×
- 31 Aralık 2014 saat 00.00’da yeni yılı Kabe’yi tavaf ederken karşılayalım.EYG Grup kurucusu, Konutder’in (Konut Geliştirici ve Yatırımcıları Derneği) Başkanı Ömer Faruk Çelik aradı:
- Gel yılbaşı “umre”sine birlikte katılalım.Derken Wittour’dan program geldi:
- 30 Aralık 2014: Sabah 09.00’da Atatürk Havalimanı Dış Hatlar Gidiş Terminali’nde buluşma. Havalimanı mescidinde ihrama giriş.Adana Sanayi Odası (ADASO) Başkanı Zeki Kıvanç, İstanbul Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği (İTHİB) Başkanı İsmail Gülle, Collezione Giyim’in patronu Ekrem Akyiğit, Garanti Barter Yönetim Kurulu Başkanı Coşkun Ergun, Özyaşar Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Çokyaşar ve Kiğılı Giyim’in CEO’su Hilal Suerdem’in de aralarında bulunduğu ekiple saat 09.30’da havalimanı mescidine geçtik.
Eyüp Sultan Camii’nden emekli başmüezzin, Wittour yöneticisi Şahset Özpolat’ın rehberliğinde ihrama girip, namazını kıldıktan sonra buluşma noktasına döndük.
FIEC, TMB’ye önce 1998’de “gözlemci üye” kapısını açtı, Yunanistan, Romanya ve Kıbrıs Rum kesiminden oluşan Güney-Doğu Avrupa Grubu’nu uygun gördü. 2000’de TMB, FIEC’in tam üyeleri arasına girerken, Bulgaristan da Güney-Doğu Avrupa Grubu’na alındı.
TMB, tam üyelik sonrası FIEC’te daha etkin rol oynamaya başladı, 2006’da Paris’te gerçekleşen genel kurulda, “AB üyesi olmayan bir ülkenin federasyonu da yönetim kuruluna seçilebilir” maddesini tüzüğe koydurdu.
TMB yönetimi bu süreçte Yapı Merkezi’nin ortağı Emre Aykar’ın kendilerini FIEC’te temsil etmek üzere görevlendirdi. 2012’de FIEC’in genel kurulunun İstanbul’da yapılmasını sağlayan TMB Başkan Yardımcısı Aykar, yönetim kuruluna Başkan Yardımcısı olarak girdi. Aynı genel kurulda Türkiye’ye Almanya, Fransa ve İtalya’dan sonra “dördüncü daimi üye” statüsü verildi.
FIEC yönetim kurulu, Aykar’a Avrupa’yı dünyada temsil edecek bir görev verdi:
- Bizi CICA’da (Confederation of International Constractors Associations-Uluslararası Müteahhitler Birlikleri Konfederasyonu) temsil etmenizi istiyoruz.Böylece Aykar, 2.5 trilyon dolar iş hacmine sahip Avrupa müteahhitlerini temsilen CICA’da Başkan Yardımcısı oldu. CICA’nın kısa süre önce gerçekleşen genel kurulunda başkanlık sırasının Avrupa ülkelerine geldiği belirtilince, eller oybirliği ile kalktı:
- CICA’nın yeni dönem Başkanı Emre Aykar...
FIEC’in kuruluş tarihi 1905’e kadar uzanırken, CICA 1974’te Avrupa İnşaat Sanayi Federasyonu, Güney Amerika Müteahhitleri Federasyonu, Kuzey Amerika Müteahhitler Federasyonu ve Arap Müteahhitleri Federasyonu tarafından kurulmuştu.
