Küreselleşme ve liberalizme karşı özellikle Batı demokrasilerinde görülen otoriter popülist tepkiyi çok iyi anlamak lazım. Çünkü önümüzdeki sancılı yıllarda oluşacak yeni dünya düzeninin ya da patlak verecek dünya düzensizliğinin tohumları bu tepkilerde...
DİP DALGALARI
Daron Acemoğlu gibi saygın bir iktisatçı Foreign Affairs dergisinde “Amerikan Demokrasisi Ölüyor, Bu Seçimler Çare Olmayacak” başlıklı bir makale yazdı. İktisatçı Acemoğlu, Amerikan kurumlarının tarihteki “kapsayıcı” niteliğini kaybettiğini, eşitsizliği koruyan bir hale geldiğini anlatıyor.
İşte, umutların kaynağı Yüksek Mahkeme, “toplumda iyi organize olmuş grupların” üstesinden gelemiyor. Yani, büyük sermaye grupları...
Önemli olayları saatiyle, dakikasıyla anlatıyor.
Doğan TV Ankara Temsilcisi Hande Fırat ve CNN Türk Ankara Haber Müdürü Dicle Canova darbe hareketini ne zaman sezmişler?
Tam saat 22.05’te, Dicle, Hande’ye “Emniyet müdürleri Kızılay’da” diye mesaj atarak olağandışı bir hareketlenme olduğunu bildiriyor.
İki dakika sonra ikinci mesajını gönderiyor: “İstanbul köprüde bir iş dönüyor!”
Çelik, miting üslubuyla Avrupa’ya meydan okumadı. Türkiye karşıtlığına şartlanmamış bir Avrupalının anlayacağı kavramsal bir üslupla konuştu. Avrupa’da dokunulmazlığı kaldırılan vekillerden, İspanya Anayasa Mahkemesi’nin ve AİHM’nin terör dolayısıyla Herri Batasuna Partisi hakkındaki kapatma kararlarından örnekler verdi.
Avrupa’ya “Bugün güçlü ilişkiler kurma günüdür” diye seslendi.
Türkiye Avrupa’nın solcu, yeşil ve liberal ve hatta bir kısım muhafazakâr çevrelerinde yine dostlar kazanmak istiyorsa, dilin, üslubun, tarzın bu olması gerekir.
O çevreleri PKK’nın propaganda çizgisine itecek tavırlardan sakınmamız lazımdır.
Karar, yürütme tarafından OHAL yetkisiyle çıkarılan KHK’lar hakkında Anayasa Mahkemesi’ne hiçbir şekilde iptal davası açılamayacağını belirtiyor. Gerekçesi, Anayasa’daki şu hüküm:
“Olağanüstü Hallerde çıkarılan Kanun Hükmünde Kararnamelerin şekil ve esas bakımından anayasaya aykırılığı iddiasıyla, Anayasa Mahkemesi’nde dava açılamaz.” (mad. 148)
Halbuki AYM çeyrek asır evvel, 1991 tarihli kararlarında, belirli şartlarda bu KHK’lara karşı iptal davası açılabileceğine hükmetmişti. Bu yönde üç kararı vardı.
AYM’nin yeni kararı
Olaya iki gözümüzü de açarak bakmalıyız:
Bir, Türkiye’nin ciddi bir terör tehdidine maruz bulunduğu ve mücadelesinin haklı olduğu...
İki, bu mücadeleyi yürütürken demokrasi ve hukuk açısından ciddi hatalar yapmaktan, “otoriter” görünmekten sakınmanın bir zorunluluk olduğu...
PKK TERÖRÜ
Komünizmin çökmesiyle 21. yüzyılın demokrasi, özgürlükler ve piyasa ekonomisi çağı olması umulurken, Huntington’un “medeniyetler çatışması” kâbusunu düşündüren alametler her yerde artıyor.
Demokrasi, özgürlük, hukuk kültürünün güçlü olduğu Batı toplumlarında da böyle.
Foreign Affairs dergisi son sayısını bu fevkalade önemli soruna ayırmış.
Fareed Zakaria’ya göre, Amerika’da dış kökenli Amerikan vatandaşlarının oranı 1970 yılında sadece yüzde 5 iken, şimdi yüzde 14’e çıkmış.
18 Eylül’de gözaltına alındı, “basit yaralama”dan serbest bırakıldı. Başsavcı itiraz etti...
19 Eylül’de tutuklandı. Başsavcı ve tutuklama kararını veren mahkeme, “halkı kin ve düşmanlığa tahrik” ve “yaşam tarzına müdahale” suçlarının işlendiğini düşünmüştü. Fakat...
28 Ekim’de ilk duruşmada tahliye edildi. Başsavcı yine itiraz etti...
29 Ekim günü ağır ceza mahkemesince yeniden tutuklandı. Bu defa avukatı itiraz etti...
Taslakta idamın bulunması hem MHP desteğini sağlamada hem referandum mitinglerinde yarayışlı olacak. Kalabalıklar “Asın, asın!” diye coşkuyla bağıracaklar.
Peki, kimleri asalım?
Bunun cevabını Başbakan verdi:
İdam “sınırlı” sayıda bazı suçlara getirileceği gibi daha önemlisi “geriye yürümeyeceğinin de bilinmesi gerekir”!