- İhracatımızın içinde yüksek teknoloji ürünlerinin payı yüzde 4. Almanya’da bu oran yüzde 31, Kore’de yüzde 25 düzeyinde. Bugünkü mantıkla 2023’te 500 milyar dolarlık ihracat hedefi ulaşılabilir değil.LC Waikiki Yönetim Kurulu Başkanı Vahap Küçük, Sanko Holding Onursal Başkanı Abdülkadir Konukoğlu, Akfen ve TAV Holding Yönetim Kurulu Başkanı Hamdi Akın ve Türk Medya Yönetim Kurulu Başkanı Ethem Sancak’la birlikte katıldığı oturumda şu örnekle Zeybekci’yi destekledi:
- Biz gömleğin kilosunu 31 dolara ihraç ediyoruz. İspanya’da bu rakam 55, İtalya’da ise 95 doları buluyor.Ardından marka ligindeki duruma değindi:
- Türkiye’nin 1 markalı ürününe karşı İspanya 6, İtalya 11 markalı ürün üretiyor.Sonra dünyadaki 87 trilyon dolarlık geliri anımsatıp, şu noktanın altını çizdi:
- 7.1 milyarlık dünya nüfusunun yüze 1’i tasarlıyor, yüzde 9’u üretiyor, yüzde 90’ı çalışıyor. 87 trilyon dolardan yüzde 1’lik tasarlayan kesim yüzde 70, yüzde 9’luk üreten kesim yüzde 20, yüzde 90’lık çalışan kesim de yüzde 10 pay alıyor.Konuşmasını soruyla noktaladı:
- Türkiye tasarlayan mı olacak, yoksa üreten ve çalışan mı kalacak?Nihat Zeybekci’nin Güneydoğu Anadolu İhracatçı Birlikleri’nin merkezindeki sohbet sırasında verdiği şu bilgi, Küçük’ün sorusuna kısmen yanıt gibi oldu:
- Yüksek teknoloji yatırımlarını tetiklemek için ek teşvikler düşünüyoruz. Bu tür yatırımlar mevcut sisteme göre 1’inci bölgede de olsa 5’inci bölge teşviklerinden yararlanıyor. Şimdi söz konusu yatırımlara ihracata dayalı olarak ek teşvik vereceğiz. Söz konusu ek teşviğin boyutu 2022’ye kadarki 7 yıllık dönemde toplam 3.3 milyar dolara eşdeğer destek olacak.7 yılda 3.3 milyar dolarlık değere ulaşacak teşvik, yüksek teknoloji ürünlerinin ihracatımızdaki payını yüzde 4’ün ne kadar üstüne taşıyacak?
Bu teşvik, 2023’te 500 milyar dolarlık ihracat hedefini yakalamaya yetecek mi?
TOBB, TİM üyeliği isteğe bağlı olmalı
-12 tonluk bu araç Berlin’de şehir içi dağıtım yapıyor.
Ardından ekledi:
- Bizde şehir içi dağıtım yapan araçlarda sınır 3.5 ton. Araçlar genelde kasasıyla birlikte bu ağırlığa yaklaşıyor. Bir muavin binecek olsa istiab haddi doluyor. Bu tür araçlara bir paletlik mal ancak yüklenebiliyor.İlaç dağıtımından örnek verdi:
- Eczanelere dağıtım gündüz yapılıyor. 5 paletlik ilaç için 5 ayrı araç yola çıkıyor. Bu, özellikle İstanbul’da trafiğin yükünü artıran etkenler arasına giriyor.Önerisini açtı:
- Bizdeki 3.5 ton sınırının 7.5 tona çıkarılması, gereksiz yere fazla sayıda aracın şehir içi dağıtım için trafiğe çıkmasını ortadan kaldırır.3.5 tondan 7.5 tona çıkmanın araç boyutunu değiştirmeyeceğini savundu:
- Araçları modifiye ederek boyutu değiştirmeden 7.5 ton yüke uyarlamak mümkün.3.5 ton sınırı nedeniyle sıklıkla trafik cezasının gündeme geldiğini vurguladı:
- Yük 3.5 tonun çok az üstünde olsa dahi trafik polisleri 700-1000 lira cezayı kesiyor. Ceza, ruhsat iptaline kadar gidebiliyor.Murat Boğ, özellikle İstanbul trafiğinde sıkıntı taşadıkları bir başka noktaya değindi:
- Türkiye’de 7 yıl önce 99 milyon olan zeytin ağacı sayısı 170 milyonu aştı.