- Şarabı Şarköy’deki kendi bağlarımızın üzümleriyle üretiyoruz. Cabarnet Sauvignon, Cot-N (Malbec), Sangiovese, Shiraz başta olmak üzere çeşitli üzümlerimiz var. Bunlarla iç pazara dönük şarap yapabiliriz. İhracat için Öküzgözü, Boğazkere gibi Anadolu’ya özgü üzümlerden şarap üretmek gerekiyor.2 yıl önce Gülor’a ortak da olan Erem, bu plana dönük kuralını da paylaştı:
- Öküzgözü ve Boğazkere’yi Elazığ’dan alıp, Şarköy’deki tesisimize getirmemiz gerekiyor. Bu üzümler ülkemizin başka yörelerinde de yetişebiliyor ama asıl bölgesinin özelliğini taşıyan bence daha değerli.“Üzüm, şaraphanenin yakınından alınmalı” uyarısına yanıtı hazırdı:
- Doğru ama üzümü Elazığ’dan Şarköy’e soğutuculu araçlarla taşımak mümkün.Elazığ’ın Maden ilçesinde Öküzgözü ve Boğazkere ekili 120 dönüm bağı olan bir aileyle anlaştı, üretimlerini gözetime aldı:
- Oradan üzümün kilosunu bu yıl 1.75 lira artı KDV’yle aldık. Taşıma ücreti kilo başına 3 lirayı buldu. Bize pahalıya patladı ama bu üzümlerden yaptığımız şarabı San Francisco’ya, yani ABD’de şarap üretiminin merkezi olan bölgeye satmaya başladık.O şarapla aldıkları altın madalya belgesini gösterip ekledi:
- Dünyadaki şarap otoriteleri farklı tatlar arıyor. Bu nedenle kökeni Anadolu olan üzümlerden yapılan şaraplarla ihracat şansımız artabilir.Erem, 2 yıl önce Güler Sabancı’ya bir itirazını daha aktardı:
- 18 yıldır çalıştığınız şarap yapımcısı Fransız uzman Prof. Nicholas Vivas, yılda bir-iki kez gelip, sizi yönlendirip gidiyor. Bu yöntemi doğru bulmuyorum. Bizimle daha çok ilgilenecek bir şarap yapımcısıyla çalışmak lazım.Sabancı kabul edince Vivas’la yolları ayırdı:
- 2 yıldır şaraplarımızda Türkiye’de yaşayan Fransız Antoine Bastick d’hard’ın imzası var.İnternette yurt içindeki adreslerden girildiğinde açılmayacak bir sayfa çalışması yaptıklarını vurguladı:
İKİ hafta kadar önce New York’ta Gülaylar Grubu’nun 47’nci Cadde’de yeni hizmete açtığı IGT Jewellery Shoping Mall’a uğradım, Mehmet Gülay ve babası City’s Property Development Başkanı İhsan Gülay’la sohbet ettim.
Oradan ayrılırken İhsan Gülay sordu:
- 5’inci Cadde 435 numarada Simit Sarayı var. Oraya uğradınız mı?
- Şimdi oraya gidiyorum.
5’inci Cadde’de yürürken, Simit Sarayı Yönetim Kurulu Başkanı Haluk Okutur’la İcra Kurulu Başkanı Abdullah Kavukçu’nun New York’la ilgili ilk arayışlarını anımsadım:
- Times Square’ın en güzel noktasına Simit Sarayı açıp, bayrağımızı dalgalandırmak istiyoruz.
Şimdilik Times Square olmadı ama 5’inci Cadde’de iki katlı Simit Sarayı devreye girdi. Kapısının önünde Kavukçu’yu aradım:
Şirketin kurucusu, Başkan ve CEO’su Antakyalı Melih Abdulhayoğlu, karşısında ODTÜ Teknokent yöneticilerini görünce heyecanlandı:
- Ülkemde bir Ar-Ge merkezi kurmak istiyorum.Prof. Atalay ve Kızıltaş, fırsatı kaçırmadı:
- Buyurun, bekliyoruz. Abdulhayoğlu, çıtayı yükseğe koydu:
- ODTÜ Teknokent’te kuracağımız Ar-Ge Merkezi’nde 2 bin mühendisin çalışmasını isterim.Kızıltaş frenledi:
- Bizim teknokentte kuracağınız merkezde 500 kişiye ulaşın yeter. Eğer işleriniz büyürse, başka teknokentlerde de merkez açar, 1500 kişiyi de oralarda istihdam edersiniz.ABD’de Turk of America dergisini Cemil Özyurt’la birlikte çıkaran Ömer Güneş, Comodo Türkiye Genel Müdürlüğünü üstlendiği andan itibaren Abdulhayoğlu’nu Türkiye’de Ar-Ge Merkezi kurmaya çağırırken, görüşmeyi fırsat bildi. Hemen koları sıvadı:
- ODTÜ Teknokent yönetimi, Comodo’ya üniversitenin bir sınıfını ilk çalışma merkezi olarak açtı.Abdulhayoğlu ile ilk buluşmamız 2 yıl önce İstanbul’da gerçekleşti. Daha sonra New York’ta Comodo’nun merkezine de gittim. Abdulhayoğlu, geçenlerde İstanbul’a gelince Özyurt ve Güneş eşliğinde buluştuk:
- ODTÜ Teknokent’te kurduğumuz Ar-Ge Merkezi’nde 167 mühendis çalışıyor. Teknoloji geliştirmeye de başladık. 16 patent başvurusu yapıldı, 3-4’ü çıktı.Ankara’da geliştirilen yazılımlardan birinin “Korugan” adını verdikleri “güvenlik duvarı” olduğunu vurguladı:
- Balık üreticileri, bakanlığınızın verdiği destekten tedirgin.
