Hain olur muyum
GLASGOW'dan (İskoçya) merhaba... Bugün Glasgow City Council-Development& Regeneration Bureau'daydım. Glasgow kentinde şu ana kadar 1970'ten beri 38 kilise satılmış. İskoçya'da kilise bağımsız bir konsey tarafından yönetiliyor ve şu anda bu eski kiliselerde bar, kafe, diskotek, büro gibi işyerleri var.
Bizde sayılarının 70 bin olduğu söylenen ve hazineden masrafları karşılanan ve belki de içinde insan olmayan, amacına uygun olarak çalışamayan, yani kısaca iş görmeyen camilerin, okul, büro ve hastanelerin kütüphane olmasını istemek, çok mu ateist damgası yemeye uygun? İskoçlar paralarının kıymetini bilince ateist mi ya da hain filan mı olmuşlardır; hele de kiliseleri satanlar, papazlar olunca...
Metin ÖZÇİÇEK-GLASGOW
Durmuş’a uyarı
YÖK'ün ‘‘Unvanların Korunması’’ başlıklı 29. maddesinde, prof., doç. veya yard. doç. unvanlarını kazananların her unvan dönemi içinde yüksek öğretim kurumlarında fiilen iki yıl görev yapmadıkları takdirde yükseköğretim dışındaki kurumlarda çalıştıklarında bu unvanı kullanamayacağına hükmeder.
Peki, eski Sağlık Bakanı Osman Durmuş, Nisan-Ekim 2003 tarihleri arasında Ankara Gazi Üniversitesi'nde prof. olarak görev yapmış; ekim 2003'te istifa etmiştir. Ancak yasaya aykırı olarak bayram tebriklerinde Prof. unvanını kullanarak suç işlemiyor mu?
Tanımadığım adaylara oy veremem
OY kullanmayacağım. Çünkü benim seçmediğim, genel merkez yöneticilerinin belirlediği tanımadığım adaylara oy vermek istemiyorum. Seçmediğim başkan, bana hizmet veremez.
Habibe Y.
İSKENDERUN
CHP, MKYK'nın çiftliği mi? Bu partiye gönül veren insanlar neden partiden soğutuluyor? Baykal, bu seçimde AKP'ye ve sağ partilere mi çalışıyor? İki dönemdir (Taşdelen ve Ateş) Ankara'da yapılan yanlışların CHP'ye çok ağır maliyeti olacak. Bazı adayların kimliklerinden ürkmemek elde değil.
İmzası saklı
İSTANBUL
CHP'nin önseçim yapmaması nelere mal oldu, görüyoruz. Atama mantığını kabul edip sonra da atanmadıkları için kıyamet koparan aday adaylarının mantığını kınıyorum.
Yunus ÖZTEPE İSTANBUL
ANADOLU Hareketi Yürütme Kurulu üyeleri Cemal Özdemir (İstanbul), Sevgi Akmen (Eskişehir) ve Ahmet Kaya'dan (Ağrı) açıklama: Lidere ve yönetime kızarak CHP'yi cezalandırmak doğru değildir. Aksi Türkiye'yi karanlığa mahkûm etmek olacaktır. Çünkü Türkiye'nin CHP'ye ihtiyacı vardır.'' 0532-215 86 49
Söz vermek
CHP Bahçeşehir adayı Mehmet Polat yazıyor:
Adaylığım üzerine koparılan anlamsız bir tepki gösteriliyor. Aday adayları arasında 'kazanan adayın arkasında birlikte çalışacağız' sözünü verdik. Adaylığa atanınca, diğer arkadaşlarımla, belediye meclisi listesi için görüş ve önerilerini aldım. Mehmet Kaban ve Cem Yazacı 3'er, Abdülbeki İnsel 1, Nurcan Şanlı da 4 kişiyi önerdi. Mürteza Işık da, kendisini önermiştir. 'Bahçeşehir'de yangın' yazısındaki bilgiler, sözünü tutmayanların iddialarıdır. Listeden çekilen adaylar yerine yenileri gösterilmiştir. CHP'ye zarar veren bu arkadaşlar, 1999'da da aynı senaryoyu oynayarak başkanlığı ANAP'a kaptırmışlardır. 28 Martta zafer bizim olacaktır.
Biliyor musunuz
KÜÇÜKÇEKMECE'de, SHP adayı Naci Ekşi'nin bir sinema salonunda adaylığını açıklarken, ilçe merkezinde toplananların 'Ekşi'nin belediye meclisi adaylarının ANAP ve DYP'lilerden oluştuğunu' protesto ettiklerini; CHP Beykoz Belediye Meclis adaylığına CHP Milletvekili Bayram Meral'in oğlu Mustafa Meral'in aday gösterilmesine tepkiler doğduğunu... Kartal'da CHP İl Genel Meclisi aday listesinin değiştirilmesi üzerine savcılığa suçduyurusunda bulunulduğunu...
Biliyor musunuz?
Mesaj panosu
İP'in düzenlediği ‘‘Dayan Denktaş, Uyan Türkiye’’ yürüyüşü bugün İstanbul, İzmir, Antalya, Muğla, Mersin, Diyarbakır, Kars, Samsun, Zonguldak ve Bursa'dan başlayıp 3 Mart Çarşamba günü Ankara'da sona erecek. Rauf Denktaş'la buluşacak yürüyüşçüler, ATO ve ADD tarafından düzenlenen panele katılacak ve topluluk Anıtkabir'i ziyaret edecek.
GÜNÜN SÖZÜ
‘‘Gören gözün, duyan kulağın hissesi olur.’’
(Atasözü)
Yazının Devamını Oku 28 Şubat 2004
1997 model <B>Opel Astra</B> aracımı muayene süresi bittiğinden muayeneye götürdüm. Temiz kağıdı alıp harçları yatırdıktan sonra iki saat bekleyip aracın muayenesini yaptırdım. Ne mi yapıldı?
Aracın kaputu açıldı ve motor ve şase numaraları (çok lazımmış gibi); farların ve stop lambalarının yanıp yanmadığı (yansın ama göz alsın önemli önemli değil); aracın ruhsatta yazan renge sahip olup olmadığı (çok önemli ya); sigorta ve egzoz evrakları (bu yüzden Türkiye'de sigortasız araç yok) kontrol edildi. Kirli plakanın üzerine muayene pulu yapıştırıldı. (5 dakika sonra düştü.)
Aynı gün vakti geldiğinden bakıma götürdüm. Yağ filtre derken frenlere baktılar; bir de ne görsünler, aracın fren merkezi patlamıştı, hidrolik dip seviyedeydi ve her şey yağ içindeydi.
Örneğin, Almanya'da muayenede kimse şaşe numarasına bakmıyor. Muayene memuru tornavidayı alıp aracın altına giriyor ve ilk olarak fren sistemi borularının paslı ve çürük olup olmadığına bakıyor. Eğer diskleriniz yağ içindeyse sizi çekici ile ilk servise gönderiyor. İkinci olarak aracın taşıyıcı parçalarının yani şasesinin sağlam olup olmadığına bakıyor. Eğer şase tornavida girecek kadar çürük ise aracı trafikten men ediyor. Buna benzer birçok şeye bakıyorlar. Sonuç olarak trafikteki insanların can güvenliğini tehlikeye sokup sokmadığına bakılıyor. Böyle bir kontrol mekanizması olan bir ülkede tabii ki hiçbir zaman fren patlaması diye bir şey olmuyor, kimse de masum insanları öldürmüyor.
Tesadüf eseri aracı bakıma götürmüş olmasam ilk ani frende ben de böyle bir faciaya neden olacaktım.
Bizde niye araç muayenesi yapılır, anlamam. Amaç para toplamaksa çıkarsınlar muayene vergisi diye bir şeyi, her iki yılda bir ödeyelim olsun bitsin.
Yapılardan kontrol mühendisleri sorumlu tutulurken niye aynı sorumluluk trafik muayene memurlarına verilmiyor?
Cahit Yalçın BARAN-İSTANBUL
Trafik yılı!
2004 yılı Başbakanlık tarafından 'Trafik Yılı' ilan edilmiştir (Resmi Gazete, 31.10.2003). Beş yıldır toplanmayan Karayolu Güvenliği Yüksek Kurulu'nun başkanı Başbakan'dır. Yılda iki kez kanunen toplanması gereken kurul 2004'te toplanacak mıdır?
Tevfik KARATAŞ tevfikkaratas@hotmail.com
Bahçeşehir’de yangın var!
BAHÇEŞEHİR'den CHP'nin belediye başkan adayları ve meclis üyelerinden telefon yağdı dün... ‘‘Kendisine saygımız var ama GOP'da politika yapan Mehmet Polat'la burada seçim alamayız’’ dediler.
Belediye Meclisi üyeleri Kaya Aydın (K) Nurcan Şanlı, Erol Karahan, Pınar Şahin, Ahmet Gökşin, İlhan Yalçın, Mürteza Işık, Ali Yazıcı, Şeref Derici, İlhan Erdem, Şenol Öker sırasıyla verilmiş, ancak bunlardan tepki gösteren ilk 4'ü dışındakiler istifa etmiş. Başkan aday adaylarından Mürteza Işık, ‘‘Talebi olmadan meclis üyeliğine ismim nasıl yazılabilir?’’ diye isyan etmiş. İstifa edenlerin yerlerine gösterilen -bazıları Başçeşehir dışında oturan- isimler de istifalarını sunmuş... Bu arada ANAP adayı Kemal Aydın'ın bu tablo karşısında 'seçim bitti' diye göbek atıyormuş... Aday adaylarından Mehmet Kaban, ‘‘Sayın Genel Başkanımızı arayıp; bu tablo ile 3 kasımda aldığımız %43 oyu sağlayamayız. Bu adayın değişmesi lazım. Bana 'Mehmet Sevigen'i ara, bu işi nasıl yaptıysa temizlesin, gitsin adayı istifa ettirsin' dedi. Mehmet Sevigen'e ulaşmak mümkün değil; Bülent Tanla'ya bunları aktardım. Açıkcası biz bir senaryonun içinde olamayız. Bir senaryo var, biz bunun içinde olamayız. Benim adaylık talebim de yoktur; amacımız partimizin başarılı olmasıdır’’ diyor.
SSK’ya mahkûmum
BEN 28.5 yıllık fiili hizmetten sonra 1993 yılında SSK'dan emekli oldum. Çalışma hayatımın son 15 yılı özel sektörde genel müdür olarak geçti. Bu yıllarda aldığım ücret, devlet memuru bir genel müdür yardımcısının veya bir kıdemli albayın maaşının 3-4 katıydı.
Emekli Sandığı emeklileri istedikleri doktora muayene ve istediği özel hastanede yatıp ameliyat olabilir; dilediği eczaneden ilaçlarını alabilirken ben SSK hastanelerine ve ecza depolarına mahkumum.
SSK ve BAĞ-KUR emeklilerine %10 oranında (yıllık bazda %15.5) yapılan zam, bütçe karşılığı olmadığı için sorun oldu. Bu nasıl hazırlanmış bir 2004 yılı bütçesi ki, memur emeklilerine yapılan zammın kaynağı var da, emeklilere 2003 yılı enflasyonunun altında yapılan zammın kaynağı yok. Bütçe hazırlanırken bu emekli zamları ve asgari ücrete yapılacak zam hiç mi düşünülmedi?
Metin ONUK
Hangi yılda alındı
BELEDİYE başkan adayları, Hürriyet'in çağrısı üzerine mal varlıklarını açıklıyorlar. Uzun listeler hiçbir anlam ifade etmiyor.
Acaba bunlar hangi yılda alındı. Bu tarihlerin açıklanması daha anlamlı olur. Bunu bir tek 'mali müşavir' kökenli DSP İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Masum Türker yaptı.
Aslında herkes mal varlıklarının yanında tarihi de bildirse nasıl olur?
Kadınlar için vahim tablo
ARI Hareketi Genel Koordinatörü Kemal Köprülü, kadınların hükümette ve seçimle işbaşına gelen organlarda temsilinin oldukça düşük kaldığını, TBMM'deki 550 milletvekilinden 24'ünün kadın olduğunu belirterek şöyle diyor:
Şu anda Türkiye'deki 3.215 belediye başkanından sadece 17'si, 34.000 belediye meclisi üyesinden ise sadece 559'u kadındır. 28 Mart'ta yapılacak yerel seçimlerde de bu durumun değişmeyeceği görülmektedir. Kadınsız politika ve kadınsız yerel yönetimler çağdaşlaşma ve Avrupalılaşma iddiaları ile ciddi bir çelişki oluşturmaktadır. Türkiye, yüzde 4.4 kadın parlamenter oranı ile 182 ülke arasında 110'ncu sırada yer alıyor. (www.ipu.org) Dünyada ise kadın parlamenter oranı %15.6; AB'ye üye ve aday ülkelerde ise %20.6... Ne yazık ki, Türkiye kadın parlamenterlerin oranı açısından AB ve aday ülkeler arasında son sırada yer alıyor.
Bekliyoruz
DEVLETE yük olmadan kendi olanaklarımla eğitim aldım. Şimdi bu statümle vatana hizmet vermek istiyorum. Sağlık Bakanlığı'ndan 2-3 ay önce devlet hastanelerindeki boş yerler için, sözleşmeli olarak 40 göz doktoru alınacağı ilan edildi; 10 kişi başvurdu. Rusya'dan bilimsel katkıda bulunmak cihaz bile getirdim. Ancak benim gibi bir an önce çalışmak isteyen doktorlar bir yanda, tedavi olmak için kuyrukta bekleyen vatandaşlar bir yanda hep beraber bekliyoruz.
Dr. O. Yılmaz KENDİRCİ ozanyilmaz2004@mynet.com
Süpürge (2)
CHP Beyoğlu Belediyesi başkan adayı Haluk Öztürkatalay yazıyor:
ANAP'tan 10 yıl önce istifa ettim. CHP parlamento dışındayken Deniz Baykal'ın düzenlediği törenle CHP'ye girdim. Çevrem ve yakın arkadaşlarım CHP'lidir; Genel Saymanı Mahmut Yıldız da çok sevdiğim ve saydığım eski arkadaşımdır. 1989 seçimlerinde Başbakan Tayyip Erdoğan'la yarıştık; aradan Sayın Hüseyin Aslan çıktı. Aslan 1994 seçimlerinde, 170 bin seçmenli Beyoğlu'nda tekrar seçime girmiş ve ancak 2000 oy alabilmiştir. İşte asıl süpürge buradadır.
Biliyor musunuz
ANAP İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı, gazeteci Pınar Türenç'in, AKP'den Şişli adayı olan, eski DYP'li Muhsin Divan'ın, zamanında kendisine Tayyip Erdoğan ile ilgili belgeler verdiğini; hatta ailesinin kendisine oy vereceğini söylediğini... Aziz Yeniay'ın aday gösterildiği AKP Küçükçekmece belediye meclis listesinin ilk 25'inden 20'sinin il yönetim kurulu üyesi Ahmet Selamit'in yandaşları olduğunu, geriye kalan 15 adaydan 10'nun da Yeniay ve ilçe başkanının arkadaşları olduğunu... Biliyor musunuz?
Mesaj panosu
ESENLER İbrahim Turan Lisesi Mezunları bugün saat 15.00'te Atışalanı Dört Mevsim düğün salonunda pilav günü düzenliyor. Mezunlar bekleniyor.
TBMM blokları içindeki, Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü karşısındaki binada bulunan GSM baz istasyonları, tehlike saçıyor; kaldırılmalıdır.
N. KAPTAN
ANKARA Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası Konser Salonu'ndaki koltuk aralıklarını ve koltuklarını bu kadar dar yapan ve yaptıranlar acaba hiç oturup hareketsiz 2 saat konser izlediler mi?
Selami KALAY
ÇANAKKALE'nin Çan ilçesinde bir grup esnaftan: ‘‘Dünyanın en büyük seramik showroom'unu açan Çanakkale Seramik ve Kalebodur AŞ. Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Bodur'a ekonomimizi canlandırıp istihdam yarattığı için çok teşekkür ederiz.’’
GÜNÜN SÖZÜ
‘‘Son deprem hafif bir stres boşalmasıydı. Doğa bize şans tanıyor, avans veriyor, tedbir alın diyor. İnsanlarımız bunu anlamıyor; hiçbir şey yapmıyor. Marmara'da 150 yılık stres bekliyor.’’
(Prof. Oğuz Gündoğdu)
Yazının Devamını Oku 27 Şubat 2004
<B>BEN </B>Batı Trakya kökenli bir avukatım. Adım <B>Özcan Pehlivanoğlu'</B>dur. Üç yıl önce CHP ve Baykal'ın çevresinde toplanmaya başladık. Federasyon toplantımıza davet ettik, bizlere 'Aday var mı, parti alt kimlikler üzerine oturuyor, bundan kurtulmamız lazım, gelin aramıza katılın' dedi. Biz de kendisine 'Biz cumhuriyetçiyiz, Atatürkçüyüz, ülkeyi sıkıntıda görüyoruz tabii katkı veririz' dedik. Sayın Baykal da, 'Ben de sizin gibi insanlar arıyorum' dedi. Bize aday önermemizi istedi. Camiamız da İstanbul ilçeleri için altı aday önerdi.
