Konu ilginç ancak eksik tarafları var. Bu yörenin insanı olarak Tekirdağ Şarap ve Rakı Fabrikası’nın özelleştirilmesine çok üzülmüştük. Bölgede şarap üretilmesine Abdülhamid Han karar vermişti.
Çınar; yabancı ortaklı bir firmanın, markayı aldıktan sonra rakıyı Tekirdağ adıyla Manisa’da (Alaşehir’de) üretmesinin normal olup olmadığını soruyor. Tekirdağ Rakısı markasının, Tekirdağ’ın olması gerekmez mi? Bu konuda STK’lar neden hiç ses çıkarmaz? Neden bu tadı Tekirdağ’dan alan ürüne coğrafi işaret alınmadı?
Bu arada belirtelim, CHP eski Milletvekili Av. Güneş Gürseler, 10 haziran 2019’da yargıya başvurarak Tekirdağ’da MEY-Diageo grubuna karşı markanın kullanımının durdurulması istemiyle dava açmıştı...
Yazar Çınar eğer Google’da arama yapsaydı MEY-Diageo grubunun Tekirdağ Rakısı’nın tarihi ve kültürüne ne kadar sahip çıktığını görürdü. Şirketin Alaşehir’de hayata geçirdiği deneyim merkezi, bir müze görevi görerek geçmişe sahip çıkıyor ve ‘Yenilikhane’ oluşumuyla hem rakıyı günümüz alışkanlıklarına uygun hale getirmek hem de gastronomi kültürümüzde daha sağlam bir yere oturtmak için uzmanlarla birlikte çalışıyor. Bunu sadece Türkiye’de değil, yurtdışındaki mekânlarla işbirliği yaparak ve Yeni Rakı markasıyla desteklediği festival ve diğer kültürel etkinlikleri destekleyerek sağlamaya çalışıyor.
Bu konuda Tekirdağlı işadamlarına, yerel yöneticilere ve milletvekillerine iş düşüyor. Konu sadece bir marka veya coğrafi tescil konusu da değil. Tekirdağ içki kültürü konusunda bayrağı şarap üreticilerine kaptırdı. Tekirdağ rakılık üzüm yetiştiren üreticilerine ne kadar sahip çıkabildi? Tekirdağ rakısını, hatırasını ve tadını hakkıyla yaşatacak neler yapıldı? Adana, Dünya Rakı Festivali’ni tüm zorluklara rağmen her sene daha fazla ziyaretçinin geldiği, sokakların dolup taştığı bir etkinlik haline getirdi. Tekirdağ bu cazibeyi yaratamayıp, üzerine bir de marka tescilini alıp kullanımını yasaklarsa bu değere fayda mı, zarar mı getirir, iyi düşünmek gerekir. Alaşehir’deki müzede, 1931 yılına ait Tekirdağ Rakı Fabrikası’nın ilk ustabaşılarından olan Ertuğrul Mahallesi doğumlu Macit Altınbaş’ın fabrika giriş kartı Tekirdağlıların yüreğini daha da sızlatır! Tesisi alan sermaye, koca arsada bakalım konut mu yapacak?
Tekirdağ Rakı ve Şarap Fabrikası’nda 35 yıl çalışan, 17 yılını da müdür olarak sürdüren TBB Başkanı Kadir Albayrak bu konuya acaba ne diyor?
GÜNÜN SÖZÜ
“
1925-26’da kaleme alınan raporda “Kızların ve erkeklerin müşterek tahsil ve terbiyeleri meselesini Bakanlığın dikkate alması ve öğretmenlere bilgi olarak sunması gerekir” deniliyor.
Bakın Sadrettin Celal Bey ne yazıyor:
“Müşterek tahsil ve terbiyeden anlaşılması lazım olan mana şudur: Kız ve erkek çocukları aynı mektepte, aynı sınıfta birleştirmek ve onlara aynı terbiyeyi ve tahsili vermek. Bir halk cumhuriyeti devleti için bu bir içtimai zarurettir. Filhakika (gerçekten de) biri erkeklere, diğeri kadınlara mahsus iki adalet, iki hakikat, iki ilim olmadığı gibi, tabiatıyla iki terbiye sistemi de olamaz. Mektep madem ki ailenin devamı ve hayata hazırlıktır, binaenaleyh (dolayısıyla) çocuk, ne ailenin ne de cemiyetin timsali (simgesi) olmayan suni bir muhitte yaşatılamaz. Onlara erkek çocuklarla beraber aynı tahsili vermek mecburiyetindeyiz. Ancak ev kadınlığı ve annelik mesleklerini öğrenecek münhasıran (sadece) kızlara mahsus ev kadın mekteplerine muarızız (karşıyız). Çünkü halk cumhuriyeti, sadece ev kadını olmak üzere mukadderatını evvelden taayyün etmiş (belirlemiş) bir kadın zümresini kabul edemez.”
