Yalçın Bayer

Mısır-tavuk ilişkisi

21 Şubat 2004
<b>MERSİN'</B>de hububat ticaretiyle uğraşan ismi saklı bir tüccar, <B>Türkiye</B>'nin mısır ihracatıyla ilgili şunları söylüyor: ‘‘İki tıp mısır vardır: Yemlik-yağlık ve çerezlik (patlamış mısır). Türkiye yemlik ve yağlık mısır üretir. Çerezlik (patlamış) mısır üretimi hemen hemen sıfırdır ve kalitesi yenmeyecek kadar kötüdür.

2003 senesinde mısır rekoltesi azlığı dolayısıyla yerli yemlik ve yağlık mısır üreticilerini korumak için ithalatta gümrük vergisi % 35'ten, eylül ayında % 70'e ve 2004 senesi için % 80'e yükseltilmiştir.

Tesadüfe bakın ki ağustosta bir firma gümrük vergisi artırılmadan önce bir partide 4 bin ton gibi büyük bir çerezlik patlamış mısır partisi ithal ederek akabinde yükseltilen gümrük vergisinden kurtulmuştur.

Türkiye'nin son 10 senedeki çerezlik mısır ithalat istatistikleri incelendiği takdirde hiçbir Türk ithalatçısının bir partide 10 konteyner, takriben 260 tondan fazla çerezlik mısır ithal etmediği görülür. 4 bin ton gibi bir senede tüketilen ve satılan çerezlik mısır ithalatında, ithalat gümrük vergisinin yükseltileceği önceden haber alınıp menfaat sağlanmış olunamaz mı?

Nitekim mısır ithalat vergisinin önce % 70'e ve daha sonra % 80'e yükseldiği biliniyor. Böylelikle eski gümrük ithalat vergisiyle ithal edilen çerezlik ithal patlamış mısırlar, dahili piyasaya satılarak diğer ithalatçılar piyasadan silinmiş olmaz mı?’’

Gümrüklerden Sorumlu Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen, mısır ithalatçıları ve getirdiklerinin miktarlarını kamuoyuna açıklamalıdır.

Getirilen mısırlar tavuk yemi olacaksa kanatlı hayvan ihracatımızın patlaması gerekir.

İki TIR’ın yükü kayboldu

İKİ Kuveyt plakalı ve şoförleri Suriye uyruklu TIR, Hatay'ın Cilvegözü Sınır Kapısı'ndan giriyorlar. Gümrük kayıtlarında yük olarak onbeşer ton 'sünger' yazıyor. Rahatça gümrük kapısından geçiyorlar. Belki de gümrükçüler beyannamedeki beyana inanmış olabilirler.

İki TIR geçen hafta feribotla Ukrayna'ya geçmek üzere Zonguldak Gümrüğü'ne geliyorlar. Gümrük muhafaza memurları örnekleme metoduyla TIR'ları kontrol ediyorlar. Bir de ne görsünler? İkisi de bomboş. İçinde beyandaki süngerler bile yok. Gümrükçüler işlem yapıyor. İki TIR'a el koyuluyor.

Peki bu nasıl oldu? Bir kere bir TIR'ın 15 ton 'sünger' alması mümkün değil, uzmanlar bunu en fazla 3 ton olarak söylüyorlar. Demek ki iki TIR'da onbeşer ton ağırlığında 'yük' veya mal varlığı olması gerekiyor. Peki bu ne olabilir? Uyuşturucu mu? Silah mı, mermi mi, elektronik malzeme mi yoksa cep telefonu mu?

Bir defasında Mersin ve İskenderun üzerinden Nahçıvan'a gönderilen 200 TIR, Türkiye içinde kaybolmuştu. Bunun soruşturması ne oldu?

Evet, bu çok ciddi bir olay. Otuz ton mal neydi? Bu kaçak mal neydi, nereye indi? Vurgunu kim yaptı?

Başkent: Yargıya biz götürdük

SAYIN Haberal çok üzülüyoruz’’ başlıklı dün yayınlanan yazımıza Başkent Üniversitesi Basın Danışmanlığı'ndan bir açıklama yapıldı:

‘‘Yazınızda sözü edilen konuyu tespit edip yargıya götüren Başkent Üniversitesi yönetimidir.

Eğer sizin ya da başka birilerinin elinde herhangi bir bilgi-belge varsa, Başkent Üniversitesi yönetiminin yaptığı gibi, hiç durmayıp yargıya ulaştırmasını beklemekteyiz. Ayrıca, Başkent Üniversitesi'nde yapılacak bundan sonraki atamalarda sizin de öneri ve görüşlerinizi almak niyetindeyiz. Bizimle teması kesmeyin lütfen... Sayın Bayer, kısaca her şey için hodri meydan... Umarız bu mektubu da yayınlarsınız.’’

Bize hodri meydan çekenlerin muhatabı İzmir Emniyet Müdürlüğü ve Cumhuriyet Savcılığı'dır.

Yazım çıktı ceza aldım

KÖŞENİZDE ‘‘Kaygılarım çok’’ (11.07.2003) başlığıyla YÖK'ü eleştiren bir mektubum yayınlanmıştı. Bu mektubun yayınlandığı gün hakkımda başlatılan soruşturmanın sonucu şu: Hizmet dışında, resmi sıfatın gerektirdiği itibar ve güven duygusunu sarsacak nitelikte davranışlarda bulunduğum gerekçesiyle disiplin cezası aldım. Ben yalnızca düşüncelerimi açıkladım. Kimseye hakaret etmedim. Bir profesörün dahi düşüncelerini açıklıkla ifade edecek akademik özgürlük düzeyine sahip olmaması çok üzücü. İşte rektörlere açıkça tanımlanmayan sınırsız yetkiler veren 2547 sayılı YÖK yasası bundan dolayı hemen değişmeli!

Prof. Dr. Tahir BALCI-Çukurova Üniversitesi

Biliyor musunuz?

2001'
lerde Edirne yeni otogar ihalesiyle ilgili olarak ‘‘Beyaz Ahtapot’’ operasyonu sonucunda bir süre hapis yatan, yargılaması sonucunda ise muhalefet şerhli beraat eden ancak savcılığın ‘‘irtikap’’ suçundan cezalandırılması talebiyle dosyası Yargıtay'a gönderilen Hamdi Sedefçi'nin partisinden yeniden aday gösterilmesinin huzursuzluk yarattığını...

Giresun Valisi Ali Haydar Öner'in seçim arifesinde görevinden alınıp AB ile ilgili bir komisyon çalışması için merkeze çekildiğini ve bu konuda Giresun'da yoğun tepkilerin olduğunu... Biliyor musunuz?

Mesaj panosu

CHP
seçim kampanyasında kullanacağı çizgi filmde BaykalTemel Reis, Erdoğan'ı da Kabasakal rolünde oynatacakmış. Bizim Temel Reis'lere değil zenginden alıp fakire veren Robin Hood'lara ihtiyacımız var.

Mahir GÜLLÜ ANKARA

ANKARA
'da hırsızlar şimdi de cadde ve sokaklardaki döküm ızgaralarını çalmaya başladılar. Bu ızgaralar hurdacılara satılıyor. Bir önlem alınamaz mı?

H. Edip ÖZCAN ANKARA

HALUK Ulusoy
'un Futbol Federasyonu Başkanlığı'na yeniden aday olurken açıklayacağını söyleyeceği projelerini çok merak ediyorum. Dünya futbol sektörünü ve kültürünü takip edemeyen, yabancı dili olmayan, internetin önemini anlayamayan bir federasyon başkan adayının vizyonu ne olabilir?

Davut KARA ANKARA

GÜNÜN SÖZÜ

‘‘(Osman) Pamukoğlu Paşam, 65 yaşındayım, bana yaşlanmamın beyinde olduğunu öğrettiğiniz için size teşekkür ediyorum. Beyinde teslim olmazsak asla teslim olmayız.’’

(Ali Sirmen)
Yazının Devamını Oku

Sayın Haberal çok üzülüyoruz

20 Şubat 2004
<B>İZMİR'</B>den bir grup doktor uzun bir mektup göndermişler; <B>Başkent</B> <B>Hastanesi</B>'nin <B>Karşıyaka</B> ünitesinde yaşananlar için özetle şöyle diyorlar: Birkaç gündür gazetelerin İzmir baskısında, Başkent Üniversitesi'ne bağlı Zübeyde Hanım Hastanesi ile ilgili naylon fatura haberleri yer almaktadır. Türkiye çapında yedi ayrı bölgede 7 bin çalışanı ile hizmet veren Başkent Hastanesi çalışanlarının içini biraz olsun ferahlatan bir haber bu kadar güzel bir resim ve basit bir yazı ile geçiştirilmemelidir. Bu haber manşete yakışır. Tutuklanan Zübeyde Hanım Hastanesi Müdürü Sibel Akyel (Mali İşler Müdür Yardımcısı Filiz Tuzcu da tutuklandı) 8 yıldır görev yaptığı bu merkeze getirilmeden önce 10 yıl kadar Başkent Üniversitesi Rektörü olan Prof. Mehmet Haberal'ın sekreteri idi. Çalışanlarımızın çok büyük bir kısmı tarafından tanınan ve hangi vasıfları ile bu göreve getirildiği bilinmeyen müdire hanımın, naylon fatura iddiasıyla tutuklanması bizi çok üzmektedir. Bu hanımın bu denli hoyratça rahat hareket etmesinin arkasındaki nedenlerin araştırılması gerekmez mi? Kamunun denetimi dışında bulunan bir kamu kurumuna yakışır bu denli keyfi uygulamaların bu haberler sayesinde son bulacağını umuyoruz.