Dünyada 3 milyon ton zeytinyağı üretimi olduğunu vurguladı:
- İspanya, bunun 3’te biri düzeyindeki üretimiyle ilk sırada. İtalya, yarım milyon ton yıllık üretimle 2’nci, Tunus 220 bin tonla 3’üncü ve Türkiye 190 bin tonla 4’üncü sırada. Türkiye’nin dünya zeytinyağı ihracatındaki payı yüzde 4.
Ayvalık Belediye Başkanı Rahmi Gencer, kişi başı zeytinyağı tüketimine değindi:
- 10 yıl önce “Zeytin Hasat Şenlikleri”ne başladığımızda ülkemizde kişi başı yıllık zeytinyağı tüketimi 900 gramdı. Bugün 2 kiloya yaklaştı.
Akkoç, sofralık zeytin verilerine de işaret etti:
- Dünyada 2.5 milyon ton sofralık zeytin üretiliyor. Yarım milyon tonla İspanya birinci, 430 bin tonla Türkiye 2’nci sırada. Ülkemizde yıllık tüketim 350 bin tona çıktı. Kişi başı 4.5-5 kilo yıllık tüketimle dünyada 6’ncı sıradayız.
Masada KOSGEB Başkanı Mustafa Kaplan da var. Kaplan, “Girişimcilik Endeksi”ne değindi:
- Ankara’da, sınır illerimizde bizi şaşırtan sonuçlar gördük.Ardından yeni destek planlarını paylaştı:
- KOBİ’ler için kurumsallaşma ve markalaşma programı düşünüyoruz. Bunun için 50 milyon lira bütçe ayrılacak.2014’te girişimcilere destek için ayrılan kaynağın 350 milyon lira olduğunu kaydetti:
- Genel anlamda yüzde 80 başarı söz konusu.30 bin lirası hibe, 70 bin lirası sıfır faizli kredi olan kaynağı kullanan girişimciyi öncelikle eğitime aldıklarını vurguladı:
- Bugüne kadar 250 bin kişi bizden eğitim aldı. Kaynağı da tek kalemde vermiyoruz. Proje gerçekleştirdikçe aydan aya kullandırıyoruz.Üniversitelerdeki girişimcilik eğitimine dikkat çekti:
- 102 üniversitede girişimcilik dersi var. Bu derslere girip sertifikasını alan da bizim 30 bin lirası hibe olan kaynağımızı kullanma şansı yakalayabiliyor.Ermenek’teki Has Şekerler Madeni’nde yaşanan facia üzerine Kaplan’ı dün arayıp sordum:
- 250 bin kişiye verdiğiniz girişimcilik eğitimi içinde “iş güvenliği” de var mı?
- Soma Kolin Termik Santralı yapımı için zeytin ağacı kesildiğini iddia edenler eylem yapıyor. Bizim hasat törenini planladığımız Bakır’daki 1650 yıllık zeytin ağacının bulunduğu yerde gösteri yapmaya kalkar mı?Komite, en küçük olasılığı dikkate alarak karar verdi:
- Eylemi yapanların temsilcilerini şenliğe davet edelim.
Keskinoğlu Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Fevzi Keskinoğlu, yönetim kurulu üyeleri Sıdıka Keskinoğlu, Keskin Keskinoğlu ve İsmail Keskinoğlu’nun ev sahipliğindeki buluşmada Soma’daki eylemi anımsatınca Alper Alhat, çıkardıkları daveti aktardı:
- Eylemcilerin şenliğimize davet ettik. Zeytinliklere sahip çıkma konusunda hemfikiriz.- Ya 25 dönümden küçük zeytinliklerin kamu yararı gerekçesiyle imara, madencinin kullanımına açılmasına ne diyorsunuz?
