Alevilerin seçim hassasiyeti

ALEVİ grupları bu seçimde kimi destekleyecekler?

Ortalıkta en hareketli grup olarak Cem Vakfı görülüyor. Prof. İzzettin Doğan'ın başkanlığındaki vakıf, kendi dışındaki Alevi örgütlerine de bir çağrıda bulunarak 31 Ağustos'ta İstanbul'da bir toplantı yapılacağını duyurdu.

Prof. Doğan imzasıyla yurtiçi ve yurtdışındaki Alevi örgütlerine gönderilen duyuru şöyle:

‘‘Bildiğiniz gibi 11 yılı aşkın bir süreden beri Türkiye'yi yönetenlerin Alevi yurttaşlara karşı, Anayasamızın kendilerine yüklediği 'yurttaşlar arasında ayırım yapmamak, yasaları yurttaşlara farklı uygulamamak' mükellefiyetlerini yerine getirmediklerini; Anayasa'nın 10, 14 ve 24. maddelerini ihlal ettiklerini; Alevi İslam inancını taşıyan 30 milyona yaklaşan yurttaşın Türkiye'de yokmuş gibi bir muamele gördüklerini; inanç ve ibadetlerini eşit şart ve imkanlarla icra etmelerine olanak sağlanamadığını; çocuklarının okullarda Alevi İslam'ı öğrenmediklerini; devlete ait Radyo ve TV'lerde inançlarına yer verilmediğini; Cemevleri'nin yapımında devlet desteğinin (bütçe) sağlanamadığını; Alevi İslam'ın üniversitelerde (İlahiyat fakültelerinde) öğrenim konusu yapılmadığını; sazın müzik eğitimi aleti olarak ilk ve orta eğitiminde tavsiye edilmediğini ileri sürerek hakları konusunda aydınlatmaya çalışmaktayız. Bu 'aydınlanma' hareketinde laik Türkiye Cumhuriyeti'nin bugüne kadar gelen uygulamalarla tükenme noktasına gelindiğinin de altını çizerek böyle bir gidişe ancak Alevi İslam'ın ışığı ile halkı (Alevi-Sünni-Şafi-Hambeli-Musevi-Hıristiyan vs) aydınlatarak engel olunabileceğini izah etmeye gayret ettik.

Her seçim döneminden önce tüm siyasi partilerin olumlu sözler vermelerine rağmen hiçbir zaman yasal değişikliğe gidilememiştir.’’

‘‘İsteklerin’’ belirlenmesi amacıyla 31 Ağustos'ta yapılacak toplantı sonunda bakalım hangi partiyi destekleyeceklerini açıklayacak Alevi yurttaşlarımız.

Yaşar Okuyan neyi başardı

ÇALIŞMA Bakanı Yaşar Okuyan bakanlığını bu şekilde terk etmemeliydi. Hiç olmazsa bazı sorunlara ve konulara açıklık getirmeliydi.

Ama 'acilen' kaçmayı yeğledi; hesap vermekten kaçarak şov yaptı.

Gerçekten işçi dostu muydu Okuyan?

Okuyan
giderken öyle güzel bir gerekçe buldu ki, sanki görüş ayrılığı varmış gibi yansıttı durumunu... ANAP lideri Mesut Yılmaz, iş güvencesiyle ilgili tasarıyı başından beri desteklemiyordu ki.

Bu tasarıyı Başbakanlık'ta uzun süre bekleten Yılmaz değil mi? Sevk edildiği komisyonlarda da çıkmamak üzere bekletiliyordu.

Ama MHP Genel Kurul'a getirdiğinde kimse cephe almadı tasarıya... Okuyan istifa etmeyi şimdi mi akıl etti?

Aslında iş güvencesi yasası, Kemal Derviş'in çıkardığı ilk 'Güçlü Ekonomiye Geçiş' programının ekinde 'acilen' çıkarılması gereken yasalar arasında yer alıyordu. AB ile ilgili uyum yasaları çıkarken bu yasa akla bile getirilmedi.

Daha doğrusu Derviş de, hiçbir zaman tasarının çıkması için ağırlığını koymadı.

Okuyan hiç şov yapmasın... Neler yaptığına, neleri düzelttiğine bakın, ona ait iddiaları bir yere yazın ve bakanlıktaki başarısını daha sonra ortaya koyun:

SSK'da 9 genel müdür değiştirerek rekor kırdı.

KHK ile bakanlığına bağlı kurumların teşkilat yasalarını değiştirmeye kalkıştı, ne yazık ki bunlar Anayasa Mahkemesi'nce iptal edildi. Şimdi kurumları yasasız bulunuyor.

1999 Haziranı'nda bakan olduğunda SSK hastanelerindeki kuyrukları iki ay içinde düzelteceğini ileri sürdü, olmadı. Süreyi altı aya çıkarttı; olmadı, bir yıl dedi, yine olmadı, iki yıl dedi gene olmadı ve sonunda gitti. Telefonla randevu uygulamasından, bu sistemi satanların dışında kazançlı çıkan olmadı; emeklilerin beli daha da büküldü.

SSK'da ilaç yolsuzluğu var diye bağırdı ancak üzerine gidemedi; arkasında iz bıraktı.

Bilgisayar ihaleleri nedeniyle DPT tarafından ağır şekilde suçlandı.

İflas eden Bağkur'a lüks bina yaptı, ihalesini yakın arkadaşına verdi.

Trakya bölgesindeki sigortalı işçiler, baraka dispanserlerde doktor bulamazken, seçim bölgesi ve emekli kenti Yalova'da kendi adına lüks bir SSK hastanesi kurdu.

Büyük SSK hastanelerinde, hem de birkaç kez kıyımını uğramadık Başhekim kalmadı.

Yaşar Okuyan'ın bakanlıktaki 3.5 yılı öyküleştirilmelidir, derken; SSK'da genel müdür seviyesinde görev yapmış bir bürokratın bize aktardığı sözler şudur:

‘‘Okuyan'ın bakanlıktaki faaliyetleri Yücel Divan'lıktır.’’

YTP'nin transferleri

'YENİ Türkiye'nin etkin bir ismi, partiye katılımlarla ilgili şöyle diyor:

‘‘Çankaya eski Belediye Başkanı Doğan Taşdelen ve Adalet eski Bakanı Seyfi Oktay'dan sonra onun döneminde Adalet Bakanlığı Müsteşarı olan Yusuf Kenan Doğan da saflarımıza katıldı. Sırada Mehmet Moğultay var... Moğultay, Kadıköy yakasını örgütlüyor. Hikmet Çetin'in 'ağır' bir davet beklediği anlaşılıyor. Celal Doğan, Onur Kumbaracıbaşı da önümüzdeki günlerde YTP'ye girecekler. Katılımlar konusunda başka sürprizler de olacaktır, bekleyin...’’

İl olmayı hangi ilçeler hakediyor

ÇORLU'
dan Çetin E. Özcan, ‘‘Ey sayın milletvekilleri...’’ diye sesleniyor:

‘‘Yapmayın etmeyin; onun bunun hatırı için hiçbir yeri il yapmayın. Şebinkarahisar'ın, Suşehri'nin ekonomik güçleri, nüfus yoğunlukları nedir? Tekirdağ'ın ilçesi Çorlu'nun nüfusunu bilir misiniz? Sınırları içinde 650 fabrikanın bulunduğu ilçenin nüfusu 200 bin oldu. Nüfusu, bağlı olduğu ilini bırakın, Edirne ve Kırklareli'ni de geçti. Eğer il yapacaksanız önce Çorlu, sonra da Gebze, Bandırma, Tarsus, Bafra, Turgutlu, Erciş, Akşehir, Merzifon, İnegöl ve İskenderun'u düşünün... Meclis'te bir heyet oluşturun il olma zorunluğu ile karşı karşıya kalan ilçeleri tespit edin; kimin hak ettiğini görün.’’

MESAJ PANOSU

KSÜ Fen-Edebiyat Fakültesi mezunlarından Sayın Milli Eğitim Bakanı Necdet Tekin'e: Eski Bakan Bostancıoğlu'nun uygulamaları sonucu atanamadık; bir yılımız boşa gitti. Bunalım ve sıkıntı geçiriyoruz. 36 bin geçici işçi kadar bile dikkate alınmıyoruz. 13 bin fen-edebiyat mezunu öğretmen adayı için sizden destek bekliyoruz.
Yazarın Tüm Yazıları