Ama önce Cumhurbaşkanı Erdoğan ve ABD Başkanı Obama arasında bugün Antalya’da yapılacak görüşmeden tam iki gün evvel...
Amerikan Dışişleri Bakanlığı’nın Türkiye’de hapis yatan Dağıstanlı bir cihatçıyı 13 Kasım 2015’te neden karalisteye aldığını anlatmama izin verin.
İşin nerede düğümlendiğini göreceksiniz.
*
Davet, kentin düşünce kuruluşlarından Ortadoğu Enstitüsü’nden (MEI) geldi.
16 Ekim’de gitti Gül’e resmi mektup.
Ve Gül öyle hazırlandı ki...
3 Aralık’taki toplantıya çağrılacak Amerikalılar için bile detaylar ele alındı.
İkisi de liseden itibaren kod yazmaya başlıyor. İkisi de en büyük buluşlarını yapmadan önce uzun süre başka yazılımlar üzerinde çalışıyor. Ve ikisi de okudukları üniversiteleri bitirmeden ayrılıyor.
Jack Dorsey, en son New York Üniversitesi’ni bırakıyor. Sedat Kapanoğlu ise eğitim defterini Doğuş Üniversitesi’nde kapatıyor.
*
SONRA hayatlarındaki asıl fasıl başlıyor.
Sedat, 1999’nın Şubat ayında kuruyor Ekşi Sözlük’ü. Arkadaşlarıyla iletişim kuracağı bir platform olarak. Jack ise aşağı yukarı aynı dönem, New York Üniveristesi yıllarında aynı sebeple düşündüğü Twitter fikrini, Ekşi Sözlük’ün kuruluşundan tam yedi yıl sonra, 2006’da şirket haline getiriyor. Ve işte iki sıradışı zekânın hikâyeleri arasındaki asıl kırılma da bundan sonra başlıyor.
*
JACK, üniversitedeki özgür düşünce ortamında bulduğu fikri zenginleştirecek, büyütecek bir ekosistem içinde yaşarken, Sedat, zamanının çoğunu fikrinin gelişmesinin önündeki engellerle boğuşarak geçiriyor.
Jack, fikrini satın almak isteyenleri reddederek, kendine yeni finansal kaynaklar yaratarak sürekli büyüyor.
Kimse sizden Amerikalıların 11 Eylül’den sonra yaptıkları hataları tekrarlamanızı, bir saldırıyı gerekçe gösterip başka ülkelere saldırmanızı istemiyor.
Ancak böyle davranarak da ne IŞİD’in başka eylemler yapmasının önüne geçebilirsiniz ne de halkın IŞİD tehdidini doğru anlamasına yardımcı olursunuz.
Metropoll araştırma şirketinin bir çalışmasında gördüm.
Ağustos ayında açıklanan bir ankette, Türkiye’de halkın yüzde 4’ü IŞİD’e sempati beslediğini söylemiş.
Ama ben size bu hafta Beyaz Saray Sözcüsü Josh Earnest’ın ağzından çıkan, önündeki metne bakıp yaptığı açıklama ve sonrasında Türkiye’den gelen kafa karıştırıcı bilgiler ışığında aslında neler olduğunu anlatmaya çalışacağım.
*
SURUÇ’taki bomba 20 Temmuz’da patladı.
Türkiye, 22 Temmuz Erdoğan-Obama görüşmesiyle ABD’ye İncirlik Üssü’nü açtı.
Suriye’deki hırslarından önce asıl sorumluluğu kendi vatandaşlarının güvenliğini sağlamak olan Ankara’daki yönetimin nerede aksadığını da bu süreci ele alırken daha iyi ortaya koyabilirim diye düşünüyorum.
*
Ahmet ÇATAYEV
MART ayında, Çeçen güvenlik birimleri, gazetecilere Suriye’de IŞİD saflarında çatışan dokuz Çeçen’in ismini verdi.
1- Obama’nın cuma günkü basın toplantısı da gösteriyor ki, Washington Moskova’nın Suriye işine bu boyutta angaje olmasından rahatsız değil. Tam aksine Ukrayna’da ihtilaf yaşadığı bir dönem, Rusların kendilerini zayıflatacak böyle bir işe girmesinden memnunlar bile. “Rusya ve İran’ın Esad’ı desteklemek için askeri çözümü denemesi ve halkı pasifize etmeye çalışması onları bataklığa sürükleyecek” dedi Obama. “Ve Putin’in sizden daha akıllı davrandığı eleştirilerine ne diyorsunuz” diye sorulunca, yüzündeki o Harvardlı tebessümüyle “Bu parlak hamleleriyle Rusya ekonomisi bu sene yüzde 4 küçüldü” dedi.
2- Sonraki aşamada ise Washington, Ukrayna’da olduğu gibi Suriye’de de kendisiyle farklı bir pozisyona sahip Rusya’nın bu hamlesini, farklılıklara rağmen çözüme yardım edebilecek bir gelişmeye çevirebileceğini düşündü. Nitekim Obama bunu da açıkça söyledi. “Ben Rusya’nın başarılı olmasını istiyorum” dedi. Bu işin ABD ve Rusya arasında bir çekişmeye dönüşmesini bekleyenlere de şöyle cevap verdi: “Suriye’yi ABD ve Rusya arasında bir vekalet savaşına dönüştürmeyeceğiz.”
*
BUNLAR mevcut duruma dair veriler. Size anlatılan Suriye’deki Rus-Amerikan gerginliği öykülerine uymayan gerçekler.
O sırada iç savaşın başladığı 2011’den beri yine olmayan bir durum yaşandı ve Türkiye ile İran’ın arabuluculuğu sonucu muhalif Fetih Ordusu ve rejim bazı bölgelerde ateşkes ilan etti.
Şaşkınlık yaratan başka bir şey, ABD Başkanı Barack Obama ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin yarın için New York’ta buluşma kararı aldı.
Sonra da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, birçok insanı hayrete düşürerek Esad’lı geçişten bahsetti.
Neydi tüm bunlar?