Bu arada Başkent Üniversitesi'ne bağlı İstanbul Hastanesi Müdürü'nün Rektör Mehmet Haberal'ın öz amcası Recep Haberal; Alanya Hastanesi Müdürü'nün de İstanbul'daki öz amcasının oğlu Cevahir Haberal olduğunu ayrıca bilgilerinize sunmak istiyoruz.

Başkent vakıfları bünyesindeki sağlık kuruluşlarındakiler olarak ‘‘Haberalzede’’ olmak istemiyoruz.

Dileriz bunları okuyan Ecevitler de bir kez daha üzülmezler.

Sol’un sorunu

YTP Genel Başkan Yardımcısı Ercan Karakaş, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adaylığından çekilmesini şu gerekçeye bağlıyor:

‘‘AKP iktidarının kimi tutum ve davranışlarından kaygı duyan çağdaş, laik, özgürlükçü, yurtesever ve demokrat insanlar yerel seçimlerde solun güçbirliği içerisinde davranmasını istiyor. Mesele mevcut partilerin birbirlerine üstünlük sağlama ya da öne çıkma yarışı değildir. Mesele demokratik Cumhuriyet'in değerlerine sahip çıkma, dürüst, demokratik, katılımcı yerel yönetimler yönünde bir adım atarak, halkın özlemlerine yanıt vermesidir. Ancak harcanan tüm çabalara rağmen solun ‘eşit ilişkiler temelinde' kimseyi dışlamayan geniş bir güçbirliğini gerçekleştiremeyeceği anlaşılıyor. Umarım her şeye rağmen seçimlere çok kısa bir süre kalmış olsa da solda özlenen güçbirliği ve en geniş kesimlere güven veren ortak adaylar belirlenebilir.’’

Denetim hakkı engelleniyor

CHP İzmir Milletvekili Erdal Karademir, gönderdiği notta ‘‘Milletvekilinin denetim hakkı engelleniyor’’ diyerek şöyle diyor:

‘‘Kentlerde türeyen plansız ve güvensiz fiziksel çevre, depremde ortaya çıkan ve birbirini izleyen sağlıksız yapılar ve son olarak Konya'da yaşanan sorumsuzluk ve kuralsızlık asla unutulmamalıdır.

Bu bağlamda, herkesin sesini daha da yükselterek kaçak ve ruhsatsız yapılara hayır, planlı ve sağlıklı yapılara evet demesi talebi ile hükümetin izlemiş olduğu yöntemi kınıyor ve bu konuda soru önergelerimin Başbakan tarafından değerlendirmesini istiyorum.’’

Belediyeler hiç araştırıyor mu; tapusuz, imarsız ve kaçak yapılarda kimler oturuyor acaba?

Gözüm açık gideceğim

ANKARA’nın Gölbaşı-Gökçehöyük köyünde 60 yıldan beri ikamet ediyorum. Şimdi 75 yaşındayım ve bu köyde hálá elektrik yok. Oğlum da olmasa hiçbir şekilde yaşamımı sürdüremeyeceğim. Her sene TEDAŞ'a 5-10 defa gidiyorum. Bana her zaman bu sene bağlanacak diyorlar. Evimin tapusu ve her türlü evrakları tamam. Senelerdir mum ve piknik tüpü ile yaşamaya çalışıyorum. Ben ölmeden elektrik bağlanmazsa gözüm açık gideceğim.

Nizamettin ÇAPANOĞLU

ANKARA


Kelepir ada

TAŞINMAZIN yeri: Akdeniz; Taşınmazın adı: Kıbrıs; Aracılık eden kurum: Politikacılar; Taşınmazın özellikleri: Sahibi olan, tüm Akdeniz'i kontrol eder; Taşınmazda 'intifa' hakkı vardır: (İntifa sahibi) Şehit ve gaziler; Çıplak mülkiyet sahibi: Politikacılar.

Taşınmazın satış şekli: Açık artırma yoluyla; Taşınmazdan elde edilecek gelirin nerede kullanılacağı: AB'ye girmek için; Taşınmazın dosyası: ABD ve AB icra daireleri; Taşınmazda satışı yönetecek muhakkik: Annan.

Taşınmazla ilgili bilgiler: Satış dosyasının tetkikinden de anlaşılacağı üzere, mülkün üzerinde 'intifa' mevcuttur. Her ne kadar intifayı tesis edenler şehitler ve gazilerse de, intifa şehitlerin kaybıyla düşmüş olup, halen hayatta olan gazilerin vefatlarından sonra tamamen kalkacaktır. Alıcıların bu intifa keyfiyetini nazarı dikkate almamaları gerekmektedir. Taşınmazın hissedarlarının bedelleri ödenmiş midir? Hissedarlar şehit ve gaziler olup, bir miktar kan parası ödenecektir.

Satışa itiraz olur ise; her ne kadar ‘canın bedeli’ olmasa da, bir şeyler yapılacaktır. Yetmiş milyonluk bir devlet de candan çok ne vardır ki? İhale iptal edilebilir mi? Mümkün değildir? Ayrıca promosyonlarımız da mevcuttur.

Satışa itiraz edenler: Beşparmak Dağları Türkiye'ye el sallar. Dağlar kırmızıya kesmiştir. Kırmızılık Mehmetçiğin kanıdır. Dağın başında, Atatürk'ün, Lala Mustafa Paşa'nın, şehitlerin ruhu dolaşır.

Satış Bedeli: Tam kelepir olup, sırt sıvazlamakta yeterli görülmüştür. Bedel ne olursa olsun, ikinci satış söz konusu değildir.

Salim TAŞÇI-ANKARA

Biliyor musunuz?

ADALAR'da 94-99 döneminde Belediye Başkanlığı yapan eski ANAP'lı Can Esem'in AKP'den Adalar Belediye Başkan adayı olduğunu...

İP'nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayının enerji uzmanı Ünal Erdoğan olduğunu... AKP'den Eminönü başkan adayı olan Nevzat Er'in Tayyip Erdoğan'ın avukatı olduğunu... Şişli AKP adayı Muhsin Divan'ın, 91-93 yılları arası Demirel döneminde DYP İstanbul İl Başkanlığı yaptığını, şu anda denizcilik sektöründe yöneticilik yaptığını, eşinin ise 'mütevazi ölçülerde' çiçekçilik ile meşgul olduğunu dolayısıyla 'çiçek kralı' tabirinin kendisiyle örtüşmediğini bildirdiğini...

Biliyor musunuz?

Mesaj panosu

DUMLUPINAR
Üniversitesi Bilecik İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi'nde okuyan bir grup öğrenciden: ‘‘Okula kaydımızı yapmak için günlerdir uğraşıyoruz. Kayıt yaptıramadığımız gibi ağır hakaretlere de maruz kalıyoruz. Neden kimse bizi denetlemiyor?’’

SSK prim ödemelerini bilgisayarlar arızalı olduğu için yapamıyoruz. Ne zaman tamir edileceğini kimse söyleyemiyor. Burada devletin bir kaybı yok mu? C.G.-ANKARA

AK Platform toplantılarında AKP'yi desteklediğini açıklayan İstanbul Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği Başkanı Suat Yalkın, bugün Yeşilköy Çınar Oteli'nde saat 11.00'de İstanbul belediye başkan adayları ve İstanbul'daki 172 esnaf, sanatkar odası yöneticileri ile bir araya geleceklerini bildirdi.

MODA-Kadıköy nostalji tramvayına, Moda'da oturmama rağmen, duraklarda tramvay saatlerine dair bir bilgi olmadığı için binmek nasip olmadı. 3 milyon dolarlık harcama ile yapılan projeye (Taksim-Tünel Tramvay projesi 600 bin dolara mal olmuştu.) bu bilgiyi eklemek için ne gerekli acaba? N. H-İSTANBUL

GÜNÜN SÖZÜ

‘‘Ulusumuzun hakları için direnen bir hükümetin yerine şimdi eğilip bükülen bir hükümet var!’’

(DSP Genel Başkanı

Bülent Ecevit)
Yazının Devamını Oku

Ne yiyoruz

19 Şubat 2004
<B>TÜRKİYE'</B>de yılda 1.1 milyon ton yağ, 760 bin ton tavuk tüketiliyor. Bunlar ne kadar sağlıklı? Uğur Dündar, ‘‘Arena’’ ile bu tabloyu gözler önüne çarpıcı şekilde sergiliyor.

