Paylaş
1- Obama’nın cuma günkü basın toplantısı da gösteriyor ki, Washington Moskova’nın Suriye işine bu boyutta angaje olmasından rahatsız değil. Tam aksine Ukrayna’da ihtilaf yaşadığı bir dönem, Rusların kendilerini zayıflatacak böyle bir işe girmesinden memnunlar bile. “Rusya ve İran’ın Esad’ı desteklemek için askeri çözümü denemesi ve halkı pasifize etmeye çalışması onları bataklığa sürükleyecek” dedi Obama. “Ve Putin’in sizden daha akıllı davrandığı eleştirilerine ne diyorsunuz” diye sorulunca, yüzündeki o Harvardlı tebessümüyle “Bu parlak hamleleriyle Rusya ekonomisi bu sene yüzde 4 küçüldü” dedi.
2- Sonraki aşamada ise Washington, Ukrayna’da olduğu gibi Suriye’de de kendisiyle farklı bir pozisyona sahip Rusya’nın bu hamlesini, farklılıklara rağmen çözüme yardım edebilecek bir gelişmeye çevirebileceğini düşündü. Nitekim Obama bunu da açıkça söyledi. “Ben Rusya’nın başarılı olmasını istiyorum” dedi. Bu işin ABD ve Rusya arasında bir çekişmeye dönüşmesini bekleyenlere de şöyle cevap verdi: “Suriye’yi ABD ve Rusya arasında bir vekalet savaşına dönüştürmeyeceğiz.”
*
BUNLAR mevcut duruma dair veriler. Size anlatılan Suriye’deki Rus-Amerikan gerginliği öykülerine uymayan gerçekler.
Bu yeni duruma göre Washington’ın Suriye’deki yeni yaklaşımı nasıl şekillenecek diye düşündüğünüzde ise, şimdilik ortaya çıkanlar şunlar:
1- Washington, Rusya ile yürüttüğü askeri koordinasyonu alan bazında ele alıyor. Rusların şimdiye kadar vurdukları yerlere bakarsanız da hep 36’ıncı paralelin güneyinde. Halep’in kuzeyine çıkmıyorlar. Rus müdahalesinin Suriye’nin bölünmesine neden olacağını düşünenlerin de yorumlarına uygun bir durum bu.
2- Öyle olunca Ruslar İdlib’in güneyinde vurdukları muhaliflerde olduğu gibi zaman zaman ABD desteği almış grupları da hedef alıyorlar. Bu Washington için işin zor kısmı. Ancak vurulanların, aynı zamanda tehdit görülen fakat IŞİD koalisyonunda müttefik olan Türkiye ve Suudi Arabistan’ın desteği nedeniyle hedef alınamayan, içinde El Kaide’ye yakın Ahrar Eş Şam gibi örgütlerin yer aldığı El Fetih tarzı yapılanmalar olduğunu dikkate alırsanız. Washington Ruslarla bu konuda açıkça karşı karşıya kalmamaya dikkat ediyorlar. Durumun avantajından yararlanmaya bakıyorlar.
3- Bu ihtilaf cuma günü Fransa, Almanya, Katar, Suudi Arabistan, Türkiye, İngiltere ve ABD’nin imzaladıkları, Rusları Suriyeli muhaliflere saldırmayı kesip IŞİD’e odaklanmaya davet eden ortak deklarasyonda da vardı. O açıklama, perşembe günü New York’ta yapılan, Suriye konulu bir bakanlar düzeyinde toplantıdan çıktı. Ancak toplantıya katılan 9 ülke varken, ortak deklarasyonu sadece 7’si imzalamadı. Kimler mi imza atmadı? Ürdün ve Birleşik Arap Emirlikleri. İşin Suudi Arabistan sarayında yaşanan çekişmelere kadar uzanan, yakında daha detaylı konuşacağımız bir boyutu da var. Ama o iki ülkenin bu deklarasyonu imzalamaması şunu gösterdi: Bazıları Rusların bu “ılımlı” denilen grupları vurmasından hiç de rahatsız değil.
4- Washington, Rusların ardından ağırlık vereceği alanı da Türkiye sınırına çevirdi. Obama, işin bu kısmına dair ipucunu da “Türkiye ve diğerleriyle bazı şeyleri nasıl daha güvenli hale getirebiliriz diye sınır boyunca ne yapabileceğimizi görmek için çalışıyoruz” diyerek verdi. Güvenli bölge mi? Hayır. Görüştüğüm bir Pentagon yetkilisi, bu planın “Türkiye’nin Suriye’de Kürtlere karşı istediği türden bir güvenli bölge oluşturmayı içermediğini” açık açık söyledi. Peki nedir? Daha çok mülteciler için yaratılacak bir alan. İşin daha çok başındalar. Örneğin Ameriklan Dışişleri Bakanlığı, böyle bir alanın mültecilerin güvenliğini riske atacağını savunup karşı çıkıyor. Ancak askeri açıdan üzerine düşünüyorlar. “Ne değişti” diye sordum görüştüğüm Pentagon yetkilisine. “İlk defa bu kadar çok sayıda NATO müttefiki plana destek veriyor” dedi. Sadece Fransa ve Türkiye değil, mülteci krizinin vurduğu Almanya’yı kast ediyordu.
5- Ve son olarak, kuzeye odaklanırken, Kürtlerle olan işbirliğini de artırmanın yolunu açtı Washington. Rusların gelmesinden sonra Türkiye’nin çok bastırdığı, askeri boyutu olacak bir güvenli bölge fikrinin tamamen çökmesi ve Erdoğan Yönetimi’nin destek olduğu grupların Rusların hedefi haline gelmesinin ardından Ankara’nın eli zayıflayınca, Kürtlerin Rakka’ya doğru ilerlemelerine destek olunması fikri de ağırlık kazandı. Türkler, Arap çoğunluklu Rakka’ya Kürtlerin girmesinin yeni bir ihtilaf yaratacağını savunup buna şiddetle karşı çıkıyor. Ama Rusların hamlesinden sonra imajını düzeltecek yeni bir Kobani zaferi isteyen Obama Yönetimi ise öyle düşünmüyor. Böylece İncirlik’e rağmen Washington ve Ankara arasındaki Kürt makası gittikçe açılıyor.
Paylaş