- Lobi var lobi... Desteklerden şikayetçi olanlar balık ihracatçıları...
- Avrupa Birliği’nin (AB) açtığı soruşturmadan tedirginler...
Eker, kültür balıkçılığına verilen desteği anımsattı:
- Türkiye’de kültür balığı üretimi düşüktü. Desteklemeyi biz başlattık. Alabalıkta 65 kuruş, çipura ve levrekte 70 kuruş destek var. Yeni tür üretenler için bu destek 1 liratı buluyor.Ardından AB’nin açtığı soruşturmaya değindi:
Tur sırasında 17 ve 25 Aralık 2013 operasyonları çerçevesinde yayınlanan “tape”leri de konuştuk.
Cengiz’e öncelikle “Milletin ..... koyacağız” cümlesini sordum:
- Tapeler ortaya çıkınca çok düşündüm. Öncelikle, “Ses benim mi?” dedim. Sonra o cümleyi hangi saikle kurdum diye düşündüm. Çünkü, iki kişi arasındaki telefon görüşmesi özel de olsa, yayınlanıp, kamuoyuna mal olunca o cümle üzerime yapıştı kaldı.
- Günlük hayatta, sohbetlerinizde çok küfür eder misiniz?
- İyi birşey değil ama maalesef lugatımızda var.
- Gürer Aykal, Borusan Filarmoni Orkestrası’nın (BİFO) kurucusu ve halen BİFO’nun Onursal Şefi. Fazıl Say da gurur duyduğumuz bir sanatçımız. 2 yılda bir gerçekleşen BİFO & Fazıl Say Festivali’nin 3’üncüsünü 2014-2015 sezonunda gerçekleştirecektik. Ancak, Antalya’daki festival nedeniyle aralarında tartışma yaşandı.Fazıl Say’la kendilerinin de festival yaptıklarını vurguladı:
- Say, bize başvurdu, “Benim sahneye çıktığımda orkestrayı Gürer Aykal’ın yönetmesini istemiyorum” dedi.- Ne yanıt verdiniz?
- Bunu kabul edemeyeceğimizi söyledik. Zaten dünyada da bunun örneği yok. Solist, orkestra şefini belirleyemez.- Solist dünyada da güçlü bir isimse, orkestrayı kimin yöneteceği konusunda hiç mi söz sahibi olamaz?
- Belki olabilir ama Gürer Aykal, bizim orkestarmızı yoktan var eden bir şef. Fazıl Say istiyor diye bizim Aykal’dan vazgeçmemiz asla söz konusu olamaz.Sosyal medyada tartışmanın kendilerini daha da çok üzen bölümüne değindi:
- Borusan Mannesmann, TANAP projesinin 180 kilometrelik bölümünün boru ihalesini aldı. Hemen sosyal medyada, “Fazıl’dan kurtuldular, ihaleyi aldılar” yorumları yapıldı. Aldığımız ihale TANAP’ın yüzde 10’u. Yapılan yorumlar bizi mağdur etti.Aykal’la Say arasındaki tartışmanın tarafı olmadıkları halde işin içine çekildiklerinden yakındı: