<B>‘‘ÖZEL hal’’ </B>(14.2.2003) yazısı üzerine <B>Ali Zafer Taciroğlu</B> ile görüştük. Yanında, avukatı <B>Kamil Elverdi </B>de vardı. Son seçimlerde MHP adayı olan <B>Elverdi </B>özetle şu bilgiyi verdi: ‘‘1980'lerde yaş sebze-meyve hali
Bayrampaşa'ya nakledildi. Bunun yanında
İstanbul Büyük Gıda Merkezi'nin (Mega Center) kurulması
Nazım Planda yer aldı. Ve devletten destek alınmadan
Mega Center'a 150 milyon $ yatırım yapıldı. Bunun %30'luk bölümü alt yapı harcamalarına gitti.
Ancak toptancılar kendi yerlerine taşınmaktan hep kaçındı. Bu konuda bir çözüm bulunamadığından
İstoç, Perpa, Tekstilkent, Mega Center gibi milyonlarca dolar harcanarak yapılan tesisler boş bırakıldı, ucuz popülist politikalar ve esnaf baskısıyla harap olmalarına göz yumuldu.
2000 ortaklı özel bir girişim olan
TEM çıkışlı
Mega Center'ın 650 dönümlük (tapulu) arazisinin
Nazım Planlarda ticaret fonksiyonuna haiz olması sebebiyle, bir bölümü üzerinde yaş sebze meyve ticareti yapılması hususunda 1998'de bir çalışma başlatılmıştır. Bu girişimin öncelikli hedefi yıllardır
kuru gıdacılarla beraber olan
soğan ve
patatesçi esnafının, yasal statüye kavuşarak hal kapsamında faaliyet göstermesinin teminidir. Böylece halihazırda illegal bir yapıda iskan edilen tarihi
Rami Kışlası önemli ölçüde boşaltılarak hem hedeflenen turizm gelirlerine katkı sağlanması hem de kamyon trafiğinin şehrin merkezinden otoyol kenarına çekilmesi planlanmıştır.
Büyükşehir Belediyesi'nin mevzuat gereğince
Mega Center'ın bahsi geçen bölümünü alamayacağını belirterek,
'görevsizlik' beyan etmesi üzerine fiziki olarak genişleme imkanlarının olmayışı da göz önüne alınarak
'Yaş Sebze ve Meyve Ticaretinin Düzenlenmesi ve Toplatancı Halleri' ile ilgili
HKH gereğince aynı alanda bir özel toplantıcı hali kurulması hususunda girişimler başlatılmıştır.’’
Bilindiği gibi özel haller
Ticaret Bakanlığı'nın izni ile kurulabiliyor; belediyelerin rusum tahsili ve denetiminden başka bir işlevi bulunmuyor.
Av.
Elverdi, ‘‘Yazıda adı zikredilen Sayın
Ali Zafer Taciroğlu TOBB ve
İTO'da II. Başkanlıklar yapmış saygın bir işadamıdır. Kendisi ve eşinin adının kullanıldığı asılsız ihbar yazısının sahibi ile bu yazıyı araştırmadan yayımlayan kişi ve kuruluş hakkında tazminat davası hakkını mahfuz tuttuğunu hatırlatır.’’
Rami esnafı ve
Mega Center üyelerinin yanıtı varsa köşemiz açıktır.
Temiz ticaret için önce ahlaklı olmak gerekiyor
BİRÇOK şehirde tacirler, halk, istikrarlı ve tam anlamıyla görevini yapan bir bankacılık sistemi olmadığı için finansman zorunluluklarından dolayı tefecilerin eline düşüyorlar. Sn.
Yavuz Donat bir yazısında dolar bazında faiz oranlarının %10 olduğunu belirtmişti. Doların istikrarlı bir fiyat aralığında dalgalandığı, hatta düşüş trendinde olduğu bir dönemde
Anadolu'nun birçok kentinde acımasız faiz oranları telaffuz ediliyor. Aylık %20 ile borçlanabilenler kendilerini şanslı sayar oldular. Borçlanmazlarsa yılların emeği işlerini, tüm mal varlıklarını kaybedecek olan eskinin
‘‘Anadolu Kaplanları’’ yaklaşan sonu biraz daha ötelemek için uğraş vermekteler. Durum o kadar vahimdir ki, etik olarak beklenen çek tarihi daha gelmeden bir ay boyunca borçlarını, en azından faizini ödemek için çalışan dürüst insanların evlerine haciz getirilmeye, aile huzurları kasıtlı olarak tehdit edilmeye başlandı. Birçok şehirde tefecilerden borç alanlar daha yüksek faiz oranlarıyla borç vererek tefecilik yapmaktadır. Küçük bir hesapla aylık %10 birleşik faizle yıllık %214, aylık %20 yılda %791 faiz getirmektedir.
Hangi dürüst esnaf bu faiz yükünün altından kalkabilir?
Türkiye'nin öncelikli sorunlarından birisi olan bu konunun üzerine gitmeliyiz. Zaten üretmediğini harcama eğilimi son hızla artarken, bu ülke için birşeyler yapmaya çalışan insanlara destek olmamız gerekiyor. Sorumluluk sahibi her kişiye bu konuda çok iş düşüyor. Eğer bizler bu konuda kararlı olur ve üzerimize düşeni yaparsak, ticarete yeniden ahlak kazandırma girişimimiz başarılı olabilir. Türkiyemiz için, geleceğimiz için temiz ticaret...
Zafer REİSOĞLU
Endüstri Mühendisi Amerika artık rüyalara giriyor
‘HALİMİZ hiç iyi değil’ diyor
Ürgüp Belediye Başkanı
Bekir Ödemiş...
‘‘Aylaklıktan ne yapacağımızı bilemiyoruz.’’