İthal yoluyla gelen yağların denetimi gereğince yapılmıyor. Nereden hangi tür yağ geliyor, bunları kim pazarlıyor?

Tavuk üretimimizin 500 bini açık ürün olarak satılıyor, büyük bölümü sağlıksız ve mikrop saçıyor. 'Arena'da kurumuş sucuk ve sosisleri yeni üretim hamuruna karıştıran hangi suçuk firmasıydı acaba; Sağlık Müdürlüğü, üreticileri terbiye etmek için bunun bir görev olduğunu artık bilmelidir. Kışın tavuk fiyatlarını kasten düşüren kartellerin piyasaya sürdükleri ucuz tavuk etini (ve de damızlıkları), hangi ünlü firmalar sucuk ve sosis imalatında kullanıyor dersiniz?

Hiç olmazsa sağlığımız için bunların kimler olduğunu bilmeliyiz.

Geçen gün bir okurumuz, ‘‘Ankara'da 21 milyona satılan sucuğun yanında 1.8 milyona satılan sucuk fiyatını görünce dehşete düştüm’’ diyordu. Hayvanın memesini, kellesini, dilini sucuğa katan firmaların teşhir edilmesi sadece medyanın işi olmasa gerek.

‘Merdiven altı’nda üretim yapanların denetimini belediyeler mi, Sağlık ve Tarım Bakanlıkları mı yapıyor? Hiç kimsenin aklına soğuk hava depolarını denetlemek geliyor mu?

AB'ye girerken hálá standart bir üretim yapamıyoruz.

Gümrükteki ‘bahşiş’ çarkı

BEN serbest bölgede faaliyet gösteren bir şirkette çalışıyorum. İşlemlerimizi yaptırırken 'İşlem Formu' başı 35 milyon TL veriyoruz. Bu formu alırken zaten 5 dolar ödeyip makbuzunu alıyoruz. Ayda 50-100 arasında işlem formu düzenlemekteyiz. Yani gümrüğe ayda, 1 milyar 750 milyon ile 3 milyar 500 milyon arası ‘‘bahşiş!’’ veriyoruz. Verdiğimiz paranın haricinde rakı, çerez, çay, şeker ve kıyafet gibi şeyler alıyoruz. Eğer istedikleri şeyleri ve parayı vermezsek bakın başımızı neler geliyor: İşleminiz en sona atılır. TIR'ınızın mesaiye kalması sağlanır. Malınızı laboratuvara yollarlar. Böylelikle malınız 1-2 hafta geç gider. Bu esnada TIR beklediğinden dolayı TIR firmasına ekstradan para ödersiniz.

Bu konuda ne yapalım diye diğer firmalarla konuştuk.

Peki ne yapacağız? Yapacak hiçbir şey yok.

S.N.-İSTANBUL

Depoda çürüyen kitaplar

YILBAŞINDA, Kültür Bakanlığı'nın Halil İnancık editörlüğünde ‘‘Osmanlı Uygarlığı’’ diye bir kitap yayınladığını duyar duymaz satış yerine gittim. ‘‘Henüz gelmedi’’ cevabını aldım. 10 gün sonra tekrar gittiğimde ‘‘Tükendi’’ dediler. Kitaba gösterilen ilgiden memnun bir halde kaç adet geldiğini sordum ve 5 adet cevabını aldım. Kitabın Türkiye'nin en kalabalık üçüncü kentine beş adet gönderildiğini duyan birisi, sınırlı sayıda basıldığını düşünebilir. Oysa defalarce yaşadığımdan biliyorum. Baskı sayısı az değil, beceriksizlikten dolayı kitapların çoğu depolarda çürüyor. Adı ‘‘Kültür’’ olan bir bakanlığın İzmir'de neden tek satış yerinin ücra bir binanın küçük bir odası olduğunu, yayınlarının (tıpkı TRT gibi) en az satılacak şekilde dağıtıldığını sormak yurttaşlık görevidir.
Mesut ÖNER-İZMİR

Destek istiyoruz

IRAK Hükümet Konseyi'nde Kürt siyasi gruplarının gündeme getirdikleri Kürdistan Federasyonu kanunu taslağından sonra, geçici Anayasa yerine geçebilecek 'Geçiş Döneminde Irak Devleti Yönetim Yasası' tasarısı Arap basınında yayınlanarak dünya kamuoyuna sunulmuştur.

Arapça asıl metin ile tercümesi ekte bulunan (sitemizde) yönetim yasasından anlaşılacağı üzere Türkmenler bu yasa ile safdışı bırakılmak istenmiştir. Türkmenler en fazla bu süreçte manevi desteğe ihtiyaç duymaktadır.

Ahmet MURATLI-Irak Türkmen Cephesi, Türkiye Temsilcisi ankara@turkmencephesi.org

Değişime açık olun

ÖZELLEŞTİRME karşıtı sendikalara sesleniyorum. Ülkemiz sanayisinin gelişmesi ve ekonomik büyümesindeki en büyük payı özel sektör almaktadır. İmalat sanayiinde; gıda, ilaç, kimya, otomotiv gibi birçok alanda, hizmet sektöründe; basın, sağlık hizmetleri başta olmak üzere kár eden, verimli ve teknolojiye uyumlu özel kuruluşlar vardır. Yapılacak olan özelleştirmelerde artan rekabet ortamıyla üretkenlik ve kalite artışı sağlanacaktır. Boşuna direnmeyin, değişime açık olun.

Aysel EGEMEN-Ekonomist

Öneriye öneri

AŞAĞIDA tırnak içinde yazdığım, Prof. Hüseyin Salihoğlu'nun ‘‘YÖK'e öneriler’’ başlıklı yazıya olumlu tepkimi sizinle paylaşmak istiyorum. Bu konu üniversitelerde oldukça büyük bir sorun. Bu konuyu köşenizde ele aldığınız için teşekkür ederim.

Önerim şu:

‘‘Bu itibarla bölüm tanımının yoruma gerek kalmayacak şekilde ifadelendirilmesi, belki 'lisans programı olan ve bağımsız diploma veren' birimlerin bölüm olacağı ifadesinin eklenmesinde yarar vardır.’’

Yrd. Doç. Yunus DOĞAN-Dokuz Eylül Üniversitesi-İZMİR

Biliyor musunuz

ANAP'tan AKP'ye geçen Bahçelievler Belediye Başkanı Saffet Bulut'un aday gösterilmediği haberleri üzerine ‘‘Ben doğru sonucu almak için yarını bekliyorum’’ dediğini... AKP'nin Kıraç adayı Hamit Öncü'nün, TSK'dan ihraç edilen subaylardan olduğunu... SP'li Üsküdar Belediyesi'nin Başkan Yardımcısı Orhan Alpsoy'un hem görevinden hem de partisinden istifa etmesine SP'li başkan Yılmaz Bayat'ın şaşırdığını... Tansu Çiller'in bir dönem danışmanlığını yapan Batı Trakya Türkleri Dayanışma Derneği eski Başkanı, Jaint-Joseph Lisesi ve Boğaziçi Ekonomi bölümü mezunu Taner Mustafaoğlu'nun, Avcılar'dan adaylık beklerken Bakırköy'e kaydırılmasının sürpriz olduğunu... AKP'li Fatih Belediye Başkanı Eşref Albayrak'ın aday gösterilmediğini, örgütün desteklediği Nurettin Ertemel'in yerine Mustafa Demir'in gösterilmesinin ilçede tepkilere neden olduğunu... Şişli'den AKP adayı olan, DYP eski İl Başkan Yardımcılarından Muhsin Divan'ın Kadıköy yöresinde 'çiçek kralı' olarak anıldığını...

Biliyor musunuz?

MESAJ PANOSU

TMSF bünyesinde olmasına rağmen Avcılar Pamukbank şubesinin pazar günü maaş çekecek olan insanları mağdur etmemek için şubede personel bulunduruyor. Tatil günü parası biten ATM'lere de gerektiğinde para koyuyor. Bu ülkede işini doğru yapan insanlar da var galiba. Aygün KURT
Yazının Devamını Oku

Emeklilik sigortası tasarısı gerçeklerden uzak

18 Şubat 2004
<b>HALEN</B> 7.5 milyonu bulan emekliler, aileleri ve hak sahipleriyle birlikte Türkiye nüfusunun yarısını oluşturmaktadır. Geri kalan 35 milyon da potansiyel emekli veya onların hak sahibidir. 70 milyonu ilgilendiren emeklilik sistemi ise adaletsizliğin, haksızlığın ve eşitsizliğin iyice hüküm sürdüğü ve neredeyse tıkandığı bir noktaya gelmiştir.

İşte bunun için hükümetin hazırladığı ‘‘Emeklilik Sigortası Sistemi ve Emeklilik Sigortaları Kurumu Kanunu Tasarısı Taslağı’’ da gerçekleri karşılamaktan uzaktır.

Bu konuda sayfalar dolusu eleştiri getirilebilir. Ama bugün için önemli gördüğümüz üç hususu belirtmek istiyoruz.

1- Bir anda T.C. Emekli Sandığı, SSK ve Bağ-Kur'un yerine Emeklilik Sigortaları Kurumu'nun ihdas edilmesi doğru değildir.

Kademeli olarak önce:

-İki maddelik yasayla Bağ-Kur lağvedilmeli, Bağ-Kur sigortalıları ile emeklileri SSK içine çekilmeli ve 1 yıl içinde intibak yapılarak Bağ-Kur-SSK emeklilerinin eşitliği sağlanmalıdır.

- 4 yıl sonra da SSK ve TC Emekli Sandığı arasında intibak yapılarak Emeklilik Sigortası Kurumu oluşturulmalıdır.

- 25 yaşından büyük evlenmemiş kız çocuklarına baba veya anadan kalan ölüm aylığı taslakla kaldırılmaktadır. Bu Türkiye gerçeklerine taban tabana zıttır. Muhafazakár demokrat olduğunu söyleyen bir iktadar döneminde ve işsizliğin kol gezdiği Türkiye'de bu masum kızların zorluklar içinde bocalamasını kaçınılmaz kılıp toplumu derinden sarsacaktır.

2- Taslakta Emeklilik Sigortaları Kurumu'nun Yönetim Kurulu'nun oluşmasında bir başkan ve 6 üye yer alıyor. Ancak bu oluşumda da adaletsizlik, haksızlık, yanlışlık ve demokratik temsil zaafı vardır. Çünkü yönetim kurulunda emeklileri temsil eden bir üye yer almamaktadır.

Oysa, konunun asıl sahibi emeklilerdir. Zaten konu da ‘emeklilik’tir. Kaldı ki konunu adı da ‘Emeklilik...’ diye başlamaktadır.

Mehmet KOYUNOĞLU-Vatandaş Emeklilik-Der Yönetim Kurulu Başkanı

Anadolu’yu arkeolojik yönden de bitirmişiz

TÜRKİYE Arkeolojik Yerleşmeleri (TAY) projesi kapsamında, Karadeniz ve Doğu Anadolu bölgelerindeki arkeolojik yerleşim yerlerinde yapılan araştırma sonunda tahribat raporu açıklandı.

TAY Proje Koordinatörü Oğuz Tanındı'nın açıkladığı rapor, kültür varlıklarımıza yönelik bir tahribatın büyük boyutlara ulaştığını gösteriyor. İki suçlu var; birincisi deprem ikincisi ise defineciler ve dozerler.

Tanındı'ya göre, Karadeniz ve Doğu Anadolu'da, taranan toplam 663 yerleşimin 589'unda tahribat belgelendi. Bunların 164'ü definecilik ve kaçak kazı, 120'si tarım, 87'si baraj, 69'u define ve tarım, 58'i yapılaşma, 38'i tarım ve yapılaşma, 27'si define ve yapılaşma, 14'ü doğal, 8'i yol yapımı ve 4'ü de diğer nedenlerden kaynaklandı.

Peki 10 yıl sonra 50 milyon turist nasıl gelecek?

Zeytin ağacı katliamı bitmeli

BALIKESİR Edremit'e bağlı olan dünyanın ikinci büyük oksijen deposu kabul edilen Altınoluk'ta, zeytin ağacı kesme katliamı yaşanıyor. Kesilen ağaçların yerine villa ve ev yapan yapana. Boynu bükülmüş kesilmelerini bekleyen zeytin ağaçlarının çığlıklarını duyar gibi oluyor; yardım edememenin burukluğunu yaşıyorum. Katliamı yapan kişi ve Altınoluk Belediyesi'ne ‘‘Durun, Zeytin ağaçlarını kesmeyin’’ diyecek yetkili arıyorum. Bir atasözü şöyle der: Ağaç kesen baş keser.

Nurten KAPLAN İSTANBUL

Muhtar adayları internette yarışıyor

NİĞDE Ulukışla
'nın Darboğaz kasabasında, muhtarlar internet üzerinden kasaba halkından oy istiyor (www.tarbaz.com). İşin ilginci belediye başkan adayları bu durumun farkında değil, çağın gerisinde kaldılar. İnternet sitesi bir beldeye has olmasına rağmen, Niğde'nin en güzel ve en çok izlenen sitesi. Tam 19 ülkeden ziyaretçisi var. Umarım böyle bir sitenin farkına varılır.

İrfan PINARBAŞI İSVİÇRE

Doçentlik sınavı

YARDIMCI
doçentlerin doçent olabilme kriterleri arasında KPDS ve ÜDS'den en az 65 almaları geçiyor. Ancak bu sınavlar amaca uygun sınavlar olmaktan uzak. Yardımcı doçentlerin hemen hepsi, en ağır metinleri bile çevirebilecek düzeydeyken, bu sınava takılmaları üzücüdür. Bir yardımcı doçentler ordusu bu sınavların önünde birikmiş durumdadır. Acaba bir defaya mahsus bu sınavlara af getirilemez mi?

Ali GÜL

Şehit pilotların ismi yıldızlara verilsin

HAVA
Kuvveti Komutanı Orgeneral İbrahim Fırtına ‘‘Sevgililer Günü'nde göklerden gönlümüze düşen yıldızlar için bir şeyler paylaşmak istedik’’ demişti. Şehit olan her pilot için yıldızlardan birine onun ismi verilsin. Sanırım uluslararası bir düzenleme vardır ve hiç değilse adlarını göklere yazdırabiliriz.

Cem KILIÇ Teksas-ABD

BİLİYOR MUSUNUZ?

SİYASİ kulislerde, yerel seçimlerde demokrasinin gücünün önemini Aydın'daki konuşmasında vurgulayan Kemal Derviş'in ve Sefa Sirmen’in CHP'den, Kadir Topbaş'ın AKP'den, Mukadder Başeğmez veya Mehmet Bekaroğlu'nun ise SP'den İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adaylıkları için isimlerinin dün öne çıktığını...

AKP İstanbul İl Başkanı Mehmet Müezzinoğlu'nun, Esenyurt dışında 41 belde belediye başkan adaylarının belli olduğunu, büyükşehir ve ilçe belediye başkan adaylarının da muhtemelen yarın açıklanacağını bildirdiğini...

Şişli Belediye Başkan Yardımcısı Necmi Hayal'in CHP Gürpınar'dan aday gösterildiğini... DYP Kadıköy Belediye Başkan adayı gösterilen Osman Hızlan'ın, 1984-94 arasında iki dönem belediye başkanlığında bulunduğunu...

ANAP
İstanbul İl Başkanı Sibel Çarmıklı'nın, İstanbul Büyükşehir, ilçe ve belde belediye başkan adaylarının cumartesi 11.00'de günü Lütfi Kırdar Kongre Merkezi'nde açıklanacağını, ANAP'lı 21 belediye başkanının 20'sinin yeniden -Yakuplu Belediye Başkanı Cemal Kahraman CHP'ye geçti- aday gösterileceğinini söylediğini; bu durumda Ahmet Bahadırlı'nın AKP Bakırköy gösterilme durumunun gündeme gelebileceğini... Yerel seçimleri izlemek üzere İstanbul İnsan Hakları Derneği tarafından Şaban Dayanan ve Veysi Altay'ın koordinatörlüğünde 'Seçimleri İzleme Komisyonu' kurulduğunu...

'Ezilenlerin Sosyalist Platformu'nun (ESP) İstanbul'da Kamber Saygılı'yı bağımsız belediye başkanı olarak duyurduğunu...

AKP'nin Büyükşehir aday adayları arasında bulunan Erol Kaya'nın en etkin tanıtım faaliyetini yürüttüğünü, son olarak AKP adaylarının karnesi ve ödüllü seçim bulmacası broşürü dağıttığını...

Biliyor musunuz?

Mesaj panosu

BİZLERE
, Trakya bölgesi olarak, yurdumuzun Avrupa Kıtası'nda kalan bölümü öğretilmişti. NTV Televizyonu hava durumunu sunarken Trabzon, Samsun, Zonguldak ve Bolu illerini de Edirne ile birlikte Trakya Bölgesi olarak gösteriyor. Bir yanlışlık yok mu?

Nihat YALÇINER-AYVALIK

MİLLİ
Eğitim Bakanlığı'nın şubat ayındaki İngilizce öğretmen atamalarında haksızlık yapılıyor. Fransızca ve Almanca bölümü mezunlarının da İngilizce öğretmeni olarak atanacağı belirtiliyor yani asıl İngilizce öğretmenleri açıkta bırakılıyor. Bu nasıl bir adalettir?

Onur KALENDERGİL

Prof. Ercan'a sorun

BEYLİKDÜZÜ'
nde Haramidere'ye inmeden sağ tarafta kaygan bir zeminde bir benzin istasyonunun inşatı sürüyor. Bu zemin çok tehlikeli; toprak kayıyor. Tehlike büyük. Geride yüksek gerilim hattı var. Buradaki belediyeler bu bölgenin 1980'lerdeki deprem sonucu oluştuğunu bilmiyorlar mı; bilenler CHP İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan aday adayı, deprem uzmanı Prof. Ahmet Ercan'a sorabilirler.