İMAMOĞLU SERTLEŞİYORCHP’de değişim tartışmaları devam ediyor. Seçimlerin hemen ardından değişiklik talebini dillendiren Ekrem İmamoğlu’nun, İBB Meclisi öncesi gerçekleşen CHP grup toplantısında çok sert açıklamalarda bulunduğu öğrenildi. Toplantıda konuşan İmamoğlu, zaman zaman katılımcılar ile gergin anlar yaşadı. Kemal Kılıçdaroğlu’na yönelik fazla eleştiride bulunmayan İmamoğlu, İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu’nun kendisi için ‘yok hükmünde’ olduğunu söyledi.
Damga Gazetesi’nde Mehmet Mert, bazı il yöneticileri tarafından alınan kararların, il yöneticilerinin tamamı ile paylaşılmadığını dile getirdi. “Ayrıca parti üyesi bir kişinin ‘Kaftancıoğlu’nun aldığı kararlar yasal değildir’ diye şikâyette bulunması durumunda, CHP İstanbul İl Başkanlığı’na kayyum atanabileceği belirtildi” diye yazdı.
BİR OSMANLI EĞİTİMCİSİYAZAR Dr. Niyazi Altunya, Sadrettin Celal Antel’i anlatıyor: “2. Meşrutiyet döneminden Cumhuriyet’e geçen Antel, (1890 - 12 Şubat 1954) ülkemizin yetiştirdiği ilk kuşak eğitim düşünürlerinden biridir. 1909’da Fransa’ya öğretim için gönderilmiş, orada Orta Öğretmen Okulu ve Sorbon Üniversitesi’nde öğrenim görmüştür. 1913’te Adana Erkek Öğretmen Okulu Müdürlüğü ile başlayan meslek yaşamının çoğu öğretmen yetiştiren kurumlarda geçmiştir. Osmanlı ve Cumhuriyet eğitim sistemlerini yapı ve işleyişi ile iyi bilen Antel, Fransızca ve İngilizce biliyordu...
TRAKYA’NIN EN BÜYÜK OTOBÜS TERMİNALİTEKİRDAĞ
Yetkili konfederasyon Memur-Sen’in başkanlığında 11 hizmet kolunda en çok üyeye sahip sendika temsilcileriyle Kamu İşveren Heyeti, 7 milyona yakın memur ile memur emekli maaşına 2024-2025 yıllarında yapılacak zam ve sosyal haklarındaki iyileştirmeleri ele almak için 1 Ağustos Salı günü masaya oturacak. Türkiye Kamu-Sen ile KESK temsilcileri de görüşmelerde yer alacak.
Memur-Sen, Türkiye Kamu-Sen, KESK, BASK, Birleşik Kamu İş, HAK-SEN ile diğer konfederasyonlar, zam ve özlük haklara ilişkin talepleri içeren dosyayı Kamu İşveren Heyeti’ne iletilmek üzere önümüzdeki günlerde Devlet Personel Başkanlığı’na sunacak.
Konfederasyonların, en düşük memur maaşının satın alma gücünü yukarıya taşımak için halen 34 bin lira olan yoksulluk sınırı düzeyine çıkarılmasını ve göreceli refah payı eklenmesini isteyecekleri belli. Ayrıca memur maaşını kuşa çeviren gelir vergisi düzenlemesinde çalışanlar lehine değişiklik yapılması, fahiş fiyatlara ulaşan konut ederlerini hafifletmek amacıyla belli tutarda kira yardımı ödenmesi, eskiyen kamu personel rejiminin günün koşullarına göre uyarlanması, kamu işçileri lehine oluşan ücret dengesizliğinin giderilmesi, tüm memurun sendika ücretinden yararlanabilmesi için hizmet kolunda aranan yüzde 2 üye barajının kaldırılmasını masaya getirmeleri bekleniyor.