Ben de Eyüp'ten aday oldum; diğer aday da Kahramanmaraş Pazarcık'tan Dr. Ahmet Kartalkanat'tı. Sevigen, AKP'li Eyüp Belediye Başkanı'nın Malatyalı hemşerisidir.
Adaylık süreci boyunca 8 gün Ankara'da kaldık, kulisleri izledik. Odalarda tartışmaları izledik, neler döndüğünü gözlemledik. Ayrılıkçı ve mezhepçi grupları izledik. Örgütün çoğu seçimleri düşünmüyor, 29 Mart'taki hesaplaşmaya hazırlanıyor. 155 eski gençlik kolu başkanının toplantısında, olağanüstü kongre hesapları tartışılıyordu. İnanılmaz para öykülerinin hiçbirine inanmak istemedim.
İstanbul'da rant paylaşımının en büyüğü Beylikdüzü bölgesindeki belde belediye adaylıkları üzerinde olduğunu söylemeliyim.
İnsanlara kimse doğruları söylemiyor; kandırılıyor.
Ne yazık ki Deniz Baykal'ın çevresindeki bir ekibin çözüm üretemeyeceğini anladım.
Genel Başkan bize 'Çalışın' demişti. Ancak çalıştık, ortaya başka bir tablo çıktı ve il yönetiminin desteği ve bize verilen sözlere karşın biz aday gösterilmedik.
Eyüp'te nasıl bir seçmen profili var?
180 bin seçmeni var; bunların % 50-55'i Balkan kökenli... Daha sonra sırasıyla Giresun, Sivas ve Kastamonu kökenli seçmenler geliyor. Doğu ve Güneydoğlu insanımızın oranı ise % 16 dolayındadır.
Şimdi ne yapacaksınız?
Biz ülkemiz için varız; ikbal peşinde de değiliz. Ancak, ortaya çıkan fotoğrafın içine biz giremeyiz. Dün ilçe seçim kurulundan belediye meclis adaylıklarını öğrendiğimizde hayretler içinde kaldım; ismim 1. sıraya konulmuştu. Çevresine 'Onunla anlaştık, meclis üyesi olacak' diyen Mehmet Sevigen'in tespit ettiği 'fotoğrafın' içinde yer alamayız. Ne kadar kaygı verici bir durum; rızam olmadan nasıl aday gösterilebilirim? Adımı ve camiamızı Sevigen'e ve yandaşlarına kullandırtmayız. Bizlere adaylık önerisini yapan Genel Başkan... Ancak kendisinin yanıltıldığı ortaya çıkıyor. Bu nedenle 28 kişilik belediye meclisinden 14 ve ilçe yönetiminden de 7 kişi olmak üzere bir grupla birlikte yarın (bugün) CHP'den istifa ediyoruz.
Cesaretiniz varsa hadi bu afişi asın
İSTANBUL'dan okurumuz Ziya Şahin'in şöyle bir önerisi var:
Yerel seçimlerde bazı belediye başkanları ikinci, üçüncü ve dördüncü dönem için aday oluyorlar. Bazıları da yeniden aday oluyorlar. Özellikle İstanbul'da RP, FP ve AKP kökenli başkan adaylarına öneriyorum.
‘‘Muhterem halkımız,
Uzun yıllardan beri başkanlığınızı yaptım. Tekrar başkan olmak istiyorum ve oyunuzu istiyorum.
Şu ana kadar benim dönemimde bölgemizde yapılan (varsa) kaçak inşaatları, ihale yolsuzluklarını, usulsüzlükleri vs. aşağıdaki .... nolu tel ve faksa bildirebilirsiniz. Bunların tümünü İçişleri Bakanlığı'na suç duyurusu olarak bildireceğiz.’’
Buyrun yüreğiniz yeterse böyle bir afiş asın bakalım.
82 yaşındaki seçmenin isteği
BIRAKALIM tavukları, mısırları. Biz zamanında mısır ekmeğini karneyle yerdik, ne günler gördük. Zaten biz seçerken bizi, garibanları düşünsünler diye seçmiyoruz ki, bol bol mısır yesinler, bizi kazıklasınlar diye seçiyoruz!
28 Mart'ta belediye başkanlarını seçeceğiz, şimdiden palavralar başladı bile.
Ben 82 yaşındayım; bazı şeyleri hazmedemiyorum. Bizim için 1 milyonun önemi var. Çevre temizlik vergisi bu kadar yüksek kalacak mı? Akşam 19.00'a kadar otobüslere binerken bazı şoförlerin onur kırıcı şekilde '1 dakika, 2 dakika kaldı, hadi in' diyenlere hesap sorulacak mı? Örtülü ödenekten çıkarları için para çekenler sorgulanacak mı?
Belediye başkanları veya muhtar seçerken partiden ziyade insanlık değerleri önemli. Seçildikten sonra görüşmek mümkün değil. Bunun için seçimlere katılalım ve değerli insanlarımızı seçelim.
Ali ÖZBAKIR-Keçören-ANKARA
Süpürge
YIL; 1989. Beyoğlu Belediye Başkan adaylığı için Sivaslı Hüseyin Aslan (CHP) Mardinli Haluk Öztürkatalay (ANAP) kapışıyorlar. RP'nin adayı ise Tayyip Erdoğan.... 'Dalan'ı, yalanı ve Haluk'u süpereceğiz' kampanyasında bir kamyon süpürge dağıtıyor ve Aslan seçimi büyük ara ile kazanıyor.
2003... Her zamanki gibi Öztürkatalay, adaylık için parti arıyor ve sonunda CHP'ye geçiyor; Aslan'la adaylık yarışına giriyor. Üç kişilik komite Aslan'ı aday gösterecekken; CHP Saymanı, Şanlıurfa Milletvekili Mahmut Yıldız'ın bastırmasıyla son anda aday ilan ediliyor; bu kez kez Öztürkatalay, Yıldız'ı süpürüyor!
Biliyor musunuz
ANKARA'dan gönderilen CHP Bakırköy Meclis üye listesinin ilçe ve il örgütü tarafından son anda değiştirildiğini; çıkan tartışmalar üzerine ilçe örgütünün ortadan kaybolduğunu bu nedenle hala listedeki isimlerin öğrenilemediğini... ANAP Bakırköy Belediye Meclis üyesi, Kotil ailesinin damadı, Ağrı kökenli Fikret Aslan'ın ANAP Eminönü Belediye Başkan adayı olduğunu... KAĞITHANE'de Sivaslıların oylarına CHP adayı Cafer Dursun ile MHP İl Başkanı Hasan Hüseyin Ceylan'ın arasında dağılacağını... CHP Kartal İlçe Yönetim Kurulu üyesi İlker Arslan, ilçe başkanları Nazım Gülmez ve ilçe sekreteri Beşir Elbir'in görevini sürdürdüklerini, iddia edildiği gibi 29 istifanın kendilerine ulaşmadığını... EDİRNE'de geçen iki dönem belediye başkanlığında bulunan ve halen 'Ahtapot' davasından yargılanan CHP'li Hamdi Sedefçi'nin tekrar adaylığa getirilmesi üzerine il genel ve belediye meclisine aday gösterilen listede yer alan 18 üyenin ‘‘Ahtapotun kolları olmayacağız’’ diyerek istifa ettiklerini... CHP Anamur adayı olan Eczacı M. Suphi Alp'in ‘‘Şimdi tek yumruk zamanıdır. Söz konusu ülke çıkarları olunca bizler birbirimize kenetleniriz’’ dediğini... ADANA'da Seyhan adayı CHP'li (eski DSP'li) Yıldıray Arıkan'ın ‘‘Büyükşehirde Ümit Özgümüş'e (DYP-ANAP'ın ortak adayı), ilçede bana verin’’, Ümit Özgümüş'ün de ‘‘Seyhan'da Arıkan'a, büyükşehirde de bana oy verin’’ diye propaganda yaptıklarını, bunun ‘‘şeytan ittifakı’’ olarak nitelendirildiği...
Biliyor musunuz?
MESAJ PANOSU
DOĞA ve Barış Derneği (0216-414 90 25) Başkanı Yüksel Üstün'den: Boğazlardan geçen gemilerin ve özellikle tehlike madde taşıyan tankerlerin bölgedeki canlı yaşam ile doğal tarihi, kültürel ve ekonomik değerler açısından tüm bölge ilkeleri için doğurduğu tehlike her geçen gün artıyor. Tüm kişi ve kuruluşları, büyük bir felaket yaşamak istemiyorsanız bize destek verilmesini istiyoruz. Türk boğazlarını biz kurtaracağız.