Ahmet GÜNAY-İSTANBUL

KADIKÖY'den bir grup esnaf soruyor: Moda Caddesi'ndeki su satan bir dükkanda tüp de satılıyor. Kaç kez kaldırılması için başvuruldu. Hep felaketin olmasını mı bekleyeceğiz?

MUHTARLARA.... Niğde Ulukışla Darboğaz kasabasında muhtar adaylarının tanıtıldığı 19 ülkeden ziyaretçisi olan internet sitesine bakınız.

(www.tarbaz.com)
Yazının Devamını Oku

YÖK’e öneriler

17 Şubat 2004
<b>HAZIRLANAN </B>YÖK yasa değişikliği ile ilgili bir görüşüm var. Bu ayrıntı çok önemlidir. 2547 sayılı <B>Yükseköğretim Kanunu'</B>nda (YÖK) değişikliği öngören kanun taslağı önerisi ile ilgili görüş ve talebim şöyledir: ‘‘- Madde 3, m bendinde bölüm tanımı yapılmaktadır. Bu tanım eskisinden pek farklı değil. Aynı işi yapan birimlerin bir fakültede 'bölüm', bir başka fakültede 'anabilim dalı' olarak faaliyet göstermesinin haksızlık olduğu, ayrıca değişik sıkıntılara neden olduğu yadsınamaz. Bu itibarla bölüm tanımının yoruma gerek kalmayacak şekilde ifadelendirilmesi, belki 'lisans programı olan ve bağımsız diploma veren' birimlerin bölüm olacağı ifadesinin eklenmesinde yarar vardır.

2- Madde 5, a-10 bendinde 'Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi, Türk Dili ve Kültürü..' derslerinin zorunlu olarak okutulması benimsenmiş... Bu derslerle ilgili olarak edinilen deneyimler bu derslerin istenildiği gibi yapılmadığı, Atatürkçülük ve devrimler değil, başka şeyler öğretildiği basına bile yansımıştır. Evrensellik iddiasında olan bir yasaya, bu tür derslerin zorunlu olarak konulması pek uygun olmaz gibi görünüyor. Ayrıca anadil üniversitede değil, üniversite öncesindeki eğitim sürecinde öğretilmesi gerekir. Bu iki ders belki seçmeli olarak okutulabilir, ama zorunlu olması gerekmez.

3- Madde 17-Fakülte Kurulu 1750 sayılı Kanun'daki gibi oluşmalıdır.

4- Madde 21-a Bölüm başkanının seçimi de yine 1750 sayılı Kanun'da olduğu gibi olmalıdır. Aksi halde bölüm içinde klikleşmeler ve husumetler ortaya çıkar.

Prof. Hüseyin SALİHOĞLU

Rize’ye Şevki Yılmaz modeli

AKP,
Rize Belediye Başkan adaylığına İstanbul'dan Kasımpaşa Futbol Kulübü Başkanı, Endüstri Mühendisi ve Müteahhit Halil Bakırcı'yı aday gösterdi.

Rize'de üç güçlü adaydan (diğerleri Yılmaz Matmer ve Sultan Yılmaz) biri olan Rize kökenli Bakırcı, 1994-98'de Beyoğlu Belediye Başkanı Hüseyin Bayraktar'ın (şimdi milletvekili) yardımcısıydı. Nevizade'deki lokantaların kapatılmak istendiği dönemde zabıtadan sorumlu olan Bakırcı, otoparkçılar ve seyyar satıcılara karşı verdiği mücadelede; 'gözükara, sert ve disiplinli' bir belediyeci olarak tanınıyordu. Bakırcı 1999'dan beri de Kadıköy Belediye Meclis üyeliğinde bulunuyor. AKP'nin kuruluşunda katkıları bulunduğu bildirilen Bakırcı, 1 No'lu Yüksek Anıtlar Kurulu üyeliğinde de bulunmuştu.

Bakırcı'nın İstanbul'dan Rize'ye getirilip aday gösterilmesi, RP'den Şevki Yılmaz'a karşı ANAP'ın koyduğu 'ithal' bir adaya benzetiliyor. CHP ve ANAP'lılar, Bakırcı'nın adaylığına sevindiler.

Rizespor-İstanbulspor karşılaşmasını izleyen ancak pek ilgi görmeyen Bakırcı'nın, Rize'nin eski başkanı merhum Ekrem Orhon ve halen yurtdışında kaçak bulunan eski milletvekili Şevki Yılmaz'ın belediyecilik anlayışını örnek göstereceği söyleniyor.

Bakırcı şöyle diyor:

‘‘Şevki Yılmaz çok kısa sürede Rize'de çok ciddi bir belediyecilik örneği verdi. Kimsenin gözüne gelmiyor ama Rize'de bir sivrisinek ve çöp sorunu vardı. Bunlar Şevki Yılmaz döneminde halloldu. Ben Şevki Yılmaz'ı belediyecilik yönünden örnek alıyorum.’’

‘Arızalı erkekler’

YOKSULLUK, işsizlik, ekonomik kriz derken insanların ruh sağlığı hızla bozuluyor. 'Arızalı' hale gelen kişiliklerin başkalarının canını yakan hallerini ise siyaset dahil, bürokrasi, iş dünyası gibi birçok alanda görüp yazıyoruz.

Hatta, bazı seçmenlerdeki anlayış bile 'arızalı' duruma gelmiş olmalı ki, hırsızlıkları ayyuka çıkmış bir işadamı 'ağlayınca' ona destek verenler çıkabiliyor. Ruh sağlığının kadınla erkek arasındaki özel ilişkilerdeki hallerini ise Güler Kazmacı içine mizah unsurunu da katarak 'Arızalı Erkekler' adlı kitabında konu etmiş.

Kitapta kadın kadına konuşmalarda erkeklerin türlü 'manyaklıkları' anlatılıyor, ama dikkat edince kadınların da aslında arızasız olmadığını görüyorsunuz.

Bu arada 15 günde 4. baskısını yapan kitap çıktığı ilk günlerde bütün ülkede korsan olarak yayınlandı.

Korsan yasasını hazırlamakla iş bitmiyor, 'takibi' nerede? Buna karşı çıkarılacak yasa ne oldu?

Düzenli ve verimli çalışma böyle olur

TÜRKİYE'
de çok düzenli ve verimli çalışan kurumlarımız var. Ankara'da bir yurttaş olarak yakından tanıdığım Kızılay Çankaya Şubesi Dursun Yangın Dispanseri de bunlardan biri... Başarının temeli de bu kurumun başındaki Sayın Dr. Yaşar Uzun'dan kaynaklanıyor. Yurttaşların dert ve sorunları ile yakından ilgileniyor, kolaylık sağlıyor; yani uyum ve disiplin içinde bir çalışma düzeni dikkat çekiyor.

Yönetim mekanizmaları, burada olduğu gibi her türlü siyasi kaygı ve kayırmaların dışında, kurumların başına uygun insanlar getirildiği takdirde vatandaşın yüzü gelecek, gereksiz yere çekilen eziyetler, zaman kaybı önlenerek şikáyetler giderek azalacaktır. Bu kurumu kutluyor ve başarılı çalışmalarının devamını diliyorum.

Halik DUYGUN-ANKARA

Rusya vize vermiyor

RUSYA
Federasyonu, 13 Şubat itibariyle Türkiye'ye turistik davetiye yollayan 8-9 seyahat acentasını kapattı. Bu nedenle Türkler turist vizesi alamıyor. Hükümet, Çeçenistan'da savaşa giden Türkler için duyarlılık göstermezse, korkarım bu yaz Türkiye'ye Rus turist gelmesini de engelleyebilirler.

Hükümetin bu duyarsızlığı bize pahalıya malolabilir.

Celal GÜNEY

Apartmanlara görev düşüyor

BİR okurumuz
‘‘Apartman görevlileri, apartmanlarının önündeki karları temizletseler olmaz mı?’’diye soruyor: ‘‘Vali Muammer Güler bu konuda bir uyarı yaptı ama belediyeler duyarsızlar... Belediye Meclisi kararıyla apartmanlara yaptırım uygulayabilirler ama hiçbirinden tık yok! Vatandaş bu günlerde kaldırımlarda korkusuzca yürüyemeyecek mi?’’

Biliyor musunuz?

İSTANBUL'
da bugün Büyükşehir Belediye Başkan adayı Prof. Ahmet Vefik Alp dahil İstanbul adaylarını açıklayacak olan DYP Genel Başkan Mehmet Ağar, seçim bölgesi Elazığ'da Süleyman Selmanoğlu'nu aday gösterdiğini... Adana Belediye Başkanı Aytaç Durak'ın, muhtemelen AKP'den aday olacağını söylediğini... BBP İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı gösterilen eski Emlakbank Genel Müdür Yardımcısı Mimar Dr. Hikmet Aytek'in, döneminde bankaya 150 MHP'liyi sınavsız yerleştirdiğini... AKP Sivas'ta Sami Aydın'ın aday gösterileceği haberleri üzerine İbrahim Balan'ın aday olmasını isteyen bir grubun AKP il binası önünde protesto gösterisinde bulunduğunu...

ANKARA'daki Haberal Eğitim Vakfı ile Türkiye Organ Nakli ve Yanık Tedavi Vakfı'nın ortak girişimi ile Başkent Üniversitesi'ne bağlı İzmir'de kurulu bulunan Karşıyaka Zübeyde Hanım Hastanesi Müdürü Sibel Akyel ile Mali İşler Müdür Yardımcısı Filiz Tuzcu'nun naylon fatura iddiasıyla tutuklandıklarını...

Biliyor musunuz?

GÜNÜN SÖZÜ

‘‘Yargıda bilirkişi yanlışlığı var. Çok küçük bir grup hariç mahkemelerdeki bilirkişilerin yüzde 80'i bilmez kişi...’’

(Türkiye Barolar Birliği Başkanı Özdemir Özok)
Yazının Devamını Oku

Menderes’e 46 yıl önce yazılan bir Kıbrıs mektubu

15 Şubat 2004
‘‘Sayın Adnan Menderes<br><br>Başvekil<br><br>Ankara SON günlerde Kıbrıs hakkındaki hükümetimizin azimli kararı dolayısıyla milletçe galeyana geldiğimiz yüksek malumlarıdır.

Memleket müdafaasında ecdadımız öldü, biz yaşıyoruz. İcap ederse biz de öleceğiz. Evlatlarımız şanlı bayrağımızın gölgesinde yaşayacaktır. Türk milleti bakidir, baki kalacaktır. Kanımızın son damlasına kadar 26 milyon Türk, hükümetin emrinde tek bir insan gibi hazır beklemektedir.

Bütün davalarımızda olduğu gibi emirlerinizdeyiz. Cenab-ı Hakk'tan nusret diler, ellerinizden öperim. 15.6.1958

Mecitözlüler (Çorum) adına Umumi Meclis (İl Genel Meclisi) Azası ve DP Başkanı Hamdi Özçekiç)’’

Demokrat Parti'
nin ilçe başkanı, Menderes'e 46 yıl önce yazdığı bu mektubu, eski DYP Milletvekili (1995-99) Ömer Bilgin gönderdi... Artık özelleştirildiği için olmayan TURBAN turistik tesislerinin genel müdürlüğünü yapmış olan ve Süleyman Demirel'e yakınlığı ile bilinen Bilgin, sorumuz üzerine TURBAN'daki işlemleriyle ilgili olarak hakkında 152 dava açıldığını, bunların 149'undan beraat ettiğini söylüyor. ‘‘Hakkımda rasgele suç duyurusunda bulunmuşlar, yıllardır bunlarla boğuşuyorum ama aklanıyorum’’ diyor.

Ardından da ekliyor.

‘‘Kıbrıs konusunda hepimizin hassasiyeti vardır. 1950'lerde 26 milyon insanımız ne düşünüyorsa, 70 milyon da bugün aynısını düşünüyor. Yani milli davada değişen bir şey yoktur. Bazı çevreler bunu bilsin diye gönderdim bu belgeyi... Köşenizde yayınlarsanız bazı çevrelere, bu meseleye nasıl sahip çıkıldığını ve heyecan duyulması gerektiğini göstermek istiyorum.’’

Mustafa Keser’in ‘Halkevi’ günleri

SANATÇI Mustafa Keser geçenlerde TRT'deki bir sohbette, gençliğindeki Türkiye'yi anlatmış... Bir okurumuz notlar almış; Keser'i, ülkemizin nereden nereye getirildiğinin belgesi olan sözlerinden ötürü kutluyor.

Toplumun önde gelen sanatçılarının, ülke sorunlarına seyirci kalamayacağının altını çizen Keser, ‘‘Bu sorumluluktan kimsenin kaçmaması gerektiğini’’ vurgulayarak şöyle demiş:

‘‘1950'li yıllarda Elazığ'ın Maden İlçesi'nde annem döpiyes, babam takım elbise giyer, kravat takardı. Bunu Maden gibi bir ilçede yaparlardı, çünkü onlar Atatürk'ün gençleriydi... Babam; annemi beni ve kemanını alır Halkevi'ne götürürdü. Orada amatör sanatçılarla birlikte Türk Sanat Müziği icra ederlerdi. Çok küçük yaşıma rağmen bana da sandalye üzerinde bir-iki şarkı söyletirlerdi; iyi Türkçe öğrenip konuşabilelim diye... Şiir ve edebiyat sohbetlerinde fabrikadaki memur çocuklarıyla arkadaşlıklarımız pekiştirilirdi. Şimdi bakıyorum da İstanbul gibi bir şehirde kızlar birbirlerine ‘abi' diyor, argo konuşmak marifet sayılıyor.

Bizler yokluk içinden çıkıp geldik. Onun için ülkemizin de, Atatürk'ün de, Türkçemizin de kıymetini biliyoruz. Halkevleri kapatılmasaydı, taşralı gençlerle şehirli gençlerin arasında bugünkü kültürel farklılık olmazdı.

Halkevleri fakir ama onurlu Anadolu çocuklarına ışık veriyordu. Kültür ve sanat yuvalarıydı; yazık oldu kapatılması.

Popülist olma adına, fazla kaset satma uğruna bazı popçular argo ve izansız sözlerle şarkı söylüyorlar. Bazıları da bilinçli olarak arabesk kasedi dolduruyorlar. Bunları tasvip etmiyorum, yakıştırmıyorum, kulağımı tırmalıyor, dinlemiyorum.

Çok para kazandım ama hálá kirada oturuyorum. Çünkü tüm yatırımımı beni buralara getiren müziğe yapıyorum. Okul açtım, yetenekli gençleri yetiştiriyorum. Bu dünyanın malını mezara götürecek değiliz ama 100 yıl sonra da anılmak, hoş bir seda bırakmak istiyorum.’’

Keser’e kulak verelim.

Bir vali ki

CUMHURİYET
tarihinde ilk kez bir vali, Yargıtay tarafından 6 yıl 3 ay hapis ve 44 milyar lira para cezasına mahkûm edildi. Demirel ve Çiller döneminde Batman Valisi olarak görev yapan Salih Şarman (şimdi merkez valisi), 1993'te hükümet konağı bitişiğindeki çok katlı bir otoparkı 32 milyar liraya ihale etmiş; ilgili müteahhidin, eşinin üzerine bir Mercedes aldığı müfettişlerce ortaya çıkarılmıştı.

Otoparkın müteahhidi kimdi??

AKP Batman Milletvekili Ahmet İnal'ın kardeşi Hamit İnal... İnal'ın ortaya çıkıp bir şeyler söylemesi gerekmiyor mu?

Şarman'la ilgili iddialar bununla kalmıyor.

1994-96 yılları arasında TKİ'nin destekleme fonundan yurtdışından getirttiği ithal silahlar için gösterdiği fatura ve belgelerin eksik olduğu, malzemelerin akıbetini satıcı firmalardan sormadığı ve ödenen paraları aracı kişiler vasıtasıyla zimmetine geçirdiği gerekçesiyle açılan dava Danıştay 2. Dairesi'nde sürüyor.

Ayrıca Özel İdare adına trilyonluk bir hindi çiftliği kurması ve sonra batması, valilik adına matbaa kurarak ‘‘Bayrak’’ Gazetesi'ni çıkarması ve gazetecilerin şikáyeti üzerine kapanması var.

Biliyor musunuz?

AKP İl Başkanlığı'nın dün Taksim'de üzerinde Tayyip Erdoğan'ın bir kalp üzerinde resmi üzerinde 'İstanbul için aşkla yola çıktık' yazısı bulunan 'Sevgililer Günü' şekeri dağıttığını... CHP Bahçelievler İlçe Başkanı Şahin Çağlar'ın, ilçe yönetiminin düşürülmesi üzerine il yönetimince görevden alındığını... Nebil Özgentürk'ün 'Beyoğlu' Gazetesi'nin 13.2.2004 tarihli 8. sayısında Cem Karaca'nın bir vasiyetinin daha 'Toprağıma rakı dökün' olduğunu yazdığını... AKP Şişli aday adayı müteahhit Yaşar Aşçıoğlu'nun kardeşi GP Şişli İlçe Başkanı İsmail Aşçıoğlu'nun ‘‘AKP'ye karşı laik Cumhuriyeti koruyacak tek parti GP'dir’’ dediğini...

KUŞADASI'nda önce CHP'den, daha sonra ANAP'tan olmak üzere iki dönem belediye başkanlığı yapan, son dönemde yeniden CHP'ye geçen, genel merkezin kendisini aday yapmayacağını anlayınca CHP'den istifa edip DYP'ye geçen Engin Berberoğlu'nun yerel gazetelerde Romanya'da un fabrikasının bulunduğunu yazdığını...

Biliyor musunuz?

Mesaj panosu

ZEYTİNBURNU
Belediye Başkanı Murat Aydın'a bir okurumuz soruyor: ‘‘Sayın Başkan, Belediye ve Nakliyeciler Kooperatifi'ne ait Nakliyeciler Sitesi otoparkını ihale ile mi verdiniz; vermediyseniz otoparkı çalıştıran AKP'li Belediye Meclis üyesi M.Ali Susuz'un kimin adına makbuz kesiyor?’’

