ANKARA'dan, 1980'lerde Halkçı Parti Genel Başkanı Necdet Calp'in yardımcılığını yapan, eski 'talebe federasyonu' liderlerinden olan Yüksel İçbilen faksla şu notu göndermiş...
‘‘Ben 40 yıllık CHP'liyim. Bu arada 1980'lerde HP'nin Ankara liste başı vetolu adayı idim.
Akşam uyuyamadım, ağladım.
CHP tarihinde böyle bir atama ve seçim görmedim. CHP'ye gönül vermiş bilgili, değerli, görüşü sağlam binlerce kişi varken; hem milletvekili, hem genel sekreter yardımcısı, hem TBMM Başkan Vekili, hem de belediye başkan adaylığı, nasıl iştir bu?
İstanbul'a da İzmitli bir milletvekili adayı olur mu?
CHP'de milletvekili dışında adam yok mu?
İstiyorlarsa otobüs dolusu nitelikli adam gönderelim.
Yönetim CHP'nin varlığı ile alay mı ediyor. Bu yönetim kendisine mezar arıyor ama kazacağı çukura biz de gireceğiz.
Yazık sosyal demokratlara, yazık Atatürkçülere, yazık kuşağımıza, yazık bu millete.’’
Sonra kendisini bulduk; ‘‘Bu listelerle bir yerde seçim kazanırsak şerefsizim’’ dedi. Baykalcı olduğunu, hatta onu 12 Eylül'de Zincirbozan nezaretine kendisinin götürdüğünü, ancak çevresindeki ekibin partiyi uçuruma götürdüğünü söyledi. ‘‘Anlamıyorum, AKP'yle gizli bir anlaşma mı yapıldı?’’ dedi. Baykal'ı bir dostlarının düğününde uyardığını, ancak kendisine ‘‘Sen politika bilmiyorsun’’ diye yanıt verdiğini anlatan Yüksel İçbilen, üzüntüyle şöyle dedi:
‘‘Ayrıca bazı adaylar felaket; her türlü şaibeye bulaşmış kişiler. İlle her şey para mı? Zengin mi olması lazım; namuslu, ahlaklı, dürüst, CHP ilkelerine bağlı milyonlarca kişi var bu ülkede. Bu kişiler bulunamıyorsa, parti kapatılsın. Baykal'ı, bir grup ellerinde oynatıyor. Gerçekten sosyal demokrasiyi batırmak için CHP'yi batırıyorlar. Ben bu partiye hayatımı verdim. Ne yazık ki beğenmediğimiz Ecevit hepsinden iyiymiş...’’
KOCAELİ'nden bir okurumuz, haklı bir tepki gösteriyor:
‘‘AB bayraktarlığı yapan partilerin kadınlara yer vermemesi olacak iş değil; bir erkek olarak bundan üzüntü duyuyorum. Kadınları bir erkek olarak tavır almaya davet ediyorum. Özellikle iktidar partisinin 'gönüllü hanımları' da artık perde arkasından sahneye çıkmalı; erkeklerin arkasından gitmekten vazgeçmeli ve güçlerini ortaya koymaları gerekmiyor mu?’’
Yargıya dil uzatan AB'li parlamenter protesto edilmelidir
‘BURASI sömürge ülkesi mi?’’ diye tepki gösteriyor, ANAP eski İstanbul Milletvekili ve Anayasa Komisyonu Başkanvekili Av. Sühan Özkan:
‘‘Avrupa'dan DEP davası için gözlemci (Türkiye-AB Karma Parlamentosu Eşbaşkanı Joost Lagendijk) tutuklama kararının kaldırılmaması üzerine adliyede, gazetecileri karşısına alıp 'Mahkeme yargılamayı uzatıp bu süre sonunda beraat kararı verecek olursa, yargılama içinde yargısız infaz yapılmış olacak' diyor. Yargıçlarımızı inanılmaz şekilde eleştiriyor, onların yargılamayı öğreneceklerini söylüyor. Yani ara kararını eleştiriyor.
Bu gözlemci, görülmekte olan davalar hakkında Meclis kürsüsünde bile bir şey söylenemeyeceğini bilmiyor mu? Brüksel'deki AB parlamentosunda böyle bir şey yapılabilir mi?
Türkiye, AB'nin sömürgesi; bu beyefendi de sömürge valisi değildir.
Bunlara haddini bildirecek bir makam yok mu?
Kimse Türkiye'yi aşağılama hakkına sahip değildir.
Türkiye'de yargıç ve hakimler; pozitif hukuk var.
Bu nasıl bir cesarettir.
Cumhuriyet savcılarımızın, bu konuşmaları hemen ihbar kabul etmesi gerekir. AB Büyükelçiliğimiz, bu çirkin olayı AB nezdinde protesto etmlidir.
Hiç kimse, bir yargıcın ara kararına karşı 'beceremediler' diyemez. Ve bu sözlere mutlaka tepki gösterilmelidir.’’
Saunayı bırak vagonlara bak
TCDD Genel Müdürü'nün Ankara Garı'nda yaptırdığı sauna haberinizi okuyunca bu kuruluşun ne kadar liyakatsız ve beceriksiz kişiler tarafından yönetildiğini daha iyi anlama şansını yakaladım.
9.2.2003 tarihinde Pamukkale Ekspresi ile Denizli'ye hem de yataklı vagon ile seyahat etme şanssızlığına eriştim. Yataklı vagon ile geçmiş yıllarda 'Wagonlycook' döneminde de seyahat etmiştim ama şimdi vagonun genel durumu perişan, kopartman virane, genel tuvalet facia, restoran içler acısı.
Bunu ancak ayranı yok içmeye... Ankara Garı'na sauna yapan, işletme başındaki kişilerin ne kadar kıfayetsiz, beceriden uzak, çalıştığı kurumu denetlemeyi dahi bilemeyen kişilerin, Atatürk'e layık olmamak onun ilkelerini öldürmek için çalıştıkları açık.
M. Şadan HAKKUL
Biliyor musunuz
ÜMRANİYE'de YTP'nin kurucuları arasında yeralan ancak aday gösterilmeyince partisinden istifa edip 9 gün önce CHP'ye katılan Dr. Ertuğrul Uncu'nun sürpriz bir şekilde CHP adayı gösterildiğini... Kartal CHP'den, Celal Dinçer'in yerine Yıldırım Emsiz'in aday gösterilmesi üzerine ilçe başkanı Nazım Durak ve İlçe Sekreteri Kemal Berk ile birlikte 29 kişinin partilerinden istifa ettiğini... Bakırköy'de CHP'den aday gösterilen Ateş Ünal Erzen'in Galatasaray'ın eski, Beşiktaş'tan İsmail Ünal'ın da Beşiktaş'ın şimdiki genel sekreteri olduğunu... Kağıthane'de Ender Gazioğlu'nun yerine son anda Cafer Dursun'un aday gösterildiğini... Zeytinburnu'nda Dr. Adil Emecan'ın adaylığının son anda geri çektirildiğini... Yakuplu'da ANAP'dan istifa edip CHP'den aday olan Cemal Kahraman'ın kalp rahatsızlığı nedeniyle çekilmesi nedeniyle yerine Tuncer Dağ'ın aday yapıldığını... CHP Beyoğlu Belediye Başkan adaylığına, eski Belediye Başkanı Hüseyin Aslan'ın yerine son anda ANAP'lı eski Belediye Başkanı Haluk Öztürkatalay'ın aday gösterildiğini... Dört gündünberi bazı belediye görevlilerince gözaltında tutulan Gürpınar Belediye Başkanı Velittin Küçük'ün Büyükçekmece'de adliyesinde serbest bırakıldığını... Tunceli'de, belediye başkanı Hasan Korkmaz'ın CHP'den yeniden aday gösterilmesine tepki gösteren aday adaylarından Özcan Mengeç ile Hıdır Almaz'ın partilerinden istifa ettiklerini.. CHP Mersin Milletvekili Şefik Zengin'in kardeşi İbrahim Halit Zengin'in Gözde beldesi belediye başkan adayı olduğunu... AKP Erzurum Büyükşehir adayının, temayül ve halk oylarında adı geçmeyen belediyenin avukatı Ahmet Küçükler olduğunu ve Tayyip Erdoğan'ın itibar gösterdiği Mahmut Kişioğlu'nun yakını olduğunu...
Biliyor musunuz?
Mesaj panosu
CEVİZ Kabuğu programında Sinan Aygün'ün ilginç konuşmasının bir kez daha erken saatlerde yayınlanmasını istiyoruz.
Semra DEMİRCA
ODTÜ Matematik Öğretmenliği mezunu bir matematik öğretmeniyim. Ancak 2000 yılında MEB beni İngilizce öğretmeni olarak görevlendirdi. Şu anda hiç eğitimini almadığım bir branşta hem de bir Anadolu Lisesi'nde İngilizce öğretmeye çalışıyorum. İnanın o idealimdeki meslek olan öğretmenlikten bile soğumaya başladım. Benim gibi 2-3 bin öğretmen olduğu söyleniyor; halimiz ne olacak?
C. A-İZMİR
DALINDA Türkiye'nin en branş hastanesi özelliğini kazanan Bakırköy'deki 70. Yıl Fizik Tedavi Rehabilitasyon Merkezi'nde yatan hasta ve yakınları soruyor: Hangi akıllı hastane içerisindeki yeşil alanı yok edip alışveriş merkezine dönüştürüyor?