KADIKÖY Belediyesi'nin 'AB-Yerel Yönetim ve Örnek İlçe Kadıköy' konulu sohbet toplantısının konuşmacıları; Ozan eyhun, Özcan Mutlu ve Cem Özdemir. Yer; Kadıköy Belediyesi Evlendirme Dairesi, 12.30.
İHLAS Finans madurlarıyla hiç ilgilenen yok. İhlas Finans batalı 3-4 yıl olmasına rağmen hálá 500 milyon veya 500 dolar gibi çok küçük rakamları ödemekle meşgul. Çok reklam yapıyorlar. Benim gibi çok sayıda mudi paralarını alamıyor. Esas büyük rakamlar hálá ödenmiş değil.
Aydın APAYDIN-SAMSUN
NE fren patlaması ne de başka bir şey. İskenderun'da olan kazanın tek sebebi: Yokuş aşağı yakıt tasarrufu için motorun durdurulmuş olması... Binlerce eğitimsiz şoför motorunu, birkaç miligram yakıt tasarruf etmek için kapatıyor. Motoru çalışmayan arabanın freni tutar mı?
A. Abit YEŞİLKAYA
GÜNÜN SÖZÜ
‘‘Eşkıya malı bölüşürken vuruşurmuş...’’
(Atasözü)
Yazının Devamını Oku 26 Şubat 2004
<B>BU </B>sorunun yanıtını, frenlerle ilgili <B>Sanayi ve Ticaret Bakanlığı'</B>nın yetkili kıldığı teknik bir hizmet kurumunun uzmanı <B>Alpay Lök </B>veriyor: ‘‘Günümüzde lastiklerin (yarılma hariç) aniden patlaması tarihe karışmıştır. Kader değildir. İçsiz lastikler giren bir çivi ile aniden patlamamakta, yaranın büyüklüğüne göre yavaş yavaş basınç kaybetmektedir. Son getirilen bir sistemle gösterge panallerinde bir uyarı sistemi ile sürücü bu durumdan haberdar edilebilmektedir.’’
Buna çok kişi dikkat etmez.
Ne yazık ki çok kişi ekrandaki işaretlerin ne olduğunu bilmez. Kontağı açtığınızda içinde ünlem işareti olan bir lamba yanar; bu fren devresinin uyarı lambasıdır. Arabayı çalıştırdığınızda bu lamba söner. Fren patlaması olursa da yanar.
Fren bir lastik gibi aniden patlar mı?
Lastik patlamalarının neredeyse tarihe karıştığı günümüzde fren patlamaları da tarihe karışmıştır. Modern fren sistemlerinde fren sisteminde oluşabilecek bir ve hatta iki arıza durumunda bile aracı durduracak en az bir yedek sistem daha vardır. Ancak frenler bakımsız olduğunda, aşırı ısındıklarında ve aşırı hızlı araç kullanıldığında fren yetersiz tutar veya hiç tutmaz. Bu sorun tamamen kullanıcı sorumluluğundadır.
MOTOR FRENİ
Önlem...
Aslında fren patlaması denilen durum yukarıda saydığımız üç sorunun bir arada oluşmasından başka bir şey değildir. Bu sorunun oluşumunu önlemek için şu tedbirler alınmalıdır:
1) Öncelikle şehirlerarası otobüslerden başlayan ve tüm ticari taşıtları içeren bir hız sınırlayıcı takılması zorunluluğu getirilmesi ve etkin denetim. 2) Aşırı yüklemenin önlenmesi, 3) Araçların teknik denetimlerinin (fenni muayene) AB Teknik Mevzuatı'na göre yapılması ve 4) Sürücülerin eğitimi.
İyi bir şoför fren kullanmaz, denir,
Doğrudur. Fren aracı durdurmak ya da panik halinde kullanılır. Aracı durdurmak için ya motor freni ya da vites küçültme yapılır.
Bunları bilin
KAZA geçiren sigortasız yurttaşların tedavisini Garanti Sigorta Fonu karşılıyor, ama bilen yok. Fon Genel Sekreteri Bilge Kongar ‘‘Kaza geçiren sigortasızların masrafını, başvuranlara veriyoruz. Ama kimse bilmediği için parasını alan yok. Fon'da 110 trilyon lira birikti’’ diyor. Fonu bunu bilen bazı avukatlar kullanıyormuş. İhtiyacı olan parayı nasıl alacak? (Bilgi; 0212-324 19 50, www.tsrsb.org)
8 bin Türk Batı Trakya’da seçimlere gidiyor
YUNANİSTAN'da 7 Mart tarihinde genel seçimler yapılacak. Batı Trakya Türkleri Dayanışma Derneği Genel Merkezi (0212-519 70 13-14), Türkiye'de yaşayan Yunan vatandaşı 8 bin Türk seçmenini Gümülcine ve İskeçe'ye götürecek. Araçlar; 3, 4, 5 ve 6 Mart tarihlerinde İzmir Soma, Edremit, Bursa Yalova, Adapazarı, Kocaeli ve İstanbul'daki beş merkezden hareket edecek. En geç 1 Mart'a kadar kayıt yaptırılması isteniyor. Dernek Genel Başkanı Burhanettin Hakgüder, Türk-Yunan ilişkilerinin önemli gelişmelere gebe olduğu bir dönemde, Türk azınlığının Yunan parlamentosunda temsilcisiz bırakılmaması gerektiğini belirterek, Türkiye ve AB'deki Batı Trakyalı Türklerin, Türk azınlık mensuplarının dışındakilere oy vermemesini istiyor. ‘‘Önümüzdeki günlerde Ege ve Batı Trakya sorunları gündeme geliyor. Yunan parlamentosunu üyesiz bırakmamamız lazım. Ancak Yunanlılar, azınlığımızın milletvekili çıkartmaması için her türlü yolu deniyor. İşten atmakla tehdit ediyor’’ dedi.
Türk adaylar şöyle: İSKEÇE: YDP Türkeş Memişoğlu, PASOK Burhan Baran, Komünist Parti İhsan Kahya. GÜMÜLCİNE: YDP İlhan Ahmet, Şakir Nazif, PASOK Galip B. Galip, Ahmet Mehmet, Birleşik Sol Parti Mustafa Mustafa, Ferhat Nazif.
Gümülcine'de 35 bin; İskeçe'de de 26 bin seçmen var. Bölgede bir milletvekilinin seçilmesi için en az 9 bin oy alması gerekiyor.
Gayrimenkulde yabancılar dolandırılıyor
DÜN İngiliz televizyonunda Türkiye'de yazlık almak isteyen İngilizlerin nasıl dolandırıldıklarını anlatan iki program yayınlandı. Şöyle ki: Türkiye'de bir yabancının arsa, ev alabilmesi için Genelkurmay'dan izin alması gerekiyor; bu da üç ila altı ay arasında bir zaman alıyor. Onlar da genelde gayrimenkulü güvendikleri bir Türk'ün üstüne ya da bir komisyoncunun üzerine alıyorlar. Ancak bazıları, gayrimenkulü İngiliz sahibine iade etmeyip üzerine oturuyor. İşte dün ismi ve cismi ile böyle bir hadiseye 65 milyon İngiliz ile TV'de sahit olduk ve program İngilizlere Türkiye'de mülk almamaları veya çok dikkatli olmalarını tavsiye ediyor.
Bu da tabiatıyla çok küçük düşürücü bir olay.
Benim şahsen Bodrum Yalıkavak'ta ev almak isteyen bir arkadaşım var. Şimdi Yalıkavak'ta ev almak ile Genelkurmay izni arasında ne bağlantı var? Yani Bodrum, Marmaris, Fethiye şu 21. yüzyılda hassas bölgeler mi? Kısacası Genelkurmay, Türkiye'de nerede yer alınabileceğini açıklarsa konu basitleştirilemez mi?
Eren KEMAHLI-LONDRA
Biliyor musunuz
CHP Parti Meclisi'nin Adana Büyükşehir Belediye Başkan adaylığına önce TÜSİAD üyesi, müteahhit Mithat Topal'ın ismi üzerinde karar alındığını ancak daha sonra Adana CHP milletvekillerinden biri hariç diğerlerinin bastırması üzerine Bülent Özülkü ismi üzerinde karar verildiğini... ANAP ve DYP'nin, Adana'da 'Türkiye'nin önünü açalım, Anayol'dan geçelim'' sloganı ile Sanayi Odası eski Başkanı Ümit Özgümüş üzerinde ittifak yapacaklarını açıkladıklarını... TEKİRDAĞ'dan GP adayı olan ANAP'lı eski Belediye Başkanı Osman Tabak'tan daha önce adaylığı ilan edilen emekli albay Kadir Özkurt'un neden adaylıktan düşürüldüğünün merak konusu olduğunu... ÇORLU'da DYP adayı Mehmet Diktaş'ın ‘‘Belediyeye adam /Size arkadaş /Mehmet Diktaş’’ sloganı ile kampanyaya başladığını... CHP Şişli Belediye Meclisi aday listesinde Tezcan Yaramancı, Mehveş Emeç ve Ali Kocatepe'nin yer aldığını...
Bakırköy İlçe Seçim Kurulu'nun, ANAP Genel Merkezi'nden gelen belge üzerine Belediye Başkanı Ahmet Bahadırlı yerine, Eminönü eski Belediye Başkanı Ahmet Çetinsaya'nın adaylığını geçerli saydığını... CHP Bahçeşehir'den aday adayı olan Cem Yazıcı'nın Celaliye-Kamiloba beldesinden aday gösterilmesi üzerine istifa ettiğini...
Biliyor musunuz?
Yazının Devamını Oku 25 Şubat 2004
<b>ANAYASA </B>Komisyonu eski Başkan Yardımcısı Av. <B>Sühan Özkan'</B>ın dünkü sözleri üzerine görüş bildirmek istiyorum. Ben de Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak ne idüğü belirsiz bir Avrupalının Türk mahkemesinin kapısında bizleri aşağılayıcı tavır içinde beyan vermesini içime sindiremiyorum.
Ancak, topu AB ve Joost Lagendijk gibilerine atacağımıza bizzat kendi yaptıklarımıza göz atmamızda yarar var, diyorum.
Tabii ki Türkiye AB'nin sömürgesi değildir. Ama Türkiye AB uyum yasalarını çıkartmışsa kağıt üzerindeki o yasaları fiiliyatta uygulamakla sorumludur. Türk adaleti, Türk adaletini yönlendiren ve yöneten yargıç ve savcılar, AB normlarına göre pozitif hukuku çıkan yasalardan sonra Türk vatandaşına uygulamaya mecburdurlar.
Uygulamıyorlarsa keyfi, siyasi hareket ediyorlar demektir. Sizi temin ederim ki bazı yargıç ve savcıların özel sohbetlerimizde 'Bu karar Türkiye'nin AB'ye kabulüne kadar koz olarak sürecek' dediklerini bildiğimize göre kendisini sömürge valisi gibi gören o kişiler, bizden daha iyi bilmektedir. Kendini bilmez birinin ülkemize gelip bu tavrı takınmasına önlem alabiliriz. Nasıl mı? Tabii gerçekten takıyye yapmayıp AB'ye girmek istiyorsak. Yaptığımız yasal değişiklikleri uygulayarak. Ne kendimizi, ne halkımızı ne de girmeye çalıştığımız AB ülke ve yöneticilerini artık kandırmayalım.
Serdar BARAN-Gazeteci, yazar
Erzurum Ankara’dan görünmüyor
KAR yağıyor amansızca, biraz da insafsızca. Erzurum sessiz, sesi çıkmıyor, çıkamıyor. 28 Ekim'de bir felaket yaşamıştı bu şehir. Ne valisi, ne vekili, kimse sahip çıkmadı Erzurum'a. Bugün yine aynı şeyleri yaşıyoruz.
Öyle ya, İstanbul değilsin ki sen, günler önceden tedbir alınsın, yaygaralar kopsun. Neden Erzurumlunun, İstanbulllu kadar kıymeti yok? Biz İstanbul'a üzüldük, onlar bize neden aldırış etmiyor. Çünkü sahipsiz bir memleket Erzurum... Senin milletvekillerin bile İstanbul'da ikamet etmiyor mu? Bugün seçtiğin vekil artık dönmemek üzere oralara gittiği gün bir çizgi çekmiyor mu? Bir yetkilinin ağzından duymuştum, ‘‘Erzurum, Ankara'dan gözükmüyor’’ diye.
Sayın Valimiz nedense Erzurum'da değilmiş. 28 Ekim'deki felakette de şehir dışındaydı. Sayın Valim biz sizden hizmet bekliyoruz. Zaten sahipsisiz, bir de siz terk etmeyin bu şehri öyle olur olmaz.
Prof. Dr. A. Berhan YILMAZ-Diş Hekimliği Fakültesi-ERZURUM
Gökçen iddiaları çağdaş Türk kadınını yıpratmaya yönelik
ÖNCÜ kadın hava albayları adına konuşuyorum:
Yalnız Türk kadınına değil, tüm dünya kadınlarına örnek olan bir milli kahraman olan Sabiha Gökçen'in öldükten sonra asılsız iddialarla gündeme getirilmesindeki asıl hedef Ulu Önder Atatürk ve onun eserleri olan laik cumhuriyet ve çağdaş Türk kadınının yıpratılmasına yöneliktir.
Bu girişimin etnik kökeni ne olursa tarihe adını yazdırmış olan bir milli kahramanın anısına yapılan en büyük saygısızlıktır.
Bunun bilincinde olan biz, 1958 devresi havacı kadın albaylar, bir bardak suda fırtına yaratmak isteyen bu zavallıları şiddetle kınıyoruz.
Şenay GÜNAY-Emekli Hava Pilot Albay
Ciddiyete davet
‘TBMM İçtüzüğü'nün 99. maddesi gereğince hükümete yönelttiğimiz sorulara verilen veya verilmeyen cevaplar hakikaten inanılması güç bir gayri ciddiyet içine girmiştir’’ diyor İstanbul Milletvekili Emin Şirin... Örnekler vererek Başbakan'a bizzat sorduğu soruların anlamsız şekilde Vecdi Gönül ve Dışişleri Bakanı Abdulllah Gül tarafından yanıtlandığını belirterek şöyle diyor:
‘‘Hükümeti, hükümetin başbakanını ve TBMM başkanını yazılı soru önergeleri konusunda ciddiyete davet ediyorum. Özellikle Erdoğan'a bir hatırlatmam var; size yönelttiğimiz sorulara Başbakanlık sıfatınıza sığınarak cevaplarınızı sağa sola verdirtmeyiniz, cevapları sizden istiyoruz.’’
Biliyor musunuz?
Fatih'e Eşref Albayrak'ın yerine AKP'den aday gösterilen, eski DP (Yalçın Koçak) Fatih İlçe Başkanı ve Diyarbakır kökenli diş tabibi Mustafa Demir'in Korkut Özal'ın 'kontenjanı'ndan aday gösterildiğini; CHP'nin adayının ise eski Belediye Başkanı, Trabzon kökenli Mustafa Günaydın; GP'nin adayının da Siirt kökenli Ekrem Orak olduğunu... Yalova Belediye Başkanı Yakup Koçal'ın AKP'den aday gösterilmeyince bağımsız aday olduğunu... CHP Tekirdağ'dan aday gösterilen eski milletvekili Güneş Gürseler'in, il örgütünün belediye meclis üyeleri konusundaki dayatması karşısında adaylıktan istifa ettiğini, yerine İlhami Aygün'ün atandığını... ANAP'tan, Bakırköy Belediye Başkanı Ahmet Bahadırlı'nın adaylık başvurusundan önce Eminönü eski Belediye Başkanı Ahmet Çetinsay'ın da adaylık dilekçesi verdiğini, ANAP il örgütünü şaşırtan bu durumu ilçe seçim kurulunca karara bağlanacağını... AKP Yakuplu'da Mustafa Erdoğdu'nun yerine Şanver Çolak'ın aday gösterilmesi üzerine 2 bin kişinin yürüdüğünü... Beykoz Belediye Başkanlığı'na, SHP'den eski Belediye Başkanı (1989-94) Av. Şevket Arıkan'ın aday olduğunu... CHP'nin Bergama Belediye Başkanlığı'na, 1999'da Akif Ersezer'e (DSP) karşı kaybeden Sefa Taşkın'ın yeniden aday gösterildiğini... Biliyor musunuz?
Mesaj panosu
YÜKSEL İçbilen'in dünkü ‘‘CHP mezarını mı kazıyor’’ yazısı üzerine çok sayıda mesaj alıyoruz. CHP'nin aday tespitleri konusunda yaptığı 'yanlışlıklara' ve 'haksızlıklara' tepki gösteriyorlar. Ortak sonucu Kamil Aşan'ın bir sözü ile özetliyoruz: ‘‘CHP'ye zarar vermemek için 29 Mart'a kadar susuyoruz.’’
GÜNÜN SÖZÜ
‘‘Atatürkçü, ulusçuyum. Ayrıt (laik) yönetimden yanayım. Sosyal demokrat bir kişiyim. CHP beni iki kez çağırdı ancak görev vermedi.’’
(CHP Büyükşehir aday adaylığından istifa edip DSP'ye geçip Bakırköy adayı ilan edilen Prof. Ahmet Ercan)
Yazının Devamını Oku 24 Şubat 2004
<B>ANKARA'</B>dan, 1980'lerde <B>Halkçı Parti </B>Genel Başkanı <B>Necdet Calp'</B>in yardımcılığını yapan, eski 'talebe federasyonu' liderlerinden olan <B>Yüksel İçbilen </B>faksla şu notu göndermiş... ‘‘Ben 40 yıllık CHP'liyim. Bu arada 1980'lerde HP'nin Ankara liste başı vetolu adayı idim.
Akşam uyuyamadım, ağladım.
CHP tarihinde böyle bir atama ve seçim görmedim. CHP'ye gönül vermiş bilgili, değerli, görüşü sağlam binlerce kişi varken; hem milletvekili, hem genel sekreter yardımcısı, hem TBMM Başkan Vekili, hem de belediye başkan adaylığı, nasıl iştir bu?
İstanbul'a da İzmitli bir milletvekili adayı olur mu?
CHP'de milletvekili dışında adam yok mu?
İstiyorlarsa otobüs dolusu nitelikli adam gönderelim.
Yönetim CHP'nin varlığı ile alay mı ediyor. Bu yönetim kendisine mezar arıyor ama kazacağı çukura biz de gireceğiz.
Yazık sosyal demokratlara, yazık Atatürkçülere, yazık kuşağımıza, yazık bu millete.’’
Sonra kendisini bulduk; ‘‘Bu listelerle bir yerde seçim kazanırsak şerefsizim’’ dedi. Baykalcı olduğunu, hatta onu 12 Eylül'de Zincirbozan nezaretine kendisinin götürdüğünü, ancak çevresindeki ekibin partiyi uçuruma götürdüğünü söyledi. ‘‘Anlamıyorum, AKP'yle gizli bir anlaşma mı yapıldı?’’ dedi. Baykal'ı bir dostlarının düğününde uyardığını, ancak kendisine ‘‘Sen politika bilmiyorsun’’ diye yanıt verdiğini anlatan Yüksel İçbilen, üzüntüyle şöyle dedi:
‘‘Ayrıca bazı adaylar felaket; her türlü şaibeye bulaşmış kişiler. İlle her şey para mı? Zengin mi olması lazım; namuslu, ahlaklı, dürüst, CHP ilkelerine bağlı milyonlarca kişi var bu ülkede. Bu kişiler bulunamıyorsa, parti kapatılsın. Baykal'ı, bir grup ellerinde oynatıyor. Gerçekten sosyal demokrasiyi batırmak için CHP'yi batırıyorlar. Ben bu partiye hayatımı verdim. Ne yazık ki beğenmediğimiz Ecevit hepsinden iyiymiş...’’
Telefonu kapatırken Yüksel İçbilen hálá ağlıyordu.
Siyasileri kutluyoruz!
KOCAELİ'nden bir okurumuz, haklı bir tepki gösteriyor:
‘‘AB bayraktarlığı yapan partilerin kadınlara yer vermemesi olacak iş değil; bir erkek olarak bundan üzüntü duyuyorum. Kadınları bir erkek olarak tavır almaya davet ediyorum. Özellikle iktidar partisinin 'gönüllü hanımları' da artık perde arkasından sahneye çıkmalı; erkeklerin arkasından gitmekten vazgeçmeli ve güçlerini ortaya koymaları gerekmiyor mu?’’
Yargıya dil uzatan AB'li parlamenter protesto edilmelidir
‘BURASI sömürge ülkesi mi?’’ diye tepki gösteriyor, ANAP eski İstanbul Milletvekili ve Anayasa Komisyonu Başkanvekili Av. Sühan Özkan:
‘‘Avrupa'dan DEP davası için gözlemci (Türkiye-AB Karma Parlamentosu Eşbaşkanı Joost Lagendijk) tutuklama kararının kaldırılmaması üzerine adliyede, gazetecileri karşısına alıp 'Mahkeme yargılamayı uzatıp bu süre sonunda beraat kararı verecek olursa, yargılama içinde yargısız infaz yapılmış olacak' diyor. Yargıçlarımızı inanılmaz şekilde eleştiriyor, onların yargılamayı öğreneceklerini söylüyor. Yani ara kararını eleştiriyor.
Bu gözlemci, görülmekte olan davalar hakkında Meclis kürsüsünde bile bir şey söylenemeyeceğini bilmiyor mu? Brüksel'deki AB parlamentosunda böyle bir şey yapılabilir mi?
Türkiye, AB'nin sömürgesi; bu beyefendi de sömürge valisi değildir.
Bunlara haddini bildirecek bir makam yok mu?
Kimse Türkiye'yi aşağılama hakkına sahip değildir.
Türkiye'de yargıç ve hakimler; pozitif hukuk var.
Bu nasıl bir cesarettir.
Cumhuriyet savcılarımızın, bu konuşmaları hemen ihbar kabul etmesi gerekir. AB Büyükelçiliğimiz, bu çirkin olayı AB nezdinde protesto etmlidir.
Hiç kimse, bir yargıcın ara kararına karşı 'beceremediler' diyemez. Ve bu sözlere mutlaka tepki gösterilmelidir.’’
Saunayı bırak vagonlara bak
TCDD Genel Müdürü'nün Ankara Garı'nda yaptırdığı sauna haberinizi okuyunca bu kuruluşun ne kadar liyakatsız ve beceriksiz kişiler tarafından yönetildiğini daha iyi anlama şansını yakaladım.
9.2.2003 tarihinde Pamukkale Ekspresi ile Denizli'ye hem de yataklı vagon ile seyahat etme şanssızlığına eriştim. Yataklı vagon ile geçmiş yıllarda 'Wagonlycook' döneminde de seyahat etmiştim ama şimdi vagonun genel durumu perişan, kopartman virane, genel tuvalet facia, restoran içler acısı.
Bunu ancak ayranı yok içmeye... Ankara Garı'na sauna yapan, işletme başındaki kişilerin ne kadar kıfayetsiz, beceriden uzak, çalıştığı kurumu denetlemeyi dahi bilemeyen kişilerin, Atatürk'e layık olmamak onun ilkelerini öldürmek için çalıştıkları açık.
M. Şadan HAKKUL
Biliyor musunuz
ÜMRANİYE'de YTP'nin kurucuları arasında yeralan ancak aday gösterilmeyince partisinden istifa edip 9 gün önce CHP'ye katılan Dr. Ertuğrul Uncu'nun sürpriz bir şekilde CHP adayı gösterildiğini... Kartal CHP'den, Celal Dinçer'in yerine Yıldırım Emsiz'in aday gösterilmesi üzerine ilçe başkanı Nazım Durak ve İlçe Sekreteri Kemal Berk ile birlikte 29 kişinin partilerinden istifa ettiğini... Bakırköy'de CHP'den aday gösterilen Ateş Ünal Erzen'in Galatasaray'ın eski, Beşiktaş'tan İsmail Ünal'ın da Beşiktaş'ın şimdiki genel sekreteri olduğunu... Kağıthane'de Ender Gazioğlu'nun yerine son anda Cafer Dursun'un aday gösterildiğini... Zeytinburnu'nda Dr. Adil Emecan'ın adaylığının son anda geri çektirildiğini... Yakuplu'da ANAP'dan istifa edip CHP'den aday olan Cemal Kahraman'ın kalp rahatsızlığı nedeniyle çekilmesi nedeniyle yerine Tuncer Dağ'ın aday yapıldığını... CHP Beyoğlu Belediye Başkan adaylığına, eski Belediye Başkanı Hüseyin Aslan'ın yerine son anda ANAP'lı eski Belediye Başkanı Haluk Öztürkatalay'ın aday gösterildiğini... Dört gündünberi bazı belediye görevlilerince gözaltında tutulan Gürpınar Belediye Başkanı Velittin Küçük'ün Büyükçekmece'de adliyesinde serbest bırakıldığını... Tunceli'de, belediye başkanı Hasan Korkmaz'ın CHP'den yeniden aday gösterilmesine tepki gösteren aday adaylarından Özcan Mengeç ile Hıdır Almaz'ın partilerinden istifa ettiklerini.. CHP Mersin Milletvekili Şefik Zengin'in kardeşi İbrahim Halit Zengin'in Gözde beldesi belediye başkan adayı olduğunu... AKP Erzurum Büyükşehir adayının, temayül ve halk oylarında adı geçmeyen belediyenin avukatı Ahmet Küçükler olduğunu ve Tayyip Erdoğan'ın itibar gösterdiği Mahmut Kişioğlu'nun yakını olduğunu...
Biliyor musunuz?
Mesaj panosu
CEVİZ Kabuğu programında Sinan Aygün'ün ilginç konuşmasının bir kez daha erken saatlerde yayınlanmasını istiyoruz.
Semra DEMİRCA
ODTÜ Matematik Öğretmenliği mezunu bir matematik öğretmeniyim. Ancak 2000 yılında MEB beni İngilizce öğretmeni olarak görevlendirdi. Şu anda hiç eğitimini almadığım bir branşta hem de bir Anadolu Lisesi'nde İngilizce öğretmeye çalışıyorum. İnanın o idealimdeki meslek olan öğretmenlikten bile soğumaya başladım. Benim gibi 2-3 bin öğretmen olduğu söyleniyor; halimiz ne olacak?
C. A-İZMİR
DALINDA Türkiye'nin en branş hastanesi özelliğini kazanan Bakırköy'deki 70. Yıl Fizik Tedavi Rehabilitasyon Merkezi'nde yatan hasta ve yakınları soruyor: Hangi akıllı hastane içerisindeki yeşil alanı yok edip alışveriş merkezine dönüştürüyor?
Yazının Devamını Oku 22 Şubat 2004
<B>ZEUGMA... </B>Bir dünya harikası.. Hikáyesi, tarihi ve özellikle sanat şaheseri mozaik yapıtlarıyla. Bir mozaik; tarihini olduğu gibi tanımlıyor. Yazdık çizdik, ama o eserleri ve tarihi su altına gömdürmedik. İlk bakışta suçlandık ama sonuçta gömdürmedik. Bugün bu hazineyi reklam aracı yapmak isteyenler, ne yazık ki antik kent batarken kıllarını bile kıpırdatmadılar.
O mozaiklerin kurtarılmasında yaptığımız kamuoyu oluşumuna eski Gaziantep, şimdi İstanbul Valisi Sayın Muammer Güler'e gerçekten minnet borçluyuz. Özel İdare bütçesini başlangıç olarak kullanması ve ardından SANKO'nun kurtarma çalışmalarına katılması gurur verici bir olaydı. Olayın dünya kamuoyuna taşınmasında ve yabancı sponsor bulunmasında emeği geçenlere de bu kent çok borçlu. Ve Zeugma, kentimizin tarihi-kültürel bir hazinesi haline geldi.
Biliyoruz ki tarih taşınmaz bir değerdir. Tarih olduğu yerde kalır. Geçmiş tarihi, bilim katkısıyla bugünlere taşıyabilirsiniz. Ama mekánını taşıyamazsınız, kültürünü de... Taşıyacak tek bir araç var. O da zaman. Taş yerinde ağırdır.
Bir Türkmen köy düğününü alıp İstanbul'da yapmaya kalkarsanız o düğünün tadına varabilir misiniz? Antep'te 'cağırtlak kebabı' Galaaltı'nda yenir. Çiğköfte ya hamamda, ya da hoş sohbet ortamında yoğurulur ve yenir. 'Balcan kebabı'nı, çiğköfteyi, 'cağırtlak kebabı'nı kalkıp Kadıköy'de yerseniz hiç tat alamazsınız... Alamadığınız gibi tatsız gelen bu lezzeti beğenmez, terk edersiniz.
Yemek de bir kültürdür. Kültür yerinde yaşanır ve incelenir. Ben 'künefe'yi severim. Ama Antep'te yemem. Kalkar Antakya'ya gider, orada yerim. Üstelik yarım tepsi. Bir gece yatmışsam, ertesi gün tekrar yerim. Ama Gaziantep'te künefe yemem. Yesem bile tadını alamam; itici gelir.
Künefe'yi Antep'te yemek bana itici geliyor ise neden benim Zeugmam başka başka yerlerde sergilensin. Hatta kent merkezinde sergilenmesi bile çok yanlış. Alıp bu mozaikleri mekánına götürmeliyiz.
Tüm dünyadan birçok tarih ve kültür hayranı kentimize gelir. Hem Zeugma'yı görür, hem cağırtlak kebabımızı yer, hem de Hışva Han'ını, Bakırcılar Çarşısı'nı gezer. Ayaklarına kültür götürülen insanlar zaten kültür ve tarihi değerlerden anlamayanlardır. Onları biz tarihi, kültürel değerleri İstanbul'da zaten katlederken görmüyor muyuz?
Akıllı tüccar malı ayağa düşürmez, kendi dükkánında satar. Kendi dükkánında satılan mal da her zaman değerlidir. Lütfen tarihi katletmeyelim...
Halil EYYUPOĞLU
Zafer Gazetesi Yazarı GAZİANTEP
Adaylar işbaşına
STUTTGART (Almanya) Sosyal Demokrat Halk Derneği Başkanı Özer Karakaş, yerel seçimler öncesinde başkan adaylarına şu dileklerde bulunuyor: ‘‘Ülkemizdeki çağdaş hukuk, çağdaş toplum, laik, demokrat düzeni savunan; hak yerine öncelikle halka hizmet eden; partizanlık yerine tüm halk katmanlarını kucaklayan; şer-i esaslar için çalışan değil de modern dünyayla birlikte hareket eden; altyapısını tamamlamış; tüm kurumlarını oturtmuş; (sanat, sinema, park-bahçe, yeşil alan vb...) sorunları başarıyla çözebilen; sosyal devlet, sosyal adalet ilkelerini savunan yöneticilerin işbaşına gelmesini istiyoruz.’’
Greyfurt ihracatı rekabete dayanamıyor
GREYFURT ihracatında üretici zarar görmektedir. Yurtdışında, rakip ülkelerin kendi üretici ve ihracatçılarına sağlanmış olduğu destekler sonucu greyfurt fiyatları neredeyse bizim maliyet fiyatlarımıza yaklaşmıştır. Dolayısıyla, ihracatçıların rakipleriyle rekabet edememeleri sonucu dış pazarlarda alıcı bulunamamaktadır.
Greyfurt ihracatına verilen 15 dolar/ton nakdi teşvikin acilen 60 dolar/ton'a çıkartılması, değişen koşullar karşısında zorunlu hale gelmiştir. Kararın gecikmesi halinde ürün ihraç edilemeyecek ve dalında çürüyecektir. Bundan da en büyük zararı üretici ve ülke ekonomisi görecektir. Eğer karar gecikmesiz olarak çıkarılırsa, dalında bekleyen 50 bin ton greyfurt ihraç edilecek; ülke ekonomisine de 23-24 milyon dolar döviz kazandırılacaktır.
Cumalı DOĞRU-ADANA Çiftçiler Birliği Başkanı
Sanayi Bakanlığı’nda bağışa devam
ANKARA'dan arayan bir işadamı şöyle diyor: ‘‘Ürettiği veya ithal ettiği sanayi malları için garanti belgesi almak isteyen bir sanayici, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı Personeli Vakfı'na garanti belgesi başına 30 milyon TL mecburi bağış yaparak bakanlıkça bastırılmış 3 adet garanti belgesi örneğini almak zorundaydı. Geçtiğimiz günlerde çıkan kanunla, kamu dernek, vakıf ve kuruluşlarının sundukları hizmetlerle ilgili olarak gerçek ve tüzel kişilerden bağış ve katkı payı adı altında herhangi bir karşılık almaları yasaklanmıştı. Bakanlık Merkez Teşkilatı yetkilileri bu kez bünyesindeki kooperatif aracılığı ile satışa devam etmekte olduklarını şifahen söylemektedir. Lütfen kanunu kevgire döndürmeyelim.’’
Mesaj panosu
BÜYÜKÇEKMECE Belediye Başkanı Hasan Akgün, gözaltına alındığına yönelik iddiaların, seçim öncesi belli çevrelerce yıpratılmak amacıyla otaya atıldığını belirterek; ‘‘1991'den beri denetlendim. AKP benim gibi güçlü ve muhalif belediye başkanlarını denetliyor. Ben hepsinden aklandım’’ dedi. Diğer yandan Gürpınar Belediye Başkanı Velittin Küçük'ün gözaltı durumunun sürdüğü belirtildi.
BİR grup Laleli esnafından: ‘‘Azimkar sokakta önceki gün saat 16.00'da bir mağaza basılıyor; kasa görevlisinin boynu kesilip kasadaki paralar gasp edilebiliyor. Esnafa korku veren hırsızlık olaylarından bıktık artık. Turizm mevsimi gelirken Sayın Emniyet Müdürümüz Cerrah'ın bu olaylara el koyacağını umut ediyoruz.’’
DEMİR-ÇELİK mamullerine, düşük enflasyona rağmen neden sürekli zam yapılıyor? Örneğin ekimde 265 dolar olan siyah sacın şubatta 500 dolara fırlaması nasıl açıklanabilir? Bizler artık ürettiğimiz mala ne fiyat vereceğimizi hesaplayamaz durumdayız?
Ahmet KOÇ BALIKESİR
ÖSS'ye hazırlanan tüm öğrenciler, sınava dört ay kala heyet raporu veya normal rapor alma telaşına düştü. Resmen bizi sahtekárlık yapmaya teşvik ediyorlar. Zaten son sene okullarda doğru düzgün ders işlenmiyor. Artık rapor peşinde koşmak istemiyoruz.
N. HAYIRLI
İSTANBUL
GÜNÜN SÖZÜ
‘‘Harabesi olmayan ülkenin hatırası olmaz. Hatırası olmayan ülkenin de tarihi olmaz.’’
(Jeremy Bentham)
Yazının Devamını Oku 21 Şubat 2004
<b>MERSİN'</B>de hububat ticaretiyle uğraşan ismi saklı bir tüccar, <B>Türkiye</B>'nin mısır ihracatıyla ilgili şunları söylüyor: ‘‘İki tıp mısır vardır: Yemlik-yağlık ve çerezlik (patlamış mısır). Türkiye yemlik ve yağlık mısır üretir. Çerezlik (patlamış) mısır üretimi hemen hemen sıfırdır ve kalitesi yenmeyecek kadar kötüdür.
2003 senesinde mısır rekoltesi azlığı dolayısıyla yerli yemlik ve yağlık mısır üreticilerini korumak için ithalatta gümrük vergisi % 35'ten, eylül ayında % 70'e ve 2004 senesi için % 80'e yükseltilmiştir.
Tesadüfe bakın ki ağustosta bir firma gümrük vergisi artırılmadan önce bir partide 4 bin ton gibi büyük bir çerezlik patlamış mısır partisi ithal ederek akabinde yükseltilen gümrük vergisinden kurtulmuştur.
Türkiye'nin son 10 senedeki çerezlik mısır ithalat istatistikleri incelendiği takdirde hiçbir Türk ithalatçısının bir partide 10 konteyner, takriben 260 tondan fazla çerezlik mısır ithal etmediği görülür. 4 bin ton gibi bir senede tüketilen ve satılan çerezlik mısır ithalatında, ithalat gümrük vergisinin yükseltileceği önceden haber alınıp menfaat sağlanmış olunamaz mı?
Nitekim mısır ithalat vergisinin önce % 70'e ve daha sonra % 80'e yükseldiği biliniyor. Böylelikle eski gümrük ithalat vergisiyle ithal edilen çerezlik ithal patlamış mısırlar, dahili piyasaya satılarak diğer ithalatçılar piyasadan silinmiş olmaz mı?’’
Gümrüklerden Sorumlu Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen, mısır ithalatçıları ve getirdiklerinin miktarlarını kamuoyuna açıklamalıdır.
Getirilen mısırlar tavuk yemi olacaksa kanatlı hayvan ihracatımızın patlaması gerekir.
İki TIR’ın yükü kayboldu
İKİ Kuveyt plakalı ve şoförleri Suriye uyruklu TIR, Hatay'ın Cilvegözü Sınır Kapısı'ndan giriyorlar. Gümrük kayıtlarında yük olarak onbeşer ton 'sünger' yazıyor. Rahatça gümrük kapısından geçiyorlar. Belki de gümrükçüler beyannamedeki beyana inanmış olabilirler.
İki TIR geçen hafta feribotla Ukrayna'ya geçmek üzere Zonguldak Gümrüğü'ne geliyorlar. Gümrük muhafaza memurları örnekleme metoduyla TIR'ları kontrol ediyorlar. Bir de ne görsünler? İkisi de bomboş. İçinde beyandaki süngerler bile yok. Gümrükçüler işlem yapıyor. İki TIR'a el koyuluyor.
Peki bu nasıl oldu? Bir kere bir TIR'ın 15 ton 'sünger' alması mümkün değil, uzmanlar bunu en fazla 3 ton olarak söylüyorlar. Demek ki iki TIR'da onbeşer ton ağırlığında 'yük' veya mal varlığı olması gerekiyor. Peki bu ne olabilir? Uyuşturucu mu? Silah mı, mermi mi, elektronik malzeme mi yoksa cep telefonu mu?
Bir defasında Mersin ve İskenderun üzerinden Nahçıvan'a gönderilen 200 TIR, Türkiye içinde kaybolmuştu. Bunun soruşturması ne oldu?
Evet, bu çok ciddi bir olay. Otuz ton mal neydi? Bu kaçak mal neydi, nereye indi? Vurgunu kim yaptı?
Başkent: Yargıya biz götürdük
‘SAYIN Haberal çok üzülüyoruz’’ başlıklı dün yayınlanan yazımıza Başkent Üniversitesi Basın Danışmanlığı'ndan bir açıklama yapıldı:
‘‘Yazınızda sözü edilen konuyu tespit edip yargıya götüren Başkent Üniversitesi yönetimidir.
Eğer sizin ya da başka birilerinin elinde herhangi bir bilgi-belge varsa, Başkent Üniversitesi yönetiminin yaptığı gibi, hiç durmayıp yargıya ulaştırmasını beklemekteyiz. Ayrıca, Başkent Üniversitesi'nde yapılacak bundan sonraki atamalarda sizin de öneri ve görüşlerinizi almak niyetindeyiz. Bizimle teması kesmeyin lütfen... Sayın Bayer, kısaca her şey için hodri meydan... Umarız bu mektubu da yayınlarsınız.’’
Bize hodri meydan çekenlerin muhatabı İzmir Emniyet Müdürlüğü ve Cumhuriyet Savcılığı'dır.
Yazım çıktı ceza aldım
KÖŞENİZDE ‘‘Kaygılarım çok’’ (11.07.2003) başlığıyla YÖK'ü eleştiren bir mektubum yayınlanmıştı. Bu mektubun yayınlandığı gün hakkımda başlatılan soruşturmanın sonucu şu: Hizmet dışında, resmi sıfatın gerektirdiği itibar ve güven duygusunu sarsacak nitelikte davranışlarda bulunduğum gerekçesiyle disiplin cezası aldım. Ben yalnızca düşüncelerimi açıkladım. Kimseye hakaret etmedim. Bir profesörün dahi düşüncelerini açıklıkla ifade edecek akademik özgürlük düzeyine sahip olmaması çok üzücü. İşte rektörlere açıkça tanımlanmayan sınırsız yetkiler veren 2547 sayılı YÖK yasası bundan dolayı hemen değişmeli!
Prof. Dr. Tahir BALCI-Çukurova Üniversitesi
Biliyor musunuz?
2001'lerde Edirne yeni otogar ihalesiyle ilgili olarak ‘‘Beyaz Ahtapot’’ operasyonu sonucunda bir süre hapis yatan, yargılaması sonucunda ise muhalefet şerhli beraat eden ancak savcılığın ‘‘irtikap’’ suçundan cezalandırılması talebiyle dosyası Yargıtay'a gönderilen Hamdi Sedefçi'nin partisinden yeniden aday gösterilmesinin huzursuzluk yarattığını...
Giresun Valisi Ali Haydar Öner'in seçim arifesinde görevinden alınıp AB ile ilgili bir komisyon çalışması için merkeze çekildiğini ve bu konuda Giresun'da yoğun tepkilerin olduğunu... Biliyor musunuz?
Mesaj panosu
CHP seçim kampanyasında kullanacağı çizgi filmde Baykal'ı Temel Reis, Erdoğan'ı da Kabasakal rolünde oynatacakmış. Bizim Temel Reis'lere değil zenginden alıp fakire veren Robin Hood'lara ihtiyacımız var.
Mahir GÜLLÜ ANKARA
ANKARA'da hırsızlar şimdi de cadde ve sokaklardaki döküm ızgaralarını çalmaya başladılar. Bu ızgaralar hurdacılara satılıyor. Bir önlem alınamaz mı?
H. Edip ÖZCAN ANKARA
HALUK Ulusoy'un Futbol Federasyonu Başkanlığı'na yeniden aday olurken açıklayacağını söyleyeceği projelerini çok merak ediyorum. Dünya futbol sektörünü ve kültürünü takip edemeyen, yabancı dili olmayan, internetin önemini anlayamayan bir federasyon başkan adayının vizyonu ne olabilir?
Davut KARA ANKARA
GÜNÜN SÖZÜ
‘‘(Osman) Pamukoğlu Paşam, 65 yaşındayım, bana yaşlanmamın beyinde olduğunu öğrettiğiniz için size teşekkür ediyorum. Beyinde teslim olmazsak asla teslim olmayız.’’
(Ali Sirmen)
Yazının Devamını Oku