AFYON'da SSK'lı vatandaşlar, Afyon SSK Müdürlüğü'nce yeni uygulamaya konulan bilgisayar çıktısını ve barkot numarasını karnelerine işletmek için kuyruklarda perişan oluyor. İşlem yapılamadığından hastaneler bakmıyor, eczaneler ilaç vermiyor.

Mehmet ÜNLÜ-AFYON

MHP
Mersin Büyükşehir Belediye Başkan adayı Behiç Çelik, Kırşehir'de değil 1996-2002 arasında Kırıkkale'de valilik yapmıştır.

GÜNÜN SÖZÜ

‘‘Türkiye'nin hain kontenjanı var, o da yüzde 10'dur.’’

(Yazar Attila İlhan)
Yazının Devamını Oku

Çocuğum 29 yaşına geldi, hálá iş peşinde koşuyor

14 Şubat 2004
<B>ÜNİVERSİTE </B>kapılarından çıkan öğrencilerimiz işsiz... Mezun oldukları bölümlerde eğitim aldıkları dalları unutmaya başlıyorlar. Hepsi de sosyal bir güvenceden yoksun; sinemaya gidecek, bir kitap alacak parayı bırakın bir çay içecek parayı bile ailesinden beklemek zorunda.

Ankara'dan Ümit Engin adlı baba, oğlunun halinin ne durumda olduğunu şöyle ifade ediyor:

‘‘Benim oğlum istediği bölüme girebilmek için iki defa sınava girdi. Dört yıllık öğrenimden sonra 24 yaşına geldi. Askerlikten sonra yaş 26-27'ye geldi. Üç yıldır bir işe girebilmek için çeşitli kurumların açtığı sınav kapılarını aşındırıyor. Şimdi 29 yaşında ve işsiz.

Devlet daireleri, askeri kanat, özel şirketlerin bazıları işe almak için 27 yaş sınırı koymaktadırlar. Ülkemizin ahvali düşünülerek yaş sınırının 30-32'ye çekilmesi gerekmiyor mu? Bu binlerce üniversite mezunu genci rahatlatacaktır.’’

Bu çocuklar kaç yaşında bir işe girecek, cebinde para görecek, sigortalı olacak, evlenecek ve yuva sahibi olacak?

Durumumuz çok vahimdir.

Yine bir gümrük hikayesi

AMERİKA'dan bir e-mail mesajı: Sıradan bir vatandaşım, yani gümrükten yakınan işadamı gibi fabrikalarım filan yok. Amerika'dan Türkiye'ye kesin dönüş yaptık birkaç yıl önce... Tabii evimizi toplayıp getirdik. Evimiz dediğimiz de sıradandır. Çoğunlukla kitaplar, CD'ler tabak-tencere, fotoğraf, resim, bir adet üçlü sepha, sallanan koltuk, kışlık-yazlık kıyafetler, yani ıvır zıvır... İçinde TV bile yok. Gümrükten geçirirken çektiğimiz işkenceyi anlatamam. Ödenen rüşvetin haddi hesabı yok. Teker teker de vermiyorsunuz. Parayı ortaya koyup bölüşüyorlarmış, her hafta mı, her ay mı, neyse.. Bana Almanya'dan kesin dönüş yapıp bütün eşyasını 'alın başınıza çalın' diye gümrükte terk edenler olduğunu söylediler.

Sayın Bayer, Türkiye'de o sırada istediğimiz ortamı yaratamadık, geri döndük. Bir daha yine kesin dönüş yapmak istesek ne olacak, bilmiyorum. Eşim (Amerikalı) ‘‘Her şeyi Amerika'da depolarız, işler yürürse de kitapları filan bavullara sokar, gerisini çöpe atarız. Bir daha ben oralarda sürünemem’’ diyor. İşte sıradan bir vatandaşın sıradan eşyalarının hikayesi... Çok özel bir hikaye değil, ama yaşanan bir olay.

Amerika'dan eşyalarımızı geri getirme hikayemizi anlatmayayım. Pek sıradan... Devletin aldığı ücretleri ödedik, mallarımızı aldık.

Gümrük memurlarının devletten aldığı ücret sahip oldukları mallarla karşılaştırılırsa, aradaki farktan hesap sorulsa belki faydası olur. Ya da çok mu naif düşünüyorum.

(İsmim sizde saklı kalsın. Bir de gümrükte 'fişli muamelesi görmeyeyim.)

Yağ sökücünün içinden kezzap çıktı

BİRKAÇ hafta önce Mecidiyeköy Ortaklar'daki GİMA'dan mutfak fayanslarını temizlemek için 'Guard' marka yağ sökücü sprey aldım. Fayansları spreylerken boğaz yakan bir koku ile gözlerimden yaş gelmeye başladı. Fayansın üzerindeki birkaç damla sıvı koluma sıçradı. Kolumda müthiş bir yanma ve kızarıklık oluştu. Ürünü incelediğimde yağ sökücü değil 'kezzap' olduğunu anladım. Çocuklu bir evde ufak bir unutkanlık sonucu böyle ürünlerin geri dönülmez hayati zararlara yol açtığını gazetelerde defalarca okumuşuzdur. Yağ sökücü diye satılan bir ürünün içinden kezzap çıkması büyük bir sorumsuzluktur. 'Dekon' firmasını bu ürünü kezzap adı altında satmaya, GİMA mağazasını da sattığı ürünler konusunda daha dikkatli olmaya davet ediyorum.

Belma KAHVECİ-İSTANBUL

‘Kıbrıs milleti’

KIBRISLA
ilgili görüşmelerin 19 şubatta başlayacağı bildirilirken, Tepebaşı'nda 'Dayan Denktaş Türkiye Seninle' nöbeti 6. gününü doldurdu. Birçok kurum ve kuruluş karakış ortasında nöbete destek veriyor. Ortak slogan; ‘‘Kıbrıs'ı savunmak Türkiye'yi savunmaktır.’’

İP
Genel Başkanı Doğu Perinçek şöyle diyor:

‘‘Annan, BKC'nin bayrağı grafiklere çizdirecek. Dünyada hangi gerçek devletin bayrağını grafikçiler çizmiştir? Annan, 1 Mayısa kadar bir Kıbrıs milleti yaratmayı becerebilecek midir? Kıbrıs eşeğin sıpalaması için bile 12 aylık bir süre gerekiyor’’ diye soruyor. Muharip Gaziler Derneği Genel Sekreteri Orhan Çağlar ‘‘Rengi ve şekli belli olmayan bir bayrağı kim, nasıl kabul edebilir?’’ diyor.

Kar lastiği niye bilinmiyor

İSTANBUL'dan bir okurumuz haklı bir noktaya işaret ediyor: Yıllardır her türlü hava koşulunda uzun yola giden bir sürücüyüm. İstanbul kara gömüldü ve zincirsiz araçların yola çıkması yasaklandı, cezalar uygulanıyor. Ancak ‘kar lastiği’ diye bir şey var. Bu lastiklerin üzerinde özel işaretler vardır.

Bu lastiklerle Bolu, Balıkesir, Manisa gibi karlı yollardan sorunsuz geçtim. Bunları tüm Avrupa ve dünya tanıyor ve hatta Uludağ Jandarması da biliyor ve kar lastikli araçlara izin veriyor.

Gelgelelim İstanbul'da polis nedense zincirden başka şey tanımamakta ısrarlı. Bu yüzden kar lastiği takılı aracımla normal otoyollardan işime gücüme gidemiyorum.

Trafik Denetleme Şubesi, ‘‘Vilayet'in emri var, zincirsiz araca müsaade edilmeyecek’’ demiş. Ne yapılabilir? Bu talimatlar düzeltilebilir mi?

Biliyor musunuz?

AKP İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı'na aday olan beş aday adayından sadece AKP Büyükşehir Meclis Grup Başkanı Ümit Özerol'un eşinin başının açık olduğunu... 'Dernek görümünden kitle partisine kavuşturamayacağını gördüğü için' LDP Genel Başkanlığından istifa eden Emin Şirin'in, kendi anlayışına göre kendi 'kitle' partisi kuracağını... Avcılar'ın DSP'den istifa ederek CHP'ye geçmek isteyen Mustafa Değirmenci'nin ilçe örgütünün karşı çıkmasına karşın Genel Merkez tarafından aday gösterileceğinin öğrenildiğini... Avcılar ANAP Meclis üyesi İrfan Yıldırım'ın, Havuz Meydanı'na 'Cem Karaca' adının verilmesini önerdiğini... AKP'li Zeytinburnu Belediyesinin mali işlerden sorumlu Başkan yardımcısı Yaşar Erdoğan'ın GOP Bolluca beldesinde bir malikane inşaa ettirdiğinin ortaya çıktığını...