Ödemiş huzursuz, konuşuyor:
‘‘Bu aylarda hiç olmazsa
Japon ve
Amerikalı turistler olurdu. Emin olun şu anda tek turist yok, sıfır... Biz de turizmci dostlarla sohbet ediyorduk. Halıcı dostumuz
İsmet Aksoy dün akşam rüya görmüş, anlatırken gülüyorduk:
Amerika, Türkiye'yi istila etmiş, hatta
Nevşehir'e inen büyük uçaklar
Kapadokya'ya tuvaletler getiriyormuş.
Aksoy, Kapadokya'ya gelen
Bush'a burada petrol yok, turist yok, bu tuvaletleri ne yapacağız diye haykırıyormuş... Bir yandan da
Saddam, Kapadokya'yı bombalıyormuş. Ama feryatların hiçbir yararı olmuyormuş... Bunun üzerine daha iyi görmesi için
‘‘Sayın Bush, burada petrol yoktur’’ yazılı bir balon göndermiş gökyüzüne.... Görüyorsunuz iş olmayınca her şey karikatür oldu bizim için...’’
Bir kez karabasan basmasın; daha çok rüyalar göreceğiz.
Kültür Bakanlığı böyle koru(mu)yor
AKP hükümetinin bürokraside 'ince kıyımı' ve kadrolaşması gelişerek büyüyor.
Kültür Bakanlığı Müsteşarlığı'na
Mustafa İnsel getirildi.
İnsel,
Belgrat Üniversitesi mezunu... Ne yazık ki, geldiği gibi koruma kurullarını dağıtmaya başladı. Tarihi Kentler Birliği'nin 1.2.2003 tarihinde
Ankara'daki toplantısında, Cumhurbaşkanı'nın yanında
Muğla Koruma Kurulu Başkanı
Oktay Ekinci'ye
‘‘Birlikte çalışalım’’ demesine rağmen, kendisine bir gün önceki tarihli yazıyla ‘‘üyeliğinin sona erdirildiği’’ bildirildi.
Oktay Ekinci gibi yurdun değişik illerindeki koruma kurullarında namusuyla, birikimleriyle ve özveriyle' çalışmakta olan başka kurul üyeleri de görevlerinden alındılar.
Cumhuriyet'te yer alan haberlerde; görevden alınanlar şunlar:
‘‘Bursa Kurulu Başkanı Mete Tapan'ın, daha geçen ay istifasını bile işleme koymamışlardı; şimdi sakıncalılar listesine yazıp kuruldan uzaklaştırdılar...
İstanbul'da metronun arkeolojiyi tahrip etmeden geçmesini isteyen
Aslı Özdoğan, Küçükçekmece bölgesinde elde kalmış son doğal alanların sit olmasına çalışan mimar
Behruz Çinici, Antalya'da arkeolojik alanların artık turizm yapılaşmasına kesin kapatılmasını savunan
Haluk Abbasoğlu, İzmir'de
Çeşme-Foça-Selçuk gibi yörelerde koruma alanları yaratan
Nurcan Uydaş, Adana'da
Seyhan Nehri kıyılarına bakan yeşil alanların imara açılmasına karşı çıkan
Gülsün Tanyeli gibi uzmanlar, artık bu düşüncelerini kamusal alana taşıyamayacaklar; devletin koruma görevini yerine getirme misyonlarını sürdüremeyecekler...’’
Kültür Bakanı
Hüseyin Çelik, bu kurulları neden ve niçin 'temizlediğinin' gerekçelerini kamuoyuna mutlaka açıklamalıdır. Hani baştan
Tayyip Erdoğan'ın söylediği yetkin ve etkin kişilerin görevde kalacakları sözü...
Biliyor musunuz
AKP'nin
Siirt seçimlerinde
Tayyip Erdoğan için kullanılması kararlaştırılan
‘‘Yiğit düştüğü yerden kalkar’’ sloganının
DYP Genel Kongresi'nde
Mehmet Ağar'a karşı
İlhan Kesici tarafından kullanıldığını.... biliyor musunuz?
GÜNÜN SÖZÜ
‘‘Savaşta Atatürk'ü örnek aldım...
Suudi Arabistan'a füze yolladık, ama Türkiye'yi asla düşünmedik.’’
(Irak Devlet Başkanı
Saddam Hüseyin)
MESAJ
ÇERKEZKÖY Ziraat Bankası yaklaşık 2-3 hafta önce 20 yıldan daha uzun süredir hizmet verdiği yerinden üstelik geçen sene milyarlarca liralık yenileme çalışmaları yapmalarına karşılık aylık 3 milyar kira ile 5 yıllık kontrat karşılığında başka bir caddeye taşındı. Bu şekilde hem İstasyon Caddesi'ndeki esnafı öldürdüler, hem de ülke ekonomisine milyarlarca liralık yük getirdiler. Bir de tasarruftan bahsederler. Hiç değilse İstasyon Caddesi'ndeki eski şubelerinde bir memur ve bankamatiği bıraksalardı, ben ve burada yaşayan esnaf bu kadar öfkeli olmazdık.
Selçuk SÜREN-İSTANBULBİR müteahhit tarafından 9 yıl önce öldürülen Belediye Başkanı
Recep Koç dün mezarı başında anıldı. Belediye Başkanı
Coşkun Özden'in vefa gösterisine kalabalık bir adalı grubu ile
ANAP Genel Başkanı
A.Talip Özdemir, Belediye Başkanı
Ahmet Bahadırlı, Saffet Bulut, Bahtiyar Uyanık da katıldı. Anma toplantısında en çok
ANAP İstanbul il örgütünden istifa edenlerin
Genç Parti'ye geçmeleri konusu konuşuldu.