MEMUR-SEN YÜZDE 2 BARAJINDA ISRARLI
Sosyal haklarda da önemli talepleri var sendikaların, görev ve sorumluluk yetkili konfederasyon Memur-Sen’e düşüyor. Zira memur ve emekli kadar milyonlarca aile bireyleri için de önemli atacağı imza. Toplu sözleşme sürecinin ağustos sonuna dek sonuçlanması gerekiyor. Sözleşme dar gelirlinin iki yıllık zammını ilgilendirecek.
2.8 milyon memurdan 2.1’i sendika üyesi. Her 4 memurdan 3’ü sendikalı. Memur-Sen’in 1 milyondan biraz fazla, Türkiye Kamu-Sen’in 552 bin, KESK’in ise 163.656 üyesi var.
AMERİKA’NIN TARİHİ BİNASI KORUNMALIDIR
HUKUKSUZLUĞUN SİMGESİ OLARAK AOÇ’DE BÜYÜKELÇİLİK İNŞA EDİLMİŞTİ
TEMMUZ ayı CHP İBB grup toplantısı 10 Temmuz günü Başkanlık Sarayı’nda yapıldı. Ekrem İmamoğlu grup toplantısına katıldı. Malum genel başkanlık tartışmalarından dolayı. Grup toplantısı gergin başladı. Söz alan meclis üyelerinin bazıları İmamoğlu lehine, bazıları ise aleyhine görüş bildirdiler. Aleyhte görüş bildirenler söz almakta zorluk çektiler, demokrasi işte. En dikkat çekici konuşmayı Kadıköy ve İBB Meclis üyesi Hasan Gökpınar yaptı. İmamoğlu’nun yüzüne “Siz seçildiğiniz günden beri, cumhurbaşkanı, cumhurbaşkanı yardımcılığı ve son olarak genel başkanlık adaylığınız tartışılıyor. Siz İstanbul Belediye Başkanısınız, niye İstanbul halkının gözünün önünde böyle tartışmalara meydan verdiniz, sürece zarar verdiniz. Geçen hafta iktidar için ‘Değişim’ adı altında bir web sitesi açtınız. CHP’liler hariç herkes girip CHP’ye hakaret ediyor” dedi. İmamoğlu ise cevap olarak “Ben net bir siyasetçiyim, ne düşünürsem açıkça söylerim, değişim şart. Ben seçim sonrası Genel Başkan’la telefonla ve yüz yüze bir kaç defa görüştüm. Genel Başkan sözünde durmadı, MYK’yı değiştirdi. Bana verdiği söz bu değildi” dedi.
Bu cevabı bir gazeteci olarak yorumladığımızda, Kemal Kılıçdaroğlu’nun verdiği söz herhalde istifa etmekti, başka ne olabilir ki, diye düşünebiliriz. Daha sonra İmamoğlu sinirli bir biçimde CHP grubunu terk etti. Tarafımıza gelen bir kulis bilgisi, genel başkan değişiminden umudunu kesen İmamoğlu’nun yakın çalışma arkadaşlarına “Sekiz ay sonra seçim var, ona hazırlanalım” diyormuş. Yani bir partilinin yorumu, ‘Tornistan yaptı’. Grup toplantısına Belediye Başkanı olarak Şükrü Genç ve Muammer Keskin katıldı. Ne Kılıçdaroğlu’nu ne de İmamoğlu’nu destekleyen ya da eleştiren bir konuşma yapmadılar. CHP’de sular durulmuyor. Her saat yeni bir bilgi geliyor.
İMAMOĞLU - KAFTANCIOĞLU
11 Temmuz günü İmamoğlu CHP ilçe başkanları ile Anadolu yakasında bir değerlendirme toplantısı yaptı. Sultangazi CHP ilçe başkanı Murat Poyraz İmamoğlu’na “Genel başkan adayı mısınız” diye sordu ve İmamoğlu’na “Sen yerel seçimlerde çalıştığın kadar genel seçimlere çalışsaydın bugün seçimi kazandırdık” diye devam ediyor. İmamoğlu ise ilçe başkanı Poyraz’a “Bana hain mi diyorsun. Hain sensin” diyor. Salonda gerginlik çıkmış ve İmamoğlu, “Genel Başkan bana verdiği sözü tutmadı, Canan Kaftancıoğlu erkek olsaydı onunla da başka türlü konuşurdum” diyerek salonu terk etmiş. Giderken de “Ben bu yola çıktım, geri dönüşü yok” demiş. Gerginlik üzerine ilçe başkanları “İmamoğlu’nun özür dilemesi gerekiyor” dediler. Toplantıda bulunan Siyasi Danışmanı Baki Aydöner, İmamoğlu’nun özür dileyeceğini söyledi. İlçe başkanları “Uzaktan özür dilenir miymiş?” diyerek toplantıyı terk ettiler.
ATATÜRK NORVEÇ PRENSİ’NE İKRAM ETMİŞ
CUMHURİYET VE KUŞKONMAZ
KÜLTÜRE alınmış kuşkonmazın ülkemizde ilk kez yetiştirilmesi Cumhuriyet’in kuruluş döneminde olmuş. Mustafa Kemal, muhtemelen ataşe-askerlik yıllarında Orta Avrupa’da tanıdığı kuşkonmazı sevip peşine düşmüş ve ilk kuşkonmaz yetiştirme girişimi Atatürk’ün isteği üzerine Avrupa’dan kuşkonmaz tohumu getirilmesiyle Yalova Devlet Çiftliği’nde yapılmış. Onun 1934 yılında Çankaya Köşkü’nde İsveç Prensi Gustave Adolphe’ye verdiği yemekte de mönüde kuşkonmaz vardır ve mönü içeriğine de bizzat kendisinin karar verdiği rivayet edilir.
Giriş yemeği
TÜRKİYE’de çok değerli bir sebze olan kuşkonmazın yatırımcısı olan Osman Dağlı’nın daveti üzerine hafta sonu Isparta’ya gittik ve merkeze bağlı Bozanönü köyünde önemli bir tarım yatırımına tanıklık ettik. Ülkemizde son yıllarda market raflarında görmeye başladığımız ve önemli bir miktarı ihracata ayrılmış kuşkonmaz bitkisinin 400 dönüm üzerine yapılan yatırımının dikim töreni vardı. Isparta milletvekilleri, devlet yetkilileri, yerel ve ulusal basının katıldığı törene yoğun bir vatandaş ilgisi de vardı. Kuşkonmaz; Avrupa, Uzak Doğu ve Amerika’daki mutfakların önemli bir yiyeceği. Eşsiz lezzetinin yanı sıra bünyesinde barındırdığı vitaminler açısından vazgeçilmez bir sebze. Dünya genelinde kuşkonmaz talebi üretimin çok üstünde olduğundan ürünün katma değeri yüksek. Bu nedenle yapılan 400 dönümlük yatırım başlangıç olup 3 ay içerisinde 600 dönümlük ikinci aşama yatırımı yapılacak. Osman Dağlı, şirketin mevcut hedefinin ekili alanı 4000 dönüme çıkarmak olduğunu söyledi. “Ancak biliyoruz, nihai hedefimiz bu miktarın çok daha üzerinde olmalıdır. Zira sadece Almanya’daki yıllık kuşkonmaz tüketimi 130 bin ton olup bunun yarısından fazlasını ithal etmektedir” dedi.
Şirket ortaklarından Arman Badur ve Yücel Özarı ile konuşmalarımızda şu bilgileri not ettik.
“2023 yılı üretiminin 500 ton olduğu düşünülürse kat etmek zorunda olduğumuz önü açık, uzun bir yol var. Daha çok üretici ile katma değeri yüksek kuşkonmaz bitkisini buluşturup üretim rakamlarını yukarı çekmeliyiz. Bu sayede ülkemiz döviz kazandırıcı yeni bir tarım faaliyeti kazanmış olur. Almamız gereken çok uzun bir yol olmakla beraber ‘Sparga1’ yatırımı bu yolda iyi bir başlangıç olmuştur.”
KUŞKONMAZ GİRİŞİMİ
Şirketin yüzde 70’i halka açık olan Sparga1 Tarım AŞ, kuşkonmazın başarılı bir şekilde üretilmesi ve ihraç edilmesi amacıyla kurulan, tarımda yeni bir model olarak kabul ediliyor. Yerel ve sürdürülebilir bir tarım modeli inşa etmek misyonuyla yola çıkan Sparga1, Kuşkonmaz Girişimi ile ülkemiz açısından katma değeri yüksek bir iş ortaya koymayı amaçlıyor.