- Orada bir yanlış anlaşılma söz konusu. Hedef, arazilerin, zeytinliklerin bölünmesinin önüne geçmek.
Zeytin ağacını kesmeye kimsenin elinin gidemeyeceğini savundu:
- Kamu yararına bir iş varsa 10-15 yıllık zeytin ağaçlarının sökülmesi söz konusu olacak. Biz bu konuda kendi önlemimizi aldık. Kamu yararı için sökülen zeytin ağaçlarını Akhisar Organize Sanayi Bölgesi’nin girişindeki alana dikiyoruz.Sökülen ağaçlar için kuyruk oluştuğunu iddia etti:
- Düzenli antrenman yaptım, 15 kilometreyi rahalıkla koşar hale geldim.
Bu kez “yarım maraton”a soyundu. Yine arkadaşları itiraz etti:
- O kadar da uzun boylu değil.
Bu süreçte 2 yıl önce meme kanserini yenen eşi Aslı Süel de Kanser Derneği yararına koşarak ona eşlik etti. Aslı-Hasan Süel çifti maraton (42 kilometre) koşar hale geldi. Bir arkadaşı Hasan Süel’e takıldı:
- Madem artık maraton koşuyorsunuz, o halde New York Maratonu’nun kurasına katılın. Nasıl olsa size çıkmaz ama şansınızı deneyin.
2 Kasım 2014 Pazar günü New York’ta, 26 Nisan 2015’te Londra’da gerçekleşecek maratonların kuralarına girdi:
- New York için şansım yaver gitti. Eşim Kanser Derneği yararına, ben şahsen koşacağım. Londra kurasını kazanamadım. Londra’da da koşmak için kontenjanında bana yer verecek bir vakıf arıyorum. Önceliğim kanserle ilgili dernek ve vakıflar olacak.
- 7-8 Kasım 2014’te Malatya’da “2. Karaciğer Nakli Günleri” ve “3. Türk-Alman Transplantasyon Sempozyumu” yapılacak. Almanya’dan 16 konuşmacının katılımı söz konusu olacak. Güngör Uras’ın da panele katılımı konusunda bize yardımcı olur musunuz?İnönü Üniversitesi Turgut Özal Tıp Merkezi’nin karaciğer naklinde dünyada ikinciliğe yerleşmesinde büyük emeği bulunan Prof. Yılmaz’la o günden beri haberleşiyoruz. Derken birkaç gün önce bir-iki mesajı peşpeşe gönderip aradı:
- Çok üzgünüm. Alman katılımcıların bazılarından gelen mailleri sizinle de paylaştım. Toplantıyı 2015 ilkbaharına ertelemek durumundayız.Almanya Dışişleri Bakanlığı’nın vatandaşlarını uyardığını belirtti:
- Alman katılımcılarımız Suriye’de yaşananların ülkemiz sınırında yarattığı sıkıntı nedeniyle Malatya’ya gelmekten vazgeçtiler. Onlardan, “Ortak toplantıyı 2015 ilkbaharına erteleyelim” talebi geldi. Biz de toplantıyı ortak düzenlediğimiz için onlara uymak zorunda kaldık.En ilginç mesaj da organizasyonun Almanya kanadında görev alan Prof. Winfried Padberg’den gelendi:
- Almanya’dan Malatya’daki toplantıya katılması söz konusu olan arkadaşlarımın çoğu, “Türkiye-Suriye sınırında yaşananlar ortadayken biz Malatya’ya gitmek istemiyoruz” dedi. Aslında ben Malatya’nın Suriye sınırına uzak ve güvenli olduğunu gayet iyi biliyorum. Ancak, bunu arkadaşlarıma anlatmakta zorlanıyorum.Padberg’in mesajının şu bölümü ilginçti:
- Ailemle birlikte Side’ye (Antalya) tatile geleceğiz. Kendimizi orada oldukça güvende hissedeceğiz.Alman Prof. Padberg, ailesiyle birlikte Side’de tatilini yapıp döndü. Tatil, şahsi kararıydı. Ancak, benzeri bir kararı “3.Türk-Alman Transplantasyon Sempozyumu” için vermekte etkili olamadı. Çünkü, bu konuda kurumsal bir karar söz konusuydu ve katılımcılar arasında Türkiye’ye seyahati riskli görenler vardı.