Mesaj panosu

MAFYA,
siyaset, cinayet, kumarhaneler vs. iç içeliğini yeteri kadar yaşadı bu ülke. Shov TV'de 'Kurtlar Vadisi' dizisindekilere de hiç yabancı değil bu toplum; Alaettin Çakıcı, Abdullah Çatlı, Ö.Lütfü Topal vs... RTÜK bu diziler karşısındaı neden görevini yapmıyor?

D.S.-İSTANBUL

KAMUDA kadro karşılığı sözleşmeli çalışmaktayım. Fiili olarak 3. derecede olmam sebebiyle yeşil pasaport alabilmeliyim. Ama alamıyorum. Pasaport Kanunu'nda bulunan 14. maddeye fiili durum şartının getirilmesi gerekmiyor mu?

Gültekin ŞENER GAZİANTEP

Unutmayın

MERMİLERİN adresini şaşırdığı görülmüştür.

Ancak güller ve çiçeklerin adresi daima seven kalpler olmuştur.

GÜNÜN SÖZÜ

‘‘Tayyip Erdoğan benden intikam alıyor.’’

(Eski İstanbul Organize Suçlar Şube Müdürü Adil

Serdar Saçan)

Vali Muammer Güler'den: Haydi sokak ve evlerimizin önünü kardan temizleyelim.
Yazının Devamını Oku

Unakıtan’dan açıklama

13 Şubat 2004
<B>ESKİ </B>Hesap Uzmanları Kurulu üyesi olan <B>Maliye</B> Bakanı<B> Kemal Unakıtan, ‘‘Hesap Uzmanları Kurulu ne oluyor?’’ </B>(8.2.2004) başlıklı yazımız üzerine Genel Yayın Yönetmenimiz <B>Ertuğrul Özkök'</B>e bir açıklama göndermiş. Unakıtan'ın yazısı şöyle:

‘‘8.2.2004 tarihli Hürriyet Gazetesi'nin Yalçın Bayer'e ait 'Yeter Söz Milletin' köşesinde kısır bir hayal gücünün eseri olduğu ilk okuyuşta anlaşılan Hesap Uzmanları Kurulu odaklı bir haber-yazıda anlatılanlar, tümüyle gerçekleri saptırmaya ve bakanlığımda huzursuzluk yaratmaya yönelik iyi niyetten yoksun açıklamalardan ibarettir.

Hesap Uzmanları'nın sorunlarını basın yoluyla tartışmaları, kurul geleneklerine ve etik değerlere uygun düşen bir davranış değildir. Bu nedenle haber kaynağı olarak 'emekli bir kurul' üyesinin anılması, bakanlığımın değerli yöneticilerini zan altında bırakmaya yönelik; sanal bir gerçeklik duygusu yaratmak için başarısız bir 'mizansen' örneği olarak algılanmaktadır.

Hesap Uzmanları, üniversiteyi bitirdikten sonra girdikleri giriş sınavının ardından üç yıllık bir meslek içi eğitimden geçerek ve yeterlik sınavında da başarılı olarak 'kurul üyesi' olurlar. Bu nedenle Hesap Uzmanları Kurulu, 'işe alınan' 'işsizlerden' değil, mesleki bilgi birikimlerini dürüstlük ve tarafsızlıklarıyla taçlandıran 'müntesip' bireylerden oluşur ve doğal bir 'üyelik hukukunun' gerekli bütün unsur ve gelenekleriyle donatılmıştır.

Bu donanımın bir gereği olarak eski deyimleriyle 'ehliyet', 'kıdem' ve 'teamül' bütün köklü kurumlarda olduğu gibi Hesap Uzmanları Kurulu'nun da yazılı olmayan geleneğinin vazgeçilmez üç temelidir. Bu itibarla bakanlığımın her kademesindeki atama ve görevlendirmelerde öteden beri olduğu üzere, bu gibi temel objektif kriterler esas alınmakta olup, hiçbir ayırımcı ve bölücü değerlendirmeye itibar edilmemektedir.

Bütün bu gerçekler karşısında 'emekli bir kurul üyesi'ne ait olamayacağı açıkça anlaşılan dil ve üslup ile kurulumuz hakkında söylenenler, bırakın inandırıcı olmayı 'aldatıcı' olmayı bile başaramayacaktır. Haber kaynağının gerçek ile uzaklığı haberin doğruluğunu tartışmayı gereksiz kılmaktadır.

Kurul olmayı, 'üyelik' iradelerini bilinç, emek, bilgi ve ahlak ile destekleyen bireyler ile başaran Hesap Uzmanları Kurulu, bu standartları taşımayan hiçbir söylentiye itibar etmeyecektir.

Hesap Uzmanları Kurulu varlığını borçlu olduğu ve hiç unutmadığı bu geleneğe, bu bilince ve ilkelere sahip çıkmayı ve yaşatmayı sürdürecektir.

Okuyucularınızın Hesap Uzmanları Kurulu ve Maliye Bakanlığı hakkında yanlış bilgilendirmelerin önlenmesi açısından bu açıklamamızın gazetenizin söz konusu haber-yazının yayımlandığı köşesinde yayımlanmasını önemli rica ediyorum.’’

Biz kurulun nasıl önemli bir işlevi olduğunu biliyoruz. Ama biz başka şeyler yazmıştık; ünlü yolsuzluk dosyalarını ortaya çıkaran teftiş raporlarını hazırlayanların ne olduğunu, liyakat yerine başka etkilerin dikkate alındığını, tenzili rütbeye uğrayanları ve 'vekálet' görevlerden söz etmiştik. Sayın Unakıtan'dan bunların da yanıtını beklerdik.

Sanal kumar patladı

BİR okurumuz ciddi bir konuda uyarıda bulunuyor:

‘‘Sosyal yapıyı deforme ettiği gerekçesiyle kapatılan kumarhaneler sanal ortamda arz-ı endam etmeyi sürdürüyor. Türkiye'de kumarın en büyüğü bilgisayar ekranlarından oynanıyor.

İnternet üzerinden yurtiçi ve yurtdışından yayın yapan bahis sitelerinde oynanan müşterek bahisler, kapatılan kumarhanelerden daha büyük sosyal yaralar açacak. Futboldan tazı yarışlarına, basketboldan beyzbola, buz hokeyinden tenise her spor dalı ve dünyanın her yerindeki spor organizasyonu için limitsiz bahis oynanabiliyor. Bir maçta ilk korneri hangi takımın atacağına dair bile bahis yapılıyor.

Türkiye'deki tüm bankalar, bu bahislerle oyuncuya cazip rakamlarla gel-gel yapıyor. Üstelik yaş sınırı da yok. Bilgisayarı açmayı, internete girmeyi bilen her çocuk bu sitelerle, dolayısıyla da kumarla çabucak tanışabilir.

Örneğin, dün akşam (önceki akşam) oynanan Çaykur Rizespor-Fenerbahçe maçında Fenerbahçe'nin galibiyetine 10 milyon lira yatıranlar sarı lacivertli takım maçı aldığı takdirde ortalama 6 milyon lira kazanıyorlar!’’

Gerçekten son günlerde bu konuda çok uyarı alıyoruz. Kaçak oyunlarla çok ciddi bir vergi kaçağı, çok önemli bir kayıtdışılık oluyor. Hükümeti ve sivil toplumu uyarıyoruz. Bilgisayar ekranlarında sosyal patlamalar olma ihtimali çok yüksek! Bizden hatırlatması.

Namaz molası

ANKARA'
dan Malatya'ya gitmek üzere Aksoğanoğlu Turizm'in 34 PSS 34 plakalı aracına (30.1.2004) bindik. Bu otobüs mola yerine 15 dakika kala durdu. Biz problem mi var diye bakınırken bir bay ve bayan inip mescide doğru ilerlemeye başladı. 4-5 kişi beraberce şoföre neden durduğumuzu sorduğumuzda, bize namaz için durduğumuzu, bunun bir ihtiyaç olduğunu, durumun bizi ilgilendirmeyeceğini bağırarak söyledi. Tartışma kızışınca otobüstekilerinden biri bize Allahsızlar diye de bağırdı. O sırada mescitten dönen yolcular sanki hiçbir şey olmamış gibi yerlerine oturdular. Aynı durum akşam 17.30'da da yaşandı. Bu ne duyarsızlıktır anlamıyoruz. Yolculuklarda namaz molası olur mu? Demokrasinin anlamı bu değildir.

Bahar EROĞLU

Mesaj panosu

HAKKARİ'
de edebiyat öğretmenliği yapan Tarhan Şimşek, ilçe ve köylerdeki tüm kütüphanelerde kitap sıkıntısı yaşandığını belirterek bir kitap toplama kampanyasıyla yardımlarınızı bekliyor. (0 438 211 49 23)

TÜRKİYE Atom Enerjisi Kurumu'nda çalışan bir grup memurdan: ‘‘Bir kamu kurumunda aynı masa etrafında çalışan, aynı işi yapan iki memurdan birine yüksek maaş ve yılda 6 maaş ikramiye vereceksin, diğerini sefalete terk edeceksin. Yıllardır süren bu rezalete dur diyen yok mu?’’
Yazının Devamını Oku