Bozanönü köyünde önceki gün yapılan dikim törenine yatırımcıların yanı sıra İl Jandarma Komutan Yardımcısı Alb. Mehmet Çelik, AKP Milletvekili Uğur Gökgöz, CHP Milletvekili Yalım Halıcı, AKP İl Başkanı Serkan Keskin, S.D. Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dekanı Prof. Deniz Yılmaz ve Ziraat Odası Başkanı Mustahattin Can Selçuk katıldılar. TOBB’un düzenlediği makam aracı çekilişinde 16 TOGG’dan birini kazanan Ticaret Borsası Başkanı Hüdai Şahin, Isparta İl Tarım Müdürlüğü’nden Ali Gündüz, Fonbulucu Şirketi Genel Müdürü Hakan Yıldız ve arazi sahiplerinden Ahmet Özcan katıldılar.
MODERN BİR SEBZE
Hollandalı tohum tedarikçisi Limgroup temsilcisi
Yıllar cildi buruşturabilir ancak ruh, heyecanların bitişiyle buruşur. İnsan; kendine olan güveni kadar genç, kuşkusu kadar yaşlı, cesareti kadar genç, korkuları kadar yaşlıdır.
Hiç kimse fazla yaşamış olmakla yaşlanmaz, insanları yaşlandıran ideallerinin bitmesidir. Kalbi sevdikçe, neşe duydukça, güzellikler fark ettikçe; beyni yeni şeyler keşfettikçe herkes gençtir. İnsanlar yaşadıkça yaşlandıklarını sanırlar, oysa yaşamadıkça yaşlanırlar. İnsan yaşlı olmaya karar verdiği gün yaşlanır! W.E. GLADSTONE
YOLSUZLUKLA MÜCADELEDEN ÇEKİLİYORUM
YOLSUZLUKLA Mücadele Derneği’ni 03.03.2000’de bir grup arkadaşımla kurdum. 11.04.2000’de başkanlığımdaki heyet olarak Genelkurmay Başkanı Org. Kıvrıkoğlu tarafından kabul edildik. Devlet Bahçeli ve bazı STK liderlerini ziyaret ettik. Cumhurbaşkanı olunca Ahmet Necdet Sezer, derneğimizi tebrik bile etmedi. Bazı gazete ve TV’lerde yazılar yazdım, programlar yaptım. Son yıllarda parti, STK ve medyadan yolsuzlukla mücadele için bir davet almadım.Acı gerçeği ifade ediyor ve bundan böyle yolsuzluklarla mücadeleden çekiliyorum.
Tevfik DİKER- E. Milletvekili, E. Hv. Ulş.Yb.,- Araştırmacı yazar
GÜNÜN SÖZÜ
“BAŞARILI biri olmaya değil, değerli biri olmaya çalışın. Başarı egoya yakındır; sevgi değere yakındır.” Albert Einstein
DUT YAPRAĞI NEDİR?
AK Parti tarafından TBMM Başkanlığı’na sunulan yasa teklifine göre en düşük memur maaşı yüzde 17.55’lik enflasyon farkı, toplu sözleşme zammı ve seyyanen 8 bin 77 liralık artışla net 22 bin 17 liraya çıkacak. Ortalama memur maaşı 25 bin 15 lira olacak.
Yasa teklifinde emekli maaş ve aylıklarının artırılmasına ilişkin madde yer almadı. Teklifin Meclis görüşmelerinde ek madde konulmazsa SSK ve Bağ-Kur emeklilerine temmuzda sadece 6 aylık enflasyon tutarı kadar, yüzde 19.77 oranında zam verilecek. Memur emekli maaşına ise temmuzda yüzde 6’lık toplu sözleşme zammı dahil yüzde 17.77 artış yansıtılacak.
Emekli bu tablo karşısında beklenmedik şekilde ‘hüsran’a uğradı.
Sayıları 16 milyona yaklaşan emekli, kendilerinin ‘es’ geçilmesine, refah payı verilmemesine tepki yağdırdı. Aylardır yüksek oranlı refah payını bekliyorlardı; teklifi öğrenince şoke oldular.
En az yüzde 40’ın üzerinde zam bekleyen emekli, enflasyon zammının şaşkınlığını yaşarken, mağduriyetin mutlaka Meclis’te giderilmesini istiyor.
Yasa teklifine ilişkin açıklama yapan AK Parti TBMM Grup Başkanı Abdullah Güler’in emeklilere yönelik “Onlar açısından dağıtım yapılacaktır. İlerideki dönemde değerlendireceğiz” sözleri, hayat pahalılığı altında ezilen gariban kitleyi refah payı beklentisine soktu. Milyonlarca emeklinin mağduriyetinin giderilmesi için yasada mutlaka emeklilere refah payı verilecek şekilde değişiklik yapılmalı. Yoksa çarşı pazarın yüksek ateşi onları yakmayı sürdürür.
Gözler ve umutlar TBMM’de.
GÜNÜN SÖZÜ
Gördüğüm İstanbul, çok sakin ve huzurlu bir kent oluyor. Tenhalık yanında trafik çok rahat, dükkânların Beyoğlu ve Bağdat Caddesi hariç çoğu kapalıydı. Ama akşam oldu mu, millet sahillere, lokanta ve kafelere hücum ediyordu adeta. Boğaz kilitleniyordu geceleri. Özlemiştim doğup büyüdüğüm İstanbul’u, bu yüzden bir turist gibi sindire sindire dolaştım her yerini. Mısır Çarşısı’ndan Eminönü’ne geçtim, bir İstanbul simidi alarak yiye yiye Mahmutpaşa ve Kapalıçarşı’yı gezdim. Bu yerler çok düzenli ve bakımlıydı. Ama eski canlılığı yoktu. Mahmutpaşa bile düzene girmiş, o bağırıp çağıran esnaf kalmamış. Öyle diyoruz ama, akşamları restoranlar tıklım tıklım doluydu. Millette para kalmasa tatil bölgeleri böyle hücuma uğrar, eğlence yerleri tıka basa dolar mıydı?
Ulaşım araçları bedavaydı. Benim bu işe de aklım yatmıyor. Hem gırtlağa kadar borçta yaşa, hem de 4-5 gün bedava gez güzelim kenti. Turistler bile şaşırdılar bu işe. Vapurla bedava bir Haliç gezisi de yaptık bu arada. Ne hale gelmiş, inanamadım doğrusu. Sultanahmet yeni düzenlenmiş haliyle muhteşemdi doğrusu. Yerebatan Sarnıcı’nda öyle bir kuyruk vardı ki, Rusya’daki Hermetaj Müzesi haltetmiş. Ucu bucağı yoktu kuyruğun. Öyle olunca Arkeoloji Müzesi’ni gezdik. Kültür-Turizm Bakanlığı burayı da restore ediyordu. Müzenin açık bölümlerini gururla dolaştık, iftihar ettik sergilenen eserlerle. Bakanlık İstanbul’da da önemli işler yapıyor. Kültür parkurları, kültür parkları, yeni müzeler, tüm tarihi anıtların restorasyonu, konser ve gösteri salonları, galeriler.
Boğazda vapur gezisi, tarif edilemeyecek kadar güzel bir yolculuk. Millet bayramda vapurla Adalara da üşüştü. Öyle bir kalabalık kapladı ki, pislikten Ada sakinleri çok şikâyetçiler durumdan. Adalar ‘Milli Park’ ilan edilsin derim. Balık lokantalarından çok kebapçı, çiğköfteci, lahmacuncu dolu. Özetle eski havaları dağılmış adaların.
İstanbul çok güzeldi bayramda. Keşke her günü bayram gibi olabilse. Can PULAK
BEŞİKTAŞ MECLİSİ’NDE BU DA OLDU
Siyasette aynı partinin belediye meclis üyelerinin birbirlerini mahkemeye vermesi olası değildir. Öyle bir şey olsa bile belediye başkanı devreye girer ve konuyu çözümler. Beşiktaş Belediyesi Meclis üyesi Akın Keskin, Başkan Rıza Akpolat’a bazı konularda muhalefet etti ve köşemize taşıdık. Meclis üyesi ve Başkan Yardımcısı Esra Yenidünya, Meclis üyesi Keskin’i mahkemeye verdi. Yerel mahkeme sonrası Yargıtay da kararı Keskin lehine onadı. Seçimlere giderken aynı partinin meclis üyeleri ‘husumetli’ olarak nasıl sahada seçimi kazanmak için mücadele edecekler?
Kaç dönemdir Beşiktaş Belediyesi yönetiminde ‘yerli’ bir vatandaş ya da CHP’li aday yok... Ne yazık ki, adaylar ‘işaretle’ Genel Merkez tarafından belirleniyor ve buna delegeler her seçimde “Beşiktaş’ta aday yok muydu?” diye isyan ediyorlar.
Bakalım önümüzdeki seçimde