İlkbahara kadar Suriye sorunu çözülür mü?
Türkiye’nin sınırında yaşadığı risk ortadan kalkar mı?
Ferdinand Hediard, dünyanın çeşitli ülkelerinde gördüğü gıda ürünlerini tezgaha ve raflara koyacağı bir marketi hayal edip, 1854’te hizmete açmıştı. Hediard adını verdiği market-restoranı 880’de bugünkü adresine taşımıştı. Zamanla İngiliz ve Monaco’lu yatırımcıların eline geçen Hediard, son 7 yılda bir Rus yatırımcıyla yola devam ederken tıkanma noktasına gelmişti.
Bunun üzerine ilgili makamlar devreye girmiş, stratejik bir yatırımcıya satışı gündemine almıştı. Doğudan, Hediard ihalesinde jüriyi andıran heyetin önüne çıktı:
- DO&CO’yu 30 yıl önce Viyana’da kurdum. Zamanla Türk Hava Yolları (THY) ile Turkish-DO&CO ortaklığına girdim. Avusturya’nın önde gelen markası Demel’i satın aldım. Viyana’da bir otel açtım. Şu anda dünyada 60 havayolu şirketine havada hizmet veriyorum. 22 yıldır Formula1’in VIP konuklarına yeme-içme servisi yapıyorum. 2004’ten beri UEFA’nın Avrupa Şampiyonası’nda yeme-içme servisini üstleniyorum. Yılda 150 milyon kişi bizim mutfaklarda hazırlanan ürünleri yiyor, içiyor.Şu verileri ekledi:
- DO&CO’nun cirosu 800 milyon dolar. Önümüzdeki yıl 1 milyar dolara ulaşacağımızı öngörüyoruz. Borsa İstanbul ve Viyana Borsası’nda hisselerimiz işlem görüyor. Hisselerimizin yüzde 58’i halka açık, yüzde 42’si benim elimde. Şirketimizin piyasa değeri 600 milyon dolar dolayında.Ardından Hediard’la ilgili planını açtı:
- Hediard’ın 1854’teki kuruluş hedeflerinden yola çıkıp bugünle güzel bir köprü kuracağız. Fransa’daki tarihi yerine sahip çıkıp, onu canlandıracağız. Hediard’ı alırsak, yeme-içme hizmetlerini üstlenmeyi hedeflediğimiz “Euro 2016”da markayı DO&CO’yla birlikte kullanmayı planlıyoruz.Doğudan, Hediard’ı devralırken hedefini ortaya koydu:
- Satın alma bedeli dahil Hediard’a önümüzdeki 3 yılda 100 milyon dolar yatıracağız. Belki bu kaynağın bir bölümünü yeni alımlar için kullanırız. İlk işim Hediard’ın merkez binasını ve restoranını renove etmek olacak.Hediard’ı “Euro 2016” yeme-içme ihalesine teklifte koz olarak kullandı:
- 10 Haziran-10 Temmuz 2016 döneminde 24 karşılaşmayı Fransa’nın 10 ayrı kentinde izleyecek 200 bin VIP konuğa DO&CO ve Hediard olarak hizmet vereceğiz. 200 bin VIP konuk ve bir o kadar gazeteci ile görevli personel, bizimle Fransız misafirperverliğini hissedecek.Yanına ünlü Fransız şefi de aldı: