- Kamyoncu olmam. Milyar dolarlar ile oynamak istiyorum. ABD’ye yerleşip, finansçı olacağım.
1999’da ABD’de Merrill Lynch’e girdi. 6 ay çalışıp ayrıldı:
- Bu sektör bana göre değil.
Boston’da kadın giyim markası yaratmayı denedi. 3 milyon dolarlık sipariş aldı. Babası üretim için sermaye desteği vermedi. Şirketi kapatıp, Boston Logan Airport’ta bir depoda çalışmaya başladı:
- Böylece lojistiğin hamallığında buldum kendimi.
Daha sonra aynı şirketin satış bölümünde 1.5 yıl çalıştı. Ardından kendini Paris’te karayolu nakliyesinde çalışırken buldu:
- Ağustos 2003’te babam Gökbora’yı iki kardeşine bırakıp ayrıldı. 2004 başında Türkiye’ye döndüm.
Baba-oğul kafa kafaya verip bugünkü Netlog Lojistik Grubu’nun temelini oluşturan İntercombi’yi kurdu:
- ABD, bölgemizdeki gelişmelere stratejik ortağının (Türkiye) penceresinden bakmalı.
ABD ile Türkiye’nin on yıllara dayanan stratejik ortaklığının söz konusu olduğunu anımsattı:
- Türkiye, çok önemli bir NATO üyesi ve ABD’nin bu coğrafyadaki çıkarları için vazgeçilmez konumda. İki tarafın da bu ilişkiyi silip atması gerçekçi gözükmüyor.
ABD’nin de, Türkiye’nin de gerginlikleri tırmandırmamaya dikkat edeceğine inandığını belirtti:
- ABD Başkanı Donald Trump’ın bölgesel sorunların bölgedeki aktörler tarafından ve bölgede çözülmesinin en iyi seçenek olduğuna inandığını düşünüyorum.
Bu noktada ekonomik ilişkilere değindi:
- ABD, Türkiye’de yatırımları olan ülkeler atasında büyüklük açısından ikinci sırada yer alıyor. ABD sermayeli şirketlerin Türkiye’deki toplam yatırımları 54 milyar doları buluyor. Bu şirketler, 90 bine yakın istihdam oluşturuyor.
AVRASYA Tüneli İşletme İnşaat ve Yatırım AŞ’nin (ATAŞ) Üsküdar’daki merkezinde Yönetim Kurulu Başkanı Başar Arıoğlu ve Koreli CEO Sungjin Lee ile birlikteyiz. Arıoğlu, sunumuna ekrana yansıttığı iddialı hesapla girdi:
- Avrasya Tüneli, birinci yılında zaman, yakıt, emisyon ve kaza malıyetleri açısından sürücülere ve ekonomiye toplam 1.2 milyar lira katkı sağladı.
Hesabın 4 kalemini sıraladı:
- 23 milyon saatlik zaman tasarrufu: 895 milyon lira kazanç
- 30 bin ton yakıt tasarrufu: 286 milyon lira kazanç
- 18 bin ton karbondioksit emisyonu azalımı: 23 milyon lira kazanç
-
- Novo Nordisk, aynı adı taşıyan vakıf tarafından yönetiliyor. 1923’ten beri diyabetliler için yeni ve daha iyi tedaviler geliştirmeye odaklı faaliyette bulunuyor. 165’i aşkın ülkede hastalara hizmet sunuyor.
Şiketin insülinlerinin Türkiye’ye ilk kez 1974’te girdiğini belirtip, sürdürdü:
- Novo Nordisk Sağlık Ürünleri adlı şirketimiz ise 1995’ten beri faaliyetlerini sürdürüyor.
Türkiye’nin öneminin altını çizdi:
- Türkiye, Novo Nordisk için küresel ölçekteki en stratejik ve en önemli 10 ülkeden biri.
Şirketin 22 ülkeyi kapsayan bölge merkezinin İstanbul’da olduğunu vurguladı:
- Daha önce 11 ülke İstanbul’dan yönetiliyordu. Geçen yıl nisan ayında 22’ye çıktı. Yakın Doğu, Rusya ve Bağımsız Devletler Topluluğu’ndan oluşan 670 milyon nüfuslu bölge İstanbul’dan yönetiliyor.
Türkiye’deki klinik araştırma ve Ar-Ge çalışmalarına dikkat çekti:
- Gelin bu yarışmaya katılın. Türkiye’deki yarışmayı kazanırsanız, 60’ı aşkın ülkeden birincilerin katılacağı Monte Carlo’daki “EY World Enterpreneur Of The Year” (Dünya Yılın Girişimcisi) yarışmasında ülkemizi temsil edeceksiniz. Orada da birinci seçilirseniz ülkemize gurur yaşatırsınız.
Şirketin patronu yanaşmadı:
- Belki daha sonraki dönemde yarışmaya girmeyi düşünebiliriz.
Canoğlulları, bu yıl yarışmaya başvuran 13 şirketi gözden geçirdi:
- Cirosu 100 milyon lira olup, hikayesinin çarpıcılığı ile dikkat çeken de, 1 milyar lira ciro yapan da var. Hedefimiz, hikayesiyle, ölçeğiyle dikkati çekip ülkemize “Dünya Birinciliği” getirebilecek şirketlerin öne çıkması. Canoğullar, yarışma jürisinin kıdemli üyesi, Fiba Holding Yönetim Kurulu Başkanı Hüsnü Özyeğin’le birlikte düzenlediği sohbette, Türkiye’deki yarışmaya 2014’te vermelerinin gerekçesini açtı:
- Yarışmaya giren şirketlerde, “Kurumsalllık, en az 100 milyon lira ciro, sosyal sorumluluğa önem vermek” gibi kriterler arıyoruz. Maalesef yarışmaya girecek şirket bulmakta zorlandık. Bazı şirketler, “Yarışmada kaybedersem” tedirginliği de yaşıyor. Biz de EY Türkiye olarak mola verdik.
Yarışmayı yeniden başlatma gerekçesini anlatırken, EY Türkiye’nin büyüme trendini paylaştı:
- EY’de bilanço tarihi 30 Haziran’dır. 30 Haziran 2017’de 1 yıl geriye dönük yüzde 24 büyüdük. 2017’nin ikinci yarısının trendi, bu yılki büyümemizin yüzde 37 olacağını gösteriyor. Böyle büyüme yaşayınca
- Yurtdışındaki işlerle son 10 yılda ülkemize 230 milyar dolar kazandırdık.
Dışarıda ilk işin 1972’de alındığını anımsattı:
- 46 yılda 119 ülkede 9 bin 300 proje üstlendik. Bunların toplam değeri 355 milyar doları buldu.
Yenigün, Başkan Vekilleri Selim Bora (Summa), Başar Arıoğlu (Yapı Merkezi), Hüseyin Arslan (YDA), Burak Talu (Doğuş İnşaat), Murat Üstay (Üstay İnşaat) ve TMB Genel Sekreteri Haluk Büyükbaş’la birlikte şu noktanın altını çizdi:
- Türkiye’nin en önemli ihracat kalemi müteahhitlik.
Geçen yılı özetledi:
- 2017’de yurtdışında toplam geliri 14.7 milyar dolar olan 241 proje üstlendik.
Geçen yıl en fazla iş alınan 5 ülkeyi sıraladı:
- Almanya ile siyasi ilişkilerimiz bugünlerde gergin. Bu ortamda Stuttgart’ta mağaza açmamız doğru olur mu? Biraz beklesek mi?
Almanya’daki temsilcileri ve ekibi bastırdı:
- Ertelemeye gerek yok.
Stuttgart’daki açılışın ilk dakikalarında tedirdinliği üzerinden attı:
- Mağaza açılışımıza katılan Alman dostlarımız bizi çok sıcak karşıladı.
Açılışa katılan Porsche Denetleme Konseyi Başkan Yardımcısı Uwe Hück, şu mesajı verdi:
- Yaşanan siyasi gerginlik beni çok rahatsız ediyor. Gerginliğin çözümü için birşeyler yapmak isterim.
Orakçıoğlu, Hück
* Sanayinin Sonsuz Işığında (İstanbul Sanayi Tarihi)
* Üretenlerin Öyküsü (Sanayi Tarihi Üzerine Röportajlar)
Röportaj yapılan isimlere dikkat çekti:
- Dijitalleşmeyi, endüstri 4.0’ı konuşurken sanayimizin geçmişini yakından tanımamız gerekiyor. Jak Kamhi’den Rahmi Koç’a, İbrahim Bodur’dan İshak Alaton ve Necmettin Bitlis’e 28 duayen sanayici, sonraki nesillere, “Biz zorluklara rağmen başardık” mesajı verdi. Bugün aramızda olmayan Alaton, Bodur ve Bitlis’i rahmetle anıyorum.
Kitapların sanayinin mevcut ve gelecek kuşakları için yararına işaret etti:
- İstanbul Sanayi Tarihi ve duayen isimlerle röportajlar, potansiyel sanayi kazalarını önleyebilecek öykü ve ipuçları içeriyor.
Bir de belgesel hazırlandığını belirtip, sürdürdü:
- Amacımız, sanayisiz bir İstanbul olamayacağını göstermek, üretim kültürünü genç kuşaklara aktarmak, duayenlerin deneyim ve birikiminin yeni girişimcilere fener olmasını sağlamak, üretime dönük toplumsal bilinç